Melek ile Fikret’e ödül var

Yanlış!Doğrusu... Ne Melek’e, ne Fikret’e “ödül yok”. Ortada konmuş bir ödül yok ki, Melek ile Fikret’e “ödül var” olsun.

Haberin Devamı

Ya o Melek ile Fikret de nereden çıktı şimdi, ortalıkta ödül yoksa! Olmayan ödülün ne adayı, ne vereni, ne alanı olur mu!
Ben uydurdum işte.
Çok “ödülsüz” geçmekte olduğundan İzmir’in sanat günleri, “uyduruk” bellenmesin diye İzmir’in sanatçıları, ola ki, birileri çıkar da kor bir “gerçek ödül” ortaya. Ki bilinsin, İzmir’de de sanat denen bir “olgu” vardır; hani “dolgu” olsun diye değil, gerçekten her dalda sanatı dolu dolu dolduran “sanatçı” vardır.
İzmir’in sessizliğinde, sanatçıdan yana sözüm bir ses olur diye, ben “uyduruk” bir ödül koymuşum ortaya, çok mu!
¡¡¡
Melek ile Fikret...
Bir vakitler idi... Onlar “sanatçı” idi... Sahnelerden sesleri, ayakları eksilmez idi... Şimdi çoktan “emekli”!
Tiyatro mevsiminin sona erdiği şu günlerde, -yıllarını vermişleri İzmir Devlet Tiyatrosu’nun unutuvermişliğinde- ben yılların gerisine gittim de “Melek ile Fikret’e ödül var” deyiverdim.
¡¡¡
Melek ile Fikret, Devlet Tiyatrosu Sanatçısı olarak, 1979 yılında Ankara’dan İzmir’e gelir. İzmir’in tiyatrodan yana pek “talihsiz” ve de pek “öksüz” yılları geride kalmıştır artık.
1983 geldiğinde Fikret, İzmir Devlet Tiyatrosu’na “müdür” olur. Beş yıl sürecektir yöneticiliği Fikret’in. Bu süre içinde İzmir, Karşıyaka da yeni bir tiyatro sahnesine kavuşur.
O yıllarda Erol Amaç ile Çetin Köroğlu bir de Fikret, İzmir Devlet Tiyatrosu’nun üç temel ayağı gibi, oyunlar sahneye koyarlar sürekli.
Melek de bir yandan, nice “konservatuvar diplomalı” sanatçılar arasından sıyrılıp da bir “sanatçı” olarak sahneye çıktığı o Ankara yıllarındaki seçkinliğini sürdürür İzmir’de de.
Ve ömür gelir, 65’lere dayanır: Devlet der ki, “in sahneden.”
¡¡¡
Bizler “hayatta ve ayakta kalan son sanatçılar” olduğumuzdan mı nedir... Durup dururken nereden çıkarmış oldum şu “ödül var” işini.
Adı “yaşam boyu başarı ödülü” mü olur, “onur ödülü” mü olur, “yılın sanatçısı” mı olur, çıkmazsa İzmir’in sesi, varsın başkaları çalsın düdüğü. Kişi “sanatçı” olmakla, kazanmış değil mi zaten o onuru hayatta.
Desem de...
Yine de istedim ki, Melek Tartan ve Fikret Tartan’ın kişiliğinde İzmir Devlet Tiyatrosu’na bir vakitler hayat vermiş olanları anmış olalım.
Öyle ya, birileri daha ayrılmış aramızdan: Füsun Masri.. 50 yaşında..
İyi bir yazardır Fikret Tartan, Devlet Tiyatroları üstüne yazdığı kitaplarıyla. O da yazsın ki, ödüllerle değil, kitaplarda yaşamış olsun o Salih Canar, Melek Ökte, Ragıp Haykır, Suat Taşer, Çetin Köroğlu ve Erol Amaç’lar.
Var nice borcumuz yaşarken, yaşamayanlara...

Yazarın Tüm Yazıları