“Hey... Uyanın artık”

TARİh boyunca medeniyetlerin gelişim motoru iletişim oldu. Savaşlar bile ancak görüşmeler, konuşmalar başladıktan sonra bitiyor. Bugün de durum farklı değil. Örneğin İzmir İktisat Kongresi için aylardan beri toplumun çeşitli kesimlerinin temsilcileri tartışıp öneriler hazırlıyor.Geçen hafta ‘Parçalanmış Bir Dünyada İşbirliği’ temasıyla toplanan Dünya Ekonomik Forumu’nda da devlet adamları, uluslararası örgüt ve şirketlerin başkanları önünü göremeyen dünyanın sorunlarına çare arıyordu.

Haberin Devamı

 

DÜNYA TİCARETİ ÇÖKERSE
Davos’ta, Uluslararası Para Fonu (IMF) Başkanı Kristalina Georgieva son yıllarda artan uluslararası ticari korumacılık eğilimlerini eleştirerek katılımcılara “Hey... Uyanın artık. Küresel işbirliği biter korumacılık artarsa eski yoksul günler geri gelir” diyordu.
Dünya ticareti çökerse küresel üretimin yüzde 7 azalacağını söyleyen IMF Başkanı, bunun 7 trilyon dolarlık kayıp anlamına geleceğini belirterek “Küreselleşmeyle son 30 yılda gelişmekte olan ülkeler üç kat büyüdü. Dünyada 1 milyar 300 milyon kişi aşırı yoksulluktan kurtuldu. Akıllı olalım. Küresel iş birliğini bırakıp korumacılığa geri dönmeyelim. Hala bir şeyler yapma şansımız var” diyordu. Herhalde akıllı devlet adamları bu sözlere kulak verecektir.

Haberin Devamı

İZMİR İKTİSAT KONGRESİ
Cumhuriyetin ikinci yüzyılında geleceğin Türkiye’si için İzmir’de de bir dizi toplantılar yapılıyor. Çıkan kararlar İzmir İktisat Kongresi’nde son halini alıp yönetimlere öneri olarak sunulacak. Örneğin tüccar, esnaf ve sanayici kesiminin dikkat çekici önerilerinden bazıları şöyle:
* Demokrasi sadece ticaret ve sanayideki gelişmenin değil, aynı zamanda refahın adil bir şekilde dağılmasını sağlayan temel unsurdur.
* Sanayi ve ticarette yalnızca büyüme odaklı bir iktisadi model kabul edilemez. Sürdürülebilir bir ekonomik model inşa edilmelidir.
* İnsan türünün yerküre ve atmosfer üzerinde bıraktığı ayak izi, parçası olduğumuz ekosistemin kendini yenileme eşiğini ileri derecede aşmıştır. İklim krizi de bunun sonuçlarından biridir. Doğanın ekolojik döngüleri ve insan türünün ekonomik düzeni arasındaki bu mütekabiliyet dışı koşullar, bizatihi insan da dahil tüm canlıların geleceğini tehdit etmektedir. Geleceğin Türkiye’si, ekoloji ve ekonomi arasında ayrılmaz bir ilişki olduğunu kabul eden yeni bir iktisadi yaklaşım üzerinde inşa edilecek, ticaret ve sanayi politikalarının bu yönde gelişimi sağlanacaktır.
Dengesiz büyüme sürdürülemez
* Tüm dünyada, dengesiz büyümenin yerelde ve küresel ölçekte sürdürülemez olduğu anlaşılmış ve bu iktisat anlayışının sonuna gelinmiştir. Ticaret ve sanayi, kontrolsüz sermaye modeli yerine çalışanların, ekonomik aktörlerin, paydaşların, toplumun ve nihayet doğanın da mutluluğunu esas alan duyarlı bir anlayışa evrilmek zorundadır.
Görüldüğü gibi çok önemli öneriler var. Dünyanın geleceği için Davos’ta, Türkiye’nin geleceği için İzmir’de insanlar toplanıyor, konuşuyor, öneriler hazırlıyor. Tarih boyunca olduğu gibi bugün de her şeyin başı iletişim.

Yazarın Tüm Yazıları