Ufuk Sandık

Erol Dallı’nın ardından...

20 Ekim 2004
Gazeteci Erol Dallı'yı geçen hafta kaybettik. Acı haberi yurtdışından döndükten sonra aldım. Sevdiğiniz bir insanın arkasından yazı yazmak çok zor. Ama Erol abinin, herkes tarafından bilinmeyen bir yönünü, otomotiv sektörünün değişimine katkısını, bugün bu sektörde çalışan birçok insanın önünde açtığı yolla ilgili düşüncelerimi paylaşmak istiyorum. Otomotiv sektöründe yaşanan kabuk değişimin öncülerinden biri de Erol Dallı. Düne kadar pazarlama ve iletişim bölümlerinin olmadığı, dolayısıyla iletişimden bi haber olan sektör, yıllar önce Erol Dallı'nın gazetecilikten otomotiv sektörüne geçmesiyle iletişimin önemini keşfetti. Erol Dallı, ilk olarak yıllar önce Man'ın üreticisi olan Ercan Holding'e geçip, otomotiv sektöründe bir ilki gerçekleştirdi. Ardından, Renault Mais ve Tofaş'ta iletişim bölümlerini kurdu. Dallı, bugünkü anlamda otomotivde ilk iletişim çalışmalarını başlatan isim oldu. Diğer firmaların da, iletişim bölümlerinin kurulmasında öncülük yaptı. Bugün her firmada direkt genel müdüre bağlı olarak çalışan iletişim bölümleri var. Yüzlerce iletişimcinin çalıştığı, iletişim departmanları şirketlerin en stratejik bölümleri arasında yer alıyor. Erol abinin, otomotiv basınının gelişmesine, deneyim kazanmasında da önemli katkıları var. Ben de, O'ndan çok şey öğrendim. Erol abi, hakkını helal et. Rahat uyu...

Engellilere 4x4 engeli

Geçtiğimiz haftalarda malul ve engelliler tarafından kullanılan binek otomobillere tanınan Gümrük Vergisi muafiyetinin sınırlandırılmasıyla ilgili bir yazı yazmıştım. Yazıya birçok tepki geldi. Bazı okuyucular yeni uygulamanın haksız olduğunu savunurken, bazıları ise suistimali önlemek için bunun doğru olduğunu öne sürüyorlar. Bu kararın yanlış ve eşitlik ilkesine aykırı olduğu ve malul ve engellilerin özgürlüklerinin kısıtlandığı ile ilgili düşüncelerim devam ediyor. Birkaç kişi bunu suistimal ediyor diye, muafiyetin sınırlandırılması doğru değil. Denetlemek, suistimali önlemek hükümetin sorumluluğunda...

Bu konuda iki farklı bakış açısını sizlerle paylaşmak istedim:

‘Bir yandan bana sakatlığımdan dolayı haklar tanıyıp, bir yandan da başka haklarımı alıyorsunuz. Söz konusu iddianız ise kontrol mekanizmasını çalıştıramamanız. Ben su, süt, ekmek vs. gibi acil ihtiyaçlarımı dahi temin ederken vergi ödüyorum, siz maliyenizi ve emniyetinizi iyi çalıştıramadığınız için bir verip, iki alıyorsunuz. Var sayalım siz haklısınız 100 sakat arkadaşımdan eğer bir tanesi bu hakkını suiistimal etmiyor ise kalan 99'unu bulmak sizin sorumluluğunuz. Yapamıyorsanız saçma sapan sizleri küçük düşüren bu yasaların arkasına sığınmayın, biz yapamıyoruz deyin. Bakın o zaman Avrupa Birliği, İnsan Hakları, eşitlik ve benzeri kelimeleri sarfetmemeniz şartı ile sizleri anlarım.’ (Binnur SEMİZ)

‘Yazınızın başlığının amacını aştığı düşüncüsündeyim. Yasadaki asıl amacın engelliler için devlet tarafından getirilen bir vergi istisnasının kötüye kullanılarak bazı kesimlerin ucuza 4x4 araç edinmesine alet edilmesinin önlenmesi olduğunu, bu derece görmezden gelmenizi doğru bulmuyorum. Sizin bakış açınıza göre sadece engellilerin değil, 4x4 araç kullanmak isteyen herkesin bu hakkı gasp ediliyor olmalı. Engelliler de 4x4 araç kullanabilirler, yasa ile bu yasaklanmıyor, ancak engelli olmayan vatandaşların yaptığı şekilde vergisini ödeyerek satın almak kaydı ile. Durumu bir de bu açıdan değerlendirseydiniz, engelliler için getirilen bu istisnayı kötüye kullanan çevrelerin ekmeğine yağ süren bu tarz bir yazıyı bu şekli ile yazmaktan kaçınırdınız.‘ (Fuat Korhan ERYILMAZ)

İhracat yarışında rekabet tam gaz

Otomotiv firmaları sadece iç pazarda değil ihracatta da kıran kırana rekabet ediyor. Bu rekabette, Oyak Renault uzun süredir liderliğini sürdürüyor. Düne kadar Oyak Renault ile liderlik için çekişen Tofaş ise yerini Ford ve Toyota'ya kaptırdı. Otomotiv Sanayii Derneği verilerine göre, sektör ihracatı Ocak-Eylül döneminde 224 bin 661 adeti otomobil olmak üzere 368 bin 307 adet taşıta ulaştı. Hafif ticari araç ihracatı 2003 yılının Ocak-Eylül dönemine göre yüzde 50 oranında arttı. Oyak Renault 99 bin 760 adet otomobil ihracatı ile dokuz ayda liderliğini korurken, Ford Otosan 96 bin 768 adet hafif ticari araç satışı gerçekleştirdi. İhracat yarışına sonradan katılan Toyota ise 85 bin 289 adet otomobil ihracatıyla üçüncü sıraya yerleşti. Toyota, 2005 yılında ihracatta liderliği hedefliyor. Tofaş da 29 bin 791 adet otomobil ve 31 bin 635 adet hafif ticari araç olmak üzere toplamda 61 bin 426 adet taşıt ihracatı gerçekleştirdi.

SEKTÖR İKİNCİ SIRADA

Uludağ İhracatçı Birlikleri'nin verilerine göre, 2004 yılı Ocak-Eylül dönemi sektör ihracatı 2003 yılı Ocak-Eylül dönemine göre yüzde 55 artarak, 7 milyar 89 milyon dolara çıktı. Taşıt aracı ihracatı yüzde 73, aksam ve parça ihracatı ise yüzde 25 arttı. Toplam otomotiv sanayii ihracatı, 2004 yılı Ocak-Eylül dönemi itibariyle, sektörel ihracat sıralamasında ikinci sırada yer aldı.
Yazının Devamını Oku

1 yaşındayız...

13 Ekim 2004
Geçen yıl Ekim ayında yayın hayatına başlayan Hürriyet Otoyaşam Gazetesi 1'inci yaşını kutluyor. Tam 52 haftadır, her çarşamba günü Hürriyet'le birlikte ücretsiz olarak dağıtılan Otoyaşam, birçok açıdan ilk olma özelliğini taşıyor. Otoyaşam, Türkiye'nin ilk otomobil gazetesi olarak yayın hayatına başladı. Ancak, Otoyaşam'ın bir yıl önce yayımlandığı gün, başka gazetelerde (ne tesadüf ki) otomobil eklerini çıkardılar. Fakat, hazırlıksız yakalanan bazı gazeteler, bir yıl boyunca hazırlık yapan Otoyaşam'ın hızına ayak uyduramadılar. Bu uzun yarışta, soluksuz kalıp yayın hayatlarına son verdiler. Biz, Otoyaşam olarak daha fazla sayıda rakip istiyoruz. Rakiplerin sayısı daha fazla ve rekabet daha kızgın olsun ki, başarı çıtası yükselsin, başarılı olanlar ayakta kalsın. Ama, biz bu rekabette, taklit ve takip olmasın istiyoruz. Onlar da kendi fikirleriyle yola çıkıp ilklere imza atsınlar... Çünkü, bu rekabetten en çok kazançlı çıkanlar, okuyucular olacak.

KADIN İLGİSİ

Otoyaşam'ın bir başka ilki de, otomobilin sadece erkeklerin tekelinde olmadığını göstermekti. Otoyaşam bunu başardı; kadınların da otomobil haberlerini okuyabileceğini gösterdi. Basın İzleyici Araştırmaları Kurulu (BİAK) tarafından Toylor Nelson Sofres Piar Şirketi'ne yaptırılan araştırma sonuçlarına göre, her hafta 1 milyon kişiye ulaşan Otoyaşam'ı okuyanların yüzde 67'si erkek iken yüzde 33'ünün kadın olduğu belirlendi. Yani her hafta 330 bin kadın Otoyaşam'ı takip ediyor. Araştırma, trafikte her geçen gün sayıları artan kadınların, otomobillere ve otomobil kültürüne olan ilgilerinin (henüz erkekler kadar olmasa da) giderek artığını ortaya koyuyor.

Bir başka ilkimiz de OtoBil, yani ‘Yılın en beğenilen otomobilleri’ yarışması oldu. Hem halkın oyları hem de uzman gazetecilerden oluşan özel jürinin puanlaması ile birincilerin belirleneceği yarışma, bu açıdan bir ilk olma özelliğini taşıyor.

Otomobilin sadece dört tekerlek bir direksiyondan ibaret olmadığı, otomobilin bir yaşam biçimi olduğu gerçeğiyle yola çıkan Otoyaşam, 52 hafta boyunca hem otomobilleri hem de insanların otomotiv rüyalarını anlattı. Bundan sonra da, anlatmaya devam edecek.

Türkiye'nin en büyük test sürüşü

Otoyaşam, geçen hafta yapılan 'Türkiye'nin en beğenilen otomobilleri' yarışması kapsamındaki test sürüşü ile Türkiye'de bir ilke imza attı. 11 segmentte birincilik için yarışan 34 otomobil, özel jüri üyelerince test edildi. 34 otomobilin biraraya geldiği en kapsamlı test sürüşü, Türkiye'de ilk kez gerçekleşti. Bu ilki gerçekleşmemizde emeği geçen herkese başta Ethem ve kardeşi Ali Genim'e, özellikle otomotiv firmalarının yetkililerine gösterdikleri yakın ilgi ve profesyonellik için tek tek teşekkür ediyorum.
Yazının Devamını Oku

Engellilere 4x4 kullanmak yasak

6 Ekim 2004
Malul ve sakatlar tarafından kullanılan binek otomobillere tanınan Gümrük Vergisi muafiyeti sınırlandırıldı. Yeni uygulamaya göre gümrük vergilerinden muaf olarak getirilecek otomobillerin silindir hacmi 1600 cc'yi, minibüslerin ki ise 2500 cc'yi geçemeyecek. Bu kapsamda arazi taşıtı ithalatı yapılamayacak. Daha önce, özürlülere yönelik bütün binek otomobillere motor hacmine bakılmaksızın gümrük muafiyeti uygulanıyordu.

Rakamları bilmiyorum, bu kapsamda kaç adet otomobil ithal ediliyor? Kaç malul ve sakat sürücü, 1600 cc'nin üstünde motor hacmine sahip otomobil kullanıyor? Ancak, bu rakamların çok yüksek olduğunu sanmıyorum. Ama alınan kararın yanlış ve eşitlik ilkesine aykırı olduğunu, malul ve sakatların özgürlüklerinin kısıtlandığını düşünüyorum. Zaten, karar sonrasında birçok malul ve sakat sürücü tepkilerini gösterdi. arabam.com internet sitesine görüşlerini aktaran Abdurrahman Karaman ve Ali Gezer, yasanın eşitlik ilkesine aykırı olduğunu ve hürriyetlerinin kısıtlandığını söylüyorlar. Vatandaşlarımızın seslerini umarım birileri duyar.

Abdurrahman Karaman: ‘Ben özürlü bir vatandaşım. Çıkan bu kanunla, ben ve benim gibi olan vatandaşlar, istediğimiz bir otomobili alamıyoruz. 2000 cc bir otomobil kullanmak istesek H sınıfı ehliyetimizden dolayı trafik kurallarına aykırı haraket etmiş oluruz. Şimdi bu kanunla bizlerin hürriyeti kısıtlanmış bulunuyor.’

Ali Gezer: ‘Ulaşım herkesin doğal hakkı. Ne yazık ki bu haklar kullanılırken başkaları tarafından sık sık ihlal ediliyor. Gün geçmiyor ki bize ayrılan özel park yerleri, engelli olmayanlar tarafından ihlal edilmesin, gün geçmiyor ki yolda giderken sıkıştırılmasın. Ben bir engelliyim ve çoğu zaman tek başıma işimi gider gelirim. Kış aylarında karlı, buzlu yollarda araç kullanmak zorunda kalabiliyorsunuz. Kural belli zincir tak. Engelli olmam nedeniyle zincir takamıyorum. Bu durumda yardım edecek insan bulmak her zaman mümkün olmuyor. Kullandığınız araba 4 çeker olmuş olsa, yolda kalma riskiniz minimize edilmiş olacaktır. Ekonomik yakıt kullanılması nedeniyle, dizel motorlu binek otolar ile 4 çekerlerin silindir hacmi 1600 cc'den büyüktür. Bu yasa eşitlik ilkesine aykırıdır.’

Oto satışları rekora doğru...

Otomobil satışlarında iki tarihi rekor var; 1993 ve 2000 yılları... 1993 yılında otomobil satışları 442 bin adet, 2000 yılında da 459 bin adet olarak rekor kırmıştı. Bu yılın ilk ayları ise, yeni bir rekorun haberci gibiydi. Eğer, ilk 4 aydaki satış trendi devam etseydi, 2004 yeni bir satış rekorunun kırıldığı bir yıl olarak tarihe geçecekti. Ancak, yıla iyi başlayan satışlar, daha sonra hurda teşviğinin cazibesinin ortadan kalkması ve taşıt kredisi faizlerinin yükselmesi sonucunda yavaşladı. Satışların ilk aylara göre düşme trendine girmesine rağmen, yıl sonunda pazarın 440 binler civarında gerçekleşeceği tahmin ediliyor. Yıl sonunda herhangi bir rekor kırılmasa bile, 1993 yılı rekorunu yakalama şansı hala var.
Yazının Devamını Oku

Türkiye otoda AB'ye çoktan girdi

29 Eylül 2004
Türkiye, Avrupa Birliği için müzakere tarihi almak için çabalarken, Uluslararası Paris Otomobil Fuarı'nda Türk otomotiv sektörünün Avrupa Birliği'ne çoktan girdiğini gördük. Türkiye'de üretilen Hyundai Starex, Toyota Corolla Verso, Corolla Stationwagon, Corolla Sedan ve Renault Megane Sedan, Avrupa'nın göbeğinde Paris'te sergilendi. Türk tasarımcılar (Volkswagen Grup Tasarım Başkanı) Murat Günak, (Yeni Ford Focus tasarımcısı) Murat Güler ve (Mazda 3 tasarımcısı) Hasip Girgin'in imzasını taşıyan otomobiller Paris'te Avrupalı otomobilseverlerin beğenisine sunuldu. Paris'teki Türk damgası sadece otomobillerde değildi. Otomotiv devlerinin patronları, Türkiye'yi AB ülkesi olarak gördükleri konusunda da çeşitli mesajlar verdiler, Türkiye'ye, Türk otomotiv sektörüne ve Türk çalışanlara övgü yağdırdılar.

Peugeot'nun Başkanı Frederic Saint Geuors, Türkiye'yi Avrupa Birliği'nin bir parçası olarak gördüklerini söyledi. Türkiye'nin AB ile yaşadığı sorunlar ve müzakere tarihiyle ilgili değerlendirmeler yapan Saint Geuors, ‘‘Biz Türkiye'yi Avrupa'daymış gibi görüp, öyle davranıyoruz. Bütün yaklaşımlarımız böyle. Fransa'da hangi prensiplerde çalışıyorsak, Türkiye'de de aynı’’ dedi.

EKONOMİK OLARAK AB'DE

Renault Uluslararası Operasyonlar Direktörü ve Oyak Renault Yönetim Kurulu Başkanı Luc Alexandre Menard, Türkiye'nin AB ile ilişkileri hakkında da çarpıcı açıklamalarda bulundu. ‘‘Zaten Türkiye ekonomik olarak Avrupa'nın bir parçası’’ diye konuşan Menard, Bursa'ya yatırım yapmanın veya yapmamanın AB'nin vereceği müzakere kararına bağlı olmadığını söyledi. Menard, ‘‘Bunlar iki farklı olay. Yani bu yıl sonunda AB tarih versede vermese de biz yeni yatırım kararımızı gerçekleştireceğiz’’ diye konuştu.

AVRUPA'NIN 10 PAZARI İÇİNDE

Fuarda Türkiye'ye ilişkin görüşlerini paylaşan Mitsubishi Motors Avrupa Başkan ve CEO'su Tim Tozer, Türkiye'nin Avrupa'nın en önemli 10 pazarı içerisinde yer aldığını, genç ve dinamik yapısı ile Türkiye pazarına güvendiğini belirtti.

Ford’a Gölcüklü Transit kárı

Ford Motor Avrupa Pazarlama ve Satıştan Sorumlu Başkan Yardımcısı Earl Hesterberg, Türkiye'de yatırım kararının Ford'un bugüne kadar yaptığı en doğru işlerden biri olduğunu söyledi. Ford Otosan Gölcük fabrikasının, Ford'un Avrupa'da kárlılığında önemli bir payı olduğunun altını çizen Hesterberg, ‘Ford Otosan'ın ürettiği ürünler dünya klasında kaliteye sahip. Türkiye'deki operasyonda herşey mükemmel. Çok memnunuz. Kárlılığımız çok iyi’ dedi.

İKİ MURAT'A ÖVGÜ

Hesterberg, Ford Motor Avrupa Pazarlamadan Sorumlu Başkan Yardımcısı Murat Yalman ve yeni Ford Focus dizaynırı Murat Güler'e övgü yağdırdı. Hesterberg, tasarımcısı 10 yıldır birlikte çalıştığı Murat Yalman'ın en fazla saygı duyduğu pazarlamacılardan biri olduğunu belirterek, Yalman'ın Ford'un Avrupa'daki başarısında ve imajının yükselmesinde önemli rolü olduğunu kaydetti. Focus'un tasarımcısı Murat Güler'in oldukça yetenekli biri olduğunu söyleyen Hesterberg, ‘Mükemmel bir iş yaptı’ dedi.

Yeni yatırımlar Paris'te start aldı

Uluslararası Paris Otomobil Fuarı'nın Türkiye açısından bir başka önemi de, yeni yatırım kararlarının burada açıklanması oldu. Koç Holding Şeref Başkanı Rahmi Koç, çıktığı dünya turuna kısa bir ara vererek yeni Focus'un tanıtımı için Paris'e geldi ve yeni yatırımlar için çalıştıklarını açıkladı. Koç, otomotivde yatırımların durmadığını Fiat için hazırlanan yeni bir yatırımın dosyasının içinde olduğunu söyledi.

Hyundai Assan Yönetim Kurulu Başkanı Ali Kibar, Hyundai'nin Türkiye'de yapmayı planladığı 500 milyon Euro'luk yatırımın müjdesini Paris'te verdi. İzmit tesislerinde üretilmesi düşünülen yeni yatırım için fizibilite çalışmaları yapıldığını belirten Kibar, söz konusu yatırım için Türkiye ile Slovakya arasında bir yarış olduğunu kaydetti. Kibar, ‘Hangi modelin üretileceğine karar verildikten sonra, yatırım için hükümetten destek bekliyoruz. Aksi taktirde bu büyük yatırım Slovakya'ya kayabilir. O zaman büyük fırsat kaçırırız’ dedi.

Hyundai Motor Company Başkanı Jae Kook Choi, Hyundai'nin Türkiye'de her geçen yıl daha da büyüdüğünü belirterek, ‘‘Biz Türkiye'ye güveniyoruz ve bu yüzden yatırımlarımızı artırma kararı aldık’’ dedi. 2005 yılında devreye girecek yeni model hakkında önümüzdeki aylarda Ali Kibar ile birlikte bir açıklama yapacaklarını kaydeden Choi, 500 milyon Euro'luk yeni yatırım hakkında ise şu an için bir açıklama yapmak istemediğini belirtti.

Bir başka yatırım kararını da Renault açıkladı. Renault Uluslararası Operasyonlar Direktörü ve Oyak Renault Yönetim Kurulu Başkanı Luc Alexandre Menard, Türkiye'de Megane Sedan ile yakaladıkları başarının yeni bir modelle devam edeceğini belirterek, ‘‘2006 yılında devreye girecek yeni bir modeli daha Türkiye'de üretme kararı aldık. Megane Sedan ve Clio Symbol'den sonra Türkiye'de üçüncü olacak bu yeni model için 200 milyon Euro yatırım yaparak kapasiteyi ilk etapta 230 bin adede çıkartacağız’’ dedi.

Türk otolar Avrupa vitrininde

Dünya otomotivinin en önemli buluşma noktalarından biri olan Uluslararası Paris Otomobil Fuarı, kapılarını açtı. 1.5 milyon ziyaretçi ile dünyanın en fazla ilgi çeken fuarı olan Paris, 10 Ekim 2004 tarihine kadar açık olacak. 180 bin metrekarelik alanda 26 ülkeden 474 markanın yeni modellerini sergilediği Paris Fuarı'nda 62'si dünya 17'si Avrupa olmak üzere toplam 79 yeni otomobil vitrine çıktı. Fransız otomotiv firmalarının gövde gösterisi yaptığı fuara, 276 adet Fransız şirket, 43 adet Alman, 34 adet Japon, 30 adet Amerikan, 27 adet İtalyan şirket katıldı. Fuara, Türkiye'den sadece Trakya Cam katıldı. Şirket, fuarda otomotiv sanayine yönelik cam ürünlerini ve teknolojilerini sergiledi. Fuarda, Türkiye'de üretilen Toyota Corolla Sedan, Corolla Stationwagon ve Corolla Verso, Renault Megane Sedan ile Hyundai Starex modelleri temsil etti.
Yazının Devamını Oku

Farlarını yak uyarısı

22 Eylül 2004
Geçen hafta Danimarka'nın kuzeyinde bulunan Aalborg kentindeydim. Avrupa'da yılın otomobili seçimleri öncesinde, aday otomobilleri test etmek için İskandinav jüri üyeleri tarafından organize edilen Tannistest'e katıldım. Bu yıl üçüncü kez geldiğim Danimarka'da bir hafta boyunca, 32 aday otomobili test ettim. Test sürüşleri sırasında, Danimarkalıların trafik kurallarına titizlikle uyduğunu, herkesin birbirine saygı gösterdiğini bir kez daha gördüm. Dikkatimi çeken bir konu ise gündüz yanan farlar oldu. Danimarkalılar, otomobile bindikten sonra ilk iş olarak farlarını yakıyorlar. Tannistest organizasyonunu 27 yıldır yapan Car of The Year onur üyesi Danimarkalı Roger Solgard'ın test sırasında ‘mutlaka farları açın’ sözlerini, başıma gelen bir olaydan sonra ne kadar önemli olduğunu anladım. Çünkü, yolda bir Danimarkalı sürücünün flaşörleriyle beni uyardığını gördüm. O zaman dalgınlıkla farları açmadığımı hatırladım. Bizde, yolda farları yanan sürücülere, karşıdan gelenler tarafından farların açık uyarısı yapılır ya, Damimarka'da da tam tersi, farların kapalı uyarısı yapılıyor. Unutmayın, trafikte görmek kadar görülmek de çok önemli. Bu yüzden farlarınız gündüz de açık olsun.

Dünyanın en pahalı otoyolları Danimarka'da

Danimarka, oldukça küçük bir ülke. Ancak, ülkenin tamamı otoyollarla örülmüş. Her gelişimde, sanki yeterli otoyol yokmuş gibi, yenilerinin inşasıyla karşılaşıyorum. Bu yıl yeni bir otoyol çalışmasını görünce, geçen yıl bir sohbet sırasında yapılan bir espriyi hatırladım. Geçen yıl havalimanından otele birlikte geldiğimiz Ford Avrupa Üretim İletişiminden Sorumlu Finn Thomasen, gülerek 'Dünyanın en pahalı otoyolları Danimarka'da biliyor musun?' demişti. Ben de, yapım maliyetlerinin yüksek olduğunu düşünerek, 'Neden?' diye sormuştum. Thomasen, yolu göstererek 'Bak yolda bizle birlikte bir iki araç dışında başka araç yok. Bu kadar az kullanılan otoyol, dünyanın en pahalı otoyolu olur' diye cevaplamıştı. İstanbul'da ki otoyolları ve trafiği hatırlayınca, bizdeki otoyollar dünyanın en ucuz otoyolları olduğunu düşünüyorum. Maliyet hesabı, otoyolu kullanan araç sayısıyla yapılıyorsa, bu düşüncemde doğruyum sanırım.

En yüksek otomobil vergisi hangi ülkede

Türkiye'nin Avrupa'da otomobilden en yüksek vergi alan ülke olduğunu yıllardır yazıyoruz. Otomotiv firmaları ve bağlı oldukları dernekler vergi konusunun altını çiziyorlar. Biran önce vergilerin Avrupa ülkelerinin seviyesine indirilmesini istiyorlar. Bu konuda herkes hemfikir, otomobil fiyatlarının satın alınabilecek seviyeye gerilemesinin tek yolu var. O da vergilerin makul seviyelere indirilmesi. Danimarka'da Car of the Year jüri üyesi olan gazeteci arkadaşlarla sohbet ederken, Türkiye'deki yüksek vergilerin, otomobil pazarının önünü kestiğini, Avrupa'nın en yüksek verginin Türkiye'de olduğunu söylediğimde, Danimarkalı bir jüri üyemiz, beni uyardı. Avrupa'da en yüksek verginin Danimarka'da olduğunu söyledi.

Danimarka'da vergiler otomobil fiyatını 3 katına yükseltiyormuş. 100 bin Danimarka Kronu olan bir otomobilin fiyatı yüzde 25 KDV ve yüzde 180'ni bulan vergilerle toplamda 350 bin Danimarka Kronu'na çıkıyormuş. Lüks bir otomobile ödenen parayla, bahçeli bir ev almak mümkünmüş. Sohbet sonrasında, Danimarka'da gördüğüm otomobillerin çoğunun eski olmasının nedenini anlamış oldum. Türk olduğum için kendimi şanslı hissettim. En azından biz Avrupa'nın otomobilden en yüksek vergi alan ikinci ülkesiyiz.
Yazının Devamını Oku

Farlarını yak uyarısı

22 Eylül 2004
Geçen hafta Danimarka'nın kuzeyinde bulunan Aalborg kentindeydim. Avrupa'da yılın otomobili seçimleri öncesinde, aday otomobilleri test etmek için İskandinav jüri üyeleri tarafından organize edilen Tannistest'e katıldım. Bu yıl üçüncü kez geldiğim Danimarka'da bir hafta boyunca, 32 aday otomobili test ettim. Test sürüşleri sırasında, Danimarkalıların trafik kurallarına titizlikle uyduğunu, herkesin birbirine saygı gösterdiğini bir kez daha gördüm. Dikkatimi çeken bir konu ise gündüz yanan farlar oldu. Danimarkalılar, otomobile bindikten sonra ilk iş olarak farlarını yakıyorlar. Tannistest organizasyonunu 27 yıldır yapan Car of The Year onur üyesi Danimarkalı Roger Solgard'ın test sırasında ‘mutlaka farları açın’ sözlerini, başıma gelen bir olaydan sonra ne kadar önemli olduğunu anladım. Çünkü, yolda bir Danimarkalı sürücünün flaşörleriyle beni uyardığını gördüm. O zaman dalgınlıkla farları açmadığımı hatırladım. Bizde, yolda farları yanan sürücülere, karşıdan gelenler tarafından farların açık uyarısı yapılır ya, Damimarka'da da tam tersi, farların kapalı uyarısı yapılıyor. Unutmayın, trafikte görmek kadar görülmek de çok önemli. Bu yüzden farlarınız gündüz de açık olsun.

Dünyanın en pahalı otoyolları Danimarka'da

Danimarka, oldukça küçük bir ülke. Ancak, ülkenin tamamı otoyollarla örülmüş. Her gelişimde, sanki yeterli otoyol yokmuş gibi, yenilerinin inşasıyla karşılaşıyorum. Bu yıl yeni bir otoyol çalışmasını görünce, geçen yıl bir sohbet sırasında yapılan bir espriyi hatırladım. Geçen yıl havalimanından otele birlikte geldiğimiz Ford Avrupa Üretim İletişiminden Sorumlu Finn Thomasen, gülerek 'Dünyanın en pahalı otoyolları Danimarka'da biliyor musun?' demişti. Ben de, yapım maliyetlerinin yüksek olduğunu düşünerek, 'Neden?' diye sormuştum. Thomasen, yolu göstererek 'Bak yolda bizle birlikte bir iki araç dışında başka araç yok. Bu kadar az kullanılan otoyol, dünyanın en pahalı otoyolu olur' diye cevaplamıştı. İstanbul'da ki otoyolları ve trafiği hatırlayınca, bizdeki otoyollar dünyanın en ucuz otoyolları olduğunu düşünüyorum. Maliyet hesabı, otoyolu kullanan araç sayısıyla yapılıyorsa, bu düşüncemde doğruyum sanırım.

En yüksek otomobil vergisi hangi ülkede

Türkiye'nin Avrupa'da otomobilden en yüksek vergi alan ülke olduğunu yıllardır yazıyoruz. Otomotiv firmaları ve bağlı oldukları dernekler vergi konusunun altını çiziyorlar. Biran önce vergilerin Avrupa ülkelerinin seviyesine indirilmesini istiyorlar. Bu konuda herkes hemfikir, otomobil fiyatlarının satın alınabilecek seviyeye gerilemesinin tek yolu var. O da vergilerin makul seviyelere indirilmesi. Danimarka'da Car of the Year jüri üyesi olan gazeteci arkadaşlarla sohbet ederken, Türkiye'deki yüksek vergilerin, otomobil pazarının önünü kestiğini, Avrupa'nın en yüksek verginin Türkiye'de olduğunu söylediğimde, Danimarkalı bir jüri üyemiz, beni uyardı. Avrupa'da en yüksek verginin Danimarka'da olduğunu söyledi.

Danimarka'da vergiler otomobil fiyatını 3 katına yükseltiyormuş. 100 bin Danimarka Kronu olan bir otomobilin fiyatı yüzde 25 KDV ve yüzde 180'ni bulan vergilerle toplamda 350 bin Danimarka Kronu'na çıkıyormuş. Lüks bir otomobile ödenen parayla, bahçeli bir ev almak mümkünmüş. Sohbet sonrasında, Danimarka'da gördüğüm otomobillerin çoğunun eski olmasının nedenini anlamış oldum. Türk olduğum için kendimi şanslı hissettim. En azından biz Avrupa'nın otomobilden en yüksek vergi alan ikinci ülkesiyiz.
Yazının Devamını Oku

Japon otoları istila etti

15 Eylül 2004
Petrol krizi döneminde Amerikan pazarına giren ve büyük başarı elde eden Japonlar, şimdi de aynı başarıyı Avrupa'da göstermeye hazırlanıyor. Daha önce, Japon ve Amerikalı tüketiciler için tasarlanmış araçlarıyla Avrupa pazarını yoklayan Japon otomotivciler, bu konuda başarılı olamayınca, Avrupalı tüketiciler için geliştirilmiş araçlarla bu hedeflerine ulaşmaya çalışıyorlar. Japon firmalar, Avrupalı tasarımcılar tarafından Avrupa'da geliştirilen ve üretilen Avrupalı-Japon otomobilleri, Avrupalı pazarlamacılarla satıyorlar. Bu konuda da oldukça başarılılar. Japon firmalarının Avrupa'daki pazar payları giderek yükselirken, Amerika'da elde ettikleri başarının bir benzerinin yaşanmaması için rakipleri büyük mücadele veriyor.

Japonların bu başarısının bir benzeri de Türkiye'de yaşanıyor. Avrupa'ya benzer özellikler gösteren Türkiye'de de Japonların pazar payı hergeçen gün hızla artıyor. Otomotiv Sanayii Derneği'nin (OSD) rakamları da bunu açıkça gösteriyor. 2004 yılı Ocak-Ağustos döneminde 302 bin 800 adet otomobil satılmış. 2003 yılına göre toplam otomobil satışları yüzde 217, yerli otomobil satışları yüzde 180, ithal otomobil satışları ise yüzde 236 oranında artmış. İthalatın payı yüzde 71'e yükselirken, en fazla artış Uzakdoğu ülkelerinden yapılan ithalatta yaşanmış. AB ülkelerinden yapılan ithalat yüzde 223, Doğu Bloku ülkelerinden yapılan ithalat yüzde 255 artarken, Uzakdoğu ülkelerinden gerçekleşen ithalat yüzde 406 gibi oldukça yüksek bir oranda artış göstermiş. Bu da, Japonların hedeflerine ulaştıklarını açıkça ortaya koyuyor.

İhracatta kıran kırana rekabet yaşanıyor

Otomotiv ihracatı, ekonominin yüzünü güldürmeye devam ediyor. Otomotiv Sanayii Derneği'nin (OSD) verilerine göre, 2004 yılı Ocak-Ağustos döneminde 196 bin 404 adedi otomobil olmak üzere toplam 318 bin 491 adet taşıt aracı ihraç edildi. Bu yıl gerçekleşen taşıt araç ihracatı 2003 yılı Ocak-Ağustos dönemine göre yüzde 47 oranında arttı, toplam ihracat 6 milyar 143 milyon doları yakaladı. Otomotiv sanayii ihracatı bu başarısıyla, sektörel ihracat sıralamasında ikinci sıradaki yerini korudu. Orta vadede otomotiv sanayii ihracatının, sektörel ihracat sıralamasında ilk sıraya yerleşmesi bekleniyor. Bütün bu rakamlar, otomotiv sanayinin Türkiye için ne denli önemli olduğunu ortaya koyuyor.

Otomotiv sanayinin ihracatta geldiği nokta da, firmaların da büyük gayretleri var. İhracatçı firmalar, yurtdışı satışlarını artırmak için bir taraftan yeni pazarlar ararken, diğer taraftan da üretimlerini artırmak için yeni yatırımlar planlıyorlar. Otomotivin her alanında kıyasıya bir rekabet var. Firmalar, pazardan daha fazla pay alabilmek ve satışlarını artırabilmek için bu sert rekabete uyum sağlamaya çalışıyorlar. Pazarda yaşanan rekabetin bir benzeri de ihracatta görülüyor. İhracatçı firmalar, en fazla ihracat yapan ya da en fazla döviz girişi sağlayan firma olmak için çaba gösteriyorlar. Bütün bunların sonunda, ihracatçı firmaların sıralaması da değişiyor.

İlk sekiz ayda hafif araç ihracatı 313 bin 995 adet olarak gerçekleşti. İhracat sıralamasında Oyak Renault ve Ford Otosan ilk iki sıradaki yerlerini korudular. Oyak Renault bu dönemde 87 bin 529 adet otomobil, Ford Otosan 82 bin 32 adet hafif ticari araç ihraç etti. Son dönemde atağa geçerek sıralamada yukarılara tırmanan Toyota ise 73 bin 756 adet otomobil ihracatı gerçekleştirdi ve üçüncü sırada yer aldı. Toyota'nın gelecek yıllardaki satış hedeflerine bakıldığında, birinciliği zorlayacağını söylemek yanlış olmaz. Tofaş ise sekiz aylık dönemde, 26 bin 199 adet otomobil ve 26 bin 729 adet hafif ticari araç olmak üzere toplam 52 bin 928 adet hafif araç ihraç etti.

Trafik meteoroloji gibi...

Yaz bitti. Yazın yerini, sonbahara bırakmasının habercisi, ne soğuyan havalar, ne de yağmur... Son bir haftadır, trafikteki araç sayısının artması, gişelerde trafiğin kilitlenmesi benim için yazın bitişini, sonbaharın gelişinin habercisi oldu. İki ay boyunca, keyifle direksiyona oturduğum günler bitti. Geçen pazartesi ilköğretim okulları açıldı. Okul servisleri trafiğe çıktı. Direksiyonda geçirdiğim süre, her geçen gün artmaya başladı. Umarım, görevliler için kışın gelişi sürpriz olmaz. Gerekli hazırlıkları yapmış, gerekli önlemleri almışlardır.
Yazının Devamını Oku

Üretilen 100 araçtan 58’i ihraç ediliyor

8 Eylül 2004
Otomotiv, bugün Türk ekonomisi ve ihracatının lokomotiflerinden biri... 1993 yılında toplam taşıt araçları üretiminin yüzde 2’sini ihraç eden Türk otomotiv sanayii, bugün üretiminin yüzde 58’ini ihraç eder hale geldi. 1993 yılında toplam 8 bin 121 adet taşıt aracı ihraç edilirken, ihracat bu tarihten itibaren her yıl artış gösterdi. Taşıt araçları ihracatı 2000’li yıllarla birlikte ise büyük bir ivme kazandı. İhracat, ilk kez 2000 yılında 100 bin adeti yakaladı. Daha sonra yıllarda ise katlanarak büyüdü. 2001’de 202 bin adet olan ihracat, 2002’de 261 bin adete 2003 yılında ise 359 bin adete çıktı. 2004 yılının altı aylık döneminde ise ihracat 297 bin adet olarak gerçekleşti. Bu dönemde toplam 511 bin adet üretim yapılırken, üretimin yüzde 58’i ihraç edildi. İhracat bu artışla devam ederse, taşıt araçları ihracatının 500-600 bin adetleri bulması bekleniyor. Otomotiv sektörünü, yaptıkları ihracat çalışmalarından dolayı kutluyoruz. Ancak iç piyasa olmadan, otomotivin sadece ihracatla uzun süre ayakta kalması mümkün değil. Bu yüzden, bir program dahilinde otomotiv sektörünün önünü açmak gerek. Fakat, otomotiv lokomotif sektörlerin başında yer alsa da, hükümetlerden gereken ilgiyi bir türlü göremiyor. Bir anlamda ‘bindiğimiz dalı’ kesiyoruz. Biran önce önlem alınmalı, otomotive hakettiği önem verilmeli.

Satışlar hız kesti ama model tanıtımları tam gaz

Bu yılın 7 aylık döneminde toplam 269 bin adeti otomobil olmak üzere toplam 441 bin motorlu taşıt aracı satıldı. Ocak ayında 39 bin adet olan satışlar, Mart’la birlikte yükselişe geçti. Mart’ta 73 bin adet olan toplam satışlar, Mayıs’ta 85 bin adete kadar yükseldi. Ancak, tüketici kredi faizlerindeki yükseliş, hurda teşvik sisteminde yapılan ayarlama gibi nedenlerden dolayı satışlar Haziran ayında gevşemeye başladı ve Temmuz ayında 59 bin adete geriledi. Bu yavaşlamanın yıl sonuna kadar sürmesi bekleniyor. Ancak bu düşüşe rağmen, otomobil firmaları daha önceden planladıkları yeni model tanıtımlarını birbiri ardına gerçekleştiriyorlar. Özellikle yeni model yılıyla birlikte Eylül ayında birçok marka yeni modellerinin satışına başladı. Hürriyet Oto Yaşam Gazetesi, satışa sunulan yeni modelleri yakından tanımanız için bir çalışma başlattı. Her hafta, yeni bir modelin detaylı bilgilerini Oto Yaşam sayfalarında okuyabilirsiniz. Bu hafta Chrysler’in yeni modeli 300C ile başladık. Yeni otomobilleri yakından tanımak, rakipleriyle karşılaştırmak için Oto Yaşam Gazetesi’ni kaçırmamanızı tavsiye ederiz.

Trafikte havai fişek sendromu

İstanbul’da yaşayanlar bilirler, yazla birlikte her akşam ya düğün ya da bir açılış nedeniyle havai fişek gösterileri yapılır. Dakikalarca süren havai fişek gösterileri, gökyüzünde bir renk cümbüşüne neden olur. Ancak, havai fişek gösterileri nedeniyle, zaten akışkan olmayan trafik sürücülerin bu gösteriyi izlemeleri nedeniyle iyice ağırlaşır.

Geçen hafta Boğaziçi Köprüsü’nde akşam saatlerindeki trafik, Ortaköy tarafında düzenlenen bir havai fişek gösterisi nedeniyle felç oldu. O dakikalarda köprüde olan sürücüler, neredeyse otomobillerini durdurup gösteriyi izlemeye başladılar. Gösteri bittikten sonra da, trafik yoğunluğu devam etti. Çünkü, gösteriyi izleyen otomobillerin yarattığı yoğunluk, sadece köprü üzerinde değil, kilometrelerce arkada bulunan otomobilleri bile etkiledi. Bu yüzden havai fişek gösterilerini sevmiyorum.
Yazının Devamını Oku