Dermatolog Dr. Neslihan Dolar

Benlerinizi kontrol ettirin

15 Haziran 2023
Benler, deriye rengini veren melanosit isimli hücrelerin belli alanlarda bir araya gelip yoğunlaşması sebebiyle oluşur. Doğumda daha az olan benlerin sayıları yaşla artabilir. Bazı benler hayat boyu iyi huylu olurken, bazıları yaşamın bir döneminde olumsuz bir hale gelme ve kötüye dönüşme potansiyeli taşımaktadır.

Dikkat!

Önceden var olan bende aniden şekil, boyut, renk değişikliği, sınırlarında düzensizlik veya herhangi bir değişiklik olduğunda muhakkak bir dermatoloğa görünmek gerekiyor.

Benlerin A-B-C’si

Benlerin izlemi konusunda biz dermatologlar, standart ölçek ve değerlendirmeleri kullanırız. Bu doğrultuda benler için geliştirilmiş A, B, C, D kriterleri vardır. Bir bene baktığımızda şu kriterleri dikkate alırız:
A- Asimetry (Asimetri): Asimetrik benler kötüleşme riski taşır. Benin simetrik olması; yani benin üstüne ortadan bir çizgi çektiğimizde sağ ve solunun ya da üstüyle altının eşit görünmesi gerekir.
B- Border (Kenar): Benin kenarları düzenli olmalı; düzensizlik olduğunda kötüleşme riski gösterir.
C- Color (Renk): Renginin homojen, aynı renk tonunda olması gerekir. Örneğin her noktasında tek ton kahverengi olması... Bir yerde koyu kahverengi, bir yerde açık kahverengi gibi ton farkları olduğunda o beni riskli kabul ediyoruz.

Yazının Devamını Oku

Göz kapağı sarkmalarına ameliyatsız çözümler

8 Haziran 2023
Göz kapaklarında da zamanla oluşan elastikiyet kaybı ve sarkma, kişiyi olduğundan daha yaşlı ve yorgun gösterebiliyor. Bazı insanlarda genetik olarak özellikle üst göz kapağı çok hızlı sarkabiliyor. Göz çevresi, yaşlanmayı en hızlı ele veren ve kırışıklıkların en belirgin olduğu bölgedir.

Erişkinlerde göz kapağı düşüklüğü en sık yıllar içinde göz kapağını kaldıran kasın zayıflamasına bağlı olarak gelişir. Bu durum kişilerde estetik açıdan sorun oluşturmanın yanı sıra görmeyi engelleme, ağrı, yorgunluk, baş ağrısı gibi şikâyetler oluşturmaktadır.
Bazen göz kapağı derisinde torbalanma olmadan sadece sarkma ya da gevşeme oluşur. 35 yaşından sonra doğal yaş alma sürecinde üst ve alt göz kapaklarında sarkmalar ya da torbalar meydana gelir, bu da kişilerin yorgun görünmesine sebebiyet verebilir. Zayıflayan yüz kasları, göz kapağı düşüklüğü ile sonuçlanır. Gözün çevresinde yağ torbaları oluşur. Aynı zamanda yaş ve yer çekimi, kaş bölgesinin de sarkmasına neden olur. Burun tabanının iki tarafında deri yığılması ve kapaklarda düşme görülür. Göz kapaklarını kaldırabilmek için fazladan kuvvet uygulanmasına, bu da alın bölgesinde kırışıklar oluşmasına yol açar.

Ameliyatsız göz kapağı estetiğinde hangi yöntemler kullanılır?

Geleneksel cerrahi tekniklerle göz kapağı estetiği yaptırmak yerine, henüz ameliyat sınırına gelmemiş pek çok insan ameliyatsız göz kapağı estetiği sayesinde arzu ettiği görünüme kavuşabiliyor. Göz kapağı estetiği ile doğuştan gelen üst göz kapağı düşüklüğü, üst göz kapağının işlevini yitirmesi, yaşlılığa bağlı gelişen kırışıklıklar ve sarkmalar ile göz çevresinde meydana gelen kırışıklıklardan kurtulmak mümkün.
Göz kapağı düşüklüğü tedavi edildiğinde dramatik olarak bir değişim sağlanır ve hasta yorgun görünümden kurtulur. Yöntem ne olursa olsun bu özel alan tedavi edilirken estetik planlama ve tasarım her zaman çok önemlidir.
Göz kapağı düşüklüğünde; lazerler, plazma enerjisi gibi enerji bazlı cihazlar, iple kaş kaldırma, şakak germe, göz kapağı dolguları ve medikal cihazlarla deri sarkıklığını giderme işlemleri ameliyatsız tedavi yöntemleridir.

Lazerle göz kapağı estetiği

Teknolojinin sunduğu imkânlarla estetik ameliyat olmadan önce son çıkış olarak enerji bazlı cihazlardan destek alabilirsiniz. Göz kapağı düşüklüğünde henüz ameliyat olma sınırına gelmemiş kişiler, göz kapaklarının fazla kısmı lazerle taranarak çok kısa sürede tedavi edilebilir. Üst ya da alt göz kapağında gözlenen kırışıklık, katlantı, çizgilenme ve göz çevresinde düzeltilemeyen kırışıklıklar da lazerle azaltılabilir.

Yazının Devamını Oku

Botoks hakkında doğru bilinen yanlışlar

31 Mayıs 2023
Tecrübeli ellerde yapıldığında kişileri daha genç ve güzel bir görünüme kavuşturan botoks hakkında doğru bilinen yanlışları düzeltelim bu hafta. Botoks, tüm dünyada en yaygın olarak kullanılan uygulamalardan. Fakat yapılan olumsuz eleştiriler, kimi zaman bu tedavinin yanlış anlaşılmasına sebebiyet veriyor.

Botoks bir çeşit yılan zehri midir?

Bu soruya yıllardır cevap veriyorum. Yine cevabım; hayır! Botoks, birçok kişinin düşündüğü gibi yılan zehrinden değil, laboratuvar ortamında “Clostridium Botulinum” isimli bakteriden elde edilen bir ilaçtır. İlk kez oftalmologlar tarafından şaşılık tedavisi için kullanılmıştır. Sonrasında derideki kırışıklıklar için FDA tarafından onay alınarak uygulanmaya başlanmış ve zamanla kullanımı yaygınlaşmıştır.

Botoks sonrası yüzüm şişecek mi?

Yine halk arasında, sıklıkla televizyon ünlülerinde görülen şişkin ve abartılı yüzler botoks ile ilişkilendirilir. Oysa botoks yüzde şişkinlik yapmaz. Bu görünüm, dolgu maddesi veya yağ enjeksiyonları ile ilişkilidir. Botoks, mimik kırışıklığına neden olan kaslarda gevşeme ve rahatlama yaptığı için mimik kırışıklıklarını azaltan bir uygulamadır. Yüze hacim vermek amacıyla kullanılmaz. Hatta halk arasında “dudak botoksu” gibi tanımlamalar vardır ki tamamen asılsızdır. Dudak içine botoks yapılmaz. Dudaklara hacim veren uygulama; dolgudur.

Yüzümde şaşkın bir görüntü mü olacak?

Hayır, botoks yüzde ifade kaybına neden olmaz. Doğru ellerde yapılan bir botoks uygulamasında mimikler korunur. Çünkü tecrübeli olan uzman doktor, botoksun dozunu buna göre ayarlar. İfadesiz görünüm genellikle botoks enjeksiyonunun aşırı dozda uygulanmasının bir sonucudur. Geçmişte botoks enjeksiyonları sırasında anatomik noktaları belirleyememek, oranı ayarlayamamak gibi acemice hatalar bu şaşkın ve ifadesiz görüntüye neden olabiliyordu. Artık doktorlar çok daha tecrübeli, hastaneler çok daha donanımlı. Deneyimli bir doktor hangi kasa ne kadar uygulama yapılacağını bildiğinden sonuç doğal görünecektir. Botoks kas aktivitesini azaltacak, ancak tamamen de azaltmayacak şekilde dikkatlice uygulanmalıdır. İyi bir sonuç için uzman bir hekimle görüşmelisiniz.

Etkisi geçince yüzüm eskisinden daha mı kötü olacak?

Botoks uygulaması da pek çok diğer estetik uygulama gibi geçicidir. Etkisi ortalama 4-6 ay devam eden ilaç, kaslarınızı onaracak ve mimik kırışıklıklarınızı düzeltecektir. Ancak etkisi geçmeye başladığında, cildiniz olması gerekenden daha iyi bir konumda olacaktır. Botoks tedavilerinizi düzenli aralıklarla yaptığınızda kırışıklıklarınızın kötüleşmesini önleyecektir. Botoks yapmayı bırakmaya karar verirseniz, botoksun kas gevşetici etkisini yavaşça kaybedersiniz ve yüz hareketleriyle kırışıklıklar normal şekilde gelişmeye devam eder. Botoks kırışıklıkların oluşumunu hızlandırmaz veya görünümünü kötüleştirmez. Bunun yerine kırışıklıklarınız tedaviye başlamadan önce nasılsa o noktaya hatta çoğu kişide daha da iyi bir duruma geri döner.

Yazının Devamını Oku

Cilt orucuyla cildinizi yenileyin

25 Mayıs 2023
Stres, çevre kirliliği, yanlış beslenme, bakım hataları, tıkayıcı makyajlar derken yıl içerisinde cildimiz yorulur ve yıpranır. Tekrar sağlığına kavuşması için molaya ihtiyaç duyar. İşte bu amaçla cildinize oruç tutturmaya ne dersiniz?

Cilt orucu nasıl olur?

Yakın zamanda “cilt orucu” tabirini daha sık duymaya başlayacaksınız. Bu yöntem için belirli süre herhangi bir kozmetik, makyaj veya bakım ürünü kullanılmıyor. Böylelikle cildin tekrar bariyerinin güçlenmesi ve yağ salgılarının normale dönmesi hedefleniyor. 3 hafta süre ile bırakın cildiniz biraz nefes alsın

Aşırı bakım, bakımsızlık kadar zararlı

Cilde sürekli olarak aktif içerikli ürünler kullanmak, üst üste yapılan peeling ve maskeler, kulaktan dolma bilgilerle yapılan ve doğal sanılan bakımlar, serumlar veya cilt tipine uygun olmayan nemlendiriciler ve tabii ki akşama kadar ve her gün uygulanan makyaj cildi yorar. Bariyerinin zedelenmesine, cildin kendi salgılarının azalmasına ve hücresel yenilenmenin yavaşlamasına neden olur.
Özellikle tıkayıcı kozmetik ve makyaj ürünleri cildin oksijenlenmesinin azalmasına, mikro dolaşımın yavaşlamasına ve sonuç olarak cildin daha mat ve sağlıksız görünmesine yol açar.
İşte bu yüzden cildin tekrar sağlıklı yapısına kavuşması için cildi dinlendirmek ve bir süre kendi haline bırakmak gerekir. Bu da “cilt orucu” diye tanımlanır.
Normal bir cilt kendini ortalama 3 haftalık bir sürede yeniler. Bu süre zarfında herhangi bir uyarı vermeden cildin doğal seyrinde yenilenmesi sağlanır.

Yazının Devamını Oku

Vücut çatlakları ve tedavisi

18 Mayıs 2023
Özellikle ergenlik ve hamilelik döneminde ortaya çıkan deri çatlakları, ciddi bir sağlık sorununa neden olmamakla birlikte estetik görünümün bozulmasına ve estetik kaygıya yol açabilir. Genellikle kalça, bacak, karın ve göğüslerde meydana gelen bu çatlaklar birçok kadının en büyük cilt problemlerinin başında yer alır. Peki cilt çatlağı yani ‘stria’ neden olur ve tedavisi var mıdır? İşte cevapları...

Vücut çatlakları neden oluşur?

Yaygın bir problem olan çatlakların esas nedeni hormonlar olmakla birlikte kilo alıp verme, aşırı spor ve egzersiz, gebelik, hormonal değişimler gibi nedenlere bağlı olarak artabilir.
Genellikle kalça, bacak, karın ve göğüslerde meydana gelen çatlaklar kadınlarda erkeklerden daha sık görülür.
Normal bir cilt, yüzde 80 kolajen ve yüzde dört elastinden oluşur. Cilt yapısında bulunan elastin, cilde esnekliğini veren ve gerilmesini mümkün kılan proteindir. İşte elastin lifleri hasar gördüğünde cilt çatlakları ortaya çıkar.
Çatlaklar, derinin aşırı gerilmesinden dolayı elastik ve kolajen bağlarının bozulmasıyla meydana gelen cilt görünümü bozukluklarıdır. Cilt çatlakları, genellikle ergenlik döneminde çok hızlı kilo alıp verme sonucunda ve gebelik döneminde hormonal ve genetik etkilerle meydana gelir.
Hamilelik ve aşırı kilo alma gibi cildin esnek yapısını zorlayan durumlarda, cildin dermis adı verilen ikinci tabakasında ufak çizikler halinde yırtılmalar oluşur. Sağlık açısından hiçbir zararı olmayan bu çizikler, cildin dış yüzeyinde gözle görülebilir beyaz çizgilere neden olur.

Kimlerde görülür?

Daha çok kadınlarda olsa da erkeklerde de görülebilir. İlk oluştuklarında pembe ya da mor renkte olan cilt çatlakları zamanla gri ve beyaz renge dönüşür.

Yazının Devamını Oku

Diş sıkma tedavisinde botoks

11 Mayıs 2023
Son zamanlarda en sık tanı koyduğum rahatsızlıkların başında diş sıkma yani bruksizm geliyor. Kişi bazen uykuda bazen de gün içerisinde farkında olarak veya olmayarak dişlerini sıkar. Peki belirtileri nedir, nasıl tedavi edilir ve görülme oranı neden çok arttı? Sizler için derledim.

Diş sıkma yaygınlaştı

Diş sıkma toplumun neredeyse yarısında, yaşamlarının belli dönemlerinde görülen yaygın bir problemdir. Kişi istemsiz olarak dişini sıkar, gıcırdatır. Diş sıkma, stres belirtisi olabilir. Strese eğilimli kişiler endişelendiğinde, bir işe konsantre olurken, uyurken ya da sinirlendiklerinde diş sıkabilirler. Toplumda sıklıkla karşılaşılan diş sıkma sorunu istem dışı gelişir ve insanlar genellikle bunun farkına varmazlar. Çoğunlukla uyku sırasında olduğu için ebeveynler ya da partnerleri bu sorunu fark eder. Diş sıkmanın en sık görülen belirtileri şunlardır: Geçmeyen baş ağrısı, kulak ağrısı, şakak bölgesinde sertlik ve çiğneme sırasında çene ağrısı.

Tedavi edilmezse ne olur?

Halk arasında diş sıkma ya da gıcırdatma olarak bilinen bruksizmin en önemli ve en yaygın belirtisi; sabah kalkıldığında yüz kaslarında, çene ekleminin yan kısımlarında, baş ve boyun bölgelerinde oluşan ağrılardır. Tedavi edilmeyen kronik diş sıkma, dişlerin dış tabakasını eritir. Başvuran hastalarda yapılan muayenede kuvvetli sıkmaya bağlı aşınmayla ortaya çıkan diş boyu kısalığı ve dişlerin yüzeylerinde ince hatlı çatlaklar görülebilmektedir. Herhangi bir travma olmadığı halde diş mine kırıkları görülebilir. Yemek yerken aşırı hassasiyete sebep olur.

Özellikle gece uyurken diş sıkmak, kronik çene eklem rahatsızlıklarını beraberinde getirir. Ayrıca dişlerin devamlı birbirlerine sürtmesi sonucu dişler zarar görebilir. Yine sürekli ve farkında olmadan diş sıkma, çene ve baş ağrısına neden olabilir.

Estetik açıdan da sürekli dişlerini sıkan kişilerde yüz şekli ovalden kareye doğru döner. Çiğneme kasının aşırı kasılması ve sertleşmesiyle yüzün alt yarısı genişler ve yüz ovali bozulabilir, alt yüzde sarkma görülebilir.

Masseter botoksu nedir?

Dişlerdeki aşınmayı ve yıpranmayı önlemek, bruksizm ile ilişkili çene ağrılarını hafifletmek için botoks uygulaması bir tedavi seçeneği olarak tercih edilebilir. Bruksizm tedavisi için botoks uygulaması yapılan hastalarda etki yaklaşık 6 ay süresince devam eder. Bununla beraber semptomlar, tipik olarak enjeksiyonu takiben 2 hafta içinde iyileşme gösterir.

Yazının Devamını Oku

Terleme ve ter kokusuna botoks tedavisi

4 Mayıs 2023
Havalar iyice ısındı. Özellikle koltuk altı terleme sorunu olanlar için sıkıntılı günler başladı. El terlemesi sosyal hayatı zorlaştırırken, ayak terleme sorunu olanlar açık ayakkabı ve terlik giymekte zorlanır. Koltuk altı terlemesi olanlar ise ter kokusundan ve renkli gömlek giyememekten yakınırlar. Sizler için terlememek ve kokmamak için yapılması gerekenlerle ilgili bir yazı derledim.

Aşırı terleme neden olur?

Terleme normal, fizyolojik bir durumdur. Bir hastalık olarak değerlendirilen ‘hiperhidrozis’ ise kişinin vücut ısısının artmadığı durumlarda bile terlemesidir. Vücudun belirli bölgelerinde terleme oluyorsa bu “bölgesel hiperhidrozis” olarak tanımlanır. Bölgesel aşırı terleme en çok koltuk altı, eller, ayaklar, alın bölgesi ve saç diplerinde görülür. Ayrıca kasık ve göğüs arasında da görülebilir.

Aslında terleme uyarısı gelince bu sinyal eşit miktarlarda vücuda dağılır ve kişi tüm vücut alanlarından eşit miktarlarda terler. Bölgesel hiperhidozis sorunu olan kişilerde ise bu uyarı aynı miktardaki terin neredeyse tamamının koltuk altı, eller gibi alanlardan atılmasına neden olur.

Aşırı terleme şikâyetinde öncelikle altta yatan bir neden olup olmadığının araştırılması çok önemlidir. Bölgesel terleme yapısal olmakla beraber bazı hormonal bozukluklar örneğin hipertiroidi hastalığı aşırı terlemeye yol açabilir. Yine aynı şekilde menopoz dönemi, beslenme bozuklukları, obezite, diyabet gibi metabolik hastalıklar da hiperhidrozisin nedeni olabilir. Kullanılan ilaçlar, enfeksiyonlar, kalp yetersizliği, eklem hastalıkları da aşırı terleme yapabilen durumlardır.

Aşırı terleme ciddi sağlık problemlerinden kaynaklanmıyorsa, sadece stres, heyecan veya sıkıntı gibi kişinin sempatik deşarjının arttığı durumdan kaynaklanıyorsa, bunun tedavisi için bazı alternatifler mevcuttur.

Ter neden kokar?

Özellikle katlantı bölgelerinde terleme, sıklıkla pişik ve mantar hastalığına ve bu bölgelerde ıslaklıkla oluşan sıyrıklar nedeniyle enfeksiyona zemin hazırlar. Mantar ve bakteriler kokuya neden olur. Ayaklarda ve parmak aralarında görülen kaşıntılarla soyulmalar genellikle mantar hastalığının belirtisidir. Mantar enfeksiyonuna sebep olan en önemli etkense nem ve rutubettir.

Islak ortam, mantarın kolay üremesine ve hastalığın tekrarlamasına neden olacaktır. Bu durumda yapılması gereken, mantar ilaçları ile enfeksiyonu tam olarak tedavi ettikten sonra tekrarlamasını önlemek için ter ve ıslaklığı önlemektir.

Yazının Devamını Oku

Saçlarınız dökülmesin

27 Nisan 2023
Özellikle mevsim geçişlerinde daha sık görülen saç dökülmesi, erkek-kadın pek çok kişinin ortak problemidir. Saç dökülmesinin etkin tedavisi ancak doğru tanıyla mümkündür. Bu yüzden saç dökülmesi ve seyrelmesi şikâyeti olan herkes, öncelikle bir dermatoloji uzmanı tarafından değerlendirilmelidir.

Saç dökülmesi ve saç kalitesindeki değişimin tedavisine yönelik yaklaşım; öncelikle nedene yönelik eksikliklerin giderilmesi, aşırı hormonal aktivitenin engellenmesine yönelik çeşitli tedavi modellerini kapsamaktadır.
Bazen de kişiler saçlarının sürekli döküldüğünden şikâyet ederler. Saç dökülmesi ne zaman gerçek bir dökülmedir, buna cevap vermek için kişinin saç döngüsünün bilinmesi önemlidir.
Saçın büyüme, dinlenme ve dökülme dönemleri vardır. Bu dönemler 2-6 sene sürer. Yani bir saç teli ortalama 5 yılda bir kendini yeniler. Günde ortalama 100-150 saç telinin dökülmesi normal sayılırken, bu sayının birden artması veya azalması saç sağlığının bozulduğunun bir sinyalidir. Ancak kişide saçlar dökülmesine rağmen seyrelme olmuyorsa bu durum o kişinin saç döngüsünün hızlı olmasıyla ilgilidir ve normal bir durumdur. Bu döngüdeki aksamalar bazen ani bir dökülme şeklinde karşımıza çıkar. Özellikle mevsim geçişlerinde ani saç dökülmesi sıkça karşılaşılan bir durumdur.
Bahar aylarında görülen saç dökülmelerinde yenilenen saçların daha kalın, canlı ve sağlıklı çıkması için destekleyici bakım kürleri ve tedaviler yapılmaktadır. Bu anlamda yapılan tedaviler arasında; saç mezoterapisi, PRP tedavisi, hücresel saç tedavileri vardır.

Şampuanlar dökülmeyi tedavi edemez

Bir şampuanın saç dökülmesini tedavi etmesi mümkün olmamakla birlikte, kullanılan ürünün saçın yapısına uygun olması önemlidir.
Kuru saçlar için kullanılan şampuan, nemlendirici ve besleyici yağlar içermelidir.

Yazının Devamını Oku