Altan Tanrıkulu

Uzaktan vuran uykucu

12 Temmuz 2013
RAKİBİNİN sağından atıp solundan geçmiyor..

Çok fantastik hareketlerini de göremezsiniz sahada.. Tek pası iyi oynar.. Ama en önemli özelliklerinden biri iki ayağıyla topa harika vurması ve uzaktan attığı gollerdir.. Bu yüzden Fenerbahçe’nin bu sezon yaptığı en önemli transferlerden biri 18 numarayı teslim ettiği Samuel Holmen..
Geçen sezonun ikinci yarısında İstanbul BŞB’yi çalıştıran G.Saray’ın efsane kaptanı Bülent Korkmaz’a sordum Samuel’i.. “Çok disiplinli ve çalışkan bir oyuncu.. Antrenmanlarda söylenen her şeyi yapıyor.. Oyun içinde sürekli gidip gelebiliyor.. Belki çok teknik değil ama bütün kuzey ülkelerindeki oyuncular gibi güçlü ve çalışkan.. İtalya’nın Chievo takımı iki oyuncu vermeyi önermiş ve Holmen’i istemişti. Ama ben bırakmadım” sözleriyle onun önemini anlatıyor Korkmaz...

FORMA İÇİN BÜYÜK REKABET VERECEK

33 maçta 11 gol atmış geçen sezon ligde.. Önemli bir sayı; bir orta saha oyuncusu için.. Euro 2012’de kısa süre de olsa forma şansı bulmuş.. 2014 Dünya Kupası elemelerinde de İsveç formasıyla mücadele etmiş.. Abdullah Avcı yönetiminde 3 yıl önce Türkiye Kupası’nda final oynayan ve Beşiktaş’a penaltılarla kaybeden takımın en iyi oyuncularından biriydi Holmen.. Seyircisiz ortamda İstanbul BŞB ile başarılı bir performans gösteren Holmen’in Fenerbahçe orta sahası için büyük mücadele vereceği kesin.. Meireles, Cristian, Emre, Salih, Alper, Mehmet Topuz, Selçuk gibi isimlerin arasından forma şansı bulmaya çalışacak..

TUM, ONA UYKUCU LAKABINI TAKMIŞ

“Uyumayı çok severim. İstanbul Belediye’de Herve Tum bana ‘Uykucu’ lakabını takmıştı.. Sahada çok enerji harcıyorum.. Bu yüzden bir sporcu için uykunun çok önemli olduğunu düşünüyorum” diyor ve gençlerimize profesyonellik adına çok önemli ipuçları veriyor İsveçli futbolcu..
Eşi ve 2 yaşındaki kızı Novali ile birlikte İstanbul’da yaşamaktan son derece mutlu olan Samuel Holmen, “Gol atmayı severim.. Ama önceliğim takım adına savuşmak.. Bu yüzden sahaya çıkınca yüzde yüzümü ortaya koyarım” sözleriyle ifade ediyor kendini..

Yazının Devamını Oku

Sahada Rambo dışarıda ağırbaşlı

11 Temmuz 2013
Trabzon’un yıldızı Aykut, “Laubali insanları sevmem. Ağırbaşlı kişilerle birlikte olmaya çalışırım” diyor...

”AJAX’a karşı 17 yaşında oynadığım maçı unutamam. Maçtan 2 gün önce hoca bana şans vereceğini söyledi. Ajax Arena’ya çıktığımda kendimi garip hissettim. Tribünler tıklım tıklımdı ve görevim, Huntelaar’ı tutmaktı. Daha 2. dakikada gol attı. Moralim bozuldu ama sonra görevimi iyi yaptım ve Huntelaar’a adım attırmadım. Maç 1-1 bitti. Ondan sonra takım ve hocam bana güvenmeye başladı.”

LAKABI MİLLİ TAKIMDAN...

F.BAHÇE, G.Saray ya da Beşiktaş’ı değil, memleketi Trabzon’u tercih eden Muhammet Aykut Demir, 22 Ekim 1988’de Hollanda’da doğmuş.. Ağabeyi ile başlamış futbola.. Alt yapıdaki başarısıyla Tolunay Kafkas’ın gözüne girmiş.. Peru’da yarı final oynayan U-17 Milli Takımı’nda görev yapmış.. ‘Rambo’ derlermiş Aykut’a Milli Takım hocaları.. G.Birliği’nde vitrine çıktı.. Duran toplardaki zamanlaması en önemli kozu.

ÖRNEK BİR ÖZEL HAYATI VAR

“BİR stoper öncelikle rakibini tutmalı” diyor Aykut.. Topu oyuna sokmada biraz eksik olduğunu düşünüyor.. “Disiplin olmazsa olmaz.. Özel yaşantıma çok dikkat ederim.. Sigara, alkol kullanmam.. Ailem amatörden beri yanımda.. Başarımda payları büyük” diyerek geldiği noktayı özetliyor Aykut.. “Laubali insanları sevmem.. Ağırbaşlı insanlarla olmaya çalışırım” diyen Aykut, geçen sezon Aykut Kocaman’dan gelen teklif üzerine, “Kabul etsem babam beni keserdi” diyerek ailesinin Trabzonspor tutkusunu açıklıyor.. Ünal’lı, Hami’li Trabzonspor’un koyu taraftarı olan Aykut yeni sezonda rakipleri ‘Rambo’ gibi etkisiz hale getirmeye çalışacak.

Yarın : Samuel Holmen (FENERBAHÇE)

Yazının Devamını Oku

Fener’in solunda sürpriz bir golcu

10 Temmuz 2013
Yeni transfer Kadlec, savunmanın yanı sıra hücumda da kritik işler yapabiliyor.

Kadlec için, iyi defans yapmasının yanında, ‘soğukkanlı ve sürpriz golcü’ tanımlaması da yapılıyor. Gerçekten de o, Barcelona’yı şoke edecek kadar beklenmedik gollerin sahibi bir sol bek.

İKİ büyük hayali vardı Çek yıldızın.. İlki; birkaç gün sonra oynayacakları Barcelona maçında çok iyi oynamak, ikincisi Haziran’da başlayacak Euro 2012’de en iyi performansını sergilemekti.. Penaltı atışlarındaki soğukkanlılığı, raket gibi kullandığı sol ayağı ve oyun içindeki sakinliği ile tanınıyordu.. 14 Şubat 2012’de Bay Arena’yı dolduran taraftarlar ilk yarıyı dünyanın en iyi takımı karşısında 1-0 yenik kapatan Leverkusen’i en azından bir gol için destekliyorlardı.. “Dünyanın en iyi takımı” olarak kabul edilen, son şampiyon Barça çok rahattı ama ani bir atakla Alman ekibi beraberliği buluyordu.. Golün sahibi 24 numaralı formasıyla Michal Kadlec’ti..

İSMİ G.SARAY’LA DA ANILDI

BABASI Çekler’in unutulmaz oyuncusu Miroslav Kadlec, oğlunu her adımda yaşama hazırlayan ilk kişi kuşkusuz.. Pozisyon bilgisi, fiziki çalışmaları, antrenmanlardaki eksikliklerini oğluna söyleyerek gelişmesinde büyük rol oynamış.. Euro 2012’deki son grup maçının son dakikasında Polonya’ya karşı bir topu çizgiden çıkararak takımının maçı 1-0 kazanmasını ve tur atlamasını sağlayan Kadlec’in adı Galata-saray’la da anılmıştı.. Çek yıldız Lever-kusen’deki 5 sezonun ardından kendisini Fenerbahçeli yapan imzayı atarken aynı mevkide oynayan Hasan Ali Kaldırım ile de büyük bir rekabet içine girecek olmanın heyecanı içerisinde..

Futbola Almanya’da başladı

GEÇEN sezonun ilk yarısında sakatlık yüzünden bir buçuk ay futboldan uzak kalan Kadlec futbola Almanya’nın bölgesel takımlarından Alsenborn’un altyapısında başlamış.. Küçük yaşta Almanca’yı ana dili gibi öğrenen Michal, 2001 yılına kadar Kaiserslautern ve FC Slovacka’nın genç takımlarında forma giymiş.. FC Slovacka’da profesyonel olan Çek oyuncu, ülkesinin en popüler takımı Sparta Prag’ta geçirdiği 4 sezon boyunca önemli bir çıkış yapmış ve B.Leverkusen’e imza atmış..

Babasının rolü büyük

“F.BAHÇE

Yazının Devamını Oku

Aykut Kocaman'ın gözdesi timsah oldu

9 Temmuz 2013
2006’da Afrika’nın en iyi savunmacısı seçilen Taiwo, uzaktan attığı şutlar, frikikleri ve sert ortalarıyla skora da büyük katkıda bulunuyor.

TARİH yaprakları 8 Aralık 2010’u gösteriyordu. Fenerbahçe yöneticisi Cihan Kamer Marsilya’dan beklenen haberi göndermişti: “Taiwo tamam. Marsilya ile 2 milyon Euro fark kaldı.” Niang, Dia, Yobo gibi siyahi Afrikalı yıldızlarla sezona başlayan sarı lacivertli ekip sol bek olarak da Nijerya Milli Takımı’nın ünlü oyuncusunu almaya çok yakındı. Niang’ın uzun yıllar forma giydiği Marsilya’dan ayrılmak isteyen Taiwo için istenen 9 milyon Euro bonservis bedeli bir türlü aşağı çekilemedi. Bir savunma oyuncusuna bu kadar yüksek bonservis ödemek istemeyen sarı lacivertli ekip Ziegler alternatifini devreye sokunca Taiwo Marsilya’da kaldı. Bu gelişme onu çok isteyen Aykut Kocaman’ı çok üzmüştü.

MİLAN’DA HAYAL KIRIKLIĞI YAŞADI

NİJERYA Milli Takımı’nın üçüncü olduğu 2005 Dünya Gençler Şampiyonası’nda parlayan, 1 yıl sonra ‘Afrika’nın en iyi savunma oyuncusu’ seçilen Taye Ismaila Taiwo 3 kez Fransa 1. Ligi’nde ‘Yılın on biri’ne girmeyi başardı. 2010 Dünya Kupası’nda 2 maçta oynadı. Marsilya’daki harika performansı da ona 2011’de Milan’ın kapılarını açtı. Ama 1.83’lük Nijeryalı, Milano’da hayal kırıklığı karşıladı. Milan’da sadece 8 maçta forma giyen Nijeryalı sol bek devre arasında QPR’ye imza attı.

EN RENKLi iSiMLERDEN BiRi OLACAK

İNGİLTERE’de iyi bir performans sergileyen Taiwo bir yıl sonra Dinamo Kiev’e transfer oldu. Baldırındaki sakatlık yüzünden sezonu iniş içinde tamamladı ve bonservisi bir anda beklenmedik düzeye indi. Bu ortam Fenerbahçe ve Beşiktaş’ın cezalarının onanması halinde Şampiyonlar Ligi’ne katılması kesinleşecek olan Bursaspor’un işine yaradı. Bir savunma oyuncusu olmasına karşın uzaktan attığı şutlar, frikikleri ve sert ortalarıyla skora büyük katkıda bulunan Taiwo yeni sezonun en renkli isimlerinden biri olacak.

Lig Performansı

Takım Maç Gol Asist S.Kart K.Kart

Yazının Devamını Oku

Şımarmazsa çok büyür!

8 Temmuz 2013
Dünyanın gözde 7 liginin 3’ünde oynayan Gökhan, agresif hareketlerini azaltırsa, Biliç’le patlama yapabilir.

İNGİLTERE, Almanya, Rusya ve Türkiye.. Dünya futbolunun en gözde 7 liginden 4’ü bu ülkelerde oynanıyor.. 21 yaşında Beşiktaş’a transfer olan Gökhan Töre bu 4 ülkede, oynamış olacak yeni sezonla birlikte.. “Türkiye ile ilgili olumsuz bir şeyler söylemek istemem. Ancak şu da bir gerçek ki, Alman-ya’da çok daha disiplinli bir sistem var. Bunu iki ülkede yetişen oyunculara bakınca görüyorsunuz. Yıldıray, Hamit ve Halil Altıntop fizik güçleri ve oyun mantaliteleriyle farklı oyuncular. Dolayısıyla ben futbolu Almanya’da öğrenmiş olmamı avantaj olarak değerlendiriyorum” sözleriyle Türk futbolunun açıkları hakkında küçük bilgiler veriyor Gökhan..

55 numaralı formanın sırrı

Henüz 17 yaşında 48 numaraları formasıyla Chelsea’ye transfer olan Gökhan, Premier Lig’de oynamak için uzun süre beklemiş.. Ancak Chelsea U-21 takımındaki başarılı performansına karşın yıldızların arasından sıyrılamamış.. Ancelotti ona, “Çok yeteneklisin ama henüz çok gençsin.. Senden iki-üç kat daha çalışmanı istiyorum” demiş..
Samsunlu bir ailenin çocuğu olan Gökhan Töre’nin babası uçak mühendisi.. Kendisinden küçük iki kardeşi daha var.. Ara sıra Samsun’a gidip akrabalarıyla görüşüyor.. Topraklarına bağlılığını da Beşiktaş’a transfer olduktan sonra 55 numaralı formayı istemekle göstermiş..

İki kanatta da oynar

2 sezon önce Hamburg formasıyla çok başarılı maçlar çıkartan ve 22 maçta 6 asist yaparak takımına önemli katkıda bulunan Gökhan, Oğuz Çetin’in isteği ve Hiddink’in onayıyla A Milli Takım’a alınmıştı..
Agüero ve Messi hayranı olan Gökhan, Rubin Kazan’da sadece 5 maç oynayabildi ve belki de futbolculuk özelliklerindeki tek negatif yanı olan aşırı hırçınlığının kurbanı oldu.. Leverkusen U-17 ve Chelsea U-21’de oynarken iki kez kırmızı kart gören Gökhan, Kuban Krasnodar ile oynanan maçın 38. dakikasında rakibine yaptığı hareket yüzünden doğrudan kırmızı kart görmüştü.. Gökdeniz’in varlığına karşın Rus ekibinde fazla öne çıkamayan genç futbolcu Biliç’in sisteminde her iki kanatta oynayabilecek özelliklere sahip.. Onu tanıyanlar, “Agresif hareketlerini azaltıp şımarmazsa çok büyür” sözleriyle tanımlıyor genç yıldızı..

Yazının Devamını Oku

Yabancı futbolcular bizden daha çalışkan

7 Temmuz 2013
Alper Potuk, başarılı futbolculuğunun yanında sağlam karakterli ve iyi yetişmiş biri... Türk futbolcularının yabancılardan öğreneceği çok şeyi olduğunun da farkında.

Çocukluğumun 5 yılı Afyon’un güzel ilçesi Bolvadin’de geçmişti.. Babam inşaat kalfasıydı ve işi nedeniyle ilkokulu bitirdiğim, ortaokula başladığım yer olmuştu Bolvadin.. Ne zaman adını duysam içimde o günlerin güzellikleri canlanır hemen..  Alper Potuk’un Bolvadin’li olduğunu duyduğum an çok sevinmiştim.. Ama beni asıl şaşırtan olay, babasının ve amcasının çocukluk günlerinden tanıdığım isimler oluşuydu.. Mert, sağlam karakterli ve çok iyi yetiştirilmiş bir çocuk olduğunu öğrendim Alper’in... Hiç konuşmadım, hiç karşılaşmadım.. Ama futbolunu izlemekten de büyük keyif aldım hep.. Babası koyu bir Beşiktaşlı.. Bilardo ve playstation tutkunu.. Komedi filmleri izlemekten hoşlanıyor..
Son Macaristan milli maçında harika oynadı Alper.. Türkiye Kupası yarı final maçlarında da Fenerbahçe karşısında müthişti.. Üç-dört rakip oyuncu kart görme pahasına zor durduruyordu 22 yaşındaki Alper’i..

GALATASARAY’IN KAPISINDAN DÖNDÜ

Fenerbahçe’ye 2012’nin Ocak ayında transfer oluyordu aslında.. Son anda görüşmeler tıkandı ve Fenerbahçe Alper’i almaktan vazgeçti.. Fatih Terim’in çok istediği genç futbolcu, Abdürrahim Albayrak’ın Eskişehirspor Başkanı Halil Ünal’la el sıkışmasının ardından Galatasaray’a “Evet” dedi.. Galatasaray bu transferin gerçekleşmek üzere olduğunu borsaya bildirdi.. Ancak ertesi sabah Fenerbahçe çok ani bir hamleyle Alper’i renklerine kattı.. Aziz Yıldırım Eskişehirsporlu oyuncuyu almak için arkadaşı Yüksel Çağlar’ı devreye sokuyor ve 6.5 milyon Euro bonservs karşılığında Alper Fenerbahçeli oluyordu.. Alper’in hemen ardından Ersun Yanal’ın da F.Bahçe’ye gelişi genç futbolcu için yeni bir sayfanın başlamasına neden olmuştu..

IVESA VE NADAREVIC ÖRNEĞİ

Bu sezonun en pahalı yerlisi olan,  futbola Eskişehirspor’un altyapısında başlayan ve Rıza Çalımbay döneminde A takıma yükselen Alper’in yabancı oyuncularla ilgili görüşleri de ilginç:
“Yabancı sayısı artarsa Türk futbolu için çok kötü olur. Büyük takımlarda hep yabancı futbolcular oynar, Türk futbolcuları zor görev alır. Bir de şu gerçek var ki, yabancı oyuncular çok profesyonel oluyor. Bizde de Ivesa ve Nadareviç var örneğin. Her gün sabah saat 8’de kalkıyorlar. Takımın kahvaltısı saat 10.00’da ise daha önce kahvaltı etmek için hocadan izin alıyorlar. Ardından yürüyüş yapıyor ve takımın kahvaltısında arkadaşlarını yalnız bırakmıyorlar. Antrenman olan her gün de 2-3 saat fitness salonunda çalışma yapıyorlar. Ivesa ile oda arkadaşlığı yaptığım için biliyorum. Örneğin, antrenmanlardan iki saat önce yoga yapıyor, idman bitiyor, odaya geliyor, bir saat daha yapıyor. Kendilerine çok iyi bakıyorlar. Türk oyuncular maalesef kendilerine onlar kadar özenli davranmıyor. Onlardan profesyonellik anlamında öğreneceğimiz çok şey var.”

Yarın: Gökhan Töre (Beşiktaş)

Yazının Devamını Oku

Bunun ayakları yere değmiyor!

6 Temmuz 2013
1.68 m. boyu olan Erman Kılıç, Arif Erdem’in bir sohbette kendisine bu sözlerle takıldığını anlattı...

“İstanbul Büyükşehir Belediyespor’da Arif (Erdem) Hoca ‘Speedy Gonzales’, ‘Fındık Faresi’ filan diyordu. Arif Hoca bana çok takılırdı. İstanbul BŞB’ye imza attığım gün tesislerde sohbet ederken oturduğumuz sandalye biraz uzundu, ayaklarım yere değmiyordu. Önceki sezon Elazığspor formasıyla İstanbul BŞB’ye rakip olmuştum. Arif Hoca o durumuma bakıp, “Biz bundan mı korkuyorduk ya geçen sene! Bunun ayakları yere değmiyor” demişti.”

Avcı’nın dikkatini çekti

G.SARAY’ın yeni transferi Erman Kılıç’a ait bu sözler.. 1.68 m. boyu birçok spor dalına değil ama futbola yönlendirmiş onu.. 20 Eylül 1983 doğumlu Erman 2000 yılında lisanslı olarak Bergama-spor’da futbola başlamış.. Berga-ma’daki günlerin kendisine çok şey kattığını her fırsatta dile getiren Erman Kılıç, hocası Mehmet Çakmak’ın üzerinde büyük emeği olduğunu söylüyor..
Bu küçük kentte geçirdiği 3 yılın ardından Göztepe’de 55 maç oynamış.. Ege’deki serüveninin ardından yavaş yavaş parlayacağı Elazığspor’un yolunu tutmuş.. 2005-2007 sezonları arasında bordo beyaz formayı giyen Erman özellikle İstanbul BŞB ile oynanan maçlardaki performansı ile Abdullah Avcı’nın dikkatini çekmiş.. 2007’de İstanbul ekibine transfer olmuş ve 2009’a kadar 67 maç oynamış..

Doğum günün için dev rüya...

ABDULLAH Avcı’nın Milli Takım’ın başına geçişi ile, Erman’ın Sivasspor’daki yükselişi paralel olunca tecrübeli futbolcu milli forma hayalleri kurmuş.. Ama beklentileri boşa çıkmış.. Frikikleri, uzaktan attığı şutlar, kanatları iyi kullanması, oyun zekası ve etkili ara paslarıyla birçok takımın transfer listesine giren Erman, Bülent Uygun döneminde Sivasspor’un yolunu tutmuş.. Bu kulüpte Şampiyonlar Ligi ön elemesi oynayarak kariyerine başlayan Erman Kılıç geride bıraktığımız sezon G.Saray maçında ortaya koyduğu etkili oyun ve attığı golle bu kez Fatih Terim’in not defterine adını yazdırmış.. “G.Saray’a gelmiş olmanın şaşkınlığı içindeyim.. Fatih Hoca’nın beni istemesi ve transferimin gerçekleşmesi beni çok mutlu etti, gururlandırdı” diyen Erman, çocukluk rüyalarını doğum gününde gerçekleştirmenin ve ilk kez Şampiyonlar Ligi’nde forma giymenin hesaplarını yaparak çalışıyor artık..

Yarın: F.Bahçe’nin büyük transfer çalımı Alper Potuk

Yazının Devamını Oku

Camlara yumurta kalelere gol atıyor

5 Temmuz 2013
Batuhan Karadeniz, yeniden zirveye yükselme hesaplarını soyadıyla buluştuğu topraklarda yapıyor

BİR yıl önce G.Saray-Beşiktaş derbisini dev ekranda izlemek için 5 TL lazımdı. Ama benim cebimde 4 TL vardı. Adama “1 lirasını sonra getiririm, içeri girmeme izin ver” dedim ama müsaade etmedi. Televizyondan bile izleyemediğim derbide bir yıl sonra oynamak gözlerimi yaşarttı. Bu sözler henüz 16 yaşında Süper Lig tarihinin en erken golünü atarak bir anda gündemin ilk sıralarına oturmuş Batuhan Karadeniz’e aitti. Beşiktaş altyapısından A Takım’a yükselişi, formayı giyer giymez gösterdiği müthiş çıkış, A Milli Takım’da 17 yaşındayken Fatih Terim tarafından forma şansı verilmesi Batuhan’ın ‘Yen hakan Şükür’ olarak kabul edilmesine yol açtı.

MANCHESTER CITY’DEN TEKLİF ALDI

İSTANBUL’da İçerenköy’de oturan ve Van Basten hayranı olan Batuhan, küçücük bir çocukken Beşiktaş’ta kaleci olarak futbol oynamış olan babası Orhan Karadeniz tarafından altyapıya yazdırılmış. 1.92’lik müthiş boyuna karşın yerden de tekniği çok iyi olan, futbol topunu istediği noktaya gönderebilen Batuhan, hem Beşiktaş’ın hem de Milli Takım’ın altyapısında oynadığı maçlar ve attığı gollerle dikkatleri çekmiş. Hatta bir turnuva sonrası Manchester City’den teklif bile almış.

BİR DÖNEM TAKIMSIZ KALDI

İÇERENKÖY’de küçücük bir çocukken evlerin camlarına yumurta atan, liseyi, ikinci sınıfta bırakan Batuhan, özel yaşamındaki çalkantılar nedeniyle istenileni veremiyor ama Fenerbahçe ve Beşiktaş’a attığı şık gollerle de gündemden inmiyordu. 5 yıl önce Tam Saha Dergisi’ne verdiği bir röportajda, “Hala eski mahalleme gidip arkadaşlarla camlara yumurta atarım” demişti. Geçen sezon Beşiktaş’ta kötü bir ilk yarı geçiren genç futbolcu, sezon başında Eskişehirspor’la Avrupa Ligi ön elemesi oynadığını unutarak devre arasında Yunanistan’a transfer olmaya kalkınca takımsız kaldı. Yeni sezonda baba memleketi Trabzon’da forma giyecek olan 22 yaşındaki Batuhan soyadıyla buluştuğu topraklarda yeniden Milli Takım’a yükselmenin hesaplarını yapıyor.

Çıkışı ‘Sağlam’ olmuştu

NOUMA’yı çok beğenen Batuhan, Beşiktaş’ta Ertuğrul Sağlam ile birlikte önemli çıkış yakalamıştı. Eskişehirspor’a transferi maç sayısı ve attığı gollerin de artmasına neden oldu. Türk futbolunun yeni yıldızı bu kadar önemli özelliklerine karşın bir türlü istenen seviyeye gelemiyordu. Eskişehir-İstanbul arasını spor arabasıyla sürekli kat eden bu yüzden yerel medyadan da eleştiri alan Batuhan, Rıza Çalımbay tarafından kadro dışı bırakılıyor, Bülent Uygun döneminde tekrar kadroya çağrılmıştı.

Yazının Devamını Oku