Cansel Oruç

Ruhu da beslemek lazım

27 Eylül 2018
Hayatın sadece işten ibaret olmadığı söyleyen HasTavuk A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Nejat Sezer, “Sadece iş yapmakla bitmiyor mesele. Kendinizi deşarj etmeniz lazım. Ruhu beslemek lazım. Hobi, ruhu besliyor” dedi.

“Hayatın ne kadar uzun olduğu değil, nasıl yaşandığı önemlidir” felsefesiyle hayatı dolu dolu yaşamayı seven, sporun her dalıyla yakından ilgilenen ve yelkenli tutkusu olan bir iş insanı HasTavuk Yönetim Kurulu Başkanı Nejat Sezer. Yelkenli tutkusu, hayat, gençlik, hobi üzerine söyleşi yaptık.

İLK YELKENLİM

- Yelkenli merakınız ne zaman başladı?
Yaklaşık 12, 13 yaşlarındayken küçük Kumla’da bir pansiyonda kalıyorduk. Babamın eniştesi o zaman bize bir yelkenli tekne yaptı. Abim benden iki yaş büyük. O dönemde ikimiz Gemlik Körfezi’nde kendi teknemiz ile gezmeye başladık. Yelkenin, rüzgarın, tabiatın, denizin tadını o zamanlarda aldık. Yelken tekniğini de o zaman öğrendik. Ondan sonra biraz daha büyüttük o işi pirat denilen bir teknemiz oldu. Ondan sonra işte okuldur falan derken bu merakımız öyle bir kenarda kaldı. Teknemizi de o zaman sattık.

MARMARİS’İN KOYLARI

- Sonrasında yelkenli ile tekrar buluşmanız nasıl oldu?

Yazının Devamını Oku

Üretici kadınlar e-ticaret dedi

25 Eylül 2018
Sürekli bahsettiğimiz konu. Çağa ayak uyduran ayakta kalır.

Çağımızın artık dijital üzerine olduğunu da düşünürsek, bizi şu anda dijitallikte ne kadar var olduğumuz geleceğimizi belirleyecek.
Bugün mağazaların ivme kaybettiği, internetten ticaretin sürekli arttığı bir dönemden geçiyoruz.
Bunun içindir ki en son Alibaba.com Türkiye’ye giriş yaptı.
Oturduğumuz yerden alışveriş yapmayı çok sevdik.
Önce giysi tekstil ürünleri ile başlayan bu trend, şimdi gıdayı da içine aldı.
Aklınıza gelebilen her şeyi artık internetten almak mümkün hale geldi.
Tam da bu noktada yaptıkları çalışmalar ile kendilerini gösteren ve kadının iş hayatında olması gerektiğinin en güzel örnekleri arasında yer alan Bursa’da kurulan Üreten Kadın Dernekleri Federasyonu üyeleri e-ticareti öğrenmek için Uludağ Üniversitesi’nin kapısını çaldı.

Yazının Devamını Oku

Kibar davranışlar dünyayı güzelleştirir

21 Eylül 2018
Çocukken aldığımız eğitim, yarın kim olacağımıza ışık tutuyor” diyen Eğitimci Yazar Gökhan Dumanlı, “Değerlerimiz ve Görgü ders kitapları ile adalet, sevgi, saygı, dürüstlük, vatanseverlik, yardımseverlik, sorumluluk, öz denetim, sabır, dostluk” gibi değerleri öğrencilerin içselleştirmelerini amaçladım” diyor ve ekliyor: “Kibar davranışlar dünyayı güzelleştirir.”

İLETİŞİMİN temeli olan dinleme, anlama, empati yapma, hoşgörü ve incelikle yaklaşma gibi kavramların yerini, daha ben merkezli iletişim kurma şeklinin aldığını belirten Eğitimci Yazar ve Zarafet Akademisi kurucusu Gökhan Dumanlı ile okulların açıldığı bugünlerde 1. sınıftan 4. sınıfa kadar her sınıfın seviyesine göre ayrı ayrı kaleme aldığı “Değerlerimiz ve Görgü” ders kitapları hakkında konuştuk. Dumanlı, Değerlerimiz ve Görgü konusunun okullarda ders olarak okutulması için verdiği çabayı, çocuklarda bu dersin kazanımları ve geleceğe etkisini, çocuklarımızın gelişimi ile ilgili düşündüren noktaları anlattı.

UNUTULUYOR

- Zarafet neden hayatımızda olmalı? Türkiye’de zarafet ile birlikte değerlerimizin son durumu nedir?
Türkiye, tarih boyunca belirli evrensel değerlere sahip ve bunları da koruyan bir kültüre sahip iken bugün bir takım değerlerin unutulduğunu görüyoruz. Teknoloji, nüfus yoğunluğu, çok kültürlülük, televizyon, eskinin kötü, yeninin iyi olduğu psikolojisi ile sürekli bir tüketim odaklı mesajlar ve içerikler bu durumun en önemli sebepleri arasında. İletişimin temeli olan dinleme, anlama, empati yapma, hoşgörü ve incelikle yaklaşma gibi kavramların yerini, daha ben merkezli iletişim kurma şekli aldı. Salt görgü kuralları ile günlük ahlak arasındaki ayırımı yapmakta başarısızlığa uğradık. Nezaket kurallarının modasının geçtiğini düşündük içimizden, ne gerek var öğrenmeye, uygulamaya dedik, ama farkına varmadan insanlarla ilişkilerimizi düzenleyen, bizleri diğerlerine yaklaştıran, toplumu toplum yapan bazı güzel alışkanlıkların da ortadan kalkmasına sebep olduk. Çevremizdekilere saygı göstermenin, toplu taşıma araçlarına itilmeden inip binme haklarına saygı duymak olduğunu unuttuk. Biz aslında sosyal açıdan ilerlemenin, gelişmenin medeni olmak, kibar olmak, görgü kurallarına uymak demek olduğunu unuttuk. 

İŞİM DEĞİL, YAŞAM AMACIM

- Neden böyle bir işe adım attınız?

Yazının Devamını Oku

Çağrı karşılık bulur mu?

18 Eylül 2018
Dövizde yaşanan yükselme ve dalgalanmalar, vatandaşın yanı sıra, sanayici ve esnafı da fazlasıyla etkiliyor.

Dövizde yaşanan bu artış, özelikle esnaf kanadını çok derinden etkiledi. Geçen yılın 8 ayında 64 bin 305 esnaf kepenkleri indirirken, bu yılın 8 ayında ise kepenk indiren esnaf sayısı yüzde 12 artışla 72 bin sınırına dayandı. Geçtiğimiz yıl temmuz ağustos aylarında 12 bin 530 esnaf kapanırken bu yıl aynı dönemde kepenk indiren esnaf sayısı yüzde 50 artışla 19 bine dayandı.
Peki sanayici tarafına bakmak gerekirse, belki durum bu kadar vahim değil, ama gerekli tedbirler alınmazsa çok da iç açıcı değil.
Geçtiğimiz hafta Bursa Ticaret ve Sanayi Odası (BTSO) Yönetim Kurulu Başkanı İbrahim Burkay, önemli açıklamalar yaptı.
Döviz fiyatlarındaki yükselişin kamu kurum ve kuruluşlarıyla kontratlı iş yapan firmaları olumsuz etkilediğinin altını çizen Burkay, “İş dünyası olarak fiyat farkı kararnamesi çıkarılması gibi atılacak adımlarla kur artışı nedeniyle zor durumda kalan firmalarımızın mağduriyetinin giderilmesini talep ediyoruz” çağrısında bulundu.
*
Döviz fiyatlarındaki artışla birlikte birçok ithal ürünün fiyatının da ciddi oranda artış gösterdiğini hatırlatan Burkay, döviz fiyatlarındaki yükselişin özellikle kamuyla çalışan firmaları zor durumda bıraktığını belirtti.
Konuya açıklama da getiren Başkan Burkay, “Kamu kurumları ve yerel yönetimlerin ihaleleri ağırlıklı olarak yılın ilk aylarında gerçekleşiyor. Bu dönemdeki kur fiyatlarına göre kamu yükümlülüğü altına giren firmalarımız, kurdaki öngörülemeyen yükseliş nedeniyle önemli maliyet artışlarıyla karşılaştı. Bu kısa süreçte özellikle inşaat, tekstil, kimya ve sağlık sektörlerinde neredeyse yüzde 100’e yakın döviz kaynaklı maliyet artışları yaşandı. İş dünyası olarak firmalarımızın maliyet farklarının karşılanması adına hükümetimizden fiyat farkı kararnamesinin çıkarılmasını talep ediyoruz” dedi.

Yazının Devamını Oku

Geleceğimiz için, geleceğe hazırlanmış çocuklar

11 Eylül 2018
Dünya, gelişen teknolojiler ile birlikte artık global bir köy.

Dolayısıyla da rekabet artık çok acımasız.
Artık katma değerli ürünler, teknolojik ürünler, bilime hizmet eden ürünler sizi bir adım ileriye taşıyor.
Bunun içinde çocuklarımızın ve gençlerimizin bu alanda eğitim alması ve yetiştirilmesi olmazsa olmaz.
Bilim ve Teknoloji Merkezleri de bu anlamda büyük bir misyona sahip.
Bu anlamda Bursa Büyükşehir Belediyesi Bilim ve Teknoloji Merkezi (Bursa BTM) önemli bir konferansa ev sahipliği yapmaya hazırlanıyor.
Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı ile Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Kurumu’nun (TÜBİTRAK) destekleri ile bu yıl 2’incisi gerçekleştirilecek “Türkiye Bilim ve Teknoloji Merkezleri Konferansı” Merinos Atatürk Kongre ve Kültür Merkezi’nde bugün başlıyor.
Toplamda iki gün sürece olan konferansın ana teması ‘Geleceğimiz için Bilim Merkezleri’ olarak belirlendi.

*

Yazının Devamını Oku

Ar-Ge merkezleri yerli üretimi destekler mi?

4 Eylül 2018
Son günlerde yerli üretim kavramı daha da önem kazanmaya başladı. Üretimden çok tüketen bir toplum haline geliyor olmamız da cabası.

Bursa kent olarak sanayi bölgelerinin en yoğun olduğu illerden birisi.
Dolayısıyla da üretimin merkezlerinden.
Hal böyle olunca da yerli üretim konusunda neler yapıldığına bakmak gerekiyor.
Ar-Ge merkezlerinin sayısının hızla arttığı Bursa’da yerli üretim anlamında önemli bir adım.

***

Bugün 97 adet Ar-ge merkezi açıldı.
Bunların 22 tanesi yabancı menşeli ya da yabancı ortaklı.

Yazının Devamını Oku

İnadına üretim, inadına ihracat

30 Ağustos 2018
Türkiye gerek iç nedenlerle gerekse dış nedenlerle defalarca krizler ve ekonomik dalgalanmalar, devalüasyonlar ile karşı karşıya kaldı.

Her seferinde de bunların altından en az hasar ile kalkmayı başardı.
Birlik olma ruhu ile her zorluğun karşısında durulacağını, her fırsatta gösterdi.
Ama birlik olmanın yanında, daha fazla üretim her zaman en iyi ilaç oldu.
Türkiye’nin geçirdiği ekonomik zorlukların yaşandığı bu dönemde, bursa Ticaret ve Sanayi Odası da “İnadına Üretim, İnadına İhracat” başlığı altında yurtdışı programlarına hız verdi.
Küresel Fuar Acentesi ve Ur-Ge projeleri kapsamında ABD’den Çin’e, Almanya’dan Kazakistan’a geniş katılımlı 11 yurt dışı programına 350’den fazla firmadan temsilci katılması planlanıyor.
*
Ur-Ge projeleri kapsamında kimya sektörü temsilcileri Romanya’da; raylı sistemler sektörü temsilcileri Almanya’da ve kompozit sektörü temsilcileri ABD’de düzenlenecek yurt dışı pazarlama faaliyetlerine katılacak. Bebe ve Çocuk Konfeksiyonu Ur-Ge Projesi kapsamında Kazakistan ve Kırgızistan’da yeni iş bağlantıları kurmak adına ziyaretlerde bulunacak.

Yazının Devamını Oku

Planlı yaşarsanız, her şeye vakit var

25 Ağustos 2018
Hayatta kaleli yaşamın önemine değinen Nuy Tekstil Ltd Şti Kurucu Ortağı ve Genel Müdürü, Çin Fahri Konsolosu Nejat Yahya, “Hayatı planlarsanız her şeye vakit var. Gün 24 saat. 7 saat uyku, 8 saat iş, geriye 9 saat kalıyor. Bu 9 saate istediğiniz her şeyi sığdırırsınız” dedi.

Hobi sahibi olmanın özellikle iş dünyası için önemli olduğunun altını çizen Nuy Tekstil Ltd Şti Kurucu Ortağı ve Genel Müdürü Nejat Yahya ile hobilerini, hayatı, iş dünyası için neden hobilerin önemli olduğunu konuştuk. Mustafa Kemal Atatürk’ün müzik sevdasından, iş görüşmeleri sonrasında hobilerin konuşulmaya başlandığından, Çin Fahri Vatandaşlığı ve Fahri Konsolosluğu’na, hayatı kaliteli yaşamaya kadar gerçekleştirdiğimiz güzel sohbetimiz, içimizi ısıtırken, bizlere bir şeyler de katacak.

‘MUSİKİNİN BAŞKENTİNE GELDİM’

-Sizin bildiğimiz kadarı ile birçok yönünüz var. Hobilerinize müzik ile başlasak. Müzik hobinizden biraz bahseder misiniz?

Hobilerimin başımda müzik geliyor. İnanılmaz keyifli bana göre. Yıllar önce 1980’de Ankara’dan Bursa’ya bir gazete ilanı ile geldiğimde ‘Ben cennete geldim, musikinin başkentine geldim’ dedim. Çünkü o yıllarda Zeki Müren, Müzeyyen Senar, Yıldırım Gürses yaşıyordu. Hacettepe’de öğrencilik yıllarımda başladığım bir yolculuk müzik. Biz Balkan göçmeniyiz. Baba tarafım Manastır, anne tarafım Selanik. Balkan müzikleri çalınırdı söylenirdi. Bazı akrabalarımız bağlama, akordiyon çalardı. Ben de bağlama çalıyorum. Sonrasında 1990’lı yıllarda koro çalışmalarına, korolarda yer almaya başladım. Görev aldığım 5 koro falan vardı, onları 3’e indirdim. Bir yeni koro başlatılıyor, mutlaka bir arıyor, ‘Nejat Bey siz de koromuzda yer alır mısınız’ diye. Bazıları bir yıllık oluyor, bazıları sadece bir sosyal sorumluluk projesi oluyor. Şu anda Zeki Müren korusu var. Nilüfer Belediyesi Koromuz var. Bir de bizim Lions Koromuz var. Yaklaşık 13 yıldan beri devam eden. Her yıl bir şey yararına yaparız. Son 3 yıldan beri de Nilüfer Belediyesi ile birlikte Alzheimer Hasta Konukevi projemiz var. Onun için sahne alıyoruz. Şu anda yüzde 90’ı bitti. Ekim, Kasım gibi belediyeye teslim ediyoruz. Bunun haricinde Türk Halk Müziği koromuz var. Batı müziğinde Filarmoni Derneği üyesiyim. Her perşembe Bursa’da konser veriyorlar. Dede Efendi benim kökenim olan Manastır Kesriye’den. Kesriye’den müzisyenler çıkarmış. Belki de müzik ilgim ve yeteneğim buradan geliyor.

ATATÜRK’ÜN DE HOBİSİ MÜZİK

-Müzik ile iç içesiniz. Dediğinizin gibi kökenlerinizin olduğu yerde müzisyenler yetişiyor. Peki sizce müzik insanların hayatında olmalı mı?

Yazının Devamını Oku