O kadar çok telefon ve mesaj alıyorum ki...
İşte Bodrum’dan bir telefon:
“Vallahi ben hep CHP’ye oy verdim. Ama kardeşim, oyumuzla rezil oluyoruz. Patlayan borular, çatlayan yollar. Kesilen sular. Sel baskınları. Patlayan kanalizasyon. Arıtma yetersiz. Yıllardır CHP’ye oy veriyoruz ama hep aynı perişanlık. Bu defa iktidar partisine mi oy versek? Bu defa yaşadığımız yeri düşüneceğiz.”
Bir tepkiyle yükseliyor elbette bu sorular.
Bir başka telefon Marmaris’te bir doktor arkadaşımdan:
“Yani Fatih inan, millet burnundan soluyor. Bunca yıldır CHP’ye oy veren vatandaş, şimdi artık yeter hizmet yoksa düş benim yakamdan diyor. Ben de şöyle diyorum; sahillerde oyum garanti diyen bu CHP anlayışından usandık.”
Yerel siyasetin genel isyanlarıdır bunlar.
Hatta daha ileri gideni var.
Doğu’yu Batı’ya bağlayan...
Irak’ın Basra Körfezi’ndeki El-Fav Limanı’ndan Türkiye’ye ulaşan, oradan Batı’ya açılan 1200 kilometrelik demir ve karayolu. Dünya ticaretinin yeni rotası...
Elbette bunları konuştuk ama daha sohbetin başında konu yerel seçimlere geliyor.
Soruyorum:
“Ulaştırma ve Altyapı Bakanı olarak şu anda bir numaralı gündeminiz nedir?”
Bakan Uraloğlu gülerek şöyle diyor:
“Bir numaralı gündem 31 Mart seçimleri...”
Seçimler deyince de tabii İstanbul...
1. Pırıl pırıl akan dere katran karası olmuş. Köylüler isyanda. Bitkiler kuruyor. Domatesler, biberler çürüyor. Balıklar, böcekler ölüyor...
Şikâyet ediyorlar.
Gazeteler haber yapıyor: “Bursa’da dereler siyah akmaya başladı...”
Çevre Bakanlığı’ndan yetkililer geliyor. Dereden örnekler alınıyor. Kimyasal kirlenme... Zehir... Çevredeki fabrikalara denetleme. Cezalar kesiliyor...
TÜRKİYE’nin Doğu Akdeniz’den Batı’ya doğru başlattığı “meltem diplomasisi” tatlı esintilerle devam ediyor.
Yıllardır kriz yaşadığımız Yunanistan’la yakınlaşma.
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın Atina gezisi.
Tatbikat fırtınalarının estiği Ege’ye, meltem rüzgarlarını getiriyor.
Özellikle Ege’de Türk ve Yunan jetleri arasında yaşanan “it dalaşı”na son verilmesi talebi etkili oluyor.
Ardından yakın adalara vize kolaylığı.
Geldik bugüne...
Önceki gün Cumhurbaşkanı
Yüzde 200’lere varan zamlar bunaltıyor.
Öyle bir yapı var ki;
Zammı kabul etmesen haklarını kaybediyorsun.
Kabul etsen fahiş miktarda paranı kaybediyorsun.
Sıkıntı büyük...
VERGİDEN DÜŞEMİYOR
Aldığı kira parasıyla geçinen bir dostum ise başka bir sıkıntıyı paylaşıyor:
“
3 bölümlük dizi yazının sonuna geldik. Hatırlayacaksınız; Şu soruyla başlamıştım:
- Devletin koruması altındaki çocukları hep onlara hediyeler verilirken görüyoruz. Peki büyüyünce nasıl bir hayatları oluyor?
Sağ olsun Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Göktaş büyük bir samimiyetle “rol modeli” dedikleri hayatların kapısını benim için araladı.
Önce Rize’nin Pazar ilçesinin bir dağ köyünden yetiştirme yurduna alınan, sonra Türkiye’nin iç giyim imparatorluğunu kurup ihracat şampiyonu olan Özcan Sümer’in hikâyesini aktardım.
Önceki gün “yetiştirme yurdundan peri masalına” başlığıyla Merve Başoğlu’nun inanılmaz öyküsünü paylaştım.
Şimdi 3’üncü bölümdeyiz. Yine yetiştirme yurdunda büyüyüp üniversiteyi bitirdikten sonra şimdi Batman Vali Yardımcısı olan Murtaza Ersöz’ün; ve aynı şekilde yetiştirme yurdunda büyüyüp okuduktan sonra doğduğu topraklara Aile ve Sosyal Hizmetler Müdürü olan Sabri Sidar’ın hikâyelerine geldik. Buyurun...
GEÇTİĞİMİZ hafta; Rize’nin Pazar ilçesinin bir dağ köyünden, yetiştirme yurduna alınan küçük Özcan’ın, Türkiye’nin iç giyim imparatorluğuna giden yaşamını anlatmıştım.
Bugün Merve’nin “Peri Masalı”na geçiyoruz.
Konya Yetiştirme Yurdu’ndan Strazburg Müzik Akademisi ve Rhin Operası’na; Ve Nice Devlet Operası’na giden inanılmaz bir hikâye bu. Buyrun...
Merve 12 yaşında yetiştirme yurduna geliyor.
Ağır bir travma. Dersler başlıyor ama... Merve içine kapanık. Merve hüzünlü. Merve durgun. Kolay değil elbette. Büyük travmalar yaşamış.
Ama bir gün müzik dersinde öğretmeni sınıfa bir flütle geliyor. Flütü anlatıyor. Klasik müziği anlatıyor. Ve öğretmen örnek olsun diye flüt çalıyor.
O zamana kadar bir köşede ilgisiz duran Merve heyecanlanıyor. O anı Merve Başoğlu’na sordum. İşte o an...
“
- Hamas’ın Siyasi Büro Başkan Yardımcısı Salih el-Aruri Beyrut’ta öldürüldü.
- İran’ın Kirman şehrinde DEAŞ’ın üstlendiği iki bombalı saldırıda 103 kişi hayatını kaybetti.
- Devrim Muhafızları’nın önde gelen komutanlarından Rıza Musevi Suriye’de vuruldu.
- Haşdi Şabi’ye bağlı milis gücü Nuceba hareketi liderlerinden Ebu Takva es-Saidi Irak’ta öldürüldü.
- Yemen’de Husiler Kızıldeniz’den geçen gemilere saldırdı.
- ABD’nin üslerine dronlu saldırı. ABD 3 askerini kaybetti.
- ABD Husiler’i terör listesini aldı ve İran’ı suçladı.
- Kuzey Irak’ta görev yapan Türk askerlerine saldırılar başladı.