Memet Eser

Emekli dilekçesi verenler dikkat!

5 Mart 2012
İŞYERLERİNDE halen çalışan ve emeklilik hakkını elde eden işçiler için dikkat çekmek istediğimiz durumlar var.

Emeklilik dilekçesi öncesi yapılacaklar, emeklilik dilekçesi verilince çalışılabilir mi, emekli olunca işçilik hakları ne olur vb. soruların yanıtlarını vermeye çalışacağız bu yazımızda...

Dilekçe sonrası çalışma

İşten çıkışı yapılan ve emeklilik dilekçesi veren işçi, aynı işyerinde veya başka bir işyerinde çalışabilir. Bu çalışması şüphesiz ki, “emekli” statüsünde olacaktır. Denilebilir ki, emekli dilekçesi verilmiş, ama daha emekli aylığı bağlanmamış ki! Evet, bu durumda bile kişi sanki emekli aylığı bağlanmış gibi işlem görecektir.Zaten bu durumda olan işçinin aynı ya da başka bir işyerine girişi yapılırken, emekliliği hak ettiği dikkate alınarak, destek primine tabi olarak çalışacağı beyan edilerek işe giriş bildirgesinin verilmesi gerekiyor... SGK, emeklilik dilekçesi veren işçinin işten çıkışının yapılıp yapılmadığını internet üzerinden kontrol ederken, çıkışı ve emeklilik dilekçesi sonrası tekrar işe girişinin yapıldığını gördüğünde, destek primine tabi olacağı bildirimini dikkate alacaktır. Zaten başvuru tarihi itibariyle emekli aylığı hak edileceği için teknik olarak da bir sorun görünmüyor.

Sigorta bildirimlerinde hata bile olsa sorun değil

Bu şekilde emekli dilekçesi veren işçinin sonradan işe girişi yapılarak destek primine tabi yeniden çalışmaya başlaması durumunda sigorta bildirimlerinin normalde “2” belge türü seçilerek internetten SGK’ya verilmesi gerekir. Bunun yerine, unutulduğu için hatalı olarak, eskiden olduğu gibi tüm sigorta kolları primine tabi olacak şekilde “1” belge türü seçilerek bildirimi yapılmış olabilir. Yapılan bu hata bile emeklilik başvurusunu etkilemez. Yapılan hata düzeltilir ve SGK bu yüzden kişinin işten ayrılmamış olduğu sonucunu çıkarmaz.

İşten çıkmış olmak gerekir

Çalışan işçinin emeklilik dilekçesi verebilmesi ya da verdiği dilekçenin SGK’da işleme alınabilmesi için işten çıkmış olması gerekir. Bunun için işyerinde çıkış işlemi yapılmalı, “işten ayrılış bildirgesi” internetten SGK’ya verilmelidir. İşte, bu işlem yapıldıktan sonra işçi, SGK’ya emeklilik dilekçesini vermelidir. Aksi halde, işten çıkış işlemi yapılmadan verilen dilekçe SGK tarafından kabul edilmez.


Yazının Devamını Oku

SGK, şantiye şeflerinin sorununu çözmeli

27 Şubat 2012
SON günlerde bize ulaşan ve dikkatimizi çeken önemli bir sorun var. SGK’nın bir ünitesinin yarattığı sorun.

Şantiye şefi sözleşmesinde adını gördüğü herkesi SSK sigortalısı sayıp cezai işlem yapıyor. Dahası sırf ceza için olsa gerek, hatalı işlemler de yapılıyor...

Şantiye şefleri

İmar mevzuatına göre yapı ruhsatına tabi yapılarda şantiye şefi bulundurulması zorunludur. Şantiye şefi bulundurulmaksızın yapım işinin sürdürülemeyecektir. Şantiye şef ise, konusuna ve niteliğine göre yapım işlerini yapı müteahhidi adına yöneterek uygulayan, mühendis, mimar, teknik öğretmen veya tekniker diplomasına sahip teknik personeli ifade etmektedir.

Müteahhit ortak kendi işyerinden SSK’lı olamaz

Eğer şantiye şefliğini müteahhit firmanın ortaklarından birisi yapıyor ise, bu kişi zaten 4/a sigortalısı olamaz. Kişi, şirket ortağı olarak zaten 4/b sigortalısıdır. Sırf şantiye şefliği sözleşmesi onu 4/a sigortalısı yapmaz/yapamaz!
SGK, 6111 sayılı Torba Kanun ile yapılan değişikliği de yanlış anlıyor ve kendisi karmaşa yaratıyor...
Aslında 5510 sayılı Kanunun 53. maddesi ikinci fıkrasına göre; hiçbir 4/b sigortalısı, ortağı olduğu ve kendisine ait işyerinden 4/a sigortalısı olarak bildirilemez.

Sigortalılık

Yazının Devamını Oku

Mesai ücretinin hesabı

20 Şubat 2012
İŞÇİLER ekonomik sebeplerle işyerlerinde daha uzun çalışmakta, mesaiye kalmaktadır.

Bu yönlü çalışma çoğu kere işverenin talebiyle olmaktadır. İşletme sahipleri, verimliliği artırmak, gelen talebe cevap vermek amacıyla yeni işçi istihdam etmek yerine bu talebi mevcut işçileriyle karşılamayı tercih etmektedirler. Bu sebeple de işçiler daha uzun çalışmakta, yani fazla çalışma yapmaktadırlar.


İşçinin onayı şart

İşverenlerin fazla çalışma yaptırabilmeleri için işçinin onayını almaları şart. Bu onay iş sözleşmesinde bulununca sorun çözülmüyor. İşverenler, her takvim yılı başında işçilerden fazla çalışmaya katılacaklarına dair rızalarını da almalı.

Fazla çalışmanın hesabı

İş Kanunu uygulamasına göre fazla çalışma, normal haftalık çalışma süresi olan 45 saati geçen çalışmalardır. Yani, fazla çalışma günlük çalışma süresinin aşılması değildir. Haftalık olarak 45 saatin aşılıp aşılmadığına bakılır...
Yargıtay ise, bu şekilde yapılan hesaptan başka, günlük 11 saati aşan çalışmaları da gece çalışmalarında 7,5 saati aşan çalışmaları da fazla çalışma saymaktadır.

Ücret durumu

Yazının Devamını Oku

Birçok işletme asgari ücretin altında ücret ödüyor

13 Şubat 2012
BUGÜN birçok işletmenin asgari ücretin altında ücret ödendiği biliniyor...

Çoğunlukla marjinal nitelikte geçici işlerde çalışan işçiler bu sorunla karşı karşıyalar. Bir de bilmeden yanlış yapılan, kimsenin de ses çıkarmadığı yaygın bir uygulama var...
Özellikle 31 gün çeken aylarda da işçilere 30 günlük asgari ücret ödenmektedir! Bu yanlışlık ise, asgari ücretin aylık belirlendiği düşüncesine dayanmaktadır. Ama öyle değil!

İş Kanununa göre asgari ücret

4857 sayılı İş Kanununun 39. maddesi birinci fıkrasına göre, “iş sözleşmesi ile çalışan ve bu Kanunun kapsamında olan veya olmayan her türlü işçinin ekonomik ve sosyal durumlarının düzenlenmesi için Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nca Asgari Ücret Tespit Komisyonu aracılığı ile ücretlerin asgari sınırları en geç iki yılda bir belirlenir” denilmektedir. Asgari ücret, bilindiği gibi ödenmesi zorunlu olan en az ücrettir. Asgari ücretin belirlenmesini düzenleyen Asgari Ücret Yönetmeliği uyarınca, asgari ücret, pazarlık ücreti değildir.


2012 yılı ne kadar
30 Aralık 2011 tarih ve 28158 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Asgari Ücret Tespit Komisyonu’nun 29.12.2011 tarih ve 2011/1 sayılı kararına göre;

Yazının Devamını Oku

SGK para cezalarına indirim geldi

6 Şubat 2012
SGK, yürüttüğü birçok işlem ile ilgili olarak kanunda öngörülen yükümlülükler yerine getirilmediğinde idari para cezası uygulamakta.

Uygulanan cezalar ise, asgari ücrete endeksli. Böyle olunca cezalar bazen oldukça yüksek olabilmekte.
Ancak, 26 Ocak 2012 tarihli Resmi Gazetede yayımlanan 6270 sayılı Kanun ile SGK para cezalarında önemli indirimlere gidildi. Buna göre; işveren ve diğer ilgililer SGK’ya vermesi gereken bilgi, belgeleri kendiliklerinden belli sürelerde verirler ise, cezalar indirimli uygulanacak.
İndirimli ceza tutarı ise, SGK kanununda öngörülen cezaların dörtte bir oranına karşılık gelen tutar üzerinden olacaktır.


İşverenlerin uyacakları süreler

SGK’ya verilmesi gereken bildirge veya belgelerin yasal süresi geçtikten sonra ilgililerce kendiliğinden 30 gün içinde verilmesi ve söz konusu cezaların ilgililerce, yapılacak tebligat tarihini takip eden günden itibaren 15 gün içinde ödenmesi halinde, indirimli ceza uygulamasından yararlanılabilecektir.


Yazının Devamını Oku

Sosyal güvenlikten satırbaşları

30 Ocak 2012

2012 yılı emzirme ödeneği

Emzirme ödeneği analık ödeneğinden farklı bir sosyal sigorta yardımıdır. Analık ödeneği sadece doğum yapan kadın sigortalıya verilirken, emzirme ödeneği hem doğum yapan kadın sigortalıya hem de sigortalı olmayan eşi doğum yapan erkek sigortalıya da ödenir.
SGK tarafından verilen emzirme ödenekleri, 2010 yılından geçerli olmak üzere her yıl bir önceki yıl için Türkiye İstatistik Kurumu (TİK) tarafından açıklanan Tüketici Fiyatları Endeksi (TÜFE) değişim oranında artırılarak hesaplanmaktadır.
Bu durumda, TİK tarafından 2011 yılı için TÜFE oranlarında ortaya çıkan değişim oranının % 10.45 olduğu dikkate alınarak, 2011 yılında 80.00 TL olan emzirme ödeneği tutarı 2012 yılında 89.00 TL olarak ödenecektir.

2012 yılı cenaze ödeneği

İş kazası veya meslek hastalığı sonucu veya sürekli iş göremezlik geliri, malûllük, vazife malûllüğü veya yaşlılık aylığı almakta iken veya kendisi için en az 360 gün malûllük, yaşlılık ve ölüm sigortası primi bildirilmiş olup da ölen sigortalının hak sahiplerine, SGK’ca belirlenip Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı’nca onaylanan tarife üzerinden cenaze ödeneği verilmektedir.
Cenaze ödenekleri de aynen emzirme ödeneğindeki usul ile hesaplanmaktadır. Buna göre, cenaze ödeneği 2010 yılından geçerli olmak üzere her yıl bir önceki yıl için TİK’in açıkladığı TÜFE oranında hesaplanmaya başlanmıştır.

Yazının Devamını Oku

Ülkemizde yaşayan yabancıların GSS işlemleri

23 Ocak 2012
Yabancı uyrukluların Genel Sağlık Sigortası (GSS) karşısındaki durumu birkaç başlık altında incelenebilir. Yabancının, ülkemizde çalışması veya sadece yerleşik olmasına göre ise durum değişmektedir.

Çalışan yabancılar

Yabancıları ülkemizde sigortalı olarak çalışmaları durumunda ayrıca bir işleme gerek kalmamaktadır. Yabancı, işçi veya şirket ortağı olarak ülkemizde çalışıyor olabilir. Bu durumda Türk vatandaşları ile aynı koşullara tabi olacaktır. Sigortalı olduğu için ayrıca GSS bildirimi yapması veya gelir testi için başvuru yapması vs. söz konusu değildir. Geriye doğru bir yıl içinde en az 30 sigorta günlerinin bulunması halinde, yabancı sigortalının kendisi ve varsa bakmakla yükümlü olduğu eş ve çocukları da SGK tarafından karşılanan sağlık yardımlarını alabileceklerdir.

Ödeyecekleri GSS primi

Yabancılar için gelir testi yapılmayacaktır. Ülkemizde bir yıldan fazla yerleşik yabancıların ödeyeceği prim ise asgari ücretin iki katı üzerinden hesaplanacaktır. Örneğin, 2012 yılının ilk altı aylık döneminde bu kapsamadaki yabancılar her ay için, 1.773*%12=212,76 TL GSS primi ödeyeceklerdir.

İsteğe bağlı prim ödeyenler

Yabancılar da ülkemizde yerleşik olmak koşuluyla isteğe bağlı sigorta primi ödeyebilmektedirler. Bu durumda olanlar için, isteğe bağlı sigortanın için de GSS primi de ödediklerinden ayrıca bir işlem yapmaları gerekmeyecektir. Dahası, bu kapsamda prim ödeyenler, sağlık yardımlarının yanı sıra, emeklilik için de prim ödedikleri için ileri de emekli de olabileceklerdir. İsteğe bağlı sigorta primi ödeyen yabancının eşi ve çocukları da sağlık yardımı alabilecektir.

Yerleşik olan yabancılar

Yukarıdakilerin dışında olan yabancılar da bulunmaktadır ülkemizde. Ne çalışmaları vardır ne de isteğe bağlı sigorta primi ödemektedirler. Ülkemizde yerleşik olarak yaşamaktadırlar. Özellikle son yıllarda bu şekilde ülkemizde ev/arazi almak suretiyle yaşayanların sayısında önemli artışlar olmaktadır.

Yazının Devamını Oku

Eş ve çocuklar da GSS için başvuru yapacak mı?

16 Ocak 2012
SON günlerde Genel Sağlık Sigortası (GSS), o kadar çok yazılıp çiziliyor ki, vatandaşlarımız bildiklerini de “karıştırır” duruma geldiler...

Bize en çok gelen sorularından başında; “ben işçi/memur/esnaf olarak çalışıyorum veya isteğe bağlı sigortaya prim ödüyorum; eşim ve çocuklarım çalışmıyor, onlar yine benim üzerimden sağlık yardımı alacak mı, yoksa başvurup prim mi ödemeliler?” sorusu oluyor.

Eş, her hal ve şartta sağlık yardımı alır!

Sigortalının eşi çalışmadığı/isteğe bağlı prim ödemediği/emekli aylığı almadığı müddetçe, her hal ve şartta eşi üzerinden sağlık yardımı alır. Eşin ayrıca GSS primi ödemesi zorunluluğu yoktur. Dolayısıyla, ne SGK ne de sosyal yardımlaşma ve dayanışma vakıflarına başvurması gerekmez. Yapması gereken, aktif hale getirilmemiş ise, SGK’ye giderek eşi üzerinden sağlık aktivasyonunu oluşturmaktır.
Örneğin; Ayşe Hanım bir işte sigortalı çalışıyor ve sağlık yardımı için aranan 30 günlük sigorta süresini doldurmuş ise, eşi Ahmet Bey’in yukarıdaki koşullar altında sağlık yardımı alma hakkı vardır. Ayrıca, şu sıralar çok konuşulan “bir ay içinde başvurup gelir testi yaptırarak GSS primi ödeme zorunluluğu” kapsamında değildir.
Eş, çalışıyor veya emekli ise zaten kendi hizmetlerinden dolayı sağlık yardımı alacaktır.
Son olarak; isteğe bağlı sigortaya prim ödeyen kişinin eş ve çocukları da onun üzerinden sağlık yardımı alamaya hak kazanmıştır.

18 yaşından küçük çocuklar için sorun yok

18 yaşından küçük çocuklar her hal ve şartta sağlık yardımı alabiliyor. Anne ve babalarının sağlık güvencesi var ise onların üzerinden, yoksa primleri devlet tarafından ödenerek yine sağlık giderleri karşılanıyor.

Yazının Devamını Oku