Ya Çanakkale kazanılmasaydı

Çanakkale Zaferi sadece Türkiye’yi değil; Sovyet Devrimi’nden Çin’e, Küba’dan Afrika’ya kadar her bölgeyi ilgilendiren, muazzam önemde bir olaydır.

Haberin Devamı

1889 yılında, Balıkesir Havran’ın sonradan Çamlık adını alacak olan Manastır isimli köyünde, bir erkek çocuğu dünyaya geldi. Takvimler 1915’i gösterirken pek çok genç gibi o da Osmanlı ordusunun bir askeri olarak cephedeydi. Görev yeri, doğup büyüdüğü memleketinin yanı başı sayılabilecek Çanakkale’deydi. Mecidiye Tabyası’nda bir topçu eriydi artık. Eğer o er, çok zor koşullar altında 276 kiloluk dev bir mermiyi tek başına kaldırıp topa sürmeseydi... Ateşlenen o top mermisi, düşmanın en önemli savaş gemilerinden birine isabet edip onu batırmasaydı... Biz 26 yaşındaki o askerin adını muhtemelen hiç bilmeyecektik. Bugün Edremit Körfezi’ne doğru inerken sizi “Seyit Onbaşı” anıtı karşılamayacak, yaşadığı Çamlık köyü günümüzde onun adıyla anılmayacaktı. Yani verilen o cansiperane mücadeleyle Çanakkale Savaşları kazanılmasaydı, “Seyit Onbaşı” diye bir simge isim olmayacaktı.

Haberin Devamı

BİR LİDERİN DOĞUŞU

Eğer Çanakkale olmasaydı, sadece Seyit Onbaşı değil başka kahramanların hayat hikâyeleri de çok farklı şekilde yazılacaktı. Bunlardan biri de cepheye “yarbay” rütbesiyle gelip ayrılırken “Anafartalar Kahramanı” olarak tanınacak Mustafa Kemal’di. Onun saygınlık kazanmasında, Çanakkale’deki dirayetli liderliğinin ve başarılarının etkisi büyüktür. Fırsatını bulup da Conk Bayırı’na giden herhangi bir ziyaretçi, askerlik hakkında hiç bilgisi olmasa bile bu tepenin stratejik önemini kolayca kavrayabilir. O noktadaki göğüs göğüse mücadele, savaşın kazanılmasında hayati rol oynamıştır. Elbette Mustafa Kemal, koşullar ne olursa olsun zekâsı, yetenekleri ve vizyonuyla, eninde sonunda yükselirdi. Ama Çanakkale, bu başarılı askerin “Atatürk” olmasına giden yolda çok kritik bir basamaktı.

*

Yukarıda kısaca andığımız bu iki tarihi örnekten de anlaşılacağı üzere, Çanakkale erinden, onbaşısından komutanına kadar yüzbinlerce askerin hayatını değiştirdi. Ve tabii cephe gerisinde mücadele edenlerin, kadınların, öğrencilerin... Kazanılan savaşta niceleri şehit, niceleri gazi oldu. Ama zaferin değiştirdiği sadece cephedekilerin değil dünya tarihinin akışıydı aynı zamanda.

Haberin Devamı

YOKSA ABARTI MI

Yukarıdaki satırları okuyup “Canım, tek bir savaşın sonucu dünya tarihine bu kadar etki eder mi?” diyen çıkabilir. Nitekim Çanakkale Zaferi’nin abartıldığını, anlatıldığı kadar kritik olmadığını öne sürenler oldu. Onlara göre bu sadece bir savunma başarısıydı ve Osmanlı üç yıl kadar sonra yenilmiş; düşman gemileri kurşun bile atmadan Çanakkale’den geçmişti. Ve nihayetinde İstanbul işgal edilmişti. Yenilgiyle sonuçlanan bir süreçte, geçici bir askeri başarı, ne kadar önemli olabilirdi ki?

MİLLİ MÜCADELENİN KİLİDİ

Oysa mesele bu kadar basit değil. Eğer Çanakkale Zaferi olmasaydı, İtilaf Devletleri, Osmanlı’yı üç yıl daha erken işgal etmiş olabilirdi. Osmanlı’nın akıbeti yine aynı kalsa da bu, Milli Mücadele’yi çok daha zora sokardı. Çünkü işgal 1915’te değil de 1919’da gerçekleştiğinde, İtilaf Kuvvetleri nispeten yıpranmış bir durumdaydı. Üstelik, İngiliz ve Fransız kamuoyu yeni savaşlara taraftar değildi. Türk direnişini Yunan ordusu aracılığıyla kırmayı denediler. Bu da Batı Cephesi’nde dört değil, doğrudan tek bir orduyla muharebe anlamına gelmiştir.

*

Haberin Devamı

Çanakkale Zaferi ayrıca Anadolu insanına Batılı güçlerin yenilmesinin mümkün olduğunu gösteren, çok önemli bir moral motivasyon oldu. Tam tersi de İngilizler için geçerlidir. Türk Ordusu Yunan işgaline karşı mutlak başarı kazandığında, sıra İngiliz kontrolündeki Çanakkale’nin kurtuluşuna gelmişti. Ne var ki İngiliz kamuoyu ikinci bir Çanakkale macerasını göze alamadı. Kısacası, Çanakkale Zaferi olmasaydı, Türkiye Cumhuriyeti aynı tarihte ve bugün bildiğimiz şekliyle kurulamazdı.

TARİHİ DÖNÜM NOKTASI

Çanakkale’nin Türkiye tarihi açısından önemi ortada. Ama bir de dünya tarihine etkileri var. 1917 Sovyet Devrimi, Rusya’dan Çin’e, Küba’dan Afrika’ya kadar her bölgeyi ilgilendiren, muazzam önemde bir olaydır. Pek çok tarihçiye göre “geçilmeyen Çanakkale” işte o komünist devrimin yolunu açmıştır. Çünkü İtilaf Kuvvetleri, Çanakkale ve İstanbul’u aşıp denizden müttefikleri olan Rusya’ya yardım götürebilselerdi, “Cihan Harbi” çok daha erken bir tarihte onların galibiyetiyle bitebilirdi. Böylece Rus imparatorluğu kaynaklarını uzun süre tüketmez, halk da isyan noktasına gelmezdi. Ayrıca devrim sonrası Rusya’nın savaştan çekilmesi dengeleri doğrudan etkilemiş, Osmanlı’nın Doğu Cephesi rahatlamış, ayrıca Kurtuluş Savaşı’na “komünist desteği” İtilaf Devletleri üzerinde caydırıcı etki yapmıştır.

Haberin Devamı

ÖYLE DE OLSA BÖYLE DE...

Hiç şüphesiz tarih geriye doğru akmaz. Geçmiş olayları ihtimaller üzerinden değerlendirmek faydalı bir sorgulama olsa da geçmişi değiştirmek mümkün değil. Keza “Öyle olmasaydı şöyle olurdu” diye mutlak hükümlere varmak da. Çanakkale Savaşı, en zorlu, en kanlı mücadelelerinden biri olarak tarihe geçti. Bize düşen ondaki muazzam gayrete bakarak, üzerinde yaşadığımız vatanın ve bağımsızlığın değerini bilmektir. Çanakkale’yi layıkıyla anlamak, daima güçlü olmak için çalışmak, öte yandan öncelikle barıştan yana olmaktır. Çünkü cephede kazanılan her zaferin bedeli, vatan evlatlarının paha biçilmez canlarıyla ödenir. Özgürce, barış ve güven içinde yaşadığımız her bir gün, şehitlerimizin ruhuna armağan olsun. Bu ülke bir daha böyle zaferler kazanmak zorunda kalmasın...

Yazarın Tüm Yazıları