Kent merkezine ana plan reçetesi

Başkent Ankara’da kent merkezlerinin cazibesini -Kızılay başta olmak üzere- yitirmesi, pek çok insanın artık sosyalleşmek ya da alışveriş yapmak için kent merkezlerini tercih etmemesini, dün bu köşeden siz okurlarımızla paylaşmıştım. Hem okurlarımızdan hem de yakın çevremden bu yazıyla ilgili geri dönüşler aldım. Fikirlerini aktaranlar da vardı, beklentilerini dile getirenler de...Özetle eleştirilerimin kat be kat fazlasını okurlarımızdan işittim.

Haberin Devamı

Dünkü yazımı “Kızılay ve diğer kent merkezleri için neler yapılmalı?” sorusuyla bitirmiştim. Bu soruya yanıt arayanlardan biri de Ankara Kent Konseyi Başkan Yardımcısı ve Ankara Hacı Bayram Veli Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Zafer Şahin.
Özellikle de kent dışına taşınacak olan askeri alanlarla ilgili ilginç bir istatistik veren Prof. Dr. Zafer Şahin, şu bilgileri paylaştı:

Kent merkezine ana plan reçetesi

YEŞİL ALAN KADAR RESMİ KURUM ALANI

“Başkent Ankara’da son yıllarda Konya ve Eskişehir yolları ile eski askeri bölgeler üzerinde çok sayıda kamu binasının inşa edilmekte olduğu görülüyor. Milli İstihbarat Teşkilatı Kampüsü’nün yanı sıra askeri kuvvet komuta merkezinin yer alacağı Ay Yıldız Kampüsü ile birlikte, bu süreç yeni bir boyut kazandı. Ankara’da kişi başına yaklaşık 17 metrekare(neredeyse kişi başına düşen yeşil alan kadar) resmi kurum alanı düştüğü düşünüldüğünde, kamu kurumlarının arazilerine ya da binalarına ilişkin atılacak her adımın kentin kaderini etkileyeceği kolaylıkla anlaşılabilir. Aslında kamu kurumlarının Kızılay ve Ulus’tan çıkıp Eskişehir Yolu gibi akslar boyunca şehrin dışına çıkarılmaları, 1970’li yılların sonunda yapılan planlama çalışmalarının bir sonucu olsa da özellikle 15 Temmuz darbe girişimi sonrasında askeri tesislerin şehir dışına çıkarılması ile özellikle Ankara’nın kent merkezi sorunu da yeni bir boyut kazanacak gibi görünüyor.

YARI HAYALET BİNALAR HALİNE GETİRDİ

Ankara’nın başkent ilanından hemen sonra başlatılan imar hareketinin en önemli parçası, inşa edilen kamu binalarıydı. Bugünkü Kızılay’daki Güvenpark’la başlayarak, bakanlık binalarından geçen ve TBMM ile sonlanan Devlet Mahallesi, Genelkurmay Başkanlığı ve kuvvet komutanlıklarının yapıları bu özgün şehircilik deneyiminin bugün de yaşayan simgelerini oluşturuyor. Ancak, başkentteki kamu yapılarının kentsel misyonu önce Kızılay’daki Devlet Mahallesi’nde bozulmaya başladı. Bakanlıklar çeşitli birimlerini Kızılay’ın dışındaki ek binalara taşıdılar ya da Devlet Mahallesi’nin mimari bütünlüğünü bozacak uygulamalar yapıldı. Devlet Mahallesi için inşa edilen ek binalar, Güvenpark’ın dolmuş ve otobüs durakları haline getirilmesi, TBMM ile bakanlıkların birbirlerinden mekânsal olarak koparılmasına sebep olan ulaşım düzenlemeleri, Devlet Mahallesi’ni toplumsal olaylara karşı çembere alan güvenlik kordonu Kızılay’daki kamu yapılarını yarı hayalet binalar haline getirdi.

BOZULMA EN ÇOK KIZILAY’I ETKİLEDİ 

Devlet Mahallesi’ndeki bozulma en çok Kızılay’ı etkiledi. Kızılay’daki perakende sektörünün baş müşterisi olan kamu çalışanlarının sayılarının azalması, bakanlıklar bölgesinin özellikle geceleri yaşamayan bir bölge olarak Kızılay’ı Atatürk Bulvarı’nın batı yönünde sınırlaması ve bir engel oluşturması, bu sorunların bazıları arasında sayılabilir. Saraçoğlu Mahallesi gibi Cumhuriyet dönemi yapılarının bütüncül olmayan projelerle değerlendirilmesi de Kızılay kent merkezinin bu sorunlu durumunu daha da kötüye götürebilir. İlerleyen zamanlarda Devlet Mahallesi’nin tamamının boşaltılması ve yeni işlevler getirilmesi durumunda sorun daha da ciddileşecek. Ayrıca, kamu yapılarının yeni yer seçimlerine ilişkin süreçlerde, bütünsel bir strateji maalesef bulunmuyor.

MERKEZSİZ HALE GELEN BİR KENT GİBİ

Kamu kurumları Kızılay’ı terk ederken, kentin merkezi iş alanı da farklı mahallelere sıçrayarak yeni alt merkezler oluşturdu. 1990’lardan itibaren Ankara’nın kent merkezi öncelikle Kavaklıdere ve Tunalı Hilmi Caddesi civarına, Bahçeli ve Emek mahallelerine sıçradı. Bir yandan da Keçiören, Yenimahalle gibi ilçelerde ilçe merkezlerinde ve bağlantılı ana caddelerin kenarında ticari faaliyetler yoğunlaştı. Çayyolu, Ümitköy gibi yeni gelişen banliyölerde de alt merkezler oluştu. 2000’li yıllardan itibaren Ankara’da bulunan kent merkezleri gerilemeye başladı. Bu gerilemenin temel sebebi farklı büyüklüklerde ve niteliklerde çok sayıda alışveriş merkezinin açılması olarak karışımıza çıkıyor. Kentin Eskişehir Yolu, İstanbul Yolu gibi önemli ulaşım akslarında, ilçe, semt ve mahalle merkezlerinde sayıları hızla artan alışveriş merkezlerinin, süpermarketlerin açılması, Ankara’daki kent merkezlerinin yapısını derinden etkiledi. Kent merkezlerinin toplumun tüm kesimleri tarafından kullanılma niteliği kayboldu, orta ve üst gelir grupları kent merkezleri yerine alışveriş merkezlerini kullanmaya başladı. Ayrıca, gerileyen kent merkezlerinde ve kent merkezlerinin konut bölgeleri ile kesiştiği bölgelerde kentsel yaşam kalitesi düştü, suç oranları arttı, çöküntüleşme başladı. Sonuçta Ankara kenti merkezleri erozyona uğrayan ve neredeyse ‘merkezsiz’ hale gelen bir kente dönüştü.”

CANLANDIRMA İÇİN NE YAPILABİLİR?

Haberin Devamı

“Koskoca Ankara, başkent Ankara nasıl olur da merkezsiz bir kente dönüşür” demeyin. Zafer Şahin’in bir çırpıda anlattığı bu şehrin kent kimliğinin zedelenme süreci bu şekilde yaşandı. Burada suçlu aramak, geçmişi eleştirmek, bugünü kaçırmak demek. Aynı zamanda ülkenin en yetkin şehir plancılarından da olan Prof. Dr. Zafer Şahin’e, “Sorun ortada peki kent merkezlerini canlandırmanın reçetesi nedir?” diye sordum. Madde madde sıraladı:

İZLENMESİ GEREKEN YOL HARİTASI

“Uzunca bir süredir akademik ve mesleki çevrelerde tartışılan bu önemli mesele bir türlü kentin paydaşlarının gündemine gelemedi. Ciddi üst ölçek planlama sorunları olan Ankara’nın kent merkezi sorunu çeşitli şekillerde kendini hissettirse de kentte bir merkez planlamasının yapılmaması hem kamu kurumlarının yer seçiminde hem özel sektörün gelişiminde hem de kentin sivil toplum gücünün ve kent kültürünün gelişiminde önemli sınırlar oluşturmaya devam ediyor. Buna karşın Ankara’nın kent merkezinin bütüncül bir yaklaşımla ele alınması için izlenmesi gereken yol haritası şöyle tariflenebilir:
* Ankara’da kent merkezlerinin var olan durumu bilimsel bir yöntemle analiz edilmeli, hizmet sektörlerinin ve perakende sektörünün durumu tespit edilmelidir.
* Elde edilen veriler ışığında konunun tüm paydaşları bir araya getirilerek Ankara’nın kent merkezlerine ilişkin bir vizyon ve strateji belgesi oluşturulmalıdır.
* Bu strateji belgesi ışığında Ankara’daki kent merkezlerinin nasıl canlandırılacağı konusunda bir ‘merkezler ana planı’ hazırlanmalıdır.
* Bu ‘merkezler ana planı’nın yanı sıra, katılımcı bir süreç ile kent merkezlerine yönelik proje paketleri belirlenmelidir. Bu proje paketlerinin oluşturulmasında Cumhuriyet dönemi kamu yapıları gibi kültürel mirasın korunmasında ve yeniden işlevlendirilmesinde kent merkezini destekleyecek yaklaşımlar tercih edilmelidir.
* Kent merkezlerinin işletme süreçlerinin geliştirilmesi, izlenmesi ve denetlenmesi için yazılım destekli ‘alan yönetimi’ olarak adlandırılan katılımcı yenilikçi araçlar tanımlanmalıdır.
* Ulus ve Kızılay gibi önemli merkezlerin canlandırılması için fikir yarışmaları düzenlenmelidir.
* Kent yönetimlerinin bünyesinde kent merkezleri ile ilgilenecek koordinasyon birimleri oluşturulmalıdır.
* Kent merkezlerinin yaya ve toplu taşım ağırlıklı hale getirilmesi için gerekli düzenlemeler yapılmalıdır.
*Kent merkezlerindeki açık ve yeşil alanlar ile meydanlar bütünsel bir bakış açısıyla ele alınmalıdır.

YAYALAŞTIRMA ANKARA’YA NEFES OLUR

Haberin Devamı

Prof. Dr. Şahin’le sohbetimizin sonuna bir öneri de ben ekleyeyim. Elbette Kızılay gibi bir merkezin yeniden ele alınması ve inşası sadece Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş’ın ya da Çankaya Belediye Başkanı Alper Taşdelen’in altından kalkacağı bir konu değil. Merkezi hükümetin de tam destek vermesi gereken bir konu. Ancak Bahçelievler 7. Cadde ve Tunalı Hilmi Caddesi gibi merkezlerin yayalaştırılması, kentin havasını değiştirecek önemli dokunuşlardır. Her iki başkanla da geçmiş sohbetlerimizden bu iki caddenin yayalaştırılmasına sıcak baktıklarını biliyorum. Kızılay’ın merkez olma özelliğinin neler getireceğinin güzel iki örneği olacak bu iki yayalaştırma projesinin bir an önce hayata geçirilmesi neredeyse kent merkezi bulunmayan bir kent haline gelmek üzere olan Ankara’ya bir nefes olur.

Yazarın Tüm Yazıları