Serhat Tezcan

Hem vergi hem teşvik avantajı istiyorlar

24 Nisan 2022
Otomobil fiyatlarının son dönemde çok yükseldiğini söyleyen bayi temsilcileri, kredi ve faiz oranlarındaki uygulamalar nedeniyle orta sınıfın araç alımında bir alt segmente yöneldiklerini açıkladı. Oto Galericiler Odası Başkanı Hakan Yanık ise hurda teşviki ve vergi düzenlemesiyle sektöre hareket gelebileceğini savunan ve ikinci el otomobil fiyatlarındaki artıştan bayileri sorumlu tuttu. Yanık, bayilerin stokçuluk yaparak fiyatları yükselttiğini iddia etti.

 

Otomotiv piyasasının durumu ile ilgili otomobil bayileri ve oto galericiler odası ile görüştük. Son durumu ile ilgili değerlendirmede bulunan Mengerler Ticaret Türk Anonim Şirketi Bursa Şubesi Satış Müdürü Nazlı Akın, araçlarının İtalya’dan geldiğini belirterek, orda da dönem dönem kapanmalar yaşandığını aktardı. Bu nedenle gecikmeler yaşandığını söyleyen Akın, “Üretim kaynaklı problemleri her marka gibi biz de yaşıyoruz. Geçen ay araçlarımızın üretildiği fabrika çip sıkıntısı nedeni ile 2 hafta ara verince tedarik sıkıntısı yaşadık. Bu ay gelecek araçlar da sınırlı sayıda. Üretim sıkıntılarının yanında pandemi koşullarından dolayı üretilen araçların Türkiye’ye gelmesi de zaman alıyor. Gümrük ve liman sıkıntısı da var” dedi.

PREMIUM ARAÇ ALIMINDA AKSAMA YOK

Talebin bulunduğunu ancak çok yüksek olmadığını ifade eden Akın, bunu araç fiyatlarının yükselmesine bağladı. Orta kesimin araç alımında yavaşlama olduğunu anlatan Akın, “Üst segment araç satışı devam ediyor. Premium araçları hala satabiliyorum. Orada herhangi bir aksama yok. Tedarik olarak orda da sıkıntı var; ama alım gücü olarak bir sıkıntı yok. Araçlarda segmentler var. ‘E’ segmenti müşterisi, ‘D’ segmente kaydı. ‘D’ segmenti, ‘C’ye kaydı. Daha üst segment araç kullanan müşterilerim bir tık aşağı düştü. Model düşürdü ya da aynı kategoriye sahip daha ucuz araca bakmaya başladı. 2021 yılının başlangıcı ile bu yılın Şubat, Mart’ına geldiğimizde inanılmaz bir fiyat artışı var” diye konuştu.

SIFIR ARAÇ ALIMI OLUMSUZ ETKİLENDİ

Her özellikte aracı temin etmede sorunlar yaşandığını söyleyen Akın, tedarik sıkıntısından dolayı fabrikanın burada belirleyici olduğunu kaydetti. Sınırlı sayıda araç gelmesinin talebi yukarıda gibi gösterse de satış hacminin hareketli denemeyeceğini belirten Akın, “Özellikle orta sınıf dediğimiz ekonomik yapıya hitap eden araçların fiyatlarının yukarı çıkması, kredi kullanımlarında vade ve sınır getirilmesi, faiz oranlarındaki artış bir kısım kitlenin alım gücünü ve sıfır araç alım kararını olumsuz etkiledi” dedi.

Yazının Devamını Oku

Yan sanayinin derdi ritmi bozuk üretim

23 Nisan 2022
Otomotiv yan sanayi temsilcileri, ortaya koydukları çözüm önerilerini ve stratejik yaklaşımlarını paylaştı. Tedarik sıkıntısı yaşadıklarını açıklayan firma temsilcileri, üretim ritmindeki sıkıntıların giderilip, faaliyetlerini sürdürmek istediklerini dile getirdi. Temsilciler, üretimdeki duraksalamalar ve belirsizlik ortamının uzaması halinde daha kötü senaryoların yaşanabileceğine dikkat çekti.

Üretim ritmi ve tedarik zincirinin, yarı iletken-çip tedarik sıkıntısı öncesinde daha öngörülebilir olduğunu söyleyen Beyçelik Gestamp Genel Müdürü Engin Meydan, yarı-iletken tedarikinde yaşanan sıkıntıların üretimde ani duruşlara neden olabildiğini belirtti. Duruşlardan kaynaklı talep birikimi, duruş sonrasında üretim kapasitelerini üst limitlerine kadar zorlayan bir talep artışı ile devam ettiğini anlatan Meydan, “Bu dalgalı ritim, otomotiv üretici ve tedarikçilerini pandemi ve yarı-iletken krizi öncesindeki duruma göre çok daha esnek olmaya zorluyor. Her ne kadar önemli verimsizliklere sebep olsa da Beyçelik Gestamp olarak ani duruşları tolere edebilecek, duruş sonrası yüksek üretim ritimlerine ayak uyduracak esnekliğe ve çevikliğe sahibiz” dedi.

TELAFİ ETME FIRSATI BULUNUYOR

Meydan, her yeni projelerinin, ortalama 7 ile 10 yıl arasında sürdüğünü kaydetti. Geniş müşteri portföyünden kaynaklanan ölçek esnekliği ile kapasite kayıplarını telafi etme fırsatlarının bulunduğunu ifade eden Meydan, “Ayrıca, müşterilerimizin ve Beyçelik Gestamp’ın marka gücü ve çevik altyapısı, yarı-iletken tedarikindeki problemler tamamlandığında, daha güçlü talep ve üretim ritimleri ile önceki kayıpları telafi edeceğini garanti altına alıyor” diye konuştu.

İŞ BİRLİĞİ YAPMALIYIZ

Otomotiv sektörünün, daha önce de krizler atlattığını ve her bir krizde yeni öğrenilmiş dersleri, yönetim sistemlerine adapte ettiğini söyleyen Meydan, “Şu dönemde darboğaz, yarı-iletken tedarikinde yaşanıyor. Bu sorun çözüldüğünde, diğer hammaddelerde benzer problemler yaşanmaması için, otomotiv sektörü olarak gerekli önlemleri önceden almalı, potansiyel riski olan hammadde tiplerini belirlemeli, üretimden dağıtım kanallarına kadar bütün etmenlerindeki riskleri bertaraf etmek için iş birliği yapmalıyız” dedi.
Hem yarı-iletken tedarikindeki sorunlar, hem de Ukrayna-Rusya gerginliğinin getirdiği problemlerin bir an evvel çözüme kavuşmasını ümit ettiklerini dile getiren Meydan, otomotiv sektörünün sürdürülebilir arz-talep ritmine geri dönmesini beklediklerini sözlerine ekledi.

KÜRESEL ETKİLER PROBLEMLERİ DERİNLEŞTİRİYOR

Yazının Devamını Oku

Yılın ikinci yarısı daha zor geçecek

22 Nisan 2022
Tedarik zincirindeki kırılmalar, çip darboğazı, Rusya-Ukrayna savaşı, dolar kurundaki belirsizlikler ve artan enerji maliyetleri gibi unsurları dikkate alınca bu sürecin 2023 yıl sonundan önce çözülemeyeceğini belirten BUSİAD Otomotiv Komite Sorumlusu Tülay Hacıoğlu Şengül, yaşanan zorlu süreçte kademeli şekilde azalmalar olabileceğini ekledi. Şengül, mevcut tabloda 2022’nin ikinci yarısının daha zor geçeceği öngörüsünde bulundu.

Pandemi başladığından bu yana pek çok sektör gibi otomotiv sektörünün de zarar gördüğünü söyleyen Bursa Sanayici ve İşinsanları Derneği (BUSİAD) Yönetim Kurulu Üyesi ve Otomotiv Komite Sorumlusu Tülay Hacıoğlu Şengül, bu süreçte tedarik zincirinde önemli kırılmalar yaşandığını hatırlattı. Bunun da üretim maliyetlerine doğrudan etki ettiğini belirten Şengül, özellikle hammadde temini ve lojistik tarafında önemli maliyet artışlarıyla karşılaştıklarını aktardı.
Tedarikin tüm dünyada yavaşlaması, lojistik tedarik zincirindeki kesintiler, işgücünün pandemi sebebiyle istikrarını kaybetmesinin tüm sektörleri olumsuz etkilediğini ifade eden Şengül, talebe yetişemeyen lojistik sektöründe de konteyner sıkıntısının baş gösterdiğini ekledi. Bunun da Asya’dan Avrupa’ya ulaşım maliyetlerini artırdığını belirten Şengül, Avrupa’da arz kesintilerine yol açtığını kaydetti.
Pandemi etkisinin yanı sıra; Amerika-Çin ticaret savaşları, çip darboğazı, sac ve plastik hammadde krizi derken; konteyner yetersizliğinin malzeme bulunabilirliğini azalttığını söyleyen Şengül, “Diğer yandan, müşteri taleplerindeki dalgalanma da belirsizliği artırdı. Bunun yanında, döviz kurlarındaki ani yükselişler fiyatları ve satışları etkilemekte. Aynı zamanda artan enerji maliyetleri de sanayiciye çok büyük yük oluşturuyor” dedi.

TÜRKİYE İÇİN ÖNEMLİ FIRSAT

Özellikle son 10 yılda küresel otomotiv sektöründe üretimin Avrupa ve ABD’den, Asya’ya kaydığını aktaran Şengül, “Bölgeler içinde de gelişmiş ekonomilerden gelişmekte olan ekonomilere doğru bir yönelim söz konusu. Yaşanan bu gelişmeler, dünya ticaretinde hızla gelişmekte olan ve kaliteli iş gücünün yanı sıra jeopolitik olarak da önemli bir konumda olan Türkiye için önemli bir fırsat oluşturmuş durumda” diye konuştu.

FIRSATA DÖNÜŞTÜRMELİYİZ

Önümüzdeki dönemde küresel yapının değişmesi, iklim değişikliği, siyasal ve ekonomik koşullar nedeniyle daha fazla belirsizlik oluşacağına kesin gözüyle bakılabileceğine değinen Şengül, “Daha sağduyulu ve tedbirli bir yaklaşımla, istikrarsızlık, belirsizlik ve karmaşıklık ortamının bizlere empoze edebileceği tehditleri ve riskleri fırsata dönüştürmeye odaklanmalıyız. Bu gibi zorlayıcı VUCA ortamlarında müşteri ve nihai tüketici taleplerindeki değişimlere hızlı adapte olabilmek ve teslimat sürelerini kısaltabilmek çok önemli” dedi.

SAVAŞ ETKİLİYOR

Yazının Devamını Oku

Burkay çip krizinin boyutunu açıkladı:İhracatta kayıp 2 milyar $’ı geçti

21 Nisan 2022
Bursa Ticaret ve Sanayi Odası (BTSO) Yönetim Kurulu Başkanı İbrahim Burkay, olağanüstü gelişmelerin bazı sektörlerde çip krizine neden olduğunu belirterek, “Otomotiv sektöründe yaşanan çip krizi, Bursa’da 2 milyar doların üzerinde bir ihracat kaybına yol açtı” dedi.


Son yüzyılın en büyük sağlık krizi olarak nitelenen salgınla geri dönüşü olmayan bir değişim sürecinin de başladığını söyleyen Bursa Ticaret ve Sanayi Odası (BTSO) Yönetim Kurulu Başkanı İbrahim Burkay, bu sürecin Türkiye ekonomisinin lokomotif sektörleri arasında bulunan otomotiv endüstrisinin üretim ve ihracatını sınırlandırdığını kaydetti.
Dünyanın 2020 yılının başından bu yana koronavirüs salgını nedeniyle başta sağlık, sosyal yaşam ve iktisadi alan olmak üzere sancılı sınamaları ve belirsizliklerle dolu meşakkatli bir süreci deneyimlediğini ifade eden Burkay, olağanüstü gelişmelerin bazı sektörlerde çip krizine neden olduğuna işaret etti. Türkiye’nin 2021 yılı ihracatının 225 milyar dolar olarak gerçekleştiğini hatırlatan Burkay, bunu sağlayan 3 ana sektörden birisinin otomotiv olduğunu belirterek, “Otomotiv endüstrisi geçen yıl 30 milyar dolara yakın ihracat ve 1 milyonu aşan araç ihraç etti. Buna karşın 2021 yılında Bursa iş dünyası olarak 2 milyar doların üzerinde ihracat kaybı yaşadık. Otomotiv sektörünün tamamında ise 4,5 milyar dolarlık bir kayıp söz konusu. Bunun ana nedeni ise çip krizi. Çip krizinin olumsuz etkileri bu yılın ilk çeyreğinde de sürüyor. Yılın ilk 3 ayında otomotiv endüstrisi ihracatımız yaklaşık yüzde 3 düşüşle 7,5 milyar dolar oldu. Hem maliyetler artıyor, hem de ciddi anlamda üretim ve ihracat kayıpları yaşıyoruz. Otomotiv endüstrisi ile beyaz eşya ve bütün elektronik kompanentlerde de yaşanan çip krizinin yıl sonuna kadar sürmesi bekleniyor” dedi.

EN ÖNEMLİSİ SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK

Küresel ekonominin yüzde 4’ünü tek başına oluşturan otomotiv endüstrisinin, çip sorunu, hammadde fiyatlarındaki hızlı yükselişler, küresel üretimdeki daralma, Rusya-Ukrayna savaşının fiyatlar ve hammaddede üzerinde oluşturduğu ek baskı, emisyon kriterlerinin getirdiği tehdit ve değişim ortamında geleceğe uzanmaya çalıştığını kaydeden Burkay, “Sürdürülebilirlik sektörün en önemli gündem maddelerinden biri haline geldi. Birçok sektörde olduğu gibi otomotiv sektöründe de dijitalleşmeye hem geçtiğimiz dönemde, hem de pandeminin getirdiği zorunluluklar ile beraber, çok daha fazla önem verilmeye başlandı. Sektörde yaşanan dijital dönüşüm, mobilitenin artık dijital tabanlı olmasını sağlıyor. Gelişimin hızı, yakın gelecekte çok daha farklı bir otomotiv sektörüyle karşılaşmamıza imkan oluşturacaktır. Kısacası sektörde oyunun kuralları yeniden belirleniyor” diye konuştu.

TOGG İLE YENİ HEDEFLER

Türkiye’nin yerli ve milli otomobil projesi TOGG’u elektrikli üretilerek, geçmişin veya bugünün değil, doğrudan geleceğin teknolojisine uzanacağını belirten Burkay, sözlerini şöyle sürdürdü:

Yazının Devamını Oku

Bursa’daki düşüş Türkiye’yi geçti

20 Nisan 2022
Otomotiv sektöründe çip krizinin devam ettiğini açıklayan OİB Yönetim Kurulu Başkanı Baran Çelik, 2023 yılına gelindiğinde bu sorunun ortadan kalkacağını söyleyebildiklerini fakat ortaya çıkan Rusya-Ukrayna savaşı nedeniyle sürecin uzayabileceğine işaret etti. İhracat hedeflerinde revize yapmadıklarını açıklayan Çelik, en büyük kaybın binek otomobillerde yaşandığını ekledi. Çelik, “Bursa’nın otomotiv ihracatındaki düşüşü, Türkiye geneline göre daha fazla. Ancak Bursa’nın sektör açısından güçlü konumunun bu süreç sonrasında da artarak devam edeceğinden şüphemiz yok” dedi.

 


Otomotiv ana sanayinde geçen yıldan bu yana yaşanan üretim kesintisi nedeninin küresel çapta yaşanan yarı iletken çip sorunu olduğunun söyleyen Otomotiv Endüstrisi İhracatçıları Birliği (OİB) Yönetim Kurulu Başkanı Baran Çelik, pandeminin tetiklediği bu sorunun hala devam ettiğini kaydetti. Bu nedenle dünyadaki ana sanayi firmalarının üretim sorunları yaşadıklarını açıklayan Çelik, “Bu ülkemize has bir sorun değil, küresel çapta yaşanan bir sorun. Tedarik zincirlerinde yaşanan kırılmalar, navlun ve emtia fiyatlarının artması, lojistik problemler, enerji maliyetlerinde yaşanan artış gibi zincirleme sorunlar otomotiv üretimi ve ihracatını olumsuz etkiliyor. Son olarak Rusya-Ukrayna savaşı da sorunların daha da büyümesine neden oldu” diye konuştu.
Küresel bir sorun yaşandığı için yapılabileceklerin sınırlı olduğuna işaret eden Çelik, çip krizinin çok dinamik bir süreç olduğunu kaydetti. Çip tedarik edebilen fabrikaların üretimlerine devam ettiklerini söyleyen Çelik, tedarik edemeyenlerin üretimde kesinti yaşadıklarını, ya da model bazında daha fazla etkilenen veya daha az etkilenen modellere yöneldiğini aktardı. Bazı firmaların bu şekilde üretimini sürdürdüğünü yineleyen Çelik, “Düşük donanımlı araçlara yönelip, üretimlerini devam ettirmeye çalışıyorlar. Ancak araçların teknolojisi geliştikçe ve donanımları arttıkça kullanılan çip sayısı da artıyor. Bu nedenle otomotiv endüstrisinin bugün geldiği nokta açısından yarı iletken çipler olmazsa olmazlar arasında yer alıyor. Ticari araçlardaki durumun binek otomobillere göre daha iyi olduğunu söyleyebiliyoruz. Bu ihracat rakamlarımıza da yansıyor. Binek otomobiller ihracatımızdaki düşüş devam ederken, ticari araç ihracatımız daha iyi seviyelerde” dedi.

SAVAŞIN ETKİLERİ

Rusya-Ukrayna savaşının otomotiv sektörüne yansımaları ile ilgili değerlendirmelerde de bulunan Çelik, “Otomotiv endüstrisi açısından Rusya’nın kritik hammaddelerde, Ukrayna’nın ise kablolar ve neon gazı gibi kalemlerde önemi bulunuyor. Özellikle kablo tedarikinde yaşanan problemler Avrupa’da bazı OEM’lerin üretimlerinde kesintiye neden oluyor. Savaşın tedarik zincirlerinde yaşanan kırılmaları derinleştirdiğini görüyoruz” diye konuştu.

BÜYÜK KAYIPLA KARŞI KARŞIYAYIZ

Diğer taraftan savaş nedeniyle son dönemde yaşanan sorunların birkaç farklı boyutu ile de incelenebileceğine dikkat çeken Çelik, “Öncelikle Rusya ve Ukrayna’nın toplam otomotiv ihracatımızdaki payı yüzde 3. Savaş başladığından bu yana Rusya’ya otomotiv ihracatımız sert bir düşüş yaşıyor. Ukrayna’ya ise neredeyse hiç ihracat yapamıyoruz. Dolayısıyla bu pazarlarda büyük bir kayıpla karşı karşıyayız. Diğer taraftan tedarik zincirinde yaşanan problemler nedeniyle gerek Rusya, gerekse Avrupa ülkelerinden talep artışı da yaşıyoruz. Bu dönemi bu şekilde avantaja çevirebiliriz. Ancak savaşın uzaması ve Rusya’dan hammadde tedarikinin sağlanamaması durumunda ana sanayinde yeniden üretim kayıpları ile de karşılaşabiliriz” diye konuştu.

Yazının Devamını Oku

Bir lisans istedi hayatı değişti

16 Mart 2022
Zafer Güder, Almanya’da yaşayıp, Türkiye’ye dönen bir ailede büyüdü. İki kültür arasında sıkıştı. Polislikten emekli olduktan sonra şirket kurdu, İHA lisansı almak istedi ve hayatı o günden sonra tümden değişti. Bugün İHA Pilot Eğitimi, zirai çalışmalar, yenilenebilir enerji alanında denetim ve kurulum, maden sahalarında denetim yapan Zafer Güder Havacılık Uzay Sanayi ve Ticaret Ltd Şti’nin sahibi Zafer Güder, “Amacımız İHA’yı maksimum seviyede Türk Malı üretebilmek. Türk Markası olarak piyasaya sunabilmek” diyor.

Almanya’da doğdu. İşçi bir ailenin çocuğuydu. Türk olduğu için olumsuzluklar yaşadı. Dışlandı. Ailesi yaşanan durumun üzerinde etki yarattığını görünce Türkiye’ye dönme kararı aldı. Ancak bu defa da ‘Alamancı’ muamelesi gördü. Burada da kendisine yer bulmakta zorlandı. İki kültürün arasında sıkıştı. İçine kapandı. Arkadaş edinemedi. Kendisini geliştirmeye yöneldi.
Her iki ülkede de polis uygulamalarında aksaklıklarla karşılaşmıştı. Yaşadığı bazı olaylardan polisin taraf tuttuğunu düşündü. Objektif olması gerektiğini savundu. Yaşadıklarına karşı polis olmaya karar verdi. 19 yaşında yaptığı başvurular ve sınavların ardından başarılı oldu.
Almanya’da doğmasından dolayı avantajlıydı. Yabancı bir dile sahipti. Yabancılar şubede çalıştı. Ekip otosuyla talihsiz bir kaza geçirdiği için sürgün yedi. Konya ve Muş’ta terörle mücadelede 3 sene çalıştı. Ardından Uludağ Üniversitesi Seracılık Bölümü’nü kazanarak, Bursa’ya tayin oldu.
Bursa’da basın protokolde çalıştı. Özgürlüğüne düşkündü. Kapalı odalarda çalışmak istemiyordu. Zorda olan insanlara yardım etmeyi ve araştırmayı seviyordu. 2004 yılında sokak timleri kuruldu. Amirlerinin ‘Seni sokak timlerine alalım’ demesi üzerine bu birimde çalışmaya başladı.

YASALLIK ÇABASI VERDİ

2010 yılında 3-4 ay asayiş ekipler amirliğinde çalıştı. Ardından foto filme geçti. Kafasında kurduğu mesleki yaşamı bulamayınca o süreçten sonra emeklilik tarihine gözünü dikti.

Yazının Devamını Oku

Üretim kabiliyetini geliştirdi 3 kıtada 5 ülkeye açıldı

9 Mart 2022
Otomotiv sektörüne parça üretimiyle başladı. Butik üretim avantajından yararlanarak, üretim kabiliyetini geliştirdi. BEBKA’dan destek alarak, raylı sistemler üzerine parça üretti. Bu bakış açılarını geliştirdi. Bugün 3 kıtada 15 ülkeye ihracat yapan firma, 100 kişiye istihdam sağlıyor. Araçlarda dönüşüm yaşandığını söyleyen Oskim Operasyonlar Direktörü Şükrü Gümüş, “Müşterimize normal ürettiğimiz parçalara neler ekleyebiliriz? Bu konular üzerinde kafa yoruyoruz” diyor.


Makine mühendisi Orhan Sekirden tarafından 1982 yılında kurulan Oskim, araç çamurluk parçalarının manuel olarak şekillendirilmesi proseslerini yapan ve bu yolla parça üreten bir firma olarak faaliyetine başladı. 1986 yılında ortaklarından ayrılan Sekirden, 1989’da ısıtıcı sektöründe kombiler için pirinç malzemeden parçalar üreterek, çalışmalarını sürdürdü.
Ardından tekrar otomotiv parçalarına yönelen iş insanı, önce çamurluk üretirken, ilerleyen yıllarda süspansiyon sistemi parçalarına odaklandı. O yıllarda ilk defa firma bünyesinde kendi tasarımı olan 270 derece kaynak yapabilen kaynak robotunu tasarladı. Bu yolla üretim hızını büyük ölçüde arttırdı. İlerleyen yıllarda Çekoslovakya’ya Skoda model araçlar için salıncak kolu üretti. 1999 yılında Kayapa Sanayi Bölgesi’ndeki ilk fabrikasına taşındı.
2005’te ilk uluslararası fuar deneyimini yaşadı. Fuardan birkaç ay sonra global büyüklükte yabancı firmaların satın alma ve kalite ekipleri fabrikayı ziyarete geldi. 2007’de global büyüklükteki ilk yurtdışı iş birliğine başladı.

Şirket, o yıllarda belli bir ihracat kültürüne ulaştı. İyi bir müşteri portföyüne de erişti. Bu yıllarda Orhan Bey, kızlarının şirket yönetiminde daha aktif olmalarını istedi. Kızları Nihan Sekirden Baraş ve Didem Yenice, yönetime geçtikten sonra çalışmalarını aynı disiplinle sürdürdü. Şirketi daha da büyüttüler.

YENİ PROJEYLE BAKIŞ AÇILARI GELİŞTİ

Butik işler yapıyorlardı. O dönemde yaptıkları işlerden de yola çıkarak, ‘Savunma sanayinde, havacılık ve raylı sistemler sektörlerinde çalışabilir miyiz?’ diye şirket içinde tartışmaya başladılar. Raylı sistemleri araştırdılar. Onun süspansiyon parçaları da otomotivde olduğu gibiydi. Uluslararası raylı sistemlerin gerekliliklerini, denetim kriterlerini öğrendiler. Bununla ilgili eğitim aldılar. Bu süreçte BEBKA ile yolları kesişti. Şirketin ilerlemesi için CNC makinesi almaları gerekiyordu. Konuyla ilgili projelerini BEBKA’ya sundular. Elde ettikleri 243 bin TL destek ile CNC makinesini aldılar. Raylı sistemlerde Durmazlar ile yaklaşık 4 yıl çalıştılar. Proje şirkette bir çığır açtı. Bakış açılarını geliştirdi.

Yazının Devamını Oku

Atölyeden fabrikaya

28 Şubat 2022
Otomotiv firmasında çalışırken, MFK Limited Şirketi’ni kuran Muhsin Mardin, 100 metrekarelik bir atölyede otomotiv sektörüne yedek parça üretmeye başladı. Girişimci, BEBKA desteğiyle AS9100 sertifikasyonu aldı ve süreçte uçan parçalar da yapmaya başladı. Bugün Yenişehir ve Ankara’da toplam iki fabrikaya erişen MFK, yaklaşık 30 bin metrekare alanda 200 kişiye istihdam sağlıyor ve 3 ayrı sektörde faaliyet gösteriyor.

Muhsin Mardin, Oyak Renault’ta kaporta kısmında şef olarak görev yapıyordu. 39 yaşındayken, kendi işini kurmaya karar verdi. Ufak tefek ekipmanlar aldı. Duaçınarı’nda imalat yapmak üzere 100 metrekarelik bir atölye tuttu.
Burada çeşitli otomotiv firmalarının bozulan, aşınan sarf malzemelerinin makine ekipmanlarının yedek parçalarını üretmeye başladı. Süreç içinde kendini geliştirip, yatırım yaparak, işini büyüttü. Atölyenin altyapısı, makine ekipmanları ve insan kaynaklarını geliştirdi. İşletmesine mühendislik kabiliyetleri kazandırdı.

FRANSA’YA İHRACAT

Yer ihtiyacı doğunca Otosansit’e taşındı. İlerleyen sürede büyümesini sürdürdü. Bir dükkan, bir dükkan derken, bölgede bir bloğu tamamen kapattı. Aynı zamanda ihracat yapmaya da başladı. İlk ihracatını Fransa’ya gerçekleştirdi. Müşteri talebi doğrultusunda yeni yer arayışına girdi. Daha düzenli bir yerde çalışmayı düşünerek, Yenişehir-Bilecik Karayolu üzerinde bir yer aldı. Personelini bir süre Bursa’dan taşıdı. Sonra teşvik edici programlar oluşturdu. Personelin hemen hemen hepsinin burada ikametini sağladı.

HAVACILIK SEKTÖRÜNE GEÇİŞ

Yenişenir’de makine ekipman alanını artırdı. 2000’den sonra her iki yılda bir kapasiteyi ikiye katlayarak, ilerledi. Otomotiv lokomotif sektördü. İhracatçı pozisyonundaydı. Farklı arayışlara girdi. 2000’li yılların başında Fransa’ya havacılık endüstrisine ihracat yapmaya başladı. Fransa’daki kontakları ile kapılar açıldı. Değişik makine ekipmanları üzerinde çalışmaya başladı.

CERN’DE İMZALARI VAR

Yazının Devamını Oku