1- Manchester City, RB Leipzig karşısında 2-0 yenik duruma düştüğü maçı 3-2 kazanarak önemli bir geri dönüşe imza attı. Alman ekibinin 2 golünü atan Lois Openda’nın sakatlanıp çıkması karşılaşmanın dönüm noktasıydı. Sonrasında City attığı gollerle kazandı ancak teknik direktör Pep Guardiola’nın ikinci gol öncesi yanından uçarcasına geçen Openda’nın arkasından bakakalışı haftanın en güzel anlarından biriydi. Elbette 23 yaşındaki Openda’nın resitali de futbol severlere büyük keyif yaşattı. Şampiyonlar Ligi’nde 4 gol atan oyuncu bunların 3’ünü City ağlarına gönderdi.
GERi DÖNÜŞLERiN HASTASIYIZ
2- Devler Ligi deyince ilk akla gelenlerden biridir ‘geri dönüşlerin hastasıyız’ klişesi. Hafta içi bu ateşi ilk yakan takım Manchester City oldu. İngiliz ekibi, Leipzig’i 2-0’dan gelerek 3-2 yendi. Galatasaray, 3-1 yenik duruma düştüğü Manchester United karşısında sahadan 3-3’lük beraberlikle ayrılırken, PSV deplasmanda 2-0’dan gelerek Sevilla’yı 3-2 mağlup etti. Benfica deplasmanında 3-0 geriye düşen İnter de ikinci yarıda attığı gollerle maçı berabere bitirdi.
ESKi TAKIMI iNTER’E 3 GOL BiRDEN ATTI
3- Sporting Lizbon’dan 2016 yılında 45 milyon Euro’ya İnter’e satılan Joao Mario, İtalyan ekibinde oynadığı 69 maçta sadece 4 gol, 13 asist üretebilmişti. Bu kadar yüksek bir bonservis bedeli ödediği oyuncudan istediğini alamayan İnter, Joao Mario’yu West Ham, Lokomotiv Moskova ve Sporting’e kiraladı. 2021’de de Benfica’ya bedavaya verdi. Önceki gün ise 30 yaşındaki oyuncu, İnter karşısında kariyerinin en iyi maçını oynadı. 3-3 biten maçta Benfica’nın 3 golü de ondan geldi.
UEFA, VAR VE AVAR’I GÖREVDEN ALDI, ALPER ULUSOY’U ATADI
4- Paris’te 1-1 biten PSG-Newcastle maçının son anlarında verilen penaltı, VAR hakemi Tomasz Kwiatkowski ve AVAR İvan Bebek’e pahalıya patladı. 90+5’te Dembele’nin ortasında top Livramento’nun koluna çarptı. Hakem Szymon Marciniak oyunu devam ettirdi ancak VAR’daki Kwiatkowski’nin uyarısıyla pozisyonu izledi ve penaltı kararı verdi. Kurala göre ceza sahasında kaleye yönelmeyen bir top futbolcunun vücudundan sekip koluna çarparsa elle oynama olarak değerlendirilmiyor. Top Livramento’nun önce göğsüne sonra koluna çarpması nedeniyle karar hatalı olarak değerlendirildi ve UEFA Real Sociedad-Salzburg maçı için de görevlendirdiği Kwiatkowski ile Bebek’i listeden çıkardı. Bebek’in yerine Alper Ulusoy atandı.
‘ÖLÜM GRUBU’NDA DORTMUND FARK
1989 yılına kadar kadrosunda sadece Bask bölgesinde bulunan oyunculara yer veren ve bu sayede 1981 ile 1982 yıllarında İspanya şampiyonluğunu kazanan Real Sociedad sürekliliğin gelmemesiyle birlikte scout ağını farklı ülkelere yöneltmiş ve yabancı oyunculara yönelmişti. Aradan geçen yıllar onları 2000’li yılların başında Nihat Kahveci, Darko Kovacevic ve Xabi Alonso’lu kadroyla şampiyonluğa çok yaklaştırdı. O gün yaşananlara rağmen kulüp projesinden ve özkaynak üretiminden hiç vazgeçmedi. Unutulmaz şampiyonlukların bir parçası olan Jesus Satrustegui o günleri şöyle anlatıyor:
"PARANIN CAZİBESİNE KAPILMADIK"
“Futbolcuysanız, paranın cazibesine kapılmak kolaydır. Ancak biz zenginliği farklı bir şekilde seçtik. Ve San Sebastian’daki soyunma odasında oluşan aileyi terk etmekle hiçbir zaman ilgilenmedik. Futbol oynamaya, insanları mutlu etmeye ve siyaseti spordan uzaklaştırmaya odaklandık.”
İşte o soyunma odasındaki aile yeniden hayat bulmuşsa benziyor. 13 yaşından beri birlikte oynayan grup bugün hem La Liga’da hem Şampiyonlar Ligi’nde önemli işlere imza atıyor.
SOCIEDAD'IN KLOPP'U ALGUACIL
Real Sociedad Teknik Direktörü İmanol Alguacil futbol sahalarının en pozitif ve farklı karakterlerinden biri. Hareketleriyle Sociedad taraftarlarının Jürgen Klopp benzetmelerine maruz kalan 52 yaşındaki teknik adam kulübe 17 yaşında katıldı. İlk kez 19 yaşında forma giydikten sonra A takımda 100’den fazla maça çıktı. Futbolu bıraktıktan sonra 2011’de genç takım antrenörü olarak kulübe döndü ve 2014’te B takımının başına geçti. 2018 yılına kadar altyapıda 230’dan fazla maça çıktı ve ardından A takım teknik direktörü olarak 7 yıllık sözleşmeye imza attı.
Şampiyonlar Ligi’nde Benfica’yı 3-1 yendikleri maçta ilk 11’deki 7 oyuncu kulübün akademisinden onun döneminde geldi. Alguacil ve Real Sociedad öze dönüş hikayesini birlikte yepyeni bir şekilde yazmaya doğru ilerliyor.
Pep Guardiola: Mücadeleyi FiFA’ya taşıyın.
Jürgen Klopp: Fikstürleri gördükçe dehşete kapılıyorum.
Virgil Van Dijk: Ödenen paralar sağlığımız pahasına olmamalı.
Kevin De Bruyne: Maçlara getirilen yeni ek süreler büyük bir saçmalık.
Raphael Varane: Oyun tehlikeli bir seviyeye ulaştı.
Hepsinin itirazı aynı: Premier Lig’de artık hiç olmadığı kadar çok oyuncu sakatlanıyor. Ve bu durum tam anlamıyla bir krize dönüştü.
Manchester City oyuncusu Kevin De Bruyne aylar süren bir hamstring sakatlığı yaşadı. Bunun temel sebeplerinden biri dinlenme eksikliği. Bu sezon 35 futbolcu benzer sakatlığı yaşadı ve bu geçen sezona göre yüzde 100’ün üstünde bir artış demek. Crystal Palace Teknik Direktörü Roy Hodgson geçen ay düzenlenen bir basın toplantısında sakat oyuncularının listesinin bulunduğu bir A4 kağıdını ortaya attı ve şöyle dedi:
O KADAR ÇOK SAKAT VAR Ki UNUTUYORUM
Golü atan isim gelecek hafta 18 yaşına girecek olan Roony Bardghji’ydi. Futbol takip edenlerin çok bilmediği ancak FM (Football Manager) oynayanların yakından tanıdığı ve en çok takımlarına kattığı bu isim galibiyet golü sonrası, “Hiçbir şey nasıl hissettiğimi anlatamaz. Bir bulutun üzerindeyim” dedi.
Babası Suriyeli annesi İsveçli olan genç yetenek bu sezon takımı adına 10. golünü atarken Kopenhag projesinin yeni yıldız adaylarından biri olduğunu bir kez daha gösterdi. Kopenhag’ın tüm yaş kategorilerinde oynadıktan sonra 16 yaşındayken A takıma yükselen oyuncu 2 Danimarka şampiyonluğu, 1 Danimarka Kupası ve 1 Danimarka Gençler Şampiyonluğu yaşadı. Bardghji, güçlü fiziği, gol vuruşlarındaki başarısı ve liderlik özellikleriyle şimdiden İsveçli golcü Zlatan İbrahimoviç’e benzetiliyor. Roony Bardghji, UEFA Şampiyonlar Ligi’nde Manchester United’a gol atan en genç oyuncu olarak da kayıtlara geçti (17 yıl, 358 gün)
SOCIEDAD BAMBAŞKA BİR HİKAYE YAZIYOR
Real Sociedad bu sezon bambaşka bir hikaye yazıyor. Hem La Liga da hem Şampiyonlar Ligi’nde sezona oldukça iyi başlayan İspanyol ekibi grupta İnter ile liderlik mücadelesi veriyor. Elbette hikaye bununla sınırlı değil. Onların bu sezon öne çıkmasını sağlayan şey altyapılarından yetiştirdikleri oyuncularla yakaladıkları başarı oldu. Benfica karşısında sahada yer alan 11 oyuncunun 7’si altyapıdan çıktı. Yedek kulübesinde yer alan 12 oyuncunun 9’u da yine İspanyol ekibinin alt yapısından çıkardığı oyuncular. Şampiyonlar Ligi’nde ne kadar ileri giderler bilinmez ya da La Liga’da. Ama şimdiden doğru projenin ve altyapının neler getirebileceğini fazlasıyla gösterdiler.
REAL MADRID TARAFTARI YİNE ARDA'YI GÖREMEDİ
Real Madrid taraftarları iki maçtır kadroda olan ancak süre alamayan Arda Güler’i sahada görememekten mutsuz. Braga maçında süre alması beklenen oyuncu bir kez daha Ancelotti tarafından sahaya sürülmedi. İspanyol basını da bu konuya değinirken şu ifadelere yer verdi; “Taraftar, Arda’yı görmeye geldi. Türk futbolcuyu görememenin hayal kırıklığı yaşandı. Ya Arda Güler’e bir şey oldu ya da Ancelotti’nin böyle bir karar almasının hiçbir anlamı yok. Arda’nın oynatılması için çok rahat bir maçtı.”
Karşılaşma sonrası bu konu hakkındaki soruya ise Ancelotti şu cevabı verdi; “Onunla yakından ilgileniyoruz. İki önemli sakatlıktan çıktı ve yaklaşık 1 haftadır takımla birlikte tüm antrenmanlara katılıyor. Arda yüzde 100’e geldiğinde sahada süre alacaktır.” Ancelotti’nin maç sonu Arda ile konuşup ona sarıldığı anlar da dikkat çekti.
BENFICA GEÇEN SEZONU MUMLA ARIYOR
Dünyanın en iyi oyuncularının artık futbol sevgisinin üstünde tuttukları bir şey var o da refah içinde yaşamak. Suudi Arabistan’ın futbol dünyasına getirdiği astronomik rakamlar ve sundukları ultralüks yaşam şartları bu gerçeği çok daha belirgin bir şekilde ortaya çıkardı. Milyonlarca Euro’ya sahip oyuncular ve oyun kritik bir dönemecin eşiğinde.
BU DURUMUN DÜZELTİLMESİ ŞART
Artık hiçbir oyuncu ailesinden uzak kalmayı, on binlerce km ötedeki kamplara katılmayı ve sezon içinde haftada üç maç yapmayı istemiyor. Manchester City’li futbolcu Rodri yakın zamanda yaptığı açıklamada futbolcuların bir sezonda 60 maça çıkmasına isyan ederek, “Kulüp ve Pep Guardiola ile konuşmam gerekiyor. Bunun düzelmesi şart” ifadelerini kullanmıştı.
RAHATI SEÇENLER ARABİSTAN'DA
Rodri gibi düşünen birçok oyuncu FiFA veya UEFA’nın duruma el atmasını istiyor. Cristiano Ronaldo, Benzema ve Neymar gibi daha rahat bir hayatın içinde futbol oynamak isteyenlerin sayıları her geçen gün artarken, Modric, Thiago Silva ve Pepe gibi 40’ına merdiven dayayan oyuncular ise futbolun şimdiye kadar kendilerine verdiğinden çok daha fazlasını vermeye devam ediyor. Bakalım zaman kimleri haklı çıkaracak?
OYUNCULAR SAKATLIK YAŞASA BİLE GÖSTERİNİN DEVAM ETMESİ GEREKİYOR
Courtois, Nkunku, Militao ve Kevin De Bruyne gibi çok sayıda önemli futbolcu sezon başında ciddi sakatlıklar yaşadı. Bu tabloya en büyük tepki Manchester City Teknik Direktörü Pep Guardiola’dan geldi. Bakın neler söylüyor Guardiola: “Antrenör olarak ilk yılımda Şampiyonlar Ligi’ndeki ilk resmi maça hazırlanmak için 25 günüm vardı. Bugün size 4-5 gün veriyorlar. Bu yüzden kaç tane çapraz bağın yırtıldığını zaten görüyorsunuz. Asya ve Amerika Birleşik Devletleri’ne gitmek zorundayız. Biz zaten zor maçlar, derbiler, sıralama maçları oynuyoruz ve oyuncular sakatlanıyor, sakatlanmaya devam edecekler. Her şey yıldırım hızında ilerliyor. Çünkü gösteri devam etmeli. Eğer Courtois orada değilse bir başkası olacak, eğer Militao yoksa o zaman bir başkası veya Kevin de Bruyne, o zaman bir başkası daha.
BU, ÖNCEDEN KAYBEDİLMİŞ BİR SAVAŞ
Almanya’ya 4 gol atan ve Hansi Flick’in görevden alınmasına neden olan Japonlar bu kez aynı tarifeyi bize uyguladı. Japonlar her Dünya Kupası’nda taraftarlarının tribünleri, oyuncuların da soyunma odalarını temizlemesiyle hafızalarımıza fazlasıyla kazınmışlardı.
Bir de buna futbol takımının performansı eklenince Japonlar’a duyduğumuz saygı bir o kadar daha arttı. 2022 Dünya Kupası son 16 turunu Hırvatlara karşı penaltılarla kaybetmeseler bugün geldikleri noktayı çok daha farklı detaylarla konuşuyor olabilirdik.
Brighton’da 1 gol, 3 asistlik performansıyla dikkat çeken ve ayın oyuncusu ödülünü kazanan 26 yaşındaki Kaoru Mitoma kulüpten hediye edilen Porsche marka arabayla da son günlerin manşetlerdeki ismi. Ama ben Mitoma’nın manşetleri hiç süslemeyen bir yanından bahsedeceğim.
KAORU MiTOMA TOP SÜRME BECERiLERi ÜZERiNE TEZ YAZDI
Futbol eğitimini Japonya’da alan Mitoma, Tsukuba Üniversitesi’nde oynadığı dönemde bir yandan devam ettiği Beden Eğitimi Fakültesi’nde çok farklı bir tez yazdı.
Bu tez top sürme becerileri üzerineydi. Mitoma, bu çalışma sırasında takım arkadaşlarının kafalarına kameralar takarak onların nereye, neye baktıklarını incelerken rakiplerinin de onlara nasıl baktığını gözlemledi. Bu çalışma sonrası Mitoma şu sonuca vardı; “İyi dripling yapanlar topa bakmıyor aksine topu ayaklarına hapsedip dripling yapanlar daha başarılı oluyor...”
Bu araştırma sayesinde dripling yapan oyuncu karşısındaki savunmacının vücudunu hareket ettirebilirse başarılı bir top sürme şansının daha da arttığı sonucuna varan 25 yaşındaki oyuncu, teze dayanarak içgüdülerinin oldukça güçlendiğini savunuyor.
YAŞLANMIŞ YABANCILARDAN KENDi YILDIZLARINI YARATMAYA!
G.Saray’ın Tottenham’dan Davinson Sanchez ile birlikte transfer ettiği Tanguy Ndombele, futbola Paris banliyölerinin tozlu ve sert sahalarında başladı. Çocukluktan gelen oyun aşkı, doğal yeteneği ve alışılmışın dışındaki teknik becerisi onu futbol dünyasında bambaşka bir yolculuğa taşıdı. Amatör sahalardan kurtulup daha yukarılara tırmanması çok uzun sürmedi. Pek çok yıldızın çıktığı Guingamp Akademisi ile istediği noktaya bir adım daha yaklaştı. Akademiye katıldığında hem oradaki yaşıtlarından hem sahadaki rakiplerinden 2 yaş küçüktü. Ancak gücü ve hızı onu diğerlerinden daha üstün gösteriyordu.
8 KiLO FAZLASI VARDI BU BAŞINA DERT OLDU
Guingamp’ta yetiştikten sonra Amiens’e geçen Ndombele, kilo problemi nedeniyle teknik ekibin gözüne bir türlü giremedi. O dönem kulübün direktörü John Williams, kendisiyle konuşarak vücudundaki 8 kiloluk fazlalıktan kurtulmasını istedi.
O günden sonra kendisine bir kişisel antrenör ve beslenme uzmanı tutan Ndombele 1,5 ayda tüm fazla kilolarından kurtularak takıma geri döndü.
O dönem birlikte çalıştığı veya oynadığı kişiler yeteneklerine rağmen onun bu kadar hızla ilerleyeceğini düşünmüyordu. Amiens takımını Ligue 1’e çıkaran oyuncu oldu ve Fransa’da dev kulüplerinin 1 numaralı hedefi haline geldi.
OLYMPiQUE LYON’DA YILDIZI iYiCE PARLADI
Birbiri ardına gelen transfer tekliflerine rağmen Amiens’te kalıp kendini daha da geliştirmek isteyen Ndombele sezona o kadar iyi başladı ki, Lyon onu önce 2 milyon Euro’ya kiraladı ardından 8 milyon Euro daha ödeyerek satın aldı.
Lyon ile ikinci sezonunda özellikle UEFA Şampiyonlar Ligi performansı son derece etkileyiciydi. İngiliz devi Tottenham da bu performansa kayıtsız kalamadı ve 2019’da tam 62 milyon Euro ödeyerek onu kadrosuna kattı.
Galatasaray’ın yeni transferlerinden Davinson Sanchez küçük yaşlardan itibaren büyük bir futbol sevgisine sahipti. O zamanlar America de Cali ile antrenmana katılmak için günde 4 saat seyahat ediyordu. Bu sürekli seyahatler onun için büyük bir zorluk yaratıyordu ve takım arkadaşlarıyla olan ilişkilerine bile zarar veriyordu. Hem okul hem futbol onun birlikte yürütemeyeceği kadar zor bir yüktü. Sanchez, uyuşturucu çeteleri, çatışmalar ve sokağa çıkma yasakları dünyasında büyüdü ve bazen parası yetmediğinde antrenmana gitmek için bir kamyonun arkasına biniyordu.
3 OTOBÜSLE EVE DÖNÜYORDU
O günleri The Sun gazetesine verdiği bir röportajda şöyle anlatıyor:
“6 yaşımdayken futbol oynamaya başladım. Babam beni antrenmana götürürdü ve bu her zaman kolay değildi. Çünkü eve de bakmak zorundaydı. Her gün okuldan sonra 15.30’dan 17.30’a kadar antrenman yapardım. Eve gitmek için üç otobüse binmem gerekiyordu, bu da en az iki saat sürerdi. Bazen akşam 8 veya 9’a kadar eve dönemezdim. O saatlerde okul ödevimi yapmam gerekiyordu. Çoğu zaman masada uyuyakalırdım. Babamla antrenmana gitmek aileye çok fazla paraya mal oluyordu. Bir gün, ona dedim ki; ‘Yolları ve otobüslerin nerede durduğunu biliyorum, bu yüzden artık kendi başıma seyahat edecek kadar büyüğüm.’ Kolay yoldan ilerlemek benim için asla bir seçenek değildi.”
ORTA SAHADAN STOPERE DÖNÜŞTÜ
Ailesinin Kolombiya’nın en büyük 2. şehri Medellin’den iş teklifi alması futbol hayatını pozitif yönde etkiledi. Atletico Nacional ile antrenmanlara başlayan Sanchez, eski futbolcu ve teknik direktör Carlos Osorio’nun dikkatini çekti. Sanchez çok yönlü oyuncuydu ancak dezavantajı agresifliğiydi. Kendisine inanan Osorio’nun istediği her şeyi eksiksiz yerine getirip, orta saha oyuncusundan iyi bir stopere dönüştü. Tüm alt yaş kategorilerinde oynadıktan sonra 17 yaşında A takıma yükseldi. O dönemler Milan’ın efsane stoperi Baresi’nin videolarını izleyerek pozisyon hakkında kendini eğitmeye devam etti.
B TAKIMA iSTEYiNCE BARCELONA’NIN YAPTIĞI TRANSFER TEKLiFi REDDETTi
Gösterdiği performansla kısa sürede Barcelona’nın dikkatini çeken Davinson Sanchez, Katalan ekibinin kendisine yaptığı teklifi reddetti. Sebebi ise Barcelona’nın kendisini A takım yerine B takım için istemesiydi. Sonrasında farklı kulüplerden gelen teklifleri de reddederek tamamen takımı Atletico Nacional’a konsantre olan Sanchez, 2016’da Copa Libertadores’i kaldırdı. Bu başarının ardından Ajax’tan gelen teklifi kabul eden oyuncu takımın topa sahip olma temelli stiline hızla adapte oldu. Ve bir yıl sonra 40 milyon Euro karşılığında Tottenham’a transfer oldu. Bu o dönem İngiliz ekibinin bir futbolcuya ödediği en yüksek bonservis bedeliydi. Sürekli hareket halinde ve atletik bir stoper olması ona Tottenham yolunu açtı.
