‘İzin vermeyen’ kadına ne olacak?  

Mülkiye de adliye de bazen sosyal medyadan çok fazla etkileniyor.

Haberin Devamı

Halbuki bu kurumların kendi kanun, kural ve prensipleri var. Bunları hiç şaşmadan uygulamaları beklenir. Elbette kanunlar yazılı halindeki gibi kuru da değil. Olaya münhasır farklı uygulamalar olabiliyor. Nüanslar belirleyici. Tabi kanunun yörüngesinden sapmadan… İlgili teamüller ve bazı hallerde toplum hassasiyetleri de dikkate alınır. Ama bu dış tesirlere açık olmak demek de değildir.

 

Örnek vaka üzerinden gidelim.

Samsun’un Vezirköprü ilçesinin bir köyünde vatandaş rahatsızlanır. Kalp krizi geçirmiştir. Durumu kritik. Köy baraj kenarında. Sadece Sinop tarafından feribotla ulaşılabiliyor. Sokağa çıkma yasağı yüzünden feribot da çalışmaz. Muhtar hemen Samsun’u arar. Acilen bir helikopter ambülans gelir.  İnmek için bir nokta belirler. Ekili bir tarladır. Tarla kenarında bir ev var. Evin önünde vatandaşlar bekliyor. Hastanın komşuları veya yakınları.  Görüntüleri var. Ambülanstan bir anons yapılıyor: ‘Burası ekili arazi, buraya inelim mi?’ Köylü kadın (Necla Şahinoğlu) can havliyle cevap veriyor: ‘İnme!’ Sonrasında da ‘Bu tarafa, bu tarafa’ diye kendince helikoptere yer tarif ediyor. Helikopter havalanıyor. Haberlerden öğrendiğimize göre birkaç tur attıktan sonra Samsun’a geri dönüyor. Hasta ise çalıştırılan feribot ile karşıya geçirilir. 

Haberin Devamı

‘Hasta için gelen helikopterin inişine izin vermedi’ başlıklı haberlerden okuduk bu detayları.

Sonrasında adliye ve valilik devreye giriyor. Kadın gözaltına alınıyor. Ama neden? Pilot ‘Ekili araziye inebilir miyim?’ diye sorduğuna göre buraya inmesi vatandaşın iznine bağlı. Demek ki özel araziye inmek için böyle bir izine ihtiyaçları var. O halde köylü kadının suçu ne? O tarlada kaç aylık emeğinin mahsulü yatıyor. ‘Oraya inme, buraya in’ diyerek yol da gösteriyor. Kanunun kendisine verdiği hakkı kullanıyor. Eğer helikopter istediği yere inebilecek olsa pilot neden tarla sahiplerine sorsun ki?

Valilik açıklamasından öğrendik. Kadına para cezası da kesilmiş. Bu ceza sokağa çıkma yasağını ihlâl ettiği için… Fakat rahatsızlanan vatandaşın eşinin anlattıkları da var haberlerde. Kocasıyla bahçeye gitmişler. Sonra onu eve göndermiş. Döndüğünde ise evde hareketsiz yatarken bulmuş. Feryat etmeye başlamış. Komşular duymuş tabi.  ‘Sonra herkes toplaştı. Muhtarla birlikte herkes geldi’ diyor. Anlıyoruz ki ‘izin vermeyen’ kadın da bu ‘herkes’ içinde… Yani komşunun feryadı üzerine oraya gelmiş. Fakat ne hikmetse sadece ona ‘3 bin 180’ lira ceza kesilmiş. Diğerleri yasağı ihlal etmiş olmuyor mu? Adliyede nasıl bir suçlama yöneltildiğini ise henüz bilmiyoruz. Ancak takipsizlik alacağı muhakkak. Yani hiç yaşanmamış gibi olacak. Çünkü kendi özel mülkünü korumak istemesi suç olamaz. TCK’da bu duruma göre bir ceza maddesi bilmiyorum. Zaten kadın da helikopterin ambülans olduğunu bilmediğini söylüyor. ‘Bilseydim izin verirdim, muhtar bize söylemedi’ diyerek savunuyor kendini… Görüntüleri de muhtar çekmiş, kadın da muhtardan şikâyetçi…

Haberin Devamı

Görüntüler ortada. Kadının helikopteri taşlamadığı aşikâr… Hastayı almasına kastı olmadığı da belli. O zaman bu ceza neden? 3 bin 180 lirayı o kadın o tarladan kazanamaz. Eli toprağa değmiş, çapa yapmış, ekin toplamış herkes o kadıncağızı çok iyi anlar. Fazla söze gerek yok.

Eminim İdare Mahkemesi de onu gayet iyi anlayacaktır. Zira o cezayı iptal ettirmek için başvuracağı merci orasıdır…

 

Yazarın Tüm Yazıları