Yasin Suresi üzerine...

YASİN Suresi Fatiha’dan ve İhlas’tan sonra en çok bilinen ve okunan suredir. Genellikle evlerde pazartesi ve perşembe günleri ölmüşlerin ruhları için Yasin okunur. Ağır hastaların ve ölmek üzere olan kişilerin başında Yasin okunur. Mezarlıklarda ölülerin gömülmesinden sonra ve kabir ziyaretlerinde Yasin okunur. Olması çok arzu edilen işler için Yasin adanır. O işlerin olmasından sonra kaç Yasin adandı ise bir araya gelir törenle Yasinler okur, şükür duaları ederler. Yasin Suresi’nin bu özelliği nereden geliyor acaba?

Haberin Devamı

‘KURAN’IN KALBİ YASİN’DİR’
Yasin Suresi için Hz. Peygamber şöyle söylemiştir: “Her şeyin bir kalbi vardır, Kuran’ın kalbi Yasin’dir”. Yasin genelde ölüler ile ölmek üzere olanlar için okunuyor ya, bunun elbette bir sebebi vardır. Surede verilmiş olan bilgiler bize öğretir ki, bunlar ölüler için değil diriler içindir. Zaten ölülerin başında sureyi okuyan ve dinleyenler ölüler değil dirilerdir. Fakat her insan her zaman gerçekten diri olduğunun farkında değildir. Bir ölüm alayında ise insan diri olduğunu fark eder ve o sırada hayatla ve ölümle ilgili düşünmeye açıktır. Yasin Suresi’nin böyle bir zamanda okunması bu açıdan önemlidir.

İNANANLARLA ALAY EDİYORLARDI
Hz. Peygamber vahiyleri alıp bunlarla insanları uyarmaya çalışırken, inananlar olduğu gibi inanmayanlar da oluyordu. İnanmayanlar inanmamakla kalmıyor, Hz. Peygamber’le ve inananlarla alay ediyorlardı. Hz. Peygamber bu duruma çok üzülüyordu. Acaba kendisi gerçek peygamber değil midir, yoksa peygamberliğin gerektiği gibi davranmıyor mudur? Bu surede Yüce Allah, Hz. Peygamber’i teselli ediyor. Kuran’a yemin ederek bildiriyor ki, inanmayanlar her zaman bulunmuştur. Onlar da kendilerine gönderilen peygamberlerle alay etmişlerdir. Kendisinin gönderildiği toplum ise ataları hiç peygamber tanımadığından gaflet içinde kalmış bir toplumdur. Kendisi böyle bir toplumu uyarmak üzere zor bir görevle görevlendirilmiştir.

KURAN’IN ÜSLUBU
Kuran’ın asıl amacını anlamayan insanlar, Kuran’ın dinleyenler üzerindeki olumlu etkisini ondaki şiir özelliğine bağlıyorlardı. Kuran kullandığı sihirli üslupla dinleyenleri etkiliyor, hatta büyülüyor diyorlardı. Kuran’ın kolay okunur ve hatırda tutulabilir, ahenkli özelliğine vurgu yapıyor, gürültü yaparak veya korkutarak dinlenilmesini önlemeye çalışıyorlardı. Halbuki bu özellikler Kuran’daki manaların gerçekliği olmasa nasıl kalıcı olabilirlerdi? Bunlar Arapçanın hitabet özelliği idi ve Kuran da bu dili ve bu üslubu kullanıyordu.
“Kuran’ı amacı diri olanları uyarmak, inanmayanların yanılgılarını ortaya çıkarmaktır” (ayet 70). Yaşamanın, diri olmanın görevi, baktığını görmek, gördüğünü anlamak, anladığının üzerinde düşünmektir. Hayat ve ölüm üzerinde düşünmeyen insanların ölüden farkı yoktur. Niçin varız? Her şey niçin vardır? Ölüm nedir, ölenler ne oluyor? Kuran tekrar dirilmekten ve yargılanmaktan söz edince inanmayanlardan bazıları ellerine çürümüş kemikleri alarak soruyorlardı, bunlar mı yeniden diriltilecek ve sorgulanacak diye.

YARATAN DİRİLTECEKTİR
Hepimiz üretip tüketmekte olduğumuz ürünlerin ölüp yeniden dirildiğini görüyoruz. Fakat bunların özlerinin, ilk varlıklarının nereden gelip nasıl olduklarını bilmiyoruz. Yasin Suresi bize bu konuda şu ayetlerle düşünce yolları açar: “Çürümüş kemikleri kim yaratacak diye bize misal vermeye kalkarlar. Onları ilk kez yaratan diriltecektir. Yakıp durduğunuz ateşi yeşil ağaçtan çıkaran O değil mi! Gökleri ve yeri yaratan onların benzerini yaratamaz mı? O her şeyi var etmenin bilgisine sahip olandır” (ayet 78-80).

ÖLÜMLE HAYAT BİTMİYOR
Bütün bunların her gün, her saat düşünülmesi gerekiyor. Bunları düşündüren Yasin Suresi sık sık okunuyor ki insanlar unutmasınlar. Ölmek üzere olanlar ve ölmüşler başında Yasin okunuyor ki, insanlar ölümle hayatın bitmediğini hatırlasınlar ve ölenlerin yanında aşırılıklarda bulunmasınlar, kendileri için de ölümü rahatlıkla kabullenebilsinler. Çevrelerindekiler de hatırlatılanlarla teselli bulsunlar. Fakat mesele yalnız teselli olmak mıdır? Ölümle bitmeyecek hayatın sorgulanmasına ne demeli? Onun yolu iyi olmak, iyilik etmek, iyilikleri çoğaltmaktır.

Yazarın Tüm Yazıları