Birsen Ateş

Rusya-Ukrayna savaşı 2 yılı geride bırakırken, Vladimir Putin devlet başkanlığının 5. dönemine girdi. Seçim zaferinin üzerinden geçen kısa süre içerisinde kuzeydoğu Ukrayna'ya sürpriz bir saldırı başlatan Rus lider, ilk yurtdışı ziyaretini de en yakın müttefiklerinden biri olan Çin'e gerçekleştirdi.

YENİ DÖNEMİN İŞARETLERİNİ VERİYOR

Batı medyasında yer alan analizlere göre Rus lider bu iki hamlesi ile 6 yıl sürecek olan yeni başkanlık dönemindeki önceliklerinin işaretini vermiş oluyor.

ABD'nin en güçlü iki jeopolitik rakibinin buluşması tüm dünya tarafından dikkatle izlenirken, iki lider Pekin'deki görüşmede bir güç gösterisi yaparak 'sınırsız işbirliği' mesajı verdiler.

Ukrayna işgali sonrası Batı'nın sert yaptırımlarıyla karşı karşıya kalan Moskova, Çin'e giderek daha fazla yaklaşıyor. İki ülke arasındaki ticaret giderek hızlanıyor.

RUSYA'NIN YILDIRIM SALDIRISI AVRUPA'YI ALARMA GEÇİRDİ

Rusya, başlattığı yaz taarruzu ile Ukrayna'nın ikinci büyük kenti Harkov'a biraz daha yaklaştı ve bölgedeki birkaç köyü ele geçirdi. ABD'li yayın kuruluşu CNN, Rusya'nın yaz taarruzunu

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, bir yıldan kısa bir süre içinde ikinci kez Çin'i ziyaret etmeye hazırlanıyor.

Çinli mevkidaşı Xi Jinping'in daveti ile 16 ve 17 Mayıs'ta Pekin'e gidecek olan Rus liderin ziyareti, İsrail saldırılarının Gazze'yi harap ettiği ve Rusya'nın Ukrayna'da ilerleme kaydettiği bir döneme denk geliyor.

Küresel fay hatlarının harekete geçtiği gergin bir dönemde yapılan ziyaret Batı ülkeleri özellikle de ABD tarafından yakından takip ediliyor.

RUS-ÇİN İTTİFAKININ SON İŞARETİ

Çin Dışişleri Bakanlığı ve Kremlin'den yapılan açıklamalarda iki liderin kapsamlı ortaklık ve stratejik etkileşime ilişkin tüm konuları ayrıntılı olarak ele alacağı, en güncel uluslararası ve bölgesel konular hakkında derinlemesine görüş alışverişinde bulunulacağı vurgulandı ancak Batı medyasında yer alan analizlere göre kritik ziyaret gittikçe derinleşen Çin-Rusya ittifakının son işareti.

Ukrayna’nın büyük beklenti içinde olduğu 61 milyar dolarlık ABD askeri yardım paketi Nisan ayında Senato'dan geçti. İngiltere de geçtiğimiz günlerde bugüne kadar ki en büyük savunma destek paketini açıklayarak Ukrayna'ya 500 milyon pound tutarında ek fon sağlayacaklarını duyurdu.

LAVROV BATI'YA RESTİ ÇEKTİ: RUSYA HAZIR

Kaynaklarını tüketen ve ciddi mühimmat sıkıntısı çeken Kiev gözünü Batı'dan gelecek yardımlara çevirmişken Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov dün dikkat çeken bir açıklamada bulundu ve "Batı, Ukrayna için savaş alanında mücadele etmek isterse Rusya buna hazır" dedi.

"BİZİMLE BU ŞEKİLDE KONUŞAMAZSINIZ"

Devlete ait RIA haber ajansına konuşan Rus bakan, önümüzdeki ay İsviçre'de Moskova'nın katılımı olmadan gerçekleştirilecek 'Ukrayna Barış Görüşmelerinin' Moskova'ya verilen bir ültimatom anlamına geldiğini belirtti.

Durumu kendisi sınıfta yokken, kaderini öğretmenlerin belirlediği 'bir okul çocuğunun azarlanmasına' benzeten Lavrov, 'Kimseyle, özellikle de bizimle bu şekilde konuşamazsınız' dedi.

RUSYA İLE BATI ARASINDAKİ TANSİYON YÜKSELİYOR

Avrupa Parlamentosu (AP) seçimleri için geri sayım başladı. Avrupa Birliği (AB) Konseyi geçtiğimiz haftalarda seçimin 6-9 Haziran 2024 tarihlerinde yapılmasını onaylarken AB içindeki koltuk savaşı da kızıştı.

MACRON AYAĞINI KAYDIRMAK İÇİN HAREKETE GEÇTİ

Şu anki AB Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen, ikinci dönem için yeniden aday olacağını Şubat ayında duyurdu ve seçim çalışmalarına başladı ancak ABD'li yayın kuruluşu Bloomberg, bloğun seçimlerine iki aydan az bir süre kala Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron'un Ursula von der Leyen'in ayağını kaydırmak için harekete geçtiğini iddia etti.

AB LİDERLERİ İLE GÖRÜŞTÜ, KENDİ ADAYINI ÖNERDİ

Bloomberg'in görüştüğü diplomatik kaynaklara göre daha önce Fransız lider daha önce adaylığını desteklediği Ursula von der Leyen'den rahatsız ve onun yerine Avrupa Merkez Bankası'nın eski Başkanı Mario Draghi'nin gelmesini istiyor.

Görüşmelere aşina kaynaklara göre, Macron, İtalya Başbakanı Giorgia Meloni de dahil olmak üzere AB başbakanları ile bir dizi görüşme gerçekleştirdi ancak görüşmelerden çıkan sonuç belirsiz.

8 yaşındaki Ömer (Oumar) bundan sadece 4 ay önce Mali'nin batısındaki Tambaga bölgesindeki evinde ailesi ile mutlu hayat sürüyordu.

SAHRA ÇÖLÜ BOYUNCA YÜRÜDÜ, LİBYALI ÇETENİN ELİNE DÜŞTÜ

Terörist bir grubun bölgeye düzenlediği saldırı sırasında kaçmak zorunda kalan ve ailesinden ayrı düşen çocuk, bu noktada köyünü terk etmesi gerektiğine karar verdi ve geri dönmek yerine Sahra Çölü boyunca yürüdü.

Yol boyunca farklı gezgin gruplara katıldı ve sonunda kendini Libya'da buldu. Ancak burada da yüzü gülmedi, Libyalı bir çetenin eline düşen çocuk,  boyacı ve kaynakçı olarak çalışmaya zorlandı.

KENDİNİ ACIMASIZLIĞI İLE ÜNLÜ HAPİSHANEDE BULDU

Kendini esir alan çetenin elinden bir şekilde kurtulmayı başaran Ömer, sonunda okula rahatça gidebileceği bir yer olduğunu düşündüğü Avrupa'ya gitmeye karar verdi.

Yasa dışı yollarla Akdeniz üzerinden Avrupa'ya yelken açan, küçük Ömer'in de içinde bulunduğu bot Libya Sahil Güvenliği tarafından yakalanınca 8 yaşındaki çocuk bu kez de kendini Trablus'taki acımasızlığıyla ünlü

İstanbul Ticaret Odası(İTO) Başkanı Şekib Avdagiç, iş dünyasının gündemine ilişkin gazetecilere dikkat çeken değerlendirmelerde bulundu.

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın (TCMB) sıkılaşma adımları ile ilgili değerlendirmede bulunan Avdagiç, “Bizim ülke olarak en kısa zamanda, etkili bir şekilde enflasyonu aşağıya çekmemiz lazım. Enflasyonu aşağıya çekeceksek; hiçbir şeye dokunmadan, hiç kimsenin konfor alanına giriş yapmadan bunu dünyada başaran hiçbir ülke yok” dedi.

Enflasyonu düşürmenin belli kuralları, kaideleri, konseptleri olduğunu kaydeden Avdagiç, şöyle devam etti:

“Türkiye de Orta Vadeli Program’la (OVP) enflasyonla mücadele için bir kurallar manzumesi ortaya koydu. Bununla ilgili 6-8 ay civarında elde edilen çıktılar, yüzde yüz beklentiyi karşılamasa da ağırlıklı olarak trendler bu istikamette makul bir şekilde ilerliyor. Bundan sonra bazı mikro konulardan hareket ederek kısır döngüye itmememiz lazım. Burada zaman içinde tabii ki dokunuşlar yapılacak ama biz kalıcı ve hızlı bir şekilde enflasyonu düşürmek zorunda olan bir ülkeyiz. Hepimizin selameti için, iş dünyası açısından, vatandaşlar açısından, hükümet açısından, uluslararası itibarımız açısından, daha uygun şartlarda iç ve dış borçlanmanın sağlanması açısından, fiyat istikrarı açısından her yönden bizim en öncelikli hedefimiz enflasyonu kalıcı şekilde düşürmek. Dolayısıyla bunu düşürmek için ortaya konan paketin sıhhatli çalışması konusunda hep beraber gayret göstermemiz lazım. Bu sadece iş dünyasının, ihracatçıların, ithalatçıların, kamunun yapacağı bir adımla olmaz. Topyekun, toplum olarak bunu benimsemeli, özümsemeli, içselleştirmeliyiz. Politikanın uygun bir şekilde yürütülebilmesi için 85 milyonun, çocukları çıkartırsak 65-70 milyonun ortak sorumluluğu var. Bu ortak sorumluluk içinde bunu en kısa zamanda başarabiliyor olmamız lazım.”

Avdagiç, ekonomi politikalarıyla alakalı olarak rasyonel bir sürecin devam ettiğini, burada bazı bireysel irrasyonel çıkışların genelleme yapılıp oradan hareket edilmemesi gerektiğini belirtti. Avdagiç, son 12 aylık enflasyonla son 12 aylık kur değişimi arasında bir korelasyon olduğunu, şu anda kurla enflasyon arasındaki ilişkinin makul bir dengede gittiğini aktardı.

ASGARİ ÜCRETE ARA ZAM YAPILACAK MI?

Avdagiç, asgari ücrette ara zam beklentilerine ilişkin olarak asgari ücretin yıl başında 1 yıllık açıklandığını dolayısıyla bütün iş dünyasının bütçelerini buna göre yaptığını belirterek, “Bizim spekülasyonlarla işimiz yok. Biz İstanbul Ticaret Odası’yız. Kamunun belirlediği bir asgari ücret var. Bunu belirlerken ortaya koyduğu bir çerçeve var. Biz ve temsil ettiğimiz şirketler, kamunun ortaya koyduğu bu çerçeveyi ve buradaki takdiri gündeme alarak bütçemizi yaptık. Devletin bununla ilgili gündeme getirdiği bir söylem var biz bu söylemin bu sene geçerli olduğunu öngörüyoruz” dedi.

Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron ve Almanya Şansölyesi Olaf Scholz'un 4 Temmuz 2022 tarihinde katıldıkları özel akşam yemeğinde ikili ilişkilerin pekiştirilmesi planlanıyordu ancak Fransız lider çıkışta şu sözleri mırıldandı: "Bu hiç kolay olmayacak"

İki liderin arasında soğuk rüzgarların estiği artık tüm dünyanın bildiği bir gerçek. Son günlerdeki üstü kapalı göndermeler görüş ayrılıklarının her gün daha da derinleştiğini ortaya koyuyor.
New York Times gazetesi Avrupa'nın içinde bulunduğu kritik bir dönemde Almanya ve Fransa arasındaki iğnelemelerin sertleştiğini yazdı.

UKRAYNA TARTIŞMASI KRİZİ DERİNLEŞTİRDİ

Macron'un Prag ziyaretinde ortaya attığı 'Ukrayna'ya asker gönderme' fikri Almanya'yı özellikle rahatsız etti. Fransız lider Almanya'nın itirazına "Avrupa, korkak olmamanın gerekli olduğu bir anla karşı karşıya" diyerek cevap verdi.

Bu cevap Berlin'de 'bir hakaret' olarak algılanırken, Alman Savunma Bakanı Boris Pistorius Macron'a verdiği cevapta "Cesaret tartışmalarına ihtiyacımız yok" ifadesini kullandı.

Fransız-Alman ilişkileri 1945'ten bu yana Avrupa'nın bütünlüğü ve gücü açısından hayati bir önem taşıyor ancak iki lider Avrupa'nın yanı başlarında devam eden Ukrayna savaşında ortak bir duruş sergilemek yerine hangi ülkenin Ukrayna'ya daha fazla yardım ettiği konusunda tartışmaya başladılar.

Bir kez daha ABD başkanı olmak için seçmenden oy isteyen ABD Başkanı Joe Biden, son dönemde yine ilerleyen yaşı ve akıl sağlığı ile ilgili soru işaretleri ile gündemde...

Biden'ın evindeki gizli belgeleri incelemekle görevlendirilen özel savcı Robert Hur'un hazırladığı son rapor ise tartışmalara adeta benzin döktü ve büyük bir siyasi krizi tetikledi.

İncelenen belgeler Adalet Bakanlığı dosyasında yer aldı/AP

RAPOR AÇIKLANDI: BAŞKAN YARDIMCISI OLDUĞUNU VE OĞLUNUN ÖLDÜĞÜ TARİHİ HATIRLAMIYOR

Dün ABD Adalet Bakanlığı, Biden'ın 2016 yılından beri gizli belgeleri nasıl kullandığına ilişkin bir rapor yayınladı. Ancak raporda gizli belge kullanımından daha çok Biden'ın sağlık durumu öne çıktı.

388 sayfalık raporda yer alan detaylara göre, 81 yaşındaki Biden, Barack Obama döneminde başkan yardımcısı olduğunu ve 2015 yılında kanserden hayatını kaybeden oğlu Beau’nun ölüm tarihini hatırlayamıyor.

İşçi Partisi'nin yasa tasarısı Perşembe günü Senato'dan geçti, İşçi Partisi, Yeşiller, Lidia Thorpe ve David Pocock tarafından desteklenen tasarı, yasalaşmadan önce son değişikliklerin onaylanması için Temsilciler Meclisi'ne gidecek.

MESAİ SAATİ DIŞINDAKİ TEMASA 18 BİN DOLAR CEZA

Yasa tasarısına göre mesai saatleri dışında gereksiz yere kendileriyle temasa geçildiğini ya da rahatsız edildiklerini düşünen çalışanlar işverene uyarıda bulunabilecek. İşverenin uyarıya uymaması durumunda şikayetlerini Adil Çalışma Komisyonu'na taşıyabilecekler.

Emrin ihlalinin 18.000 dolar para cezası olabileceği belirtiliyor ancak Yeşiller işverenin emri yerine getirmesi halinde cezanın uygulanmayacağını vurguluyor.

Yeni hak tüm çalışanlar için geçerli olacak ancak iş tanımının bunu gerektirdiği, nöbetçi olan ve bunun için ödeme alan çalışanlar uygulamadan faydalanamayacak.

MESAİ SAATLERİ DIŞINDA ULAŞILAMAYAN ÇALIŞAN CEZALANDIRILAMAYACAK

Yeni yasa tasarısı çalışanların mesai saatleri dışında

Rusya ile kara bağlantısı olmayan, Litvanya ile Polonya arasında Baltık Denizi kıyısında yer alan Kaliningrad, Ukrayna savaşının başlamasından bu yana gerilimin yeni aktörü olarak görülüyor ve Avrupa ile Rusya arasındaki olası bir çatışmanın parlama noktası olabileceği düşünülüyor.

SAVAŞ UÇAKLARI KONUŞLANDIRILDI: PUTİN BALTIK ÜLKELERİ İLE DALGA GEÇİYOR

Putin'in Avrupa topraklarına yaptığı ziyaret bugün bölgenin bir numaralı gündemi oldu. İngiliz Telegraph gazetesi Rus lider Baltık Denizi'ne yaklaşırken İsveç'in Gotland adası açıklarında savaş uçaklarının konuşlandırıldığını yazdı ve 'Putin Baltık ülkeleri ile dalga geçer gibi görünüyor' ifadesini kullandı. Dailymail gazetesi ise Putin'in ziyaretinin 'küstah bir tehdit' olduğunu öne sürdü.

'BALTIK DENİZİ NATO DENİZİ DEĞİLDİR' SİNYALİ

Kremlin sözcüsü Dmitry Peskov, Putin'in ziyaretinin amacının NATO'ya bir uyarı göndermek değil, kalkınmayı hızlandırmak olduğunu söyledi. Ancak uzmanlar kritik ziyaretin arkasında anlamlı bir mesaj olduğunu düşünüyor.

Avrupa Dış İlişkiler Konseyi analisti Camille Grand, Putin'in Kaliningrad'daki insanlara "siz Rusya'sınız" hatırlatması yaptığını belirtti ve "Bana göre bu, Finlandiya ve İsveç'in NATO'ya katılmak için başvurmasının ardından Baltık Denizi'nin NATO denizi olmadığına dair açık bir sinyal verme girişimidir" dedi.

Avrupalı ​​Dışişleri Bakanları dün İsrail'e Filistin devleti kurulması konusunda anlaşmaya varmaları için baskı yapsa da Brüksel'de düzenlenen kritik toplantı yine hayal kırıklığı ile sona erdi.

İSRAİL 'YAPAY ADA' TEKLİFİNİ YENİDEN MASAYA GETİRDİ

ABD'li New York Times gazetesine göre, İsrail Dışişleri Bakanı Yisrael Katz AB'li bakanlara Gazze açıklarında 'yapay bir ada' oluşturulmasını içeren bir plan sundu ancak bu planda bölgenin gelecekteki yönetimine değinilmedi.

Josep Borrell İsrail Dışişleri Bakanı Israel Katz ile konuşuyor/AP

Çinli bilim insanları Wuhan benzeri bir çalışmada %100 öldürme oranına sahip mutant bir COVID-19 türü üzerinde dikkat çeken bir çalışma yaptılar.

Geçtiğimiz hafta Pekin tarafından paylaşılan çalışmaya göre 'GX_P2V' adı verilen tür, insanlara benzer genetik yapıyı yansıtacak şekilde tasarlanan fareler üzerinde denendi.

KORONAVİRÜSÜN KUZENİ GX/2017'NİN MUTASYONA UĞRAMIŞ VERSİYONU

'GX_P2V' pandemiden üç yıl önce 2017'de Malezya pangolinlerinde keşfedilen, koronavirüsün kuzeni olan GX/2017'nin mutasyona uğramış bir versiyonudur.

Araştırmanın yazarları yaptıkları çalışmanın SARS-CoV-2 ile ilişkili virüslerin patojenik mekanizmalarını anlamak için benzersiz bir model olduğunu belirtiyor.

ABD Başkanı Joe Biden, Perşembe gecesi yaptığı açıklamada, ABD ve İngiltere'nin Avustralya, Kanada, Hollanda ve Bahreyn'in desteğiyle Yemen'deki Husi hedeflerine havadan ve denizden saldırı başlattığını duyurdu.

Ortak açıklamaya göre misilleme eylemi Husilerin Kızıldeniz'deki ticari gemiciliğe yönelik saldırılarına bir yanıt olarak yapıldı. Peki saldırı kararının arka planında neler yaşandı?

BARDAĞI TAŞIRAN SON DAMLA

İngiliz medyasına göre, Beyaz Saray Husilere yönelik saldırıyı haftalardır planlıyordu.

Yeni yılda Danimarka tarafından işletilen konteyner gemisi Maersk Hangzhou'ya yapılan saldırı bardağı taşıran son damla olmuştu. ABD ve 13 müttefiki 3 Ocak'ta 'son uyarılarını' yayınladı ancak Husiler Salı günü yaklaşık 20 insansız hava aracı ve üç füze ile yeniden bir saldırı düzenledi.

İNGİLTERE OPERASYONA KATILMAK İSTEDİ, İTALYA'DAN BİDEN YÖNETİMİNE RET

Biden yönetimi masaya koyduğu askeri seçenekler için müttefiklerine başvurdu. Birleşik Krallık Kızıldeniz'deki çoklu koalisyona üye diğer ülkelerden farklı olarak sadece destek vermekle kalmayıp aynı zamanda operasyona katılmak istediğini belirtti.

1992 yılında Hüseyin Bedreddin el-Husi tarafından kurulan ve 2014 bu yana başkent Sana ve Yemen'in önemli bir kısmını elinde bulunduran Husi'ler, İsrail-Hamas savaşının başladığı 7 Ekim'den bu yana Kızıldeniz'de İsrail bağlantısı olan gemileri hedef alan bir dizi saldırı gerçekleştirdi.

ABD ve İngiltere dün gece aldıkları bir kararla Husilere ait askeri noktalara havadan ve denizden saldırılar gerçekleştirdi. ABD'den yapılan açıklamaya göre Husilere ait 60 hedef vuruldu. Ortak saldırı dünyada şok etkisi yaratırken, Husiler saldırının karşılıksız kalmayacağını duyurdu.

UZUN VE ZORLU BİR MÜCADELE OLABİLİR

Kızıldeniz kıyılarının büyük bir kısmını ellerinde tutan Husilerin bundan sonra atacağı adım bilinmiyor ancak uzmanlar ABD ve İngiltere'nin mücadelesinin 'uzun ve zorlu' olabileceği konusunda uyarıda bulunuyor.

Husiler, Yemen'in başkenti Sana'yı ele geçirdikleri 2014 yılından bu yana askeri yeteneklerini istikrarlı bir şekilde geliştiriyor. Savunma uzmanlarına göre, İran teçhizatı veya bileşenleriyle yapılan silah cephaneliği, balistik ve seyir füzelerinin yanı sıra insansız hava araçlarını da içeriyor.

Güney Amerika ülkesi Ekvador benzeri görülmemiş bir şiddet dalgasının içine sürükleniyor. Dün gece ülkenin en büyük şehirlerinden biri olan, liman kenti Guayaquil'de yüzleri maskeli silahlı saldırganlar bir televizyon kanalına baskın düzenledi, sunucuları ve personeli rehin aldı.Polis davetsiz misafirleri yakalamadan önce kayıtta olan kameralar, silah seslerini, TV çalışanlarının korku içinde yere yatıp 'ateş etmeyin' diye yalvardıklarını canlı olarak dünyaya duyurdu.

Peki daha önce de kanlı hapishane baskınları ile gündeme gelen ülke bu kadar büyük bir kaosa nasıl sürüklendi?
Emniyet Müdürü Cesar Zapata özel kuvvetlerin stüdyoya girdiğini ve 13 kişiyi gözaltına aldığını açıkladı.

HER ŞEY ÇETE LİDERİNİN ORTADAN KAYBOLMASI İLE BAŞLADI

Kötü şöhretli Los Choneros çetesinin lideri Jose Adolfo Macias Villamar, geçtiğimiz günlerde tutuklu bulunduğu cezaevinde kayıplara karıştı. 2011 yılında uyuşturucu kaçakçılığı, organize suç ve cinayet gibi çeşitli suçlardan 34 yıl hapis cezasına çarptırılan 'Fito' lakaplı çete lideri, Devlet başkanı adayı Fernando Villavicencio'ya yönelik suikastın da şüphelisi olarak görülüyordu.

Uyuşturucu kaçakçılığı ile büyük paralar kazanan ve ülkedeki ana hapishaneleri kontrolünde tutan Los Choneros çetesinin liderinin yüksek güvenlikli bir hapishaneden kaybolması güvenlik güçlerini alarma geçirdi.

Hamas siyasi büro başkan yardımcısı Salih el-Aruri Salı günü Beyrut'ta düzenlenen bir saldırıda hayatını kaybetti. Gazze'de yaklaşık üç aydır her gün yüzlerce insan öldürülmesine rağmen, hedef gözetilerek işlenen bu suikast şok etkisi yaratarak eski yaraları deşti ve çatışmanın tırmanacağına dair korkuları artırdı.

İSRAİL ÜSTLENMEDİ ANCAK...

Gazze Şeridi dışındaki askeri ve siyasi faaliyetleri koordine eden ve mali destek toplayan siyasi büro üyesi Salih el-Aruri, Hamas'ın en popüler isimlerinden biriydi. Tel Aviv yönetimi saldırıyı üstlenmese de suikast İsrail'in Hamas liderlerine yönelik planları ile birebir örtüşüyor...

Al Jaazera'da yayınlanan bir analize göre İsrail suikast görevleri için artık duyulması ve görülmesi daha zor insansız hava araçları ve yeni nesil füzeler kullanıyor. Beyrut'ta kullanılan kombinasyonun da İsrail yapımı bir sistem olduğu anlaşılıyor: Hermes drone ve Nimrod füzesi.

Peki İsrail saldırı için neden bu ismi seçti? Suikastın arka planında ne var?

NEDEN SALİH EL-ARURİ?

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, 7 Ekim saldırılarından sonra Hamas'ın üst düzey isimleri için suikast talimatı verdiğini bizzat kendi açıklamıştı.

İsrail, abluka altına aldığı Gazze Şeridi’ne saldırılarını 83 gündür sürdürüyor. Filistin Sağlık Bakanlığı tarafından yapılan açıklamaya göre 7 Ekim'den bu yana hayatını kaybeden Filistinlilerin sayısı 21 bin 110’a, yaralı sayısı ise 55 bin 243’e yükseldi.

KABUS SENARYOSU DENİYORDU... KORKULAN OLUYOR MU?

İsrail birlikleri Gazze'ye havadan karadan ve denizden saldırmaya devam ederken, İsrail ve Lübnan arasındaki gerilim de giderek yükseliyor. Savaşın başladığı günden bu yana Lübnan Hizbullahı'nın savaşa dahil olarak yeni bir cephe açması İsrail için 'bir kabus senaryosu' olarak değerlendiriliyordu. Görünen o ki bu kabus artık İsrail'in kapısında...

"BİR YOL AYRIMINDAYIZ, YA ÇEKİLİRSİNİZ YA DA BİZ ÇEKERİZ"

Hizbullah bu hafta İsrail'e çok sayıda saldırı düzenledi. Bu saldırılar arasında iki İsrailli Hıristiyan'ın yaralandığı bir Rum Ortodoks kilisesi de vardı.

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'nun sözcüsü Eylon Levy, dün yaptığı açıklamada, "Şu anda bir yol ayrımındayız. Ya Hizbullah, BM'nin 1701 sayılı Kararı uyarınca İsrail sınırından çekilir, ya da biz kendimiz çekeriz." dedi ve ekledi;

"Hizbullah Lübnan'ı tamamen gereksiz bir savaşa, Hamas'ın başlattığı savaşa sürüklüyor. Bölgemiz daha geniş bir savaşı hak etmiyor.”

İsrail ordusunun Gazze Şeridi’ne ayrım gözetmeksizin gerçekleştirdiği saldırılar 77. günde devam ediyor.Gazze'deki katliam hem İsrail hem onun en yakın müttefiki ABD'yi küresel alanda yalnızlaştırırken bugün ABD medyasında dikkat çeken analizler  yer aldı.

ABD'li Washington Post gazetesi El Şifa hastanesine yapılan saldırının dosyasını yeniden açtı. İsrail Savunma Kuvvetleri sözcüsü Daniel Hagari 27 Ekim'de verdiği brifingde, Gazze'deki beş hastane binasının doğrudan Hamas faaliyetlerine karıştığını, binaların Hamas'a savaşçılarının roket saldırılarını yönlendirmek için kullandığı tünellerin üzerinde yer aldığını ve iddialarının somut kanıtlarla desteklendiğini açıklamıştı.

ABD'Lİ GAZETE ANALİZ ETTİ

Hastaneyi 15 Kasım'da ele geçiren IDF güçleri, bir dizi fotoğraf ve video yayınlayarak Hamas iddiasını bu kanıtlara dayandırdılar. Ancak Washington Post'un açık kaynaklı veriler, uydu görüntüleri ve kamuya açık IDF materyalleri üzerinde yaptığı analize göre, İsrail hükümeti tarafından sunulan kanıtlar Hamas'ın hastaneyi bir komuta ve kontrol merkezi olarak kullandığını kanıtlamakta yetersiz kalıyor.

HİÇBİR KANIT YOK

Hukuk uzmanlarına göre bu durum, İsrail'in hastaneye yönelik askeri operasyonlarının neden olduğu sivil zararın, değerlendirilen tehditle orantılı olup olmadığı konusunda soru işaretleri ortaya çıkarıyor. The Washington Post'un analizi gösteriyor ki:

SON YILLARDA EŞİ BENZERİ GÖRÜLMEMİŞ BİR OLAY

Hamas'ın 7 Ekim'de esir aldığı rehinelerden üçünün İsrail askerleri tarafından vurularak öldürülmesi ülke gündemine bomba gibi düştü. İsrail Savunma Kuvvetleri (IDF) olayın sorumluluğunu kabul etmek zorunda kalırken, bir askerin kendisini tehdit altında hissederek "terörist" olduklarını düşündüğü rehinelere ateş açtığını açıkladı.

AİLELER ÖFKELİ, ORDUYU CİNAYETLE SUÇLUYOR

Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki Şuaiye'de öldürülen rehinelerin 28 yaşındaki Yotam Haïm, 22 yaşındaki Samer Talalka ve 26 yaşındaki Alon Shamriz olduğu öğrenildi. Günlerdir sevdiklerinin evlerini dönmesini bekleyen rehine aileleri öfkeli ve İsrail Ordusu'nu 'cinayet'le suçluyorlar.

İBRANİCE YARDIM İSTEMELERİNE VE ELLERİNDE BEYAZ BAYRAK OLMASINA RAĞMEN VURULDULAR

IDF İsrail'de infiale neden olan olay sonrası kapsamı bir soruşturma başlattı. Soruşturmanın ilk sonuçlarında 3 rehinenin üstleri çıplak şekilde bulundukları binadan dışarı çıktıkları, bir rehinenin elinde üzerinde beyaz bir bez olan sopa salladığı ve İsrail askerlerinin beyaz bayrağa rağmen ateş açtığı belirtildi. Rehinelerden ikisi olay yerinde hayatını kaybederken bir diğeri çıktığı binaya geri döndü ancak İsrail askerleri onu takip ederek binanın içinde vurdu.

IDF'den yapılan açıklamada, 3 rehinenin öldürülmeden önce İbranice yardım istediği ancak İsrail askerlerinin bunu bir 'aldatmaca' olarak düşündüğü belirtildi.

İsrail, 7 Ekim'den bu yana Gazze Şeridi’ne yönelik acımasız saldırılarını sürdürürken son haftalarda
Lübnan ve Suriye topraklarına yönelik saldırılar da arttı.

GAZZE'DEN SONRA LÜBNAN'A KARA HAREKATI

İsrail'de yayınlanan son raporlara göre Tel Aviv yönetimi Hizbullah'ın Hamas'tan çok daha tehlikeli olduğunu düşünüyor ve Hizbullah'ı kuzey sınırından geri püskürtmek için Lübnan'a bir kara harekatı düzenlemeyi planlıyor.

"HİZBLLAH'IN GERÇEKLEŞTİRECEĞİ BİR SALDIRI ÇOK DAHA ÖLÜMCÜL OLUR"

Sırbistan'da yaşayan 35 yaşındaki plastik cerrah Dr Vasilije Vujovic kendini bir anda büyük bir suç dalgasının göbeğinde buldu.

YAKIŞIKLILIĞI İLE DİKKAT ÇEKTİ

Sosyal medya platformu Instagram'da yaklaşık çeyrek milyon takipçisi olan Sırp doktor, dış görünüşü ile özellikle kadın takipçilerinin dikkatini çekiyor hatta yerel medya ona bir de isim bulmuş :'Dünyanın en yakışıklı doktoru'

İngiliz Dailymail gazetesinde yer alan habere göre, 2013 yılında Belgrad Tıp Fakültesi'nde okurken pop yıldızı Ricky Martin'e benzerliği ile dikkatleri üzerine çeken Vasilije Vujovic, çevrimiçi yorumcular ve sosyal medya sayesinde kısa sürede popüler oldu. Bu ilgi ilk başta hoşuna gitse de zamanla internet şöhretinin karanlık bir tarafı olduğunu fark etti, yaşanan birkaç talihsiz olaydan sonra Instagram hesabını sildi.

ÖFKELİ KOCA TEHDİTLER SAVURDU: KARIMLA İLİŞKİN VAR, SENİ ÖLDÜRECEĞİM

2018 yılında plastik cerrah olarak çalışmaya başladığında kariyerini ilerletmek için sosyal medyaya ihtiyacı olduğunu düşünen Vujovic yeniden Instagram hesabı açtı. Sırp doktor yeni hesapları ile sosyal medyada tekrardan popüler hale gelse de polikliniğine gelen bir telefon tehlikenin ilk sinyalini verdi.

Telefonun diğer ucunda öfkeli bir koca vardı. Telefonu açar açmaz tehditler savuran adam Vujovic'in karısı ile ilişkisi olduğunu öne sürüp onu öldüreceğini söylüyordu. Vujovic böyle bir şey olmadığını söylese de adam elinde kanıtlar olduğunu iddia ediyordu, onu ikna etmek imkansızdı.

Washington hükümetinin İsrail üzerindeki etkisini sürdürdüğünü gösterme çabaları, dün İsrail savunma bakanının Gazze'deki operasyonun aylar alacağını söylemesiyle yeni bir darbe aldı.

ABD'li New York Times gazetesine göre Biden yönetimi İsrail'in izlediği stratejide değişiklik yapmasını ve yüksek yoğunluklu operasyonlarını azaltmasını istiyor. Washington yönetimi Netanyahu'ya ilettiği tavsiyesinde istihbarat odaklı baskınlarla Gazze'deki sivil kaybın önüne geçmeye çalışsa da İsrail bu konuda geri adım atmayı reddediyor.

İSRAİLLİ BAKAN KAMERALAR ÖNÜNDE AÇIKLADI

Gazze'deki operasyonun aylar sürebileceği tahmini İsrail Savunma Bakanı Yoav Gallant tarafından, İsrail'e gelen ABD Ulusal Güvenlik Danışmanı Jake Sullivan'a kameralar karşısında iletildi.

İsrail başbakanı Benjamin Neyanyahu da 'İsrail zafere ulaşana kadar operasyon durmayacak' açıklaması ile Gallant'a destek çıktı.

İSTİHBARAT SIZDI: İSRAİL APTAL BOMBALAR KULLANIYOR

Sızdırılan bir ABD istihbarat raporuna göre, İsrail'in 7 Ekim'den bu yana Gazze'ye attığı 29.000 mühimmatın yüzde 45'e yakını ‘aptal bombalar’ olarak da adlandırılan güdümsüz bombalardan oluşuyor.

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in son 10 yıldır aralıksız olarak düzenlediği yıl sonu basın toplantısını savaşın başlamasından bu yana ilk kez gerçekleştiriyor. Rus medyası toplantıyı 'yılın en önemli olayı' olarak yorumlarken Batı medyası da açtıkları canlı bloglarla gelişmeleri anbean takip ediyor.

UKRAYNA DESTEĞİNİ KAYBEDİYOR, PUTİN GİDİŞATIN LEHİNE DÖNDÜĞÜNÜ HİSSEDİYOR

Kremlin sözcüsü Dmitry Peskov gazetecilere verdiği demeçte, Rus liderin toplantıda "yılın sonuçlarını özetleyeceğini" söyledi. Rusya, etkinliğin başlamasından sadece birkaç saat önce Ukrayna'ya ait dokuz insansız hava aracının düşürüldüğünü duyurdu.

Bugün Batı medyasında yer alan analizlerde Rus liderin geçtiğimiz sene Ukrayna'da yaşadığı hezimetten dolayı geleneksel basın toplantısını iptal ettiği ancak bu yıl büyük bir özgüvenle gazetecilerin karşısına çıkacağı iddia edildi.

AFP haber ajansı Ukrayna'nın kaybettiği toprakları geri almak için başlattığı 'karşı saldırının' başarısızlığa uğraması ile Kiev yönetiminin Batı desteğini yavaş yavaş kaybetmeye başladığına dikkat çekti ve Putin'in gidişatın kendi lehine döndüğünü hissettiğini yazdı.

"PUTİN SEÇİM ZAFERİ ÖNCESİ HER ŞEYİN YOLUNA GİRDİĞİNDEN EMİN"

İngiliz Dailymail gazetesi ise Putin'in kendini 2030 yılına kadar Kremlin'de tutacak seçimlere adaylığını açıklamasından sadece günler sonra gazetecilerin karşısına çıkacağına dikkat çekti.

Ukrayna'nın kaybettiği toprakları geri almak için başlattığı ancak aylarca süren mücadeleye rağmen başarısız olan 'karşı saldırı' Batı'nın verdiği yüksek maliyetli desteği parçaladı. Kiev hükümetine Rusya ile barış masasına oturması için baskılar giderek artıyor...

Amerika Birleşik Devletleri Ukrayna'ya son iki yılda 111 milyar dolardan fazla askeri ve ekonomik destek verdi ancak senatodaki Cumhuriyetçilerin önemli bir kısmı artık daha fazla harcama yapılmasına karşı olduklarını söylüyor, kalan kısım ise herhangi bir ek fon için oy kullanmadan önce yeni stratejiyi görmeyi talep ediyor.

New York Times gazetesine göre, Washington ve Kiev yönetimleri gelinen bu noktada yeni bir strateji arayışına girdi....

ZELENSKİ KABUL ETMEK ZORUNDA KALDI: İSTENEN SONUÇLARI ELDE EDEMEDİK

Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenski, geçtiğimiz hafta büyük umutların bağlandığı 'karşı saldırının' başarısız olduğunu kabul etmek zorunda kaldı.

"Daha hızlı sonuçlar bekliyorduk. Maalesef istediğimiz sonuçları elde edemedik. Bu bir gerçek" diyen Ukraynalı lider, umut edilen sonuçlar için ellerinde yeterince güç olmadığını ve Ortadoğu'da patlak veren trajedinin küresel toplumun dikkatini dağıttığını öne sürdü.

ABD VE UKRAYNA ARASINDA GERGİN GÖRÜŞMELER! ZELENSKİ APAR TOPAR WASHİNGTON'A GİTTİ

İsrail'in Herzliya kentinde gerçekleşen toplantıda yakın zamanda serbest bırakılan bir grup rehine, halen Hamas'ın elinde tuttuğu rehinelerin aileleri ve savaş kabinesi üyeleri bir araya geldi.

NETANYAHU REHİNE AİLELERİNİ KIZDIRDI, TOPLANTIDA İSTİFA SESLERİ

İsrail basını gergin geçtiği öğrenilen toplantıdan sızan konuşmaları okuyucuları ile paylaştı.

 'Bağrışmalar ve kaos' başlığını kullanan Times of Israel gazetesi, Netanyahu'nun rehine ailelerinin taleplerinin hiçbiri ile doğrudan ilgilenmediğini, elindeki kağıttan notlarını okuyarak aileleri kızdırdığını yazdı.

Kayıtlara göre öfkeli aileler bu noktadan sonra seslerini yükselttiler ve Başbakan'a 'istifa' çağrısında bulundular.

Gazze'de 24 Kasım'da ilan edilen ve 3 kez uzatılan geçici ateşkes bu sabah itibarıyla sona erdi.

İsrail ordusu bu sabah bir açıklama yaparak çatışmaların yeniden başladığını duyurdu ve Hamas'ı İsrail topraklarına ateş açarak ateşkes şartlarını ihlal etmekle suçladı.

İSRAİL'İN KARARININ ARKASINDA NE VAR?

Peki İsrail'in ateşkesi uzatmayı reddedip, yeniden savaşa dönmesinin arkasındaki gerçek neden bu mu?

Katar merkezli yayın organı Al Jazeera'da yayınlanan bir analizde, İsrail'in askeri duruşuna dikkat çekildi. İsrail ordusu dünyadan yapılan tüm çağrılara rağmen savaşın devam etmesi gerektiğini savunuyor.

Al Jazeera'ya göre kendileri söylemediği sürece savaşın devam edeceğini varsayan İsrail Ordusu, kararsızlık yaratabilecek herhangi bir ara olmadan saldırılarına devam etmeyi amaçlıyor. Bu görüşün en agresif savunucusu ise İsrail Savunma Bakanı Yoav Gallant.

Yunanistan Başbakanı Miçotakis'in Birleşik Krallık'a yaptığı resmi ziyaretin en önemli gündem maddelerinden biri Londra'daki British Museum'da sergilenen 'Elgin Mermerleri'nin Atina'ya iade edilmesiydi.

"MONA LİSA'YI ORTADAN İKİYE BÖLÜP SERGİLEMEYE BENZİYOR"

Miçotakis, İngiltere'deki temasları kapsamında muhalefetteki İşçi Partisi'nin başkanı Keir Starmer'la bir araya geldi ve 'Parthenon Heykelleri' olarak da bilinen eserler konusundaki talebini yineledi.

Yunan lider talebini bir kez de Pazar günü BBC'de katıldığı bir söyleşide dile getirdi. 'Elgin Mermerleri'nin Yunanistan'a ait olduğunu vurgulayan Miçotakis, eserlerin geri kalan kısmının Atina'daki Akropolis Müzesi'nde sergilendiğini, mevcut durumun Mona Lisa tablosunu ortadan kesip iki ayrı yerde sergilemeye benzediğini söyledi.

RİSHİ SUNAK GÖRÜŞMEYİ İPTAL ETTİ! "YANLIŞ VE ONURSUZ BİR DAVRANIŞ"

İngiltere Başbakanı Rishi Sunak, Miçotakis ile yapacağı görüşmeyi Elgin Mermerleri tartışması nedeniyle son anda iptal etti.

Görüşmeye sadece saatler kala gelen iptal Yunanistan tarafında büyük rahatsızlığa neden oldu.

Aşırı sağcı ve İslam karşıtı fikirleriyle tanınan Geert Wilders liderliğindeki Özgürlük Partisi'nin (PVV) Hollanda'da kazandığı seçim zaferi Avrupa'da adeta soğuk duş etkisi yarattı.

Wilders kendisinin bile beklemediği zafer ile parlamentodaki 150 sandalyeden 37’sini kazandı ve başbakanlık için en güçlü aday haline geldi.

HOLLANDALILAR IRKÇILIK VE İSLAMAFOBİYE KARŞI SOKAKLARA DÖKÜLDÜ

Sonuçların açıklanması sonrası dün Hollanda'nın birçok şehrinde insanlar sokaklara döküldü. Utrecht ve Amsterdam'da bine yakın kişi toplandı. Irkçılığa ve İslamofobiye karşı gösteri yapan grup 'Özgür Filistin', 'Sevgi nefretten üstündür' sloganları attılar.

AVRUPA'DA AŞIRI SAĞIN YÜKSELİŞİ: HELSİNKİ'DEN ROMA'YA, BERLİN'DEN BRÜKSEL'E...

İngiliz Guardian gazetesi şok edici zaferin Avrupa'da aşırı sağın yükselişini doğruladığını belirttiği analizinde "Helsinki'den Roma'ya, Berlin'den Brüksel'e, aşırı sağ partiler anketlerde istikrarlı bir şekilde yükseliyor. Göç, İslam ve AB karşıtlığı aşırı sağın uzun süre boyunca temel dayanaklarıydı. Pandemi ve Ukrayna savaşı sonrası patlak veren derin hayat pahalılığı krizi ana akım siyasetçilere karşı güvensizliğe neden olurken, bu partilerin cazibesini daha da arttırdı." ifadelerini kullandı.

Gazete başka bir analizinde Wilders'ın İslam karşıtı düşünceleri ile tanındığını, camileri kapatmak ve başörtüsünü yasaklamak istediğini hatırlatarak seçim sonucunun insan hakları ve güvenlik açısından endişe yarattığını yazdı.

İsrail-Rusya çifte vatandaşlığına sahip Tsurkov'un ortadan kaybolmasının ardından İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu açıklama yapmış ve akademisyenin kaçırılmasının ardında İran destekli Iraklı milis grubu Hizbullah Tugayları olduğunu ileri sürmüştü.

"MOSSAD VE CIA İÇİN ÇALIŞTIM"

Telegramda yayınlanan dört dakikalık videoda siyah bir gömlek giyen ve İbranice konuşan Tsurkov, Suriye ve Irak'ta İsrail ve ABD istihbarat teşkilatları (Mossad ve CIA) için çalıştığını söylüyor ancak uluslararası ajanslar AFP ve AP 37 yaşındaki akademisyene bu beyanı için baskı yapılmış olabileceğini belirtiyor.

İSRAİL-HAMAS SAVAŞI İÇİN ÇAĞRIDA BULUNDU

Çifte vatandaşlığı olmasına rağmen konuşmasında kendini İsrailli olarak tanımlayan Tsurkov, İsrail'in Gazze'ye yönelik saldırılarını eleştiriyor ve saldırıların bir an önce son bulması için çaba gösterilmesi çağrısında bulunuyor.

Yedi aydan fazla bir süredir gözaltında tutulduğunu belirten akademisyen, kendisini kaçıranlar ya da tutulduğu yer hakkında bilgi vermese de İsrail hükümetinin kendisi için bir çaba göstermediğini vurguluyor.

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, Pazartesi günü yaptığı açıklama ile bölgede giderek büyüyen ateşe benzin dökecek bir öneride bulundu: 2.3 milyon nüfusa sahip Gazze yönetiminin İsrail'e geri verilmesi.

SÜRESİZ İŞGAL MESAJI

Tel Aviv yönetimi Gazze'ye saldırı başlattıkları ilk günlerde 'işgal' niyetinde olmadıklarını öne sürse de Başbakan Netanyahu dilinin altındaki baklayı çıkardı ve ABC News'e verdiği demeçte "İsrail Gazze’nin güvenlik sorumluluğunu ‘süresiz’ olarak üstlenecek, çünkü bu olmadığında neler olduğunu gördük." ifadelerini kullandı.

ABD BİLE RAHATSIZ

Netanyahu'nun aklında 'tam olarak ne olduğu' belirsizliğini korusa da öneriye tepkiler çığ gibi büyüyor. İsrail'in en büyük müttefiki ABD bile Netanyahu'nun planından rahatsız.

ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken geçen hafta yaptığı açıklamada, "İsrail, Gazze'nin kontrolünü ve sorumluluğunu yeniden üstlenemez" derken, Beyaz Saray'dan da İsrail'in Gazze'yi işgal planına ilişkin açıklama geldi. Beyaz Saray Ulusal Güvenlik Sözcüsü John Kirby "İsrail güçlerinin Gazze'yi yeniden işgal etmesi doğru bir şey değil" dedi.

İsrail-Hamas savaşı bugün birinci ayına girdi. Bölgeden endişe veren haberler gelmeye devam ederken, İngiliz Guardian gazetesi Hamas'ın bundan tam bir ay önce, 7 Ekim'de gerçekleştirdiği şok saldırının bilinmeyen detaylarını okuyucuları ile paylaştı.

İsrail istihbaratından gelen bilgiler, saldırı sırasında yakalanan Hamas savaşçılarının sorguda yaptıkları itiraflar ve saldırı hakkında doğrudan bilgi sahibi olan kaynaklardan alınan bilgilerle hazırlanan rapor yüzde yüz doğrulanamasa da Hamas uzmanları en makul açıklamanın bu olduğunu öne sürüyor.

SABAH 04:00: SALDIRI SABAHINA KADAR KİMSEYE SÖYLENMEDİ

Hamas'ın bir avuç yöneticisinin hazırladığı sır plan, saldırı sabahına kadar bunu uygulayacak kişiler tarafından bile bilinmiyordu.

İlk talimat sabah saat 04:00'dan önce geldi ve düzenli olarak eğitime katılan tüm savaşçıların her zaman sabah namazını kıldıkları camiye gitmeleri söylendi.

Hamas'ın 7 Ekim'de gerçekleştirdiği şok saldırıya tamamen hazırlıksız yakalanan İsrail'de eleştiri okları istihbarat birimlerine yönelmiş durumda.

ABD'li New York Times gazetesi, 'Hamas'ın savaşa girmeye niyeti olmadığına' ikna olan İsrail istihbarat ve ulusal güvenlik yetkililerinin o gece Hamas cephesindeki hareketliliği fark ettiğini ancak bunu bir 'gece tatbikatı' olarak düşündüklerini iddia etti.

Yetkililerin Hamas'ın el telsizlerindeki trafiği dinlemesi durumunda sonucun çok daha farklı olabileceğini öne süren NYT, İsrail'in Hamas'ı takip eden 8200 biriminin Hamas üyelerinin telsiz trafiğini dinlemeyi bir yıl önce bıraktığını, çünkü bunu bir vakit kaybı olarak gördüklerini yazdı.

KİMSE NETANYAHU'YU UYANDIRACAK KADAR CİDDİ OLDUĞUNU DÜŞÜNMEDİ

İç istihbarat servisinden Ronen Bar'ın İsraillli komutanlarla Hamas cephesindeki hareketliliği tartıştığını ve bunun 'küçük çaplı bir saldırı' olduğunu düşünerek 'Tequila' ekibini İsrail'in güney sınırına konuşlandırdığını yazan gazete, "Saldırının neredeyse başlangıcına kadar hiç kimse durumun Başbakan Benjamin Netanyahu'yu uyandıracak kadar ciddi olduğuna inanmıyordu." ifadelerini kullandı.

Orta Doğu'nun en büyük askeri güçlerinden biri olan İsrail'in istihbarat toplama aşamasında başarısız olduğunu ve Hamas tehdidini hafife aldığını yazan NYT, Hamas üyelerinin söz konusu saldırı için bir yıl öncesinden hazırlanmaya başladıklarını vurguladı.

İsrail-Hamas savaşı 3. haftasında devam ederken Tel Aviv yönetiminin Hamas'ı bitirmek için 'ezici' bir kara saldırısına hazırlandığı konuşuluyor. Başbakan Netanyahu dün akşam yaptığı konuşmada kara saldırısına açıkça atıfta bulundu ancak "Ne zaman ve nasıl olacağı konusunda ayrıntılı bilgi vermeyeceğim" diyerek detay vermekten kaçındı.

EN BÜYÜK ZORLUK GAZZE METROSU

Çatışmaların başladığı ilk günden bu yana yayınlanan sayısız analize göre, İsrail ordusunun Gazze'de gerçekleştireceği kara saldırısında karşılaşacağı en büyük zorluk 'Gazze metrosu' olarak adlandırılan yer altı tünelleri.

Hamas tarafından son on beş yıl içinde inşa edilen ve bir labirenti andıran yer altı tünelleri roket ve mühimmat depolamak için kullanılıyor ve Hamas üyelerinin fark edilmeden hareket etmesini sağlıyor.

Tünellerin girişlerinin tuzaklarla korunduğu düşünülüyor. Hamas'ın 7 Ekim'deki saldırısında rehin aldığı ve aralarında yabancıların da bulunduğu yaklaşık 200 kişinin de bu tünellerde tutuluyor olması ihtimali İsrail'in müdahalesini zorlaştırıyor.

İSRAİL GİZLİ SİLAHINI KULLANACAK: HAMAS İÇİN ÖZEL OLARAK GELİŞTİRİLDİ

Bugün İngiliz Telegraph gazetesinde yayınlanan bir habere göre, İsrail Savunma Kuvvetleri (IDF) Hamas'ın bilinmezlerle dolu tünelleri için 'gizli silahını' kullanacak.

7 Ekim'de başlayan Hamas-İsrail savaşı üçüncü haftasında devam ediyor. Tel Aviv yönetimi kara saldırısı için hazırlıklarına devam ederken, sürpriz saldırıya hazırlıksız yakalanan ve bundan yönetimi suçlu tutan İsrail halkının bir numaralı gündemi ise Hamas'ın esir aldığı rehineler.

İSRAİL SALDIRILARINI KÖRELTEBİLİR

Aralarında yabancıların da bulunduğu yaklaşık 200 kişilik grubun Gazze'de tutulduğu düşünülüyor. ABD Başkanı Joe Biden ve Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron gibi İsrail'i ziyaret eden ve destek veren dünya liderleri bile önceliğin rehinlerin kurtarılması olduğunu vurgularken analistler Hamas'ın rehine hamlesinin İsrail saldırılarını köreltebileceğini düşünüyor.

Günlerdir başlaması beklenen ancak bir türlü talimatın gelmediği kara saldırısının gecikmesinin önemli nedenlerinden birinin de rehineler olduğu düşünülüyor.

HAMAS SON KOZUNU OYNAMAYA HAZIRLANIYOR:REHİNELER BASKI KURMAK İÇİN SEÇİLDİ

İngiliz Telegraph gazetesine göre Hamas elindeki rehinelerle Gazze'de 'son kozunu' oynamaya hazırlanıyor.

Hamas'ın elinde tuttuğu rehinelerden şimdiye kadar bir anne ve kızının ve iki yaşlı kadının serbest bırakıldığına dikkat çeken gazete, serbest bırakılan rehinelerin İsrail'e baskı oluşturmak için özenle seçildiğini iddia ediyor.

Gazze'de yüzlerce sivilin hayatını kaybettiği kanlı saldırıdan sadece saatler sonra İsrail'e giden ABD Başkanı Joe Biden, Tel Aviv'de İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'ya sarılarak kameralara poz verdi.

İsrail'de yaptığı açıklamalarda ülkesinin Tel Aviv'in arkasında olduğunu defalarca kez vurgulayan ve kongreden İsrail için eşi benzeri görülmemiş bir askeri destek paketi isteyeceğini açıklayan Biden dün gece de Oval Ofis'ten ulusa sesleniş konuşması yaptı ve “İsrail’in, bugün ve daima, halkını korumak için gereken her şeye sahip olduğundan emin olmalıyız" dedi.

<iframe src='//www.hurriyet.com.tr/video/embed/?vid=42347650&resizable=1&autostart=true&playsinline=true&v_utm_source=haber_detay' width='580' height='326' frameborder='0' scrolling='no' allow='autoplay; fullscreen' allowfullscreen></iframe>

Peki Biden'ın İsrail'e verdiği desteğin arkasında ne var? İsrail-Hamas savaşı yaklaşan ABD seçimlerinde etkili olacak mı? İşte dikkat çeken analizler...

DAHA UÇAĞI İNMEDEN PLANI ALT ÜST OLDU

ABD'de yapılan anketler eski başkan Donald Trump'ın yeniden sahnede olduğunu gösteriyor ve Biden'in kendi partisinde bile 'ilerleyen yaşı' tartışma konusu olmuş durumda.

İsrail ve Hamas arasında patlak veren savaş ABD Başkanı için birden 'doğru zamanda doğru adam olma' fırsatı doğurdu ancak planlar beklendiği gibi gitmedi. ABC News'de yer alan bir analize göre, Joe Biden, İsrail'e giderken ABD liderliğini güçlendireceğini ve krizi sakinleştireceğini umuyordu. Ancak Gazze'de gerçekleştirilen kanlı saldırı ve Arap liderlerin Biden'ın uçağı inmeden planlanan bir görüşmeyi iptal etmesi ile her şey raydan çıktı.

İsrail Hamas savaşında çatışmalar 11. gününde devam ediyor. Kara saldırısı için hazırlık yapan İsrail, Gazze'yi tam abluka altına aldı ve sınırlara büyük bir askeri yığınak yaptı. Lübnan Hizbullah'ı ise Tel Aviv yönetiminin kara saldırısı başlatması durumunda savaşa katılmaya 'tamamen hazır' olduğunu duyurdu.

İSRAİL VE LÜBNAN İÇİN YIKICI SONUÇLARI OLUR

Peki Hizbullah'ın savaşa katılması dengeleri nasıl değiştirecek? Bugün dünya medyasında yer alan analizlerde Hizbullah'ın savaşa dahil olmasının Hamas ve Gazze üzerindeki baskıyı hafifleteceği ancak Lübnan ve İsrail için yıkıcı sonuçları olacağı öne sürüldü.

<iframe src='//www.hurriyet.com.tr/video/embed/?vid=42347063&resizable=1&autostart=true&playsinline=true&v_utm_source=haber_detay' width='580' height='326' frameborder='0' scrolling='no' allow='autoplay; fullscreen' allowfullscreen></iframe>

MAVİ HAT'TA GERİLİM ZİRVEDE

İsrail ve Hizbullah son olarak 2006 yılında gerçekleşen ve 34 gün süren 'Lübnan Savaşı'nda karşı karşıya geldiler. Her iki taraf da zafer ilan etse de savaşın kazananı olmadı, kaybedenler ise Lübnanlı siviller oldu. Çatışmalar 1.100'den fazla Lübnan vatandaşı ve 165 İsraillinin ölümüyle sonuçlandı.

Tel Aviv yönetimi, 2006'dan beri Hizbullah ile savaşa dönmekten kaçınsa da, İsrail ile Lübnan arasında yer alan BM kontrolündeki Mavi Hat'ta gerilim yaz boyunca yüksekti. 7 Ekim'de patlak veren çatışmalarla bu gerilim zirveye tırmandı ve

İsrail Ordusu dün gece yarısı Birleşmiş Milletler'e (BM) yaptığı acil bildirimle Gazze'deki yaklaşık 1,1 milyon Filistinlinin önümüzdeki 24 saat içinde bölgenin güneyine taşınması gerektiğini bildirdi.

İsrail bölgede önümüzdeki günlerde önemli operasyonlar gerçekleştirileceğini açıklarken BM bu talebin derhal iptal edilmesini istedi ve böyle bir hareketin yıkıcı sonuçları olacağı yönünde uyarıda bulundu.

Hamas ise bunun psikolojik bir baskı olduğunu belirterek Filistinlilere evlerinde kalmaları çağrısında bulundu.

SİVİLLER ARASINDA PANİK! "BU KADAR KISA SÜREDE TAHLİYE EDİLEMEYECEK KADAR ÇOK İNSAN VAR"

Emir, halihazırda İsrail'in hava saldırıları ve ablukası altında yaşamları için mücadele eden siviller ve yardım görevlileri arasında paniğe yol açtı.

BM Filistin Mülteciler Yüksek Komiserliği yetkilisi İmad Ebu Alaa bölgede bu kadar kısa sürede tahliye edilemeyecek kadar çok insan olduğunu vurgularken, Beyaz Saray Ulusal Güvenlik sözcüsü John Kirby, Filistinli sivillerin güvenli bir şekilde bölgeden çıkmasının bir yolunu sağlamak için çok sıkı çalıştıklarını duyurdu.

<iframe src='//www.hurriyet.com.tr/video/embed/?vid=42345272&resizable=1&autostart=true&playsinline=true&v_utm_source=haber_detay' width='100%' height='326' frameborder='0' scrolling='no' allow='autoplay; fullscreen' allowfullscreen></iframe>

Hamas geçtiğimiz Cumartesi günü İsrail'e başlattığı saldırıdan bu yana binlerce roket, füze, çok sayıda insansız hava aracı ve sayısız küçük silah ve mühimmat kullandı.

HAMAS BU KADAR SİLAHI NASIL TOPLADI?

Saldırı iki tarafı İsrail, bir tarafı Mısır tarafından çevrili 360 kilometrekarelik bir alan olan Gazze'de başlatıldı. Çok az kaynağa sahip, yoksul ve yaklaşık 2.5 milyon insanın yaşadığı bir bölge.

İsrail'in hava ve deniz ablukası altında olan bölge ayrıca sıkı bir gözetim altında tutuluyordu. Bu da akıllara şu soruyu getiriyor: Hamas bu büyüklükteki bir saldırıyı gerçekleştirecek kadar silahı nasıl topladı?

ABD İRAN'I ADRES GÖSTERİYOR

ABD'nin en büyük yayın organı olan CNN bu sorunun cevabını şöyle veriyor: Kurnazlık, doğaçlama, azim ve denizaşırı hayırseverler.

ABD ve İsrail, Hamas'ın saldırısının arkasında İran olduğuna dair bir kanıt bulamasa da CNN'de yer alan bir analizde İran'ın Hamas'ın en önemli askeri destekçisi olduğu ve bölgeye gizli sınır ötesi tüneller ve Akdeniz ablukasından kaçan tekneler aracılığıyla silah gönderdiği iddia edildi.

Hamas'ın üst düzey üyesi Ali Barakeh, Associated Press haber ajansına yaptığı açıklamada uzun bir savaşa gitmeye hazır olduklarını belirterek "Bu savaşa iyi çalıştık ve tüm senaryolara hazırız" dedi.

Netanyahu'nun 'en zor sınavı' olarak değerlendirilen rehine krizi ile ilgili de konuşan Barakeh, Hamas'ın esir aldığı rehinelerin tutuklu Filistinlilerin serbest bırakılması için kullanılacağını duyurdu.

KARA SALDIRISI ENDİŞELERİ ARTTI

İsrail ordusu bugün bir gecede Gazze Şeridi'ndeki Rimal ve Han Yunus'ta 200'den fazla noktayı hedef aldığını duyururken olası bir kara saldırısı ile ilgili endişeler de arttı.

<iframe src='//www.hurriyet.com.tr/video/embed/?vid=42343487&resizable=1&autostart=true&playsinline=true&v_utm_source=haber_detay' width='580' height='326' frameborder='0' scrolling='no' allow='autoplay; fullscreen' allowfullscreen></iframe>

Tel Aviv yönetimi operasyonunun ilk aşamasında Hamas'ın binaları, polis karakolları, kıyı tesisleri, eğitim tesisleri ve üst düzey yetkililerinin evleri de dahil olmak üzere askeri altyapısını hava ve deniz gücünü kullanarak yoğun bir bombardıman altına aldı.

Avrupa 2015 yılından bu yana yaşanan en büyük göç dalgası nedeni ile alarma geçmiş durumda. Dün Göç ve İltica Anlaşması'na ilişkin devam eden müzakereleri değerlendirmek için Brüksel'de toplanan AB ülkelerinin içişleri bakanları masadan elleri boş kalktı.

GUARDİAN 'BEKLENMEDİK GELİŞME' DİYEREK DUYURDU: RESMİ OLMASA DA ÇIĞIR AÇICI BİR ANLAŞMA

İngiliz Guardian ise Türkiye ve Yunanistan'a dikkat çekti. "AB üyesi ülkeler Brüksel'de bir göç anlaşmasına varamazken, bloğun dış sınırlarında kalan Yunanistan ve Türkiye'nin resmi olmasa da çığır açacak bir adım attı" diyen gazete anlaşmayı 'beklenmedik bir gelişme' olarak değerlendirdi.

İKİ ÜLKE ARASINDA WHATSAPP GRUBU

İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya'nın geçtiğimiz gün yaptığı açıklamalara atıfta bulunan Guardian, İki ülkenin bakanları ve üst düzey yetkililerinin bir 'WhatsApp grubu' kurduklarına dikkat çekti ve Bakan Yerlikaya'nın sözlerine yer verdi;

"Karadan bizden oraya, oradan bize düzensiz göçmen verilmeyecek. Denizde de ülkelerin sahil güvenlikleri görüşüyor. Kara sınırı sıkı tutulunca denize yoğunlaşma olacağını düşünüyoruz, orada da işbirliğini geliştireceğiz. "
YUNAN BASINI: ANLAŞMANIN İLK İŞARETLERİ

Yunanistan'da koronavirüs salgını nedeniyle seyahat kısıtlamalarının yaşandığı 2022'nin tamamında 18.000 ve 2021'de 8.000 olan ülkeye giriş rakamları 2023 yılında 30 bini aştı. Atina'nın göçmen akını konusunda Türkiye ile bir anlaşma imzalamak istediği günlerdir konuşulan bir konu.

Düzensiz göçmen akınındaki inanılmaz artış, Avrupa ülkelerini adeta birbirine düşürmüş durumda. Sığınma merkezlerinde yer kalmadığını ve artık bu yükü taşıyamayacaklarını belirten Avrupa Birliği (AB) üyesi ülkelerin İçişleri Bakanları bugün Brüksel'de 'göçmen krizini' görüşmek üzere toplandı.

Bakanların gündeminde Göç ve İltica Anlaşması'na ilişkin devam eden müzakereler ve  Avrupa'ya giren göçmenler konusunda alınacak önlemler gibi çetrefilli konular var.

KRİZİN YENİ ADRESİ: LAMPEDUSA ADASI

Avrupa şu anda, bir önceki yıla göre yüzde 13 artışla rekor göçmen geçişi ile karşı karşıya ve İtalya bu durumdan en çok etkilenen ülkeler arasında. Bu sene üye ülkeleri birbirine düşüren kriz de İtalya'nın Lampedusa Adası'nda patlak verdi.

Göç akını karşısında daha sert bir tutum sergileyeceğine söz veren İtalya Başbakanı Giorgia Meloni bu yıl ülkelerine giriş yapan 133 bin göçmenden sonra arama kurtarma gemilerinin faaliyetlerini sınırlamaya çalıştı ancak bu durum AB ülkelerinin tepkisini çekti.

Almanya İtalya'nın Dublin Sözleşmesi'nin maddelerine uymadığını belirterek İtalya'dan gönüllü mülteci alma anlaşmasını askıya aldı.

Son yıllarda yaşanan kavurucu sıcaklar, birçok ülkeyi sarsan sel, fırtına, kasırga felaketleri ve Antartika'daki deniz buzu seviyesinde yaşanan rekor düşüş ile iklim krizi 'inkar edilemez bir gerçek' olarak karşımızda duruyor.

İNSAN IRKI KİTLESEL BİR YOK OLUŞLA KARŞI KARŞIYA

Yeni yapılan bir araştırmaya göre insan ırkının 250 milyon yıl içinde tükenmesi bekleniyor. Ancak hesaplamalar fosil yakıtları ve diğer insan kaynaklı sera gazlarını hesaba katmıyor, bu nedenle yok oluş tarihimiz muhtemelen daha da erken olacak.

Bristol Üniversitesi'nden uzmanların bilgisayar simülasyonları ile yaptığı ve Nature Geoscience dergisinde yayımlanan bir araştırma gezegenimizin tüm memelileri yok edecek kitlesel bir yok oluşla karşı karşıya kalacağını gösteriyor.

UZAK GELECEK ÇOK KASVETLİ GÖRÜNÜYOR

Dr. Alexander Farnsworth tarafından yürütülen araştırmaya göre, uzak geleceğimiz oldukça kasvetli görünüyor.

Araştırmacılar, karbondioksit seviyelerinin gelecekte mevcut seviyelerin iki katına çıkabileceğini, Dünya'da hala hayatta olan tüm yaşam formlarının 40°C ila 70°C arasındaki sıcaklıklarla başa çıkmak zorunda kalacağını, insanların da diğer birçok türle birlikte vücutlarını soğutamadıkları için yok olacaklarını öne sürüyorlar.

Yaklaşık 19 aydır devam eden Ukrayna savaşında müzakere masası hala uzak bir seçenek gibi görünürken, 27 üyeli Avrupa Birliği'nde (AB) 'acil reform' sesleri yükselmeye başladı.

AVRUPA'NIN İKİ AĞIR TOPUNDAN ÇAĞRI! ÜYE SAYISI 36'YA KADAR ÇIKABİLİR

Fransa ve Almanya tarafından görevlendirilen bir grup akademisyenin hazırladığı raporda birlik üyelerine 2030 yılına kadar Ukrayna gibi yeni üyeleri kabul etmeye hazır olmak için bir dizi reformu hayata geçirmeleri konusunda çağrıda bulunuldu.

Avrupa'nın iki ağır topunun uzmanları tarafından hazırlanan rapor birliğin üye sayısının 27'den 36'ya kadar yükselebileceğini öngörüyor.

AB ZİRVESİNDE MASAYA YATIRILACAK

ABD Havacılık ve Uzay Ajansı NASA'nın yayınladığı 36 sayfalık UFO raporu ve Meksika Kongresi'nde gerçekleştirilen 'uzaylı' oturumu ile bu hafta hiç konuşmadığımız kadar 'dünya dışı yaşam formlarını' konuştuk.

NASA UFO'lar daha derinlemesine araştırmak için bir direktör atadığını duyururken, Meksika Kongresi'nde 'uzaylılar' resmi olarak tanıtıldı.

Peki her şey anlatıldığı gibi mi? Bilim insanları uzaylı olduğu iddia edilen kalıntılar için ne diyor?

MEKSİKA'DAKİ OTURUM

UFO'larla ilgili uzun süredir araştırmalar yapan Meksikalı gazeteci Jaime Maussan, kongrede gerçekleştirilen özel oturumda Peru'nun Cusco kentindeki bir madende bulunan iki kalıntıyı sergileyerek söz konusu cesetlerin 'insana ait olmadığını' öne sürdü.

1000 yıllık olduğu öne sürülen kalıntıların DNA testlerinin yüzde 30'undan fazlasının fosil kaydı incelenen hiçbir canlıyla uyuşmadığını iddia eden Maussan yeminli ifadesinde “Bu evrende yalnız olmadığımız gerçeğini kabullenmeliyiz” dedi.

Araştırmacılar garip bir kafatasına sahip, 3 parmaklı, dişsiz kalıntıların bir tanesinde

Almanya, göç akını karşısında çaresiz kalan Avrupa Birliği ile dayanışma içinde olduklarını göstermek için bir teklifte bulunmuş ve 3500 göçmeni göçmeni ülkelerine kabul ederek gönüllü bir yardım sözü vermişti.

Haziran ayında başlatılan plan kapsamında şimdiye kadar 1700'den fazla göçmen Almanya'ya kabul edildi.

Ancak İtalya'nın 'Dublin Anlaşması' kapsamında Almanya'dan geri gönderilen göçmenleri kabul etmeyi bir süredir durdurması Berlin hükümetini kızdırdı.

Almanya İçişleri Bakanlığı sözcüsü ülkelerinin Avrupa'ya yaptığı dayanışma teklifinin bir sonraki duyuruya kadar askıya alındığını duyurdu.

Hindistan‘ın başkenti Yeni Delhi'de düzenlenen ve 2 gün sürecek olan G20 Liderler Zirvesi bugün başladı. Zirveye Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın yanı sıra ABD Başkanı Joe Biden, İngiltere Başbakanı Rishi Sunak, Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, Almanya Başbakanı Olaf Scholz, Japonya Başbakanı Fumio Kishida gibi güçlü liderler katılıyor.

BİDEN YOKLUĞUNU 'BÜYÜK BİR FIRSAT' OLARAK GÖRÜYOR

Ukrayna savaşının gölgesinde gerçekleşen zirveye Rusya Devlet Başkanı Putin katılmazken Moskova'yı toplantıda Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov temsil ediyor.

Çin Devlet Başkanı Xi Cinping de bu seneki zirveye katılmadı. Cinping'in zirveye katılmamasının arkasında Hindistan ile yaşadığı anlaşmazlıklar olduğu iddia edilirken analistler Çin Devlet Başkanının ABD lideri Joe Biden ile görüşmek gibi önemli bir fırsatı kaçırdığını belirttiler.

Beyaz Saray Cinping'in zirvedeki yokluğunu 'hayal kırıklığı' olarak değerlendirse de ABD'nin en büyük yayın organı CNN Biden'ın bunu 'büyük bir fırsat' olarak gördüğünü yazdı.

GUARDİAN: BİDEN HİNDİSTAN'I YANINA ÇEKMEK İSTİYOR

İngiliz Guardian gazetesi de ABD liderinin Hindistan başbakanı Narendra Modi'yi Çin'i kontrol altına almak için tasarlanmış bir ittifaka çekmek için yeni adımlar attığını iddia etti ve ABD ve Hindistan arasında imzalanan bir dizi savunma anlaşmasına dikkat çekti.

Tüketici hakları konusunda araştırmalar yapan İngiliz şirketi Which'ten uzmanlar akıllı cihazların bir hesap oluşturmak için hangi bilgilere ihtiyaç duyduğunu, uygulamalarının hangi veri izinlerini talep ettiğini ve pazarlama şirketlerinin insanların hangi etkinlikleri izlediğini inceledi.

EV ALETLERİNİZ SİZİ GÖZETLEYİP BİLGİLERİNİZİ BÜYÜK ŞİRKETLERLE PAYLAŞIYOR

Bugün İngiliz medyasının geniş yer ayırdığı araştırmaya göre akıllı hoparlörler, kapı zili kameralarından tutun televizyon ve çamaşır makinelerinize kadar tüm akıllı cihazlarınız sizi gözetliyor ve bilgilerinizi Google, Amazaon,Facebook ve TikTok gibi büyük teknoloji firmaları ile paylaşıyor.

Araştırma bugün İngiltere'nin en çok konuşulan konusu oldu. İngiliz basını haberi 'Çamaşır makineniz bile sizi gözetliyor' başlığı ile okuyucularına sundu.

Firmaların bu verileri reklamlarda uygun hedef kitleyi seçmek için kullandığına inanılıyor.

ANDROİD APPLE'A GÖRE DAHA FAZLA VERİ TOPLUYOR

Which tarafından elde edilen verilere göre akıllı ev aletlerinin üreticileri, cihazların çalışması için gerekenden çok daha fazla veri topluyor.

Paralı asker grubu Wagner'in kurucusu Yevgeny Prigojin, 23 Ağustos tarihinde Moskova yakınlarında düşen bir uçakta hayatını kaybetti. 

Rus yetkililer cansız bedenin teşhis edildiğini açıkladı, Prigojin için basına kapalı bir cenaze töreni bile düzenlendi ancak tüm bunlar Wagner liderinin hayatta olabileceğine dair komplo teorilerinin önüne geçemedi.

WAGNER SON GÖRÜNTÜLERİ YAYINLADI

Prigojin’in kazanın olduğu gün Moskova’ya inen ikinci bir uçakta olduğu ya da düşen uçakta kendi yerine dublörünün olduğu yönündeki iddialar hala tartışılırken, Wagner'e bağlı Telegram kanalı Gray Zone Prigojin'in yeni görüntülerini yayınladı.

Geçtiğimiz aylarda Devlet Başkanı Putin ve Rusya'nın üst düzey askeri yönetimine başlattığı başarısız isyanla dünya gündemine oturan paralı asker grubu Wagner'in kurucusu Yevgeniy Prigojin 23 Ağustos tarihinde Moskova yakınlarında gerçekleşen gizemli bir uçak kazasında hayatını kaybetti.

CENAZE TÖRENİ BASINA KAPALI YAPILDI

Prigojin'in cenazesi dün basına kapalı bir şekilde gerçekleştirildi. Wagner grubundan yapılan açıklamada, Rusya’nın St Petersburg şehrinde düzenlenen cenaze töreninin kapalı formatta gerçekleştirildiği, Prigojin'e veda etmek isteyenlerin Porokhovskoye mezarlığını ziyaret edebileceği duyuruldu.

ORTALIĞI KARIŞTIRAN İDDİA: PRİGOJİN HAYATTA VE ÖZGÜR

Paralı asker grubu tarafından servis edilen fotoğraflarda Prigojin'in mezarı çiçeklerle donatılmış bir şekilde görülürken Rus siyasi analist Dr Valery Solovey, Putin'in gitmeyi reddettiği cenaze törenine rağmen Prigojin'in hayatta ve tamamen özgür olduğunu iddia ediyor.

"UÇAKTA O DEĞİL DUBLÖRÜ VARDI"

Moskova'nın ajan ve diplomat yetiştiren prestijli okulu, Uluslararası İlişkiler Enstitüsü'nde (MGIMO) eski bir profesör olan Solovey'e göre, Prigojin Rusya Güvenlik Konseyi tarafından planlanan suikastten yaptığı bir hile kurtulmayı başardı ve şimdi intikamını planlıyor.

Paralı asker grubu Wagner'in kurucusu Yevgeny Prigojin’in şüpheli ölümü arkasında pek çok soru işareti bıraktı. Olayın perde arkası ile ilgili sayısız teori ortaya atılırken Rusya Soruşturma Komitesi (SLEDCOM), dün akşam düşen uçağın enkazından 10 kişinin cesedine ve kara kutuya ulaştıklarını açıkladı.

SLEDCOM’un açıklamasında “İlk incelemelere göre kaza yerinde 10 ceset bulundu. Kimliklerinin belirlenmesi için moleküler genetik incelemeler yapılmaktadır. Uçuş kayıt cihazlarına el konuldu ve olay yerinin detaylı incelemesi devam ediyor. Şu anda, kazanın tüm koşullarını belirlemek için önemli olan eşya ve belgelere de el konulmaktadır ve gerekli adli incelemeler yapılacaktır” denildi.

WAGNER'İN BAŞINA KİM GELECEK?

Şimdi gözler bir dönem 'Putin'in özel ordusu' olarak bilinen paralı asker grubu Wagner'in bundan sonraki yol haritasına çevrildi. Üç kıtada faaliyet gösteren ve kısa sürede korkulan bir askeri güç merkezine dönüşen paralı asker grubunun başlarında Prigojin olmadan yollarına devam edip edemeyeceği şimdilik belirsiz.

Çoğu güvenlik uzmanı Rusya'nın grubun başına güvenilir bir müttefik koyabileceğini dile getiriyor ancak Wagner askerlerinin dışarıdan gelecek bir isme itaat edip etmeyeceği bilinmiyor.

<iframe src='//www.hurriyet.com.tr/video/embed/?vid=42319693&resizable=1&autostart=true&playsinline=true&v_utm_source=haber_detay' width='580' height='326' frameborder='0' scrolling='no' allow='autoplay; fullscreen' allowfullscreen></iframe>

Paralı asker grubu Wagner'in lideri Yevgeniy Prigojin’in ölümü dünyanın bir numaralı gündem maddesi olmaya devam ediyor.

ŞARAPNEL DARBESİ YOK, BOMBA TEORİSİ GÜÇLENİYOR

Şüpheli uçak kazasına ilişkin ortaya sayısız teori atılırken ABD tarafından hazırlanan ilk istihbarat raporu uçağın bir sabotaj sonrası (Büyük ihtimal bomba) düştüğünü öne sürüyor.

Rus güvenlik servisine yakın iki medya kuruluşu, müfettişlerin uçağa bir veya iki bomba yerleştirilmiş olabileceği yönündeki bir teori üzerinde yoğunlaştıklarını yazdı.

Müfettişlere göre bomba uçağın arka tarafındaki tuvaletin yakınında patladı, enkazda hiçbir şarapnel darbesi görülmediği için özel jetin Rus hava savunma füzeleri tarafından düşürülmüş olması mümkün görünmüyor.

SON SAATLER: UÇAKTA HERHANGİ BİR SORUN GÖRÜNMÜYORDU, 3 KEZ PATLAMA SESİ DUYULDU

ABD İstihbarat Teşkilatı (CIA) direktörü William Burns, Prigojin liderliğindeki Wagner askerlerinin başarısız isyanı sonrası Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in intikamını almak için acele etmeyeceğini öne sürerek, "Şu anda gördüğümüz şey çok karmaşık bir dans. Putin intikamın nihai havarisidir." demişti.

ÖNCE PARÇALARA BÖLÜNDÜ SONRA DRAMATİK BİR ŞEKİLDE BAŞI KESİLDİ

Dün Moskova yakınlarında düşen özel jetin içinde Prigojin’in de olduğunun açıklanması bu sözleri yeniden dünya gündemine taşıdı. 

Uçak kazasının arkasında ne olduğu tam olarak aydınlatılmasa da süreci yakından takip edenler paralı asker grubu Wagner'in bu süreçte ilk olarak parçalara bölündüğünü sonrasında da dramatik bir şekilde başının kesildiği görebiliyor.

Dünya Sağlık Örgütü, geçtiğimiz Mayıs ayında 3 yıl önce hayatımıza giren ve dünya düzenini kökünden değiştiren koronavirüsün artık "küresel bir acil durum" teşkil etmediğini duyurdu.

DSÖ'nün duyurusu sonrası pandemi çoğumuz için geçmişteki kötü bir anı gibi görünse de bu salgının bittiği anlamına gelmiyor, virüsle mücadelede kaydedilen ilerlemelere rağmen Kovid-19 hala hayatımızda bir tehdit olmaya devam ediyor.

DSÖ ERİS'İN STATÜSÜNÜ DEĞİŞTİRDİ

Şimdiye kadar 51 ülkede görülen ve 'Eris' olarak adlandırılan EG.5 varyantı her 10 Kovid vakasının birinin sorumlusu gibi görünüyor.

DSÖ 'Eris'le ilgili yaptığı son açıklamada virüsün 'gözlem altında'ki statüsünü 'izlenmesi gereken varyant' olarak değiştirdi ve varyantın dünyada istikrarlı bir artış gösterdiğini vurguladı.

4 ÜLKEDE GÖRÜLDÜ, KORKUNUN YENİ ADI: BA.2.86

Avrupalı uzmanlar yükselen vakalar sonrası

Bu yılın başında yapılan son araştırmalara göre, dünyada en yüksek suç oranına sahip 10 şehrinden 9'u Meksika'da... Ülkede sık sık birbirleri ve güvenlik güçleri ile çatışan irili ufaklı çok sayıda kartel bulunuyor.

Hükümetin mücadele etmekte zorlandığı bu karteller insan kaçırma, cinayet, işkence haberleri sık sık gazetelerin manşetlerini süslerken ülkenin Jalisco kentinden gelen son haber dünya gündemine oturdu.KARTEL KAYIP GENÇLERİN SON ANLARINI YAYINLADI

Hepsi üniversite öğrencisi olan, 20 yaşındaki Roberto Olmeda, 20 yaşındaki Diego Lara, 19 yaşındaki Uriel Galván, 22 yaşındaki Dante Cedillo ve 21 yaşındaki Jaime Martínez Cuma günü Lagos de Moreno'daki bir fuara katılmak için toplandılar ve eve dönerken gizemli bir şekilde ortadan kayboldular.

Son olarak San Miguel mahallesinde görülen gençler için arama çalışmaları devam ederken Meksika kartellerinden birisi kan donduran görüntüler yayınladı.

KARTEL İLE NEDEN TERS DÜŞTÜKLERİ BİLİNMİYOR

Kartel üyeleri tarafından Salı günü yayınlanan videoda gençlerin hepsi yan yana dizlerinin üzerinde otururken görülüyorlar. Hepsinin elleri arkadan bağlanan ve ağızları bantla kapatılan kurbanların yüzlerindeki morluk ve yaralar dikkat çekiyor.Beş gencin arkasındaki tuğla duvarda ise kartelin infaz biriminin logosu yer alıyor. Gençlerin kartel üyeleri ile ters düşmek için ne yaptığı henüz bilinmiyor.

KAN DONDURAN TALİMAT: ARKADAŞININ BAŞINI KES

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in Batı'nın uyguladığı yaptırımlara cevap olarak kıtaya giden gaz akışını neredeyse durdurması geçtiğimiz kış Avrupa ülkelerini son yılların en büyük enerji krizi ile karşı karşıya getirdi.

GAZ FİYATLARI YENİDEN YÜKSELİŞE GEÇTİ

Katı kısıtlamalar ve kesintilerle kışı atlatan Avrupa'da yaz aylarının sona ermesi ile enerji arzı endişeleri yeniden başladı.

Alman enerji şirketi E.ON Üst Yöneticisi Leonhard Birnbaum'un Rusya'dan doğal gaz ithalatının hızla düştüğünü ve enerji piyasalarındaki fiyatların yakın gelecekte yükseleceğine dair uyarısının ardından Avrupa'da gaz fiyatları yeniden yükselişe geçti.

AVRUPA'YA ŞAŞIRTAN TEKLİF

Pandemi ile patlak veren arz-talep dengesizliği ve Ukrayna savaşı sonrası yaşanan tedarik kısıtlamaları geçtiğimiz kış Avrupa'da gaz fiyatlarının rekor seviyeye yükselmesine neden olmuştu.

Barış masasının hala uzak bir ihtimal olarak görüldüğü Ukrayna savaşında çatışmalar 18 aydır devam ediyor.

İngiltere'ye Manş Denizi üzerinden gelerek iltica başvurusunda bulunan göçmenlerin yerleştirilmesi için hazırlanan Bibby Stockholm isimli gemi aylardır dünya gündeminde...

İLK MÜLTECİ GRUBU GELDİ

İnsan hakları savunucularının 'yüzen hapishane' yakıştırması yaptığı tartışmalı uygulama, güvenlik kaygıları ile ilgili endişelerin gölgesinde hayata geçti.

Dün 50 kişilik ilk mülteci grubu otobüslerle gemiye getirildi. Hafta sonuna kadar mavnaya 18-65 yaş arasında 500 kişinin yerleştirilmesi planlanıyor.

İNGİLİZ HÜKÜMETİ OTEL MASRAFLARINDAN KURTULMAYA ÇALIŞIYOR

İngiliz hükümeti 3 katlı ve 222 odalı yüzen hapishane ile mültecilerin günde

İngiltere'nin karşı karşıya olduğu en büyük tehditleri tek tek sıralayan raporda, 840 bin kişinin hayatına mal olabilecek yeni bir salgın, yapay zeka ve Rusya'nın enerji arzını kesintiye uğratması gibi maddeler dikkat çekti.

ŞİMDİYE KADAR YAYINLANAN EN KAPSAMLI RİSK DEĞERLENDİRMESİ

89 maddenin yer aldığı ulusal risk kaydındaki tehditlerin her biri, potansiyel yaşam kaybı, finansal maliyet gibi faktörler değerlendirilerek kapsamlı veri modellemesi ile yapıldı.


Başbakan Yardımcısı Oliver Dowden raporun şimdiye kadar yayınlanan en kapsamlı risk değerlendirmesi olduğunu belirterek "Hükümetimiz ve ortaklarımız bu sayede her şeye hazır olabilir." dedi.

YENİ PANDEMİ İHTİMALİ YÜZDE 5 İLA 25 ARASINDA

İngiliz medyasının bir numaralı gündem maddesi olan rapora göre, olası yeni bir salgın ülke için

ABD'li bilim insanları dün her türlü solid tümörü yok edebilen bir hap geliştirdiklerini duyurdular.  'Hedefli kemoterapi' yoluyla yalnızca kanserli hücreleri hedef alan ilacın sağlıklı hücrelere zarar vermediği belirtildi.

ABD'deki en büyük kanser araştırma ve tedavi kuruluşlarından biri olan City of Hope'daki araştırma ekibinin Anna'nın isminin baş harflerini ve doğum yılı kullanılarak oluşturduğu AOH1996 henüz insanlar üzerinde denenmese de araştırmanın sonuçları dünya üzerindeki milyonlarca kişiye ümit oldu.

Fotoğraflar: AnnaFund
500 BİN DOLARDAN FAZLA PARA TOPLADILAR

1996 yılında Indianapolis'te dünyaya gelen Anna beş yıl nöroblastoma (Bir tür sinir sistemi kanseri) ile yaşadı. Ailesi küçük kızın ölümünden sonra başlattıkları yardım kampanyası ile kanser araştırmalarında harcanmak üzere 500 bin dolardan fazla para topladı.

DOKTORUN FİKRİNİ İKİ SAATTE DEĞİŞTİREN GÖRÜŞME: HAYATIMI DEĞİŞTİREN AN BUYDU

City of Hope Moleküler Teşhis ve Deneysel Tedavi Bilimleri Bölümü'nden profesör Linda Malkas, 2005 yılında küçük Anna'nın ölümünden birkaç ay önce baba Steve ile tanıştı.

Geçtiğimiz haftalarda Almanya'da hizmet veren Deutsche Telekom tarafından hazırlanan bir reklam, anne babaların en büyük korkusuna dokundu ve sadece ülkede değil dünyada da deprem etkisi yarattı.

BİR ÇOCUĞUN FOTOĞRAFLARI ORTALAMA 1300 KEZ PAYLAŞILIYOR

Yapılan son araştırmalar çocukların 13 yaşından önce çekilen fotoğraflarının ortalama 1300 kez çevrimiçi olarak paylaşıldığını gösteriyor. Deutsche Telekom'un reklamı ise yapay zekanın masum çocukların fotoğraflarını anne babaların asla hayal edemeyecekleri bir şekilde kullanması için sadece tek bir karenin yeterli olduğuna dikkat çekiyor.

<blockquote class="twitter-tweet"><p lang="en" dir="ltr">A lot of you must be wondering why I have posted this video. I have posted this to raise awareness of the risks of posting personal information online. So grateful to <br>Deutsche Telekom for releasing this hard-hitting social experiment that highlights the dark side of sharing… <a href="https://t.co/PVbyW35Un1">pic.twitter.com/PVbyW35Un1</a></p>&mdash; Preity G Zinta (@realpreityzinta) <a href="https://twitter.com/realpreityzinta/status/1681695050382622720?ref_src=twsrc%5Etfw">July 19, 2023</a></blockquote> <script async src="https://platform.twitter.com/widgets.js" charset="utf-8"></script>

Ebeveynleri sosyal medyada aşırı paylaşım yapmanın tehlikeleri hakkında bilgilendirmek için oluşturulan reklam geçen hafta yayınlandı ve kullanılan karmaşık teknikleri gözler önüne serdi.

İZLENME REKORLARI KIRDI: KIZLARININ YETİŞKİN HALİ İLE KARŞILAŞTILAR

Sosyal medyada sadece bir gün içinde 5,5 milyondan fazla izlenen

Üst düzey bir Rus yetkili devlet televizyonunda yaptığı açıklamada, paralı asker grubu Wagner'in Baltık Devletleri ile Avrupa NATO ülkeleri arasındaki tek NATO kara köprüsü olan Suwałki'ye yürümeye hazır olduğunu söyledi.

"BİR KAÇ SAAT İÇİNDE GİTMEYE HAZIRLAR"

Şimdilerde bir milletvekili olan Albay Andrey Kartapolov devlet televizyonunda Suwałki bölgesinin önemine dikkat çekerek, "Paralı asker grubu Wagner'in silahlı kuvvetleri eğitmek için Belarus'a gittiği çok açık. Suwalki Koridoru diye bir yer var. Bir şey olursa, buraya çok ihtiyacımız olacak. Wagner askerleri Suwalki koridoruna bir kaç saat içinde gitmeye hazır" dedi.

Wagner askerleri Belarus'ta...

NATO İÇİN DE RUSYA İÇİN DE KRİTİK ÖNEME SAHİP

Litvanya ve Polonya arasındaki sınırı ikiye bölen yaklaşık 100 km uzunluğundaki sınır bölümü Suwałki hem NATO hem de Rusya için büyük stratejik öneme sahip. Çünkü Kremlin ile Batı arasındaki gerilimin yükselmesi durumunda Rusya'ya karşı en savunmasız ülkeler olarak görülen Litvanya, Letonya ve Estonya'ya tek kara bağlantısı buradan geçiyor.

11-12 Temmuz'da Litvanya'nın başkenti Vilnius'ta gerçekleştirilecek NATO zirvesi dünyanın bir numaralı gündem maddesi olmuş durumda.

Kritik zirvenin öne önemli başlıklarından biri 1 yılı aşkın süredir devam eden Ukrayna savaşı olacak.

NATO ÜYELİĞİNE KAPIYI KAPATTI, DESTEK SÖZÜ VERDİ

ABD Başkanı Joe Biden, NATO zirvesi öncesi yaptığı açıklamada Ukrayna'nın NATO üyeliğine yeşil ışık yakmasa da Kiev yönetimine destek garantisi verdi.

Savaşın ortasındaki Ukrayna’nın NATO üyeliği konusunda birlik içinde fikir birliği olduğunu sanmadığını belirten Biden " Savaş devam ediyorsa, o zaman hepimiz savaşın içindeyiz. Durum buysa, Rusya ile savaştayız.” dedi.

UKRAYNA İÇİN 'İSRAİL' MODELİ

ABD'nin Ukrayna’da güvenliği sağlamak için İsrail'e sunduklarına benzer bir koruma sağlamaya hazır olduğunu vurgulayan Biden NATO üyeliğinin ancak ateşkes ve barış anlaşması halinde mümkün olabileceğini vurguladı.

Yevgeny Prigojin ve Wagner Grubu paralı asker grubunun 36 saatlik ayaklanması sonrası Kremlin Wagner'in ülkedeki izlerini silmeye çalışıyor.

Prigojin'in İnternet Araştırma Ajansı (Internet Research Agency) kapatılırken, Wagner'i destekleyen medya kuruluşlarına da erişim yasağı getirildi.

PRİGOJİN'DEN ZAFER SÖZÜ

Ancak alınan bu önlemler Prigojin'in sesini duyurmasına engel olamadı, Wagner lideri geçtiğimiz gün yayınladığı ses kaydı ile yürüyüşünü destekleyenlere teşekkür etti ve takipçilerine yeni zafer sözü verdi.

'BECERİKSİZLİK Mİ, İHANET Mİ? PUTİN ARTIK KİME GÜVENEBİLİR?'

Prigojin, başarısız isyanı sonrası Belarus lideri Lukaşenko'nun devreye girmesi ile özel ordusunu geri çekse de, grubun önemli bir lojistik merkezi ve askeri karargah olan Rostov'un kontrolünü nasıl ele geçirdiği, Rus silahlı kuvvetlerinin müdahale konusunda neden yavaş kaldığı hala tartışma konusu.

Politico konuya ilişkin analizinde, Wagner'in yaklaşık 6 saatlik yürüyüşü ve şaşırtıcı ilerleyişi için

Fransa’nın başkenti Paris’in banliyölerinden Nanterre'de 17 yaşındaki bir gencin polis tarafından öldürülmesi ülke çapında isyana neden oldu.

Adı Nahel M. olarak açıklanan gencin öldürülmesi sonrası Fransa'da düzenlenen protestolar bugün dördüncü gününde.45 bin polisin konuşlandırıldığı Fransa sokaklarından gelen görüntüler ise korku filmlerini aratmıyor...

BÜYÜK ŞEHİRLERDE KAOS BÜYÜYOR, YÜZLERCE GÖZALTI

Polis raporları, Paris'teki durumun önceki gecelere göre biraz daha sakin olduğunu ancak Marsilya ve Lyon gibi diğer büyük şehirlerde kaosun büyüdüğünü binaların ve araçların ateşe verildiğini ve mağazaların yağmalandığını gösteriyor.

Dün gözaltı sayısı en son 900 olarak açıklanırken, Fransa İçişleri Bakanı Gérald Darmanin bu sabah erken saatlerde yaptığı açıklamada 471 kişinin daha gözaltına alındığını duyurdu.

Geçtiğimiz sene 24 Şubat'ta başlayan Ukrayna Savaşı'nda gözler Kiev yönetiminin başlattığı karşı saldırıya çevrildi.

YAKIN MESAFE ÇATIŞMALARI BAŞLADI

Ukrayna yönetimi bu konuda resmi bir duyuru yapmasa da, uzun süredir beklenen saldırının fillen başladığı biliniyor. Ukrayna'nın Özel Harekat Kuvvetleri tarafından yayınlanan son görüntüler bölgede ölümcül yakın mesafe çatışmalarının başladığını ortaya koydu.

KUSURSUZ SALDIRI: ÇOK SAYIDA RUS ASKERİ ÖLDÜ

Sosyal medyada ve Batı medyasında büyük yankı uyandıran videoda Ukrayna birliklerinin Rus siperlerine baskınlar düzenlediği, çok sayıda düşman askerini etkisiz hale getirdiği görülüyor.

Ukrayna Kuvvetleri yaptıkları resmi açıklamada düzenlenen baskında 10 Rus askerinin öldürüldüğünü duyururken, askeri analistler Ukrayna'nın askeri görevini 'kusursuz' olarak tanımladı ve 'her şeyin doğru yapıldığını' vurguladı.

West Point's Modern War Institute'den savaş araştırmaları başkanı John Spencer, Ukrayna birliklerinin yaptıklarının yeterlilik düzeyleri açısından benzersiz olduğunu vurgulayarak, "Hep doğru adımları atıyorlar, ki bu çok iyi eğitilmiş olsanız bile savaşta her zaman mümkün değildir" dedi.

İsviçre'deki öğretmenler tuvaleti nasıl kullanacaklarını bilmedikleri için bebek bezi ile sınıfa gelen öğrencilerinden şikayetçiler.

'11 YAŞINDAKİ ÇOCUKLARIN OKULA BEZLE GELMESİ ENDİŞE VERİCİ BİR DURUM'

İsviçre Öğretmenler Federasyonu başkanı Dagmar Rösler,İsviçre'nin 20 Minuten gazetesine yaptığı açıklamada, "Çocuklar artık 4 yaşında okula başlıyor, evet bazıları hala bebek bezine ihtiyaç duyabilir ancak 11 yaşındaki çocukların okula bezle gelmesi endişe verici bir durum" açıklamasında bulundu.

AİLELER EĞİTİMDEN KAÇIYOR, ÇOCUKLAR SAĞLIKSIZ YÖNTEME ALIŞTI

Mayo Clinic'e göre çocuklara tuvalet eğitimi ortalama 18 ay ile 24 ay arasında veriliyor ancak görünen o ki birçok ebeveyn söz konusu eğitimi vermekten kaçma eğiliminde.

İsviçre ve Alman basınında yer alan haberlere göre, ülkedeki pek çok çocuk, bebek bezi ile gezmeye o kadar alıştı ki, sağlıksız yöntemi bırakmakla hiç ilgilenmiyorlar.

Eğitim bilimcisi Margrit Stamm, gazeteye yaptığı açıklamada bazı anne babaların bebek bezinin sağladığı rahatlık nedeni ile bu alışkanlığın çocuğa verdiği zararı hafife aldığını belirtirken, çocuk gelişimi uzmanı Rita Messmer ise okullarda bebek bezi takmanın korkutan bir hızla arttığına dikkat çekti.

Koronavirüs pandemisi nedeni ile virüsler dünya çapında kötü bir üne sahip oldu ancak düşünülenin aksine virüslerin büyük çoğunluğu insanlara zarar vermiyor, hatta bazıları geleceğin tedavilerinde kilit bir rol bile oynayabilir...

İngiliz Telegraph gazetesinde yer alan makaleye göre, gelecekte dirençli bir enfeksiyona sahip insanlara antibiyotik yerine içinde virüslerin olduğu küçük cam şişeler reçete edilebilir.

ANTİBİYOTİKLERİN KÖTÜ MİRASI: SÜPER BAKTERİLER

Antibiyotiklerin sadece insanlarda değil, aynı zamanda yetiştirilen hayvanlarda da bilinçsiz bir şekilde kullanımının sonucu bağışıklık kazanan bakteri türleri oldu, MRSA gibi tehlikeli süper bakteriler ortaya çıktı.

İşte bu nedenle 1980'lerden bu yana yeni bir antibiyotik sınıfı keşfedilmedi. Dünyanın en büyük ilaç şirketleri daha fazlasını bulmak için yarışmıyor, bunun için yeterli bütçe yok.

Ukrayna savaşı birinci yılını geride bırakırken Kiev yönetiminin merakla beklenen 'karşı saldırısı' nihayet başladı.

Ukrayna artık Batı'nın güçlü silahlarına sahip olduğu için geçtiğimiz yıl savaşın başladığı dönemlere göre çok daha avantajlı bir durumda ancak zorlu Rus bir savunmasıyla karşı karşıyalar.

Askeri analistler bu operasyonun ilk aşamasının tehlikeli ve maliyetli olabileceği konusunda uyarıda bulunuyorlar.

İNİSİYATİF ÇOĞU BÖLGEDE UKRAYNA'DA

ABD'nin en büyük gazetelerinden biri olan Washington Post, Batı taktikleri konusunda eğitilmiş ve Batı silahlarıyla donanmış Ukrayna kuvvetlerinin cephe hattının çeşitli bölgelerine doğru ilerlediğini bildirdi.

Dün sabah Ukrayna’nın güneyinde Rusya kontrolündeki Herson bölgesinde yer alan Nova Kakhovka Barajı'nın yıkılmasının ardından sular serbest kaldı. 

HER İKİ TARAF DA BİRBİRİNİ SUÇLADI

Binlerce kişi sel tehlikesi nedeni ile tahliye edilirken Ukrayna ordusu ve NATO, Rusya’yı 'barajı havaya uçurmakla' suçladı, Rusya ise barajdaki tahribatın nedeninin Ukrayna'nın gerçekleştirdiği bir 'sabotaj' olduğunu öne sürdü.

Ukrayna Cumhurbaşkanı Volodimir Zelenski, yaklaşık 80 köy ve kasabanın sular altında kalabileceğini söylerken yetkililer 40 binden fazla kişinin tahliyesinin gerektiğini bildirdi. 

İnsan beyni ile ilgili çoğu şey hala 'sır' olarak gizemini korusa da bilim insanları düşüncelerimizin, duygularımızın ve davranışlarımızın, birbirine sinyaller ileten ve böylece beynin bölgeleri arasında iletişimi sağlayan milyarlarca birbirine bağlı nöronun sonucu olduğu konusunda uzun süredir hemfikir.

BEYNİN ŞEKLİ NÖRONLARDAN DAHA ETKİLİ

Geçtiğimiz gün Nature dergisinde yayınlanan bir çalışma bu yaygın görüşe meydan okuyor ve beynin şeklinin, büyüklüğünün ve üzerindeki eğrilerin düşüncelerimiz, duygularımız ve davranışlarımız konusunda nöronlardan daha büyük bir etkiye sahip olduğunu öne sürüyor.

Avusturyalı bilim insanlarından oluşan bir araştırma ekibi, 255 kişi ile yürüttükleri deneyde parmaklarını hafifçe birbirine değdirmek, daha önce gösterilen bir fotoğrafı hatırlamak gibi basit görevleri yerine getiren insanları MRI taramalarını inceledi.

10 BİN FARKLI İNSANA AİT BEYİN AKTİVİTESİ HARİTASI İNCELENDİ

Ekip daha sonra dünya çapında yapılan binden fazla deneyden toplanan 10.000 farklı insana ait beyin aktivitesi haritasını incelediler ve beynin boyutunun ve şeklinin, beyin dalgalarını nasıl etkilediğini simüle eden bir bilgisayar programı hazırladılar.

Sonuçları nöron bağlantılarıyla ilgili daha önce elde edilen bilgisayar sonuçları ile karşılaştıran bilim insanları yaptıkları çalışmanın daha önceki modele göre daha iyi sonuç verdiğini gözlemlediler.

Araştırmanın baş yazarı, Avustralya Monash Üniversitesi'nden araştırma görevlisi James Pang, beyin şeklinin önemini anlatırken gölette dalgalar oluşturan çakıl taşlarını örnek vererek

Geçtiğimiz hgünlerde Kremlin Saray'ına insansız hava araçları ile kimliği belirsiz kişiler tarafından gerçekleştirilen saldırı ve bir hafta önce Rusya Devlet Başkanı Putin'in Gelendzhik bölgesindeki malikanesinin yakınında patlamaya hazır mühimmat ile yakalanan ve Ukraynalı olduğu öne sürülen sabotajcı Rus güvenlik birimlerini alarma geçirdi.

Rusya Devlet Başkanı Putin'e yönelik olası bir saldırı durumu için güvenlik önlemleri en üst seviyeye çıkarılırken bugün Batı medyasında dikkat çeken bir iddia yer aldı.

"WAGNER ŞEFİ PUTİN'İ DEVİRMEK İSTİYOR"

Donetsk Halk Cumhuriyeti eski savunma bakanı Igor Strelkov, Wagner şefi Yevgeny Prigojin'in Putin'in çevresinden bir ekiple hareket ederek Rus lideri devirmeyi amaçladığını iddia etti.

Yunanistan'da Pazar günü gerçekleştirilen seçimlerde yüzü gülen taraf Başbakan Miçotakis’in lideri olduğu merkez sağcı Yeni Demokrasi (ND) partisi oldu.

Yeni Demokrasi Partisi (ND) yüzde 40 gibi hiçbir anketin öngöremediği bir oranla seçimleri önde bitirirken, ana muhalefet partisi SYRİZA'nın oyları yüzde 20.07’de kaldı. Üçüncü büyük parti PASOK’un oy oranı yüzde 11.46, sandalye sayısı 41 oldu. Komünist Parti 26 milletvekilliği, Yunan çözümü ise 16 milletvekilliği kazandı.

MİÇOTAKİS HÜKÜMET KURMA GÖREVİNİ İADE ETTİ

Miçotakis her ne kadar büyük bir zafere imza atsa da, nisbi Seçim sistemine göre hiçbir parti tek başına hükümet kurmak için gerekli olan yüzde 46’lık oy oranına ulaşamadı.

Yunanistan Cumhurbaşkanı Katerina Sakelaropulu seçimin lideri Kiryakos Miçotakis'e hükümet kurma görevini verdi ancak Miçotakis, "Mevcut parlamentodan bir hükümet kurma koşullarının esasen mevcut olmadığını düşünüyorum” diyerek görevi iade etti.

Miçotakis'in kararı sonrası hükümet kurma görevi diğer parti liderlerine verilecek. Hiçbir partinin hükümet kurmakta başarılı olamaması halinde genel seçimde salt çoğunluk esasının uygulanacağı ikinci tura gidilecek.

Ukrayna savaşı bir yılını geride bırakmışken gözler Rus ve Ukrayna birliklerinin aylardır ele geçirmek için çaba verdiği küçük sanayi şehri Bakhmut'a çevrilmiş durumda.

Bakhmut savaşında Rusya'nın yanında yer alan ve çatışmalarda kilit bir rol oynayan paralı asker grubu Wagner geçtiğimiz hafta kritik kenti ele geçirdiğini duyurdu. Ancak Kiev Moskova'nın iddiasını reddederek Rus askerlerinin sadece küçük bir bölgeyi kontrol ettiğini öne sürdü.

RUS ASKERLERİ TUZAĞA DÜŞTÜ

Ukraynalı general General Oleksandr Syrskyi'ye göre dokuz ay süren ezici bir çatışmanın ardından Bakhmut'un içine giren Rus askerleri aslında büyük bir tuzağa düştü.

"Wagner'in adamları fare kapanına düşen fareler gibi Bakhmut'a girdiler." diyen Syrskyi Wagner şehrin içine doğru ilerlerken Ukrayna kuvvetlerinin şehri 3 taraftan kuşattığını belirterek şimdi saldırıya geçeceklerini iddia etti.

RUS ASKERLERİ UKRAYNA TOPÇULARININ HEDEFİNDE

Moskova, Bakhmut'un merkezini kontrol ediyor olsa da, askeri analistler, Kremlin'in zaferinin stratejik olarak avantajlı olmadığını söylüyorlar. Kiev artık şehrin etrafındaki yüksek zemini elinde tutuyor ve Rus askerleri otomatik olarak Ukrayna topçularının görüş alanına giriyor.

Rusya'nın her sene büyük bir coşku ile kutladığı 9 Mayıs Zafer Günü bu sene alışılmış ihtişamından uzak...

Moskova'daki Kızıl Meydan'da düzenlenen geçit töreninde ülkenin son model silahlarını sergileyerek dünyaya meydan okuyan Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Zafer Günü'nü uzun süredir halk desteğini toplamak ve ülkenin askeri hünerlerini göstermek için kullanıyor.

GÖZLE GÖRÜLÜR BİR HUZURSUZLUK VAR

Geçmiş yıllarda Moskova'nın askeri geçit törenine Almanya Başbakanı Angela Merkel ve BM Genel Sekreteri Kofi Annan gibi dünya liderleri katılsa da geçtiğimiz sene başlayan Ukrayna savaşı Moskova yönetimini giderek yalnızlaştırdı.

Kimliği henüz belirlenemeyen kişilerin Kremlin'e düzenlediği İHA saldırısı ve Putin'in 'durdurulamaz' olarak tanımladığı Kinjal hipersonik füzesinin ABD yapımı Patriot hava sistemi ile imha edilmesi sonrası Moskova'da bariz bir huzursuzluk görülürken birçok bölgedeki kutlamalar iptal edildi, güvenlik önemleri artırıldı.

İsveç'in en büyük ikinci partisinin lideri, Avrupa Birliği (AB) üyeliğini yeniden değerlendirmelerinin zamanının geldiğini söyleyerek 'Swexit' tartışmasının fitilini ateşledi.

HANGİ ARABAYI ALMANIZ GEREKTİĞİNE ALMAN POLTİKACILAR KARAR VERİYOR

Aşırı sağcı İsveç Demokratlar Partisi (SD) lideri Jimmie Akesson, birliğin sürekli genişleyen gücünün, Alman, Polonyalı ve Fransız politikacıların, pratikte hangi arabayı satın alacağınıza, benzinin ne kadar pahalı olması gerektiğine ve bahçenizdeki hangi ağacı kesebileceğinize karar vermesi anlamına geldiğini öne sürerek AB yasalarından daha fazla muafiyet istenmesi gerektiğini söyledi.

SD lideri Jimmie Akesson

"AVRUPA BİRLİĞİ YANLIŞ YÖNE GİDİYOR"

Koalisyon hükümetinin gayri resmi bir parçası olan İsveç Demokratlar Partisi'nin lideri Akesson, 2016 yılında İngilizlerin yaptığı gibi bir oylama için direkt 'Swexit' çağrısında bulunmadı ancak 27 üyeli birliğin yanlış yöne gittiğini söyledi.

İsveç 1995 yılında AB üyesi oldu. O günden bu yana birçok siyasetçi İsveç'in AB üyeliğinden çıkması için kampanyalar düzenledi.

Rusya'nın Ukrayna'ya başlattığı savaş, Moskova ile Batı arasındaki gerilimi zirveye çıkarırken bir devriye botunun Baltık Denizi'nde çektiği görüntüler yeni bir krizin kapısını araladı.

YILAN HİKAYESİNE DÖNDÜ: BATI RUSYA'YI, RUSYA ABD'Yİ, ABD UKRAYNA'YI SUÇLADI

26 Eylül 2022'de Rusya’dan Almanya’ya, oradan da Avrupa’ya doğalgaz taşıyan Kuzey Akım 1 ve 2 boru hatlarında peş peşe meydana gelen sızıntılar sonrası Batılı ülkeler sızıntının nedeninin Rusya'nın gerçekleştirdiği bir saldırı olabileceğini öne sürmüştü.

Kuzey Akım boru hattında meydana gelen sızıntı böyle görüntülenmişti...

Rusya sabotaj iddialarını reddedip ibreyi ABD'ye çevirirken, ABD basını da boru hattına sabotajlarda Ukrayna yanlısı bir grubun parmağı olduğunu öne sürmüştü.

DANİMARKA'DAN ORTALIĞI KARIŞTIRAN İDDİA

Ukrayna savaşı sonrası Avrupa'yı vuran gaz krizinin ortasında Kuzey Akım 1 ve 2 boru hatlarına yapılan saldırıların arkasında kimin olduğu gizemini korurken, Danimarkalı Information gazetesi Rusya'ya ait

Bir yılı geride bırakan Ukrayna savaşında gözler Kiev yönetiminin önümüzdeki aylarda başlatmayı planladığı karşı saldırıya çevrildi. Rusya'nın 2014 yılında ilhak ettiği Kırım'dan gelen son görüntüler Rusya'nın da bu yönde hazırlıklara başladığını ve fırtınanın her an kopabileceğini gösteriyor.

TURİSTLERİN POPÜLER ROTASINA TANK TUZAKLARI KURULDU

Bölgeden gelen son görüntülere göre Moskova yönetimi dev turizm bölgesi Ak-Monai'ye 'Dragon's Teeth' olarak anılan tank tuzaklarından kurdu. Bir dönemler hem Rus hem de Ukraynalı turistlerin favorisi olan plajlar artık göz alıcı hallerinden uzak görünüyor ve muhtemelen bütün yazı kapalı olarak geçirecekler.

KİLOMETRELERCE UZANIYOR

Geçtiğimiz günlerde ABD'li Washington Post gazetesinin yayınladığı uydu görüntülerine göre Ukrayna'dan gelebilecek saldırı için alarma geçen Rus birlikleri Kırım sahili boyunca kilometrelerce uzanan siper kazdı. Hendeklerin arkalarına tanksavarlar ve topçu bataryaları yerleştirildi.

Donald Trump, ABD tarihine geçerek ülkenin hakim karşısına çıkan eski başkanı oldu.

New York’taki mahkemede hakkındaki 34 suçlama yüzüne okunan, ancak bu suçlamaların hiçbirini kabul etmeyen Trump, mahkeme sonrası Florida’da kameraların önüne geçti ve yargılandığı davanın 'sahte' olduğunu ve bunun '2024 başkanlık seçimlerine bir müdahale' olduğunu iddia etti.

Kızı, oğlu ve Cumhuriyetçi Parti'den pek çok kişi Trump'ın basın toplantısına katılırken, Melania Trump kritik etkinlikte yer almamayı tercih etti. 

Tüm gözlerin üzerine çevrildiği eski First Lady aldığı kararla yeniden ABD gündemine oturdu...

Önümüzdeki aylarda sandık başına gitmeye hazırlanan Yunanistan’da genel seçimler, Türkiye’den bir hafta sonra, 21 Mayıs’ta yapılacak.

Seçime sayılı günler kala Yunanistan Başbakanı Kiryakos Miçotakis Türkiye sınırında bulunan Evros bölgesini ziyaret etti. Evros'ta hali hazırda bulunan çelik duvarın uzatılmasına ilişkin düzenlenen etkinlikte konuşan Yunan Başbakanın seçim vaatleri dikkat çekti.

SEÇİM VAADİ: TÜRK-YUNAN SINIRI TAMAMEN DUVARLA ÖRÜLECEK

Seçim vaadi olarak Türkiye ile Yunanistan arasında bulunan kara sınırının tamamına duvar örme sözü veren Miçotakis, iki ülke arasında yer alan 37,5 kilometre uzunluğundaki mevcut çelik duvara önümüzdeki 12 ay içinde 35 kilometre daha ekleme yapmayı planladıklarını duyurdu.

Başka bir hükümetin iş başına gelmesi durumunda bu planın tamamen gündem dışı kalabileceğini idda eden Yunan Başbakan

Emeklilik yaşını 62'den 64'e çıkarmayı öngören yasa tasarısı Fransa'yı adeta yangın yerine çevirdi. Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron haftalardır devam eden protestolara rağmen geri adım atmayı reddetti üstelik ülkedeki gerilim zirvedeyken Anayasa'nın özel bir maddesini kullanarak meclisi devre dışı bıraktı.

Ülke çapında 300'e yakın noktada düzenlenen protestolarda dün 450'den fazla gösterici gözaltına alındı. Bordeaux kentinde belediye binası ateşe verildi. Protestolar o kadar büyüdü ki İngiltere Kralı III. Charles'ın ülkeye düzenleyeceği ziyaret Macron'dan gelen talep ile ertelendi.

MACRON'A 'GİYOTİN' MESAJI

441 polis memurunun da yaralandığı protestolarda en çok dikkat çeken slogan "Louis giyotinle idam edildi! Yeniden başlayabiliriz Macron” oldu. İngiliz Telegraph gazetesi halkın öfkesinin protestolara alışık Fransa için bile yeni bir şey olduğunu yazdı.

Macron'a ikinci dönem için seçilmesinden sadece dokuz ay sonra gelen 'giyotin tehdidinin' hafife alınmaması gerektiğini belirten gazete siyaset bilimci Dominique Moisi'nin sözlerine yer verdi ve uyardı: Düşünülenin aksine protestolar zararsız değil, giderek daha çok derinlere işliyor.SAATİ KRİZ ÇIKARDIHükümetin emeklilik yasası için meclisi baypas etmesi sonrası Macron hükümetine karşı verilen ilk gensoru önergesi Pazartesi günü 278 milletvekilinin lehte oy vermesine rağmen 287 olan oy çoğunluğunun sağlanamaması nedeniyle reddedildi.

Gensoru önergesinden sadece 9 kişinin oyu ile kıl payı kurtulan Macron, Fransızların öfkesini yatıştırmak için canlı yayına çıkıp açıklama yaptı ancak halka zeytin dalı uzatmayı planladığı bu konuşma bugün dünya çapında konuşulan yeni bir krizin kapısını araladı.

CDC verilerine göre, 'Candida auris' olarak bilinen mantar enfeksiyonları, 2019 yılında 476 vakadan 2021 yılında 1.471'e çıktı.

Mantarı taşıyan ancak enfekte olmayan insanların sayısı aynı zaman diliminde neredeyse dört katına çıkarak 1.077'den 4.040'a çıktı. Ön veriler vaka sayısının artmaya devam ettiğini ve antibiyotiğe dirençli suşların ortaya çıktığını gösteriyor.

ÖLÜM ORANI YÜZDE 30 İLE 70 ARASINDA DEĞİŞİYOR

Bilim insanları mantarın, bağışıklık sistemleri güçlü, sağlıklı insanlar için bir tehdit olmadığına inanıyor.

Ancak solunum cihazına bağlı hastalar ve kemoterapi gören kanser hastaları gibi tıbbi olarak daha hassas kişiler ciddi risk altında.

Mantar nedeni ile septisemi (kan dolaşımı enfeksiyonu) geliştiren hastaların yüzde 30 ila 70'inin hayatını kaybettiği öldüğü tahmin ediliyor.

TEMİZLENMESİ ÇOK ZOR! SAĞLAM BİR PLANA İHTİYACIMIZ VAR

ABD'nin Oregon eyaletinin Portland kentinde yaşayan 34 yaşındaki Vito Oliveri ve 30 yaşındaki nişanlısı Emily Shuford sık sık kayak yapıyor ya da göllerde gezilere çıkıyordu. Bu gezilerden birinde, Noel için yeni bir şeyler denemek isteyen çift, yaptıkları küçük kaçamağın onları yıllar sonra geçici olarak felç etmesini ve köpeklerini bile gezdiremeyecek hale getirmesini beklemiyordu.

Son yıllarda Avrupalı gençlerin festival, konser ve partilerde kullanmaya başladığı 'gülme gazı'nı deneyen çift hiç bir zararı olmadığını düşündükleri maddeye kısa süre içinde bağımlı hale geldi.

GÜLME GAZI OLARAK DA BİLİNEN NİTROZ OKSİT

'Gülme gazı' olarak da bilinen nitröz oksit (N2O) aslında anestezide kullanılan bir gaz. Çoğunlukla doğum sırasında ağrı kesici ya da krem şanti püskürtücülerinde kullanılan maddenin son yıllarda eğlence aracı olarak popülaritesi arttı.

YASAKLAR PEŞ PEŞE GELDİ

Kullananlarda kısa süreli coşku ve rahatlama yaratan, gençlerin rahatça ve ucuza ulaşabildikleri nitröz oksiti bulundurmak çoğu ülkede yasal. Ancak bazı ülkelerde gazın eğlence amaçlı kullanımı yasaklandı. Bunlardan biri de Hollanda.

Hollanda hükümeti, gençler arasında yaygın şekilde kullanılan ve çeşitli sağlık sorunlarına neden olan gülme gazının 1 Ocak 2023’ten itibaren yasaklanmasını kararlaştırdı. Bağımlılık konularında uzman olan Hollanda Trimbos Enstitüsü'ne göre, çoğunluğu genç olan festival müdavimlerinin yüzde 37'si düzenli olarak gülme gazı kullanıyor.

El Salvador'da açılan ve Amerika'nın en büyük mega hapishanesi olduğu düşünülen cezaevindeki yaşam koşulları dünya çapında tepki çekerken, Orta Amerika ülkesi 2 bin mahkumu daha yeni açılan ve inşaatı devam eden 'CECOT Terörizm Hapishanesi'ne nakletti.

Mahkumlar 40 binden fazla çete üyesini barındıracak yeni hapishaneye yoğun güvenlik önlemleri altında getirildi.

Uluslararası ajansların servis ettiği görüntüler yine aynıydı: Yarı çıplak, yalın ayak, binlerce dövmeli adam elleri arkadan kelepçeli, başları öne eğilmiş bir şekilde hapishaneye giriş yaptı.

YENİ GÖRÜNTÜLER DİKKAT ÇEKTİ

Bugün dünya medyasında büyük ilgi çeken detay ise mahkumların görüntüsünden çok tesisin içinden gelen fotoğraflar oldu.

Ülkedeki şiddet sorunun kaynağındaki MS-13, Barrio 18 gibi çetelere adeta savaş açan Cumhurbaşkanı Nayib Bukele yönetimi daha önce açtıkları yeni hapishanenin görüntülerini paylaşmıştı ancak mahkumların kaldıkları hücrelere dair herhangi bir görüntü yoktu.