Galatasaray - İstanbulspor maçının hakemi Bahattin Şimşek, karşılaşmada yaşanan 4 kritik pozisyonun 3’ünü VAR’da görevli Onur Özütoprak’ın yardımları sayesinde çözdü.
38. dakikada Emir Kaan’ın attığı golden önce İstanbulspor ceza alanına yapılan ortada Ali Yaşar’ın eli doğal konumda değil. Bu pozisyonda Lucas Torreira, Ali Yaşar’ın sırtına elini koyduğu anda Ali Yaşar daha zıplamadan bunu hissedip sanki itilmiş gibi bir görüntü vermek istedi. Bu müdahale faulü gerektirmiyor.
HAKEM GOLÜ İPTAL ETTİĞİNİ GÖSTERMELİYDİ
Çok konuşulan bu pozisyona en yakın örnekler; geçen hafta Galatasaraylı Wilfried Zaha’nın Trabzon’da attığı gol öncesi yaptığı hareket ve yine Bahattin Şimşek’in yönettiği Fenerbahçe-Samsunspor maçında Samsunspor'un golünden önceki faul pozisyonunda İsmail Yüksek’in rakibin sırtına elini koyması faul değildi. Bu tür temaslar faulü gerektirmez. Hakem Bahattin Şimşek pozisyonu izledikten sonra direkt penaltıyı verdi ama öncesinde İstanbulspor’un attığı ikinci golü iptal ettiğini şeklen göstermeliydi.
YARI OTOMATİK DEVREYE GİRMEDİ
67. dakikada İcardi’nin iptal edilen golünden önce gerek kaleci Alp’in gerekse Mamadou’nun istedikleri gibi top ile oynayamamaları, Galatasaraylı futbolcuya gittiği için pozisyonun ofsayt olarak yorumlanması doğru. Burada Yarı Otomatik Ofsayt Sistemi’nin çalışmama sebebi, sistemin birbirlerine yapışık olan İcardi ile Mamadou’yu tek bir kişi gibi görmesi. Teknik anlamda tek iskelet olarak algılamasından dolayı ofsayt çizgisi çekilemedi. Dolayısı ile manuel sisteme dönüldü.
MAMADOU'NUN ATILMASI DOĞRU
TFF'nin yeni sistem çalışmaları, projeler, uygulamalar ve hakemlikle ilgili gelişmeler sürecinde bilgiler verildi. Özellikle VAR odasında sezonun ikinci yarısı ile birlikte uy gulanmaya başlanan Yarı Otomatik Ofsayt Sistemi ile ilgili katılımcılara sunum yapıldı.
Toplantıda Türkiye Futbol Federasyonu Başkanı Mehmet Büyükekşi, TFF Başkanvekili Mustafa Eröğüt ve MHK Başkanı Ahmet İbanoğlu ve medya mensupları vardı.
Bu esnada aklımıza gelen soruları TFF Başkanı Büyükekşi, MHK Başkanı İbanoğlu ve TFF Başkanvekilli Eröğüt’e sorduk. Üçü de tüm samimiyetleri ile cevap verip bizleri aydınlatmaya çalıştılar.
SÜPER LİG, KULÜPLERLE BİRLİKTE YÖNETİLECEK
Avrupa’daki ilk 15 lig ele alındığında ligi tamamen federasyon tarafından yönetilen tek ülke Türkiye. İspanya, İtalya, özellikle İngiltere ve Almanya modellerinden farklı olarak bir yönetim söz konusu. Bu sistem üzerinde çalışmalar yapan TFF özellikle Alman Ligi Bundesliga’nın temsilcileriyle 6 toplantı gerçekleştirdi. Sonrasında devam edecek toplantıların ardından bir raporlama yapıp Kulüpler Birliği’ne sunulacak.
Kulüpler Birliği’nin fikstür, pazarlama, yayın ihalesi gibi konularda başlıca rol alacağı bir Süper Lig A.Ş. düşünülüyor.
MHK'DE 3+2 DÖNEMİ
Hakemlik konusunda da TFF’den 3, Kulüpler Birliği’nden 2 olmak üzere 5 kişilik bir konsorsiyum kurulması planlanıyor. 5 kişiden oluşacak bu 5 kişilik yeni Merkez Hakem Kurulu; hakemliğin idaresi, ataması, puanlaması ve klasmanı gibi konularda karar verecek. Ancak Kulüpler Birliği adına görev yapacak 2 üyenin herhangi bir kulüpte çalışmaması gerekiyor.
Mauro İcardi ve Halil Dervişoğlu alternatifleri varken, Okan Buruk ikisini birden yedek bırakıp sürpriz biçimde Wilfried Zaha’yı santrfor oynattı. İlk 45 dakikada Boye-Barış ikilisi sağ kanadı çok etkili kullandı. Bununla birlikte Zaha açık alanları iyi değerlendirerek Trabzonspor defansını bir hayli zorladı. Geldiği günden bu yana CV’sine yakışır performans gösteremediği için tepki gören Zaha, büyük maçların oyuncusu olduğunu Manchester United deplasmanından sonra Trabzonspor karşısında da gösterdi ve çok klas bir gol atarak Galatasaray’ın ilk yarıyı 1-0 önde kapatmasını sağladı.
TEMPO YÜKSEK, POZiSYON ÇOKTU
İki takımda da çok sayıda önemli futbolcunun olmaması maçın temposunu ve açık bir oyun oynanmasının önüne geçemedi. İlk yarıda, orta sahaların çabuk geçildiği, tempolu, her iki kalede de pozisyonların yaşandığı ama Galatasaray’ın daha net fırsatlar ürettiği bir mücadele izledik. İlk golden sonra Galatasaray, Barış, Boye, Zaha ve bu oyunculara arkadan destek veren Torreira ile gole yaklaştı ama sonuca ulaşamadı.
ABDULLAH AVCI YANILTTI
Maçtan önce topu Galatasaray’ı bırakacağı düşünülen Trabzonspor’un, tam aksine topa hükmetmeye ve oyunu domine etmeye çalışması handikaplar yarattı. Bunun üstüne Abdullah Avcı’nın ikinci yarı yaptığı değişikliklerle risk alması sonucu sarı kırmızılı futbolcular orta sahayı rahatça geçmeye başladı.
Sahanın yıldızı olan Zaha’ya bu kadar açık alan verirsen sonuç kaçınılmaz olur. 3-0’dan sonra Galatasaray’ın üstüne giden Trabzonspor’un hem defansı hem orta sahayı yok sayarcasına şuursuzca hücum etmesi Kerem Aktürkoğlu’nun gollerine imkan verdi. Kerem Aktürkoğlu’nun özellikle ilk golü gerçekten mükemmeldi.
ACiL DURUM iLAN EDiP CAMI KIRDI!
Sonuçta Okan Buruk’un mükemmel analizleri sayesinde Trabzonspor gibi bir takım karşısında nasıl oynaması gerektiğini çok iyi bilen Galatasaray, neredeyse elini kolunu sallayarak 5 gol atarak haklı bir galibiyet elde etti. Eminim Galatasaray taraftarları şu an “İcardi’nin yokluğunda halilin yerine neden Zaha santrfor oynatılmadı” diyorlardır. Okan Buruk Trabzonspor karşısında acil durum ilan edip camı kırdı ve santrforda Zaha’yı oynatıp hedefine ulaştı.
Maça baskı ile başlayan Fenerbahçe istediği ritmi devrenin ilk bölümünde tutturamadı. Gaziantep, hızlı geçişlerle, araya ve uzun atılan toplarla tehlike yaratmaya çalıştı. Ev sahibi takım zaman zaman rakip kalede gözükse de, Fenerbahçe ilk yarının son 20-25 dakikasında baskısını oldukça hissettirdi. Kanatlardan ve defans arkasına atılan toplarla skor üretmeye çalıştı sarı lacivertliler.
Başta Dzeko olmak üzere Fenerbahçe’nin kaçırdığı fırsatlar ve Gaziantep’in bulduğu pozisyonları hesaba katarsak, ilk yarıda gol çıkmaması futbol azizliği idi. Fenerbahçe bu bölümde rakip ceza alanında 22 kez topla buluşurken, 12 de şut attı. Sarı lacivertlilerde Fred ve Szymanski ilk yarının en iyileri idi.
Serdar Aziz’in sakatlanıp çıkmasıyla da Fenerbahçe taraftarı çok merak ettiği Bonucci ile tanıştı.Bonucci, hırsı ve azmi ile sanki yıllardır bu takımda oynuyormuş gibiydi.
iSMAiL KARTAL RiSKE GiRDi
İkinci yarıya da baskıyla başlayan Fenerbahçe, girdiği pozisyonlardan yaralanamadı. 50. dakikada Dzeko penaltı kaçırınca İsmail Kartal, 60. dakikadan sonra riskli değişiklikler yaptı. İsmail Yüksek’i çıkarıp yerine Batshuayi’yi alarak orta sahayı Fred-Szymanski ikilisine emanet eden Kartal, Batshuayi-Dzeko ile çift santforlu 4-2-4 sistemine geçti. İsmail Kartal bu değişikliklerle ‘ya herro ya merro’ dedi.
Cengiz’in yerine girdiği oyunda ilk kafa vuruşunda başarılı olamayan İrfan Can Kahveci ikinci denemesinde golü buldu. Bu golden sonra Fenerbahçe ikinciyi de bulabilirdi.
20 ŞUT ATTI, 10 KORNER KULLANDI
Gaziantep de Fenerbahçe’nin üzerine geldiği anlarda yakaladığı pozisyonlarla tehlikeli oldu. Özellikle Livakovic’in son dakikalardaki kurtarışları Fenerbahçe’yi ipten aldı. Bulduğu gol fırsatlarını değerlendiremeyen Dzeko sanırım bu maçtan sonra İrfan Can ve Livakovic’e teşekkür etmiştir. Sonuçta Fenerbahçe 20 şut atıp, rakip ceza alanına 43 kez girdiği ve 10 korner kullandığı maçı tek golle kazanıp haftayı 3 puanla kapattı. Bu arada Tadic’den sonra Dzeko’nun da kaçırmasıyla penaltıları bundan sonra Szymanski ve Bonucci’nin atmasını bekliyoruz.
Bülent Uygun yönetimindeki ilk maçında Kayserispor’u deplasmanda 3-1 mağlup etmenin moraliyle sahaya çıkan Sivasspor’da en önemli eksik, Kayseri’de 2 gol birden atan Rey Manaj’dı. Galatasaray’da çok fazla eksik vardı ama orta sahanın dinamosu ve kilit ismi Lucas Torreira sahadaydı.
GOL GECİKTİ, KOITA SAHNE ALDI
Sarı kırmızılılar yüksek tempoda olmasa da, ilk 20-25 dakika baskı kurarak oyunun hakimi oldu. Bu baskı ilk 10 dakikada 5 korner getirirken, ilk 45 dakikanın tamamında 2 top direkten döndü. Galatasaray’ın beklediği gol gecikince Sivassporlu Koita tehlikesi baş göstermeye başladı. Defansın sağında genç ve tecrübesiz Ali Turap’ın görev yapması, Sivasspor’un sol beki Uğur Çiftçi’nin bir forvet gibi oynamasına imkan sağladı. İlk yarı boyunca 18 kez Sivas ceza sahasında topla buluşan Galatasaray tam 14 şut attı ancak bunların sadece 2’si isabetliydi. Hücuma iyi çıkan ama bitiremeyen bir forvet hattı vardı.
NEREDESIN ICARDI!
Final vuruşlarında ‘İcardi bitiriciliği’ net biçimde arandı. Bu yarıda Kerem Aktürkoğlu iyi değildi. Bir pozisyonda haklı da olsa, arkadaşının topu atağa kalktığı anlarda hâlâ 4. hakeme faul isteğiyle itiraz etmesi dikkatlerden kaçmadı. Kerem Demirbay’ın son anlarda attığı şut zeminin de azizliği ile ağlara gitti ve Galatasaray 1-0 öne geçti. Bu golde Mertens’in payı büyüktü.
UYGUN'DAN İSABETLİ HAMLELER
İkinci devreye Bülent Uygun iki değişiklikle başladı. Galatasaray’ın hızlı geçişlerine önlem almak amacıyla merkeze Ziya Erdal’ı koydu. Bu değişiklik sayesinde Sivasspor ikinci yarıda biraz daha Galatasaray kalesinin önünde gözükmeye başladı. Son dakikalarda baskıyı kuran ev sahibi, Kerem Demirbay’ın içinde olduğu pozisyondan penaltıyı ve beraberliği getiren golü buldu.
STADA GELMEYEN ÇOK ŞEY KAÇIRDI
Fenerbahçe, oyuna klasik baskı ile başlayarak henüz 6. dakikada Cengiz Ünder’in şık golüyle bu sezon ilk 10 dakikalardaki 9. golünü buldu. Sarı lacivertliler Fred varken takım oyunu, o yokken bireysel yetenek ile sonuca gidiyor. İlk yarı skoru her ne kadar 4-1 Fenerbahçe lehine olsa da, orta sahada İsmail-Crespo uyumsuzluğu göze çarptı. Bununla birlikte ilk yarıda Ferdi’nin düşük performansı, İstanbulspor’un pozisyon üretmesine imkan sağladı.
iYi NiYETLi AMA ZAYIF TAKIM
İstanbulspor iyi niyetle oynamaya çalışan bir takım, ama bir gerçek var ki gücü bu kadar. 20 takımlı Süper Lig’in birincisi ile sonuncusu arasındaki güç farkının bu kadar fazla oluşu ligimizin değeri ve kalitesi adına düşündürücü. İlk yarıda Fenerbahçe 15 şut atarken, ortalama 3 dakikada 1 ceza sahasında topla buluşmuş. Bu bölümde Cengiz’in istatistiği daha da ilginçti: Şutları ile 2, pres ile 1 kez fileleri havalandıran Cengiz, 4. golden önceki estetik pası ve yenilen golde ayağının kayması nedeniyle yaptı hata!..
iSTATiSTiKLERE DAMGA VURDU
İlk yarıda takımlardan ziyade Cengiz Ünder istatistiği etkendi. Cengiz ikinci yarıya da hızlı başladı ve henüz ilk dakika içinde şık bir vuruşla kendisinin 4., takımının 5. golünü attı. Sonrasında rölantide oynayan bir Fenerbahçe izledik. İstanbulspor’un oyunu çirkinleştirmeden mücadele etmesi ve yere yatıp vakit geçirmeye çalışmaması, topun 54 dakika 31 saniye (lig ortalaması 54.07) oyunda kalmasında büyük etken oldu. 90 dakika sonunda Fenerbahçe 25 şut atıp 35 kez rakip ceza sahasında topla buluşurken, İstanbulspor da 16 şut çekip 21 kez rakip ceza alanında topla buluştu ve böylelikle ortaya seyir zevki yüksek bir maç çıktı. Bu bakımdan iki takımı da tebrik ediyorum.
BAYARSLAN MAÇA iYi BAŞLADI AMA SKORUN REHAVETiNE KAPILDI
· Hakem Volkan Bayarslan maça iyi başladı ancak skorun rehavetine kapılınca motivasyonu düştü. Muammer’e gösterdiği sarı kart çok gereksizdi. E. Kaan’a, Livakovic’e yaptığı kontrolsüz hareket için, Racine’ye de maçın sonunda yaptığı faul nedeniyle sarı kart göstermeliydi. Tartışmalı pozisyonlar:
· 62’de yardımcının bayrak kaldırdığı pozisyonda avantaj oynatıp akabinde Szymanski’ye yapılan penaltıyı vermesi çok iyiydi.
Halil Umut Meler’i kulüp başkanın sahada darp etmesi, aynı hakemin talihsiz röportajı, TFF’nin ligleri süresiz ertelemesi, 3 gün sonra tekrar start verilmesi, bu aşamada hakemlerin aldığı rol, Kulüpler Birliği’nin Spor Bakanı Sayın Osman Aşkın Bak’ın katılımıyla yaptığı iki toplantı ve 5 gün sonra Süper Kupa’da Arabistan’da tekrar karşılaşacak olması gibi sürecin getirdiği bu kaotik ortamda oynanan F.Bahçe-G.Saray derbisinde oyuncu kalitesi ve taktiklerin dışında psikolojik faktörler ön plandaydı.
EKSiKLiKLERi HiSSEDiLMEDi
Bir tarafta Fred diğer tarafta Sanchez eksikliğinin handikapları böyle bir 45 dakikada bir gram hissedilmedi. Gerek kalmadı böyle bir ilk yarıda. İki takım da istediği oyun anlayışını sahada uygulayamadı. Kontrollü ve temkinli başlayan bir karşılaşmaydı. Net bir gol pozisyonun yaşanmadığı 20 faul ile oyunun durduğu, sadece ilk yarısında 22 dakika topun oyunda olduğu, 0.02’ye 0.09 gol beklentisi bulunan sonuna 1 dakika eklenen bol düdüklü ilk yarı seyrettik. İlk yarının son anları G.Saray’ın biraz daha etkili olduğu bir bölümdü. Neredeyse üst üste 7-8 pas yapabilen takımın hanesine skor yazmayı kabul edilecek bir maçtı. Kota koyulsa golün olması bu kadar duran bir oyunda imkansız gözüküyordu.
HAMLELER TUTMADI
İkinci yarıda Fenerbahçe’den ve Galatasaray’dan teknik adamların yaptığı değişikler de derbiye derbi havası katamadı. İkinci 45 dakika bir tık ilk yarıya oranla hareket vardı ama bu maçın hiçbir anı derbi gibi derbi değildi. İkinci yarı genelinde de baktığımızda pozisyon itibari ile Galatasaray, Fenerbahçe’ye göre bir adım öndeydi. Ne Fenerbahçe’nin ne Galatasaray’ın istediği taktiği uygulayamadığı sadece Arda Kardeşler’in taktiğinin tuttuğu kardeş kardeş bir oyun oynandı, kardeşçe bitti.
2 BiN 760 SANiYE HEBA OLDU
Hakem ve futbolcuların bol muhabbetine, bol faule tanık ettiğimiz bir 45 dakika izledik. Açıkçası hakem ne maça başlayabildi ne de maçı başlattı. Bunun haricinde ilk yarıya ait yazılabilecek ne vardı. Açıkçası nefes nefese kalan, oksijene ihtiyaç duyan ne futbolcu ne de hakem vardı sahada. Muslera ve Livakovic ilk yarıyı çıkmayabilirlerdi. Sahadaki ve kenardaki herkes tarafından boğumlanan, düğümler atılan bu maçın 2760 saniyesi heba oldu.
ARDA KARDEŞLER DÜDÜK RESiTALi SERGiLENDi
Son dönemde performans düşüklüğü yaşayan, ancak bununla birlikte FİFA kokartı takması kesinleşen Zorbay Küçük’ün Fenerbahçe-Trabzonspor maçındaki yönetimi henüz hafızalarda iken bu karşılaşmaya verilmesi zorunluluktan olsa gerek. Hata yapma endişesinden kaynaklanan çekingenliği vücut dilinden anlaşılıyordu. Bazı avantaj uygulamaları yerine oyunu kesmesi ve aldatmalara duyarsız kalmasının yanında kart ve faul değerlendirmelerinde hatalar yaptı. Olaylarda futbolcularla konuşma isteği maçın hızını kesmesine neden oldu. Tartışmalı pozisyonlara gelince...
DJİKU’NUN KOLU DOĞAL KONUMDA DEĞİLDİ
DAKiKA 53: Kayserispor’un kazandığı penaltıda Djiku önce sol eli arkada geliyor, top ortalandıktan sonra elini açıyor ve topun geçmesini doğal konumda olmayan eliyle engelliyor. Pozisyon öncesi atak başlangıç fazını değerlendirecek olursak, Kayserisporlu oyuncunun topla elle oynaması söz konusu değil. Fakat hakemin penaltı veriş anında, şekliyle ve süresiyle yardımcının kendisine penaltı ile ilgili yardım edip etmemesi kafaları karıştıran bir noktaydı. Ama kesinlikle şunu söyleyebilirim ki; pozisyon olduktan sonra uzun süre yardımcısına baktı, yardımcısı bayrağı ile köşe gönderini gösterdi. Yani yardımı yok. Net görmediği pozisyonda hissiyata dayanarak penaltıyı verdi. Vücut dili, süresi ve yardımcının etkisinin sıfır olması verdiği penaltının hissiyata dayanarak verdiğinin göstergesiydi.
TADİC VE FERDİ’NİN POZİSYONLARI PENALTI DEĞİL
DAKiKA 76: Fenerbahçe’nin kazandığı da benzer bir şekilde geldi. Kolun doğal konumu dışında topa çarpması sonucu VAR’ın yardımıyla verilen penaltı doğruydu.
MERT HAKAN YANDAŞ YiNE HIRSININ KURBANI OLDU
DAKiKA 90-8: Hakemin Fred’e gösterdiği direkt kırmızı kartın açıklaması muhakkak maç raporunda olacaktır. Ama görüntülerden tarif ettiğine göre kendisine küfür ettiğini dile getiriyor. Mert Hakan Yandaş ise yine hırsının kurbanı olarak ikinci sarı karttan atıldı. Bunların dışında Tadic ile Attamah arasında Kayserispor ceza sahası içerisinde yaşanan mücadelede ve Ferdi’nin içinde bulunduğu pozisyonda penaltı beklentileri yersiz, devam kararı doğruydu.
BU MAÇTA HER ŞEY VARDI
