Ebru Doğdu

Çocuklar için para yönetimi dersi olmalı

7 Ağustos 2023
* Paranızı yönetmeyi kaç yaşında öğrendiniz? * Kaç yaşında öğrenmeye başlamalıyız?

Dürüst olmak gerekirse, ben paramı yönetmeyi çok geç öğrendim ve hâlâ da çok iyi yönettiğim söylenemez. Eğer çok küçük yaşlardan itibaren bu konu okullara ders olarak konulsa, parasını daha iyi yöneten yetişkinler sizce de çoğalmaz mıydı?
* * *



Finansal kararlar ve ekonomik karmaşıklıkların giderek daha fazla yönlendirdiği bir dünyada, öğrencilere erken yaşlardan itibaren para yönetimi ve finansal sistemleri öğretmenin önemi bence çok mühim. Son araştırmalara bakarak ikna edici birtakım gerçekler, rakamlar bulmaya çalıştım. Umarım faydalı olur.

MEVCUT FİNANSAL MANZARA

21. yüzyıl, finansal manzarada önemli bir dönüşüme tanık oldu. Karmaşık finansal ürünler, dijital para birimleri ve sürekli gelişen bir iş piyasası, parayla etkileşim şeklimizi yeniden şekillendirdi. Sonuç olarak, finansal okuryazarlık, kişisel ve toplumsal refah için gerekli olan kritik bir yaşam becerisi olarak ortaya çıktı. Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü’nün (OECD) 2021 tarihli bir raporu, birçok gelişmiş ülkede öğrenciler arasındaki finansal okuryazarlık düzeylerinin cesaret kırıcı derecede düşük kaldığını vurguluyor. Ayrıca aynı rapor, yaklaşık dört öğrenciden birinin temel finansal okuryazarlık becerilerine sahip olmadığının ve bunun da onları yetişkinliğe girerken finansal kırılganlık riskiyle karşı karşıya bıraktığının altını çizdi.

GELECEKTEKİ BAŞARI İÇİN FİNANSAL OKURYAZARLIK

Yazının Devamını Oku

Türkiye’de ve yurt dışında üniversite eğitiminin avantajları-zorlukları

31 Temmuz 2023
Liseden üniversiteye geçiş, dünyanın dört bir yanındaki öğrencilerin yaşamlarında çok önemli bir andır.

Türkiye’de de bu geçiş farklı değil, çünkü öğrenciler “akademik ve kişisel geleceklerini şekillendirecek” kritik kararlarla karşı karşıya. Bazıları yüksek öğrenim için Türkiye’de kalmayı tercih ederken, bazıları da yurt dışında okumayı seçerek bir maceraya atılıyor. Her iki yol da benzersiz fırsatlar ve zorluklar sunuyor. Son araştırmalar ise bu kararların öğrencilerin yaşamları üzerindeki etkisine ışık tutuyor.

* * *

Türkiye’de öğrencilerin yaygın olarak tercihleri, yüksek öğrenim için ülke sınırları içinde kalmaktır. Türkiye, çeşitli akademik programlar ve güçlü bir kültürel yakınlık duygusu sunan çok sayıda saygın üniversiteye sahiptir. Türkiye Yükseköğretim Kurulu’nun son verilerine göre, Türkiye’deki üniversitelerde yaklaşık 2,5 milyon öğrenci kayıtlıdır ve onlarla birlikte çeşitli ülkelerden 200 binin üzerinde uluslararası öğrenci eğitim görmektedir.

* * *

Peki “Türkiye’de okumanın avantajları nelerdir?” Şöyle özetlersek:

* KARŞILANABİLİRLİK: Öğrencilerin Türkiye’de okumayı seçmelerinin başlıca nedenlerinden biri, eğitimin karşılanabilirliğidir. Batılı ülkelerle karşılaştırıldığında, Türkiye’de eğitim ve yaşam giderlerinin nispeten daha düşük olması, Türkiye’yi hem yerli hem de yabancı öğrenciler için cazip bir seçenek haline getirmektedir.

* KÜLTÜREL BAĞLARIN KORUNMASI:

Yazının Devamını Oku

Gençler arasında vaping pandemisi

24 Temmuz 2023
Son yıllarda, gençler arasında sessiz bir salgın hızla yayılıyor: Elektronik sigara.

Bir zamanlar geleneksel sigara içmeye göre daha güvenli bir alternatif olarak görülen e-sigara, genç nesil için endişe verici sonuçları olan tam bir sağlık krizine dönüştü. Elektronik sigara, ergenler arasında giderek daha yaygın hale geldikçe; eğitimleri, genel refahları ve sağlık tehlikeleri üzerindeki etkisi ebeveynler, eğitimciler ve benzer şekilde sağlık yetkilileri için artan bir endişe haline geldi.

ELEKTRONİK SİGARANIN YÜKSELİŞİ

Son on yılda, e-sigaralar ve elektronik sigara kalemleri gibi elektronik sigara cihazlarının popülaritesi gençler arasında arttı. Çekici tatlar, şık tasarımlar ve vapingin zararsız olduğuna dair yanlış inanç, tıpkı kola zero’nun şekersiz olduğuna inanmak gibi. Hastalık Kontrol ve Önleme Merkezleri (CDC) tarafından yürütülen yakın tarihli bir araştırmaya göre, e-sigara kullandığını bildiren lise öğrencilerinin sayısı 2011’de yüzde 1,5’ten 2021’de şaşırtıcı bir şekilde yüzde 27,5’e yükseldi.

ELEKTRONİK SİGARANIN TEHLİKELERİ

Vaping, başlangıçta sigaraya oranla daha güvenli bir alternatif olarak pazarlanırken, çok sayıda araştırma bu uygulamayla ilgili sağlık tehlikelerini ortaya çıkardı. Elektronik sigara sıvıları genellikle nikotin, ağır metaller ve diasetil gibi kimyasallar dahil olmak üzere zararlı maddeler içerir ve bunlar genellikle “patlamış mısır akciğeri” olarak bilinen bronşiolit obliterans gibi ciddi akciğer hastalıklarına neden olabilir. Ayrıca, birçok vape ürünündeki yüksek nikotin içeriği, gençler arasında önemli bir bağımlılık riski oluşturmaktadır. Bağımlılık yapan bir madde olan nikotin, ergenlerde beyin gelişimini bozabilir ve uzun süreli bilişsel ve davranışsal sorunlara yol açabilir. Journal of the American Medical Association’da yayınlanan bir araştırma, elektronik sigara kullanan gençlerin yüzde 63’ünün sadece birkaç aylık kullanım içinde nikotin bağımlılığı belirtileri gösterdiğini buldu.

GENEL REFAH ÜZERİNDEKİ ETKİSİ

Doğrudan sağlık risklerinin yanı sıra elektronik sigaranın gençlerin genel refahı üzerinde zararlı etkileri olabilir. Nikotin bağımlılığı, duygusal ve sosyal gelişimlerini etkileyen artan sinirlilik, kaygı ve ruh hali değişimlerine neden olabilir. Ek olarak, elektronik sigara eylemi stres için bir başa çıkma mekanizması haline gelebilir ve yaşamın diğer alanlarında daha yüksek madde kötüye kullanımı riskine yol açabilir.

Yazının Devamını Oku

Gizli savaş  

17 Temmuz 2023
Ergenlik depresyonunun eğitim, refah ve gelecek beklentileri üzerindeki etkisi...

Depresyon, gençler arasında sessiz bir hasım olarak ortaya çıkmış, hayatlarını sessizce gölgede bırakmış ve eğitimlerini, genel refahlarını ve gelecekteki kariyer seçimlerini etkilemiştir. Bu akıl sağlığı krizi, yalnızca bireyler için değil, aynı zamanda büyümelerini destekleyen tüm eğitimsel ve sosyal çerçeve için de önemli bir zorluk teşkil ediyor. Artan endişeyle uzmanlar, bu sorunla mücadele etmek ve etkilenen gençlere gerekli desteği sağlamak için proaktif bir yaklaşım öneriyor.

Ergenlik, gençlerin derin fiziksel, duygusal ve sosyal değişimler geçirdiği yaşamın kritik bir aşamasıdır. Bu dönüşümün ortasında birçok kişi kendini; ruh halini, düşünceleri ve günlük işleyişi etkileyen karmaşık bir zihinsel sağlık durumu olan depresyonla boğuşurken bulur. Son araştırmalara göre ise dünya çapında yüzde 15 ila 20 arasında değişen tahminlerle, endişe verici sayıda genç depresyon belirtileri yaşıyor.

Ergenler arasında depresyonun en önemli sonuçlarından biri, eğitim üzerindeki zararlı etkisidir. Depresyondaki ergenler genellikle akademik performanslarını doğrudan etkileyen konsantrasyon, motivasyon ve hafıza ile mücadele eder. Olumsuz düşünce ve duyguların ezici ağırlığı notların düşmesine, devamsızlığa ve hatta okulu bırakmaya yol açabilir. Sonuç olarak, bu gençler gelecekteki çabalarının temelini oluşturan hayati eğitim fırsatlarını kaçırıyorlar.

Akademik alanın ötesinde, depresyon aynı zamanda gençlerin genel refahını da etkiler. Kalıcı üzüntü, umutsuzluk ve yorgunluk duyguları, sosyal faaliyetlerde bulunmalarını, sağlıklı ilişkiler sürdürmelerini ve kişisel ilgi alanlarının peşinden gitmelerini zorlaştırır. Tecrit ve geri çekilme, mücadelelerini daha da şiddetlendirerek ortak başa çıkma mekanizmaları haline gelir. Ele alınmadığı takdirde, depresyon ve sosyal bozulmanın bu kısır döngüsü, duygusal gelişimleri ve sosyal bütünleşmeleri üzerinde uzun süreli etkilere sahip olabilir.

Dahası, ergenlik depresyonunun etkisi, biçimlendirici yılların ötesine uzanır. Kariyer seçimlerini ve gelecekteki iş-yaşam dinamiklerini önemli ölçüde etkiler. Depresyon yetişkinliğe kadar devam edebildiğinden, ergenlik döneminde karşılaşılan zorluklar bireyin profesyonel yolunun gidişatını şekillendirebilir. Depresyon, ilgi alanlarını keşfetme, karar verme ve gerekli becerileri edinme yeteneğini engellediğinde, gelecekteki kariyer seçeneklerini sınırlayabilir. Buna ek olarak, depresyon öyküsü olan kişiler iş yerinde üretkenliğin azalması, meslektaşlarıyla ilişkilerini sürdürmede zorluklar ve artan tükenmişlik riski gibi zorluklarla karşılaşabilirler.

ERGEN RUH SAĞLIĞININ SESSİZ MÜCADELESİNE HİTAP ETMEK

Bu konuyu ele almanın aciliyetini kabul eden eğitimciler, ruh sağlığı uzmanları ve politikacılar, depresyonla mücadele eden ergenler için kapsamlı destek sistemleri oluşturmak üzere güçlerini birleştiriyorlar. İlk adım, okullarda ve topluluklarda ruh sağlığı hakkında farkındalık yaratmayı ve açık konuşmaları teşvik etmeyi içeriyor. Depresyonu yok ederek ve erken teşhisi teşvik ederek, etkilenen gençler yardım ve destek ararken daha rahat hissedebilirler.

Yazının Devamını Oku

Meta Evreni Ortaya Çıkarmak: Eğitimde devrim yaratmak ve geleceği şekillendirmek

10 Temmuz 2023
Teknolojik gelişmelerin ardından metaverse kavramı, geleneksel sınırları aşan ve insan yaşamının çeşitli yönlerinde devrim yaratan potansiyel bir oyun değiştirici olarak ortaya çıktı.

Metaverse’den önemli ölçüde yararlanacak belirli bir alan eğitimdir. Sanal gerçeklik, artırılmış gerçeklik ve sürükleyici deneyimleri harmanlayan metaverse, öğrenme, etkileşim kurma ve iş birliği yapma şeklimizi yeniden şekillendirme gücüne sahiptir. Bu hafta metaverse’in mevcut eğitim üzerindeki etkisini ve gelecekteki gelişim potansiyeline dikkat çekmek istedim.

METAVERSE: SÜRÜKLEYİCİ ÖĞRENMEYE AÇILAN KAPI

Metaverse, kullanıcıların birbirleriyle ve bilgisayar tarafından oluşturulan bir ortamla etkileşime girebilecekleri toplu bir sanal paylaşılan alanı ifade eder. Eğitim üzerindeki etkisi geniş kapsamlıdır ve öğrencilere ve eğitimcilere sürükleyici öğrenme deneyimleri için zengin olanaklar sunar. Metaverse’de öğrenciler, fiziksel sınıfın sınırlarını aşarak tarihi olayları, uzak gezegenleri ve soyut kavramları şaşırtıcı ayrıntı ve etkileşimle keşfedebilirler. Sürükleyici simülasyonlar ve sanal saha gezileri, öğrencilerin daha derin bir anlayış ve bilginin akılda tutulmasını teşvik ederek deneyimsel öğrenmeye katılmalarına olanak tanır. Örneğin, biyoloji öğrencileri bir kurbağayı sanal olarak inceleyebilir, tarih öğrencileri eski uygarlıklar arasında yürüyebilir ve fizik öğrencileri sanal bir laboratuvarda deneyler yapabilir. Bu deneyimler katılımı artırır ve bireysel öğrenci ihtiyaçlarını karşılayarak kişiselleştirilmiş ve kendi hızına göre öğrenme için bir yol sağlar.

METAVERSE’DE İŞ BİRLİĞİ VE SOSYAL ÖĞRENME

Metaverse, iş birliğini ve sosyal öğrenmeyi teşvik etmek için muazzam bir potansiyele sahiptir. Dünyanın farklı yerlerinden gelen öğrenciler, coğrafi engelleri aşarak sanal bir sınıfta bağlantı kurabilir. Projelerde birlikte çalışabilir, fikir paylaşabilir ve farklı bakış açılarından öğrenebilirler. Metaverse, gerçek zamanlı iletişimi mümkün kılarak aktif katılımı teşvik eder ve sonuç olarak genel öğrenme deneyimini geliştirir. Eğitimciler, öğrencilerin gerçek zamanlı olarak iş birliği yaparak problem çözebilecekleri ve eleştirel düşünme becerilerini geliştirebilecekleri etkileşimli sanal ortamlar oluşturabilir. Buna ek olarak, meta veri havuzu, öğrencilerin avatarları üstlenmeleri ve rol yapma senaryolarına katılmaları için fırsatlar sunarak empatiyi ve farklı bakış açılarını anlamalarını geliştirir. Bu tür sürükleyici deneyimler, 21. yüzyıl iş gücü için çok önemli beceriler olan sosyal ve duygusal öğrenmeyi teşvik eder.

ZORLUKLAR VE DÜŞÜNCELER

Yazının Devamını Oku

Geleceğin popüler meslekleri

3 Temmuz 2023
‘Sevdiğin işi yaparsan hayatın boyunca bir kez bile çalışmış olmazsın’ der Konfüçyüs. Bizim çocuklar bu kadar şanslı mı bilmiyorum.

‘Coğrafya kaderindir’ lafından son derece büyük bir gayret ile sıyrılmaya çalıştıklarını gözlemliyorum. Nihayetinde ne kadarı sınırlarını aşacak bilemem ama gönlümden geçen hepsinin sevdiği işleri yapması. Zira sevdiği işi yaparken bile yolculukta yıldıran, sinirlerinizi yıpratan bir sürü olay ile karşılaşıyor insan. Ve sizi ayakta tutan yine işinize olan sevginiz ve bağlılığınız oluyor. Aşağıda size 2022’de yapılmış bir araştırmanın sonuçlarını aktarıyorum. Geleceğin en popüler 20 mesleği. Kazanç oranları da oldukça yüksek. Bakın ilk sırada ne var.



20. TEKNİK YAZARLIK
19. ÇEVRE BİLİMCİLERİ VE ÇEVRE UZMANLARI
18. MALİ DENETÇİLER
17. VERİTABANI MİMARLARI

Yazının Devamını Oku

Üniversite adayları ve bilinçli tercihler

19 Haziran 2023
Öncelikle, üniversite sınavına giren yaklaşık üç milyon öğrenciye geçmiş olsun... Umarım hayallerini gerçekleştirecekleri ve çok mutlu olacakları bölümlerde okur ve global insan olma yolunda adımlarını huzurla, şevkle, tükenmez öğrenme istekleri ile atarlar.

Daha dün gibi hatırlıyorum sınava girdiğim günü... Annem ve babam benden daha heyecanlı idi. O yüzden bilirim cumartesi ve pazar günkü evdeki telaşları da. Şimdi sınav bitti ve en önemlisi tercih dönemi ve sonrasındaki kariyer planlaması. Bu konu ile ilgili 24 Haziran’da Eğitim ve Kariyer Danışmanı Yasin İkizoğlu ve program partnerim Güler Taylan Akar ile harika bir bölüm hazırlıyorum. Beyaz Tv’de sabah saat 10.00’daki canlı yayını bence kaçırmayın. Çünkü yapacağınız bölüm tercihi tüm hayatınızı etkileyecek bir tercih. En doğru tercihler nasıl yapılır, hangi bölümde okursam hangi iş kollarında çalışabilirim hepsini anlatacağız.

Sınav ile ilgili aklımdan geçen o kadar çok şey var ki madde madde yazayım istedim.

TERCİH YAPARKEN NELERE DİKKAT EDİLMELİ

* Sadece taban puanlara ve başarı sıralarına bakmayın. Bunlar üniversitelerin ve bölümlerin kalitesini göstermez.

* Mutlaka üniversiteleri tercihlere kadar gezin dolaşın.

* Trendlere göre meslek seçimi yapmayın.

Yazının Devamını Oku

Forbes’a göre 2023’ün en iyi 5 eğitim trendi

12 Haziran 2023
Dünya değişiyor, bu da “dünyada gelişmek için çalışma ve öğrenme şeklimizin de değişmesi gerektiği” anlamına geliyor.

Uzun bir süredir eğitim, ilk yıllarımızın büyük bir kısmını bir sınıfta oturup, kullanmaya başlamadan önce bilgileri sadece dinleyerek geçirmemizi sağladı. Ancak bugünkü değişimin hızı, bir gün öğrendiklerimizin ertesi gün gereksiz olabileceği anlamına geliyor. Bu, öğrenme şeklimizin değişmesi gerektiği anlamına gelir. Günümüzün hızla değişen dünyası için daha donanımlı olmamızı sağlamak için teknoloji ve yaşam boyu öğrenme gibi kavramları benimsemekten başka çaremiz yok. İşte önümüzdeki 12 ay ve sonrasında bu değişikliği yönlendirecek en önemli trendlerin özetini Forbes yazmış, ben de sizinle paylaşmak istedim.

1. YAPAY ZEKÂ

Daha önceki yazılarımda da bahsettiğim gibi son zamanlarda dillerden düşmeyen yapay zekâ (AI), Forbes’un listesinde birinci sırada. 21. yüzyılın en dönüştürücü teknolojisi olarak tanımlanan yapay zekâ, eğitim dahil insan faaliyetinin olduğu her sektörü ve alanı yeniden şekillendiriyor. Sınıfta, hem öğrencilerin hem de öğretmenlerin zamanlarını yönetmelerine ve ödevlerini tamamlamalarına yardımcı olabilecek sanal asistanlar biçiminde bulunur. Her yaştan ve yetenekten öğrenci için kişiselleştirilmiş öğrenme deneyimleri sağlayabilen özel ders sistemleri, öğretim hızını öğrencilerin ihtiyaçlarına göre uyarlayabildiği uzaktan ve çevrim içi öğrenme sistemlerini güçlendirmek, öğrencilerin çok çeşitli dilleri konuştuğu eğitim ortamlarında dil çevirisi ve diğer birçok uygulama. Hatta Çin’deki bazı okulların, öğrencilerin sınıfta dikkatlerini verip vermediklerini izlemek için bilgisayar görüş sistemlerini kullanarak yüz tanıma teknolojisini uyguladıkları bile bildirildi!


2. UZAKTAN, ÇEVRİM İÇİ VE HİBRİT ÖĞRENME

Küresel COVID-19 salgını, okulları, üniversiteleri ve kurs sağlayıcıları uzaktan eğitim verme yeteneklerini geliştirmeye zorladı. Ancak bundan önce bile, çevrimiçi öğrenme alanında, kitlesel çevrim içi açık kursların (KAÇD’ler) popülaritesinin artmasıyla birlikte bir devrim yaşanıyordu. Okullarda uzaktan ve çevrim içi öğrenme, eğitimcilerin toplulukları ne kadar izole olursa olsun öğrencilere ulaşabilmesi anlamına gelir. Bu, uzak veya kırsal yerlerde yaşadıkları için yaklaşık 270 milyon çocuğun okula gitmediği bir dünyada eğitime erişim eşitliği sağlamada ileriye doğru büyük bir adım olabilir. Şehirlerde yaşayanlar için bile çevrim içi ve uzaktan öğrenme olanaklarının yükselişi, yoğun yetişkin hayatımız derslere düzenli olarak bizzat katılmamızın zor olacağı anlamına gelse bile, eğitime devam etmemiz için bir fırsat sunuyor. Bu, Udacity, Coursera, Udemy ve EdX gibi çevrim içi eğitim teknolojisi (ed-tech) platformlarının ortaya çıkmasından kaynaklanmaktadır. Bu platformlar, teknolojik gelişmelerin artan hızıyla yaygınlaşması muhtemel, becerilerin sık sık güncellenmesini ve mikro-öğrenme gibi yeni modellerle “tamamlanmasını” gerektirecek “hayat boyu öğrenme” yaklaşımını mümkün kılacak şekilde tasarlanmıştır. Nano-öğrenme, çevrim içi öğrenme alanında son zamanlarda ortaya çıkan bir trend, ünlüler ve tanınmış uygulayıcılar tarafından verilen kurslardır. Masterclass ve Maestro platformları (sonuncusu BBC tarafından oluşturulmuştur), Julia Donaldson’dan çocuk yazarlığı, Martin Scorsese’den film yapımı veya Bob Iger’den iş dünyası gibi fırsatlar sunar.


Yazının Devamını Oku