Bahar Akıncı - Kelebek

Hepimiz kafa atmayı mı öğrenelim Abidin?

22 Haziran 2017
Bu Abidin, benim has adamım.

 

9 Eylül Üniversitesi GSF Metin Yazarlığı Bölümü yetenek sınavlarına girerken siyah beyaz bir fotoğraf koyuyorlar önüme. Fotoğraftaki sahne, 1950’lerin başı, Paris’te bir meydan. 5-6 gazeteci az ileride gerçekleşen bir olaya bakıp ya fotoğraf çekiyor ya not alıyor elindeki not defterine.

 

Sadece sivri çeneli, ince uzun bir adam, elinde ressamlarınki gibi büyük bir eskiz defteri bir şeyler çiziktiriyor. Olayın ne olduğunu göremiyoruz fotoğrafta. Sordukları soru ise şu; ¨Bu gazeteciler nereye bakıyor? 2 sayfalık bir hikaye yazın.¨

 

Döşüyorum Allah ne verdiyse. Bir uydurmalar, bir sallamalar.  Neymiş efendim,

ölüm cezasına çarptırılmış, birbirine çok aşık bir baletle balerin,  o meydanda son gösterilerini yapıyormuş da, tesadüfen orada bulunan büyük ressam Abidin Dino,

Nazım Hikmet’in kendisine sorduğu soruya (¨sen mutluluğun resmini çizebilir misin Abidin?¨) cevap olarak, o büyük aşkın resmini çiziyormuş. Büyük bir aşk, sonu ölüm de olsa mutlulukmuş!

Yazının Devamını Oku

Hayat seni Latin sanıyorduk, "baya" uzun hava çıktın.

20 Haziran 2017
Ben nasıl bu yaşa geldim. Aklım hala başıma gelmemişken üstelik.

 

 

¨Bir aklın başa gelmesi kaç yıl alır Stephen¨ diye sorsam Hawking ne cevap verir kim bilir?  ¨Sen önce git ayağını yorganına göre uzat¨ demez mi? Ne 30’unda, ne 35’inde bulamadım deli yatan gönlüme göre bir yorgan.

 

Kardeşim ne yorganmış, çekiyoruz çekiyoruz gelmiyor. Biz ayın sonunu getirmeye çalışırken, ¨100 yıl içinde insanın Dünya’daki işi, uzaylı istilası ile bitmiş olacak¨ demiş bir de üzerine. Oldu canım!

 

Oturdum mail yazdım asistanına… ¨Bay Hawking’e iletilmek üzere¨ diye gayet kibar başlayıp ¨Stephen, Stepheen; bir senedir diyetteyim, yarı aç yarı tok geziyorum, tam 15 kilo verdim; bu dünyanın sonunu getirecek uzaylının alnını karışlarım¨ diye biten.

 

Yazının Devamını Oku