Anlatanadam

Sesini duyur, oy ver!

24 Haziran 2018
Herkesin sözü eşit, herkesin oyu bir. Kime verirsen ver, oy ver!

‘Bir oyla ne fark eder?’ deme.

 

Herkes gibi sen de çok önemlisin, farkını ortaya koy. Fikrini ortaya koy. Kimi destekliyorsan destekle, birine oy ver.

 

*

 

Elini taşın altına koy, 25 Haziran’da çıkacak sonucun sorumluluğunu üstlen!

 

Yazının Devamını Oku

Aleyna Tilki’nin başka kafaları

20 Haziran 2018
2000 doğumlu, her şarkısı bir hit, her videosu milyonlarca izlenen, her yaptığı olay bir genç star var aramızda. Ya biz O’na alışacağız ya da o bize alışacak. Benim temennim bizim Aleyna’ya alışmamızdır, baştan söyleyeyim!    

*

 

Alışmışız eski nesil ünlülere; ‘mecburen’ söyledikleri başka, yaptıkları başka. Yaşadıkları başka, yaşattıkları başka. Kendi gerçekleri ne olursa olsun, toplum önderi kıvamında sözler, topluma örnek davranışlar...

 

Ne yapsınlar? Linç edilmekten korkuyorlar!

 

*

 

Yazının Devamını Oku

Mahzun gözlü köpecik

17 Haziran 2018
Buraya biz de bir kez daha resmini koymak istemedik. Her yerde gördünüz onu. Kolları, bacakları, kuyruğu kesilmiş; acı ve korku dolu mahzun gözlerini anlayanın ta ruhuna dikmiş... 

*

 

Ben bu yazıyı yazarken, cani deyip geçiştiremeyeceğimiz bu işkenceci henüz bulunamamıştı. Çeşitli spekülasyonlar dönmekteydi. İş makinesi kazası olabilir denmekteydi.

 

Diyelim ki iş makinesi kazası. Diyelim ki köpeciğin kolları, bacakları ve kuyruğu muntazam düz kesiklerle bir iş makinesi tarafından biçilmişti. Hayvancağızı en yakın veterinere de mi götüremediniz?

 

*

 

Yazının Devamını Oku

Bir ihracat kalemi olarak: Beyin

13 Haziran 2018
Bazen akıl tutulmasına uğruyorum. TBMM Başkanı Kahraman’ın Meclis’in kapanış konuşmasında ‘O kadar elemanımız yetişti ki, artık dünyaya beyin ihraç ediyoruz’ cümlesini okuduğum zamanda olduğu gibi mesela...

*

 

Dedim ki, herhalde yanlış söylemiştir. İthalatla ihracatı karıştırmıştır, insanlık hali.

 

İhracat bizden giden, ithalat bize gelen ya yani! Belki o karışmıştır. Çünkü bizde yetişmiş bir beyin yurtdışına gidiyorsa, iyi bir şey değil ya hani?

 

*

 

Yazının Devamını Oku

Denizde balık bitti!

10 Haziran 2018
Baba memleketi Çanakkale’ye giderdik çocukken eski yazlarda. Çanakkale’nin Lapseki ilçesinin Çardak Beldesi’ne. Elleri bembeyaz, yüzü nur içinde babaannemin yanına koşarken, aynı bugünlerde olduğu gibi, yazın ilk günleri başlardı.

Çardak’ın bir çıkmazında otururdu babaannem. Otururdu derken, gerçekten otururdu orda hep. Önünden deniz akan köyün, hayatında hiç denize girmemiş kadınlarındandı. Kocalar hep cennete uğurlanmış, bir sürü yaşlı teyze babaannemin evinin önündeki gölgelikli divanda, belirli vardiyalarla otururlardı öylece.

 

*

 

 

Çoğu ayağını bile denize sokmamıştı. Eskiler çok iyi bilir; deniz kıyısı kent ve kasabalarda yerleşim hep denizden en uzak bölgelere yapıla gelmiştir. Çünkü deniz evleri yıpratır tuzuyla, her daim esen rüzgarıyla ve toprak da pek verimsizdir deniz kıyısında. E kadınlara denize girmek de pek caiz(!) olmadığından, denizden hep uzak olmuşlar bizimkiler bu deniz kasabasında.

 

*

Yazının Devamını Oku

Ali Koç Başkan, Fenerbahçe taraftarı şampiyon!

6 Haziran 2018
Herhalde en son yazabileceğim yazı futbolla ilgili olandır. Bir Cimbomlu olarak, Galatasaray’ın en kötü taraftar profili olabilirim. Mesela, hayatında sadece bir kez stadyumda maç izlemiş biriyim!

*

 

Cimbom’un maçlarını televizyondan asla kaçırmayız, o ayrı! İki oğluşumla evde formalarımızı giyer, televizyonun karşısında heyecanla oturur, tırnaklarımızı yiyerek maçımızı izleriz!

 

*

 

Ama zaten bu yazı bir futbol yazısı değil. Çok sevdiğim bir kitap adı var bu konuyla ilgili;

 

Yazının Devamını Oku

Hem mutlu, hem umutlu!

3 Haziran 2018
Fark yaratmak istiyorlar, farklı olmaktan hoşlanıyorlar, farklılıklara saygılılar.

Teknolojiyi çok iyi kullanıyorlar, değişime açıklar, değişimin gerekli olduğunu düşünüyorlar. Bir işyerinde; kıyafetten çalışma saatine, iş yapış biçiminden düşünce tarzına kadar her alanda esneklik arıyorlar.

 

*

 

Çok yabancısı değilsiniz canım! Bildiğiniz Y kuşağından bahsediyorum. 1980 – 1999 yılları arasında doğanlar işte! Bugünler bu kuşağın borusunun ötmeye başladığı günler. Memleketin çalışan iş gücünün %30’unu oluşturuyorlar bir defa. Çok kalabalıklar yani! Yavaş yavaş da, zamanın doğası gereği, bütün önemli köşeleri kapmaya başlıyorlar.

 

*

 

Yazının Devamını Oku

Siyasetin dili pabuç kadar!

30 Mayıs 2018
Kimse kimseden lafını sakınmıyor. Biri bir şey dedi mi, saat geçmeden ağzının payını aldığı gibi, havada ters saltoyla bir smaç daha çakıyor. Kavgada söylenmeyecek laflar havada uçuşuyor. Siyasetimizin hem dili pabuç kadar, hem de ağzı fena bozuk!

*

 

TDK diyor ki ‘dili pabuç kadar’ deyimi ile ilgili olarak; ‘saygısızca ve gönül kırıcı bir biçimde konuşan’.

 

*

 

Zavallı seçmen de tenis maçı izler gibi, bir oraya bir buraya bakınıyor.

 

Yazının Devamını Oku