Cumhurbaşkanı Erdoğan, Heniyye’yi başsağlığı için telefonla aradı.
*
Bu telefon görüşmesinin görüntülerini izledim.
Şöyle bir şeydi:
*
Yer: Taziye evi. İsmail Heniyye ve HAMAS’ın tüm yöneticileri orada.
Başka Filistinliler de gelmiş taziyeye. Ortam hayli kalabalık.
Tam bu sırada
Demiş ki:
*
“Kılıçdaroğlu aday olmasaydı Cumhurbaşkanlığı seçimi kazanılırdı.”
*
Bu cümleyi söylemeyen kalmadı.
Hatta bu cümlemeyi söylemeyenleri dövüyorlar.
O derece yani.
*
İngiliz The Sun gazetesi, bir Türk doktorla ilgili gizli kameralı bir habere yer vermişti.
*
Olay şu:
*
Sağlık turizmi çerçevesinde Türkiye’den çeşitli hastanelere bağlı doktorlar, İngiltere’ye gidiyorlar.
Orada otellerin toplantı salonlarında “hasta bilgilendirme” çalışmaları yapıyorlar.
*
Üç temel nedeni var bunun:
*
BİR: Sağlık altyapısında Türkiye’nin kaydettiği ilerleme. İKİ: Türk doktorların mesleki başarıları. ÜÇ: Kur farkından kaynaklanan cazip fiyat.
*
Atılımdan rahatsız olan bir İngiliz gazeteci, Türkiye’yi karalayan bir habere imza atmış.
*
Türk sağlık görevlileri, İngiltere’deki otellerde düzenledikleri tanıtım organizasyonunda İngilizleri estetik ameliyatlara kaydolmaya zorluyorlarmış.
*
Necati Özkan, Ruşen Çakır’ın yayınına çıkıp şöyle dedi:
*
“Seçilen CHP’li başkanı kutlamak için Sancaktepe Belediyesi’ne gittim. Makam odası 6 bin metrekare. Jakuzi var. Odalar odalar... 2 yüz metrekare mutfak...”
*
Bu anlatıdaki anahtar kelime “jakuzi”.
Bir reklamcı olarak Necati Özkan da pekala bilir ki “jakuzi” kelimesi, kaçınılmaz olarak diğer bütün kelimelerin önüne geçer.
*
Nitekim geçti de.
En beğendiğim esprilerden biri şöyleydi:
*
Haritada etrafı kıpkırmızı olan Sultanbeyli’ye, “Sultanbeyli! Etrafın sarıldı. Teslim ol” diye sesleniliyor.
*
Şu espriyi de beğendiklerim arasına almıştım:
*
“CHP, Afyon / Kütahya / Uşak’ı en son Büyük Taarruz’da almıştı.”
*
Şunları yapıyorlar:
*
- Belli isimleri bellemişler, fırsattan istifade kellelerini istiyorlar.
*
- Marjinal yaklaşımlarının partiye egemen olmasını talep ediyorlar.
*
- Partideki bazı kadınlara kafayı takmışlar, vuruyorlar da vuruyorlar.
*
“PKK sizi tükürüğüyle boğar” diye haykıran Abdullah Zeydan isimli şahsın, Van gibi Türkiye’nin önemli bir şehrinin belediye başkanı olabilmesinde bir garabet yok mu?
*
Bir terör örgütü üzerinden tüm ülkeyi en çirkin şekilde tehdit etme cüreti gösteren şahsın demokratik siyasetle herhangi bir ilgisi olabilir mi?
Bırakın demokratik siyaseti, böyle bir şahsın sivil siyasetin en temel ilkelerine uygun davrandığı ve davranacağı söylenebilir mi?
*
Londra’da, Paris’te, New York’ta adamın teki “İŞİD sizi tükürüğüyle boğar” diye bir konuşma yapsa...
Bu adama bırakın belediye başkanlığı yaptırmayı, belediyenin kapısından geçirirler mi?
Herhangi bir demokratik ülkede, herhangi bir terör örgütüne yaslanarak ülkeye tehditler savuran bir şahıs, “