İngiltere-Türkiye

Oysa bu yazıda, bu iki ülkenin bir başka ata sporunun, yarış atçılığının son resmi verilerini birbiriyle karşılaştırmaya çalışacağım..�Ülkelerin konu ile ilgili 2008 yılı istatistik bilgileri önümüzdeki ekim ayı başında yapılacak Paris Konferansı sonrasında açıklanacağından, şimdilik 2007 verileri ile yetineceğiz..

Neden İngiltere?..

İngiltere’yi, hem dilimizde kullandığımız “İngiliz Atı” tabirinin isim babası, hem de yarış atçılığının en gelişmiş ülkelerinden biri olduğu için örnek aldım..

Kısaca rakamlar..

Üzerinde güneşin batmadığı ülke olarak bilinen Büyük Britanya’da mevcut aygır sayısı 352, kısrak sayısı 11.091 dir. Ülkemizde ise toplam aygır 702 (310’u Arap), kısrak 5 bin 529 dur (2 bin 170’i Arap).

İngiltere’de 2007 yılında doğan tay sayısı 5 bin 839, Türkiye’de 2 bin 760’tır (1.170’i Arap). İngiltere’deki 59 tesise karşılık, ülkemizde 7 ilde hipodrom mevcuttur.. (Kısa bir süre içinde açılacak Diyarbakır Hipodromu ile sayı 8’e yükselecek). Bir yılda yapılan yarış İngiltere’de 8 bin 877 iken, Türkiye’de 3 bin 526’dır. Koşan at sayısı bizde 4 bin 414, İngiltere’de 19 bin 629.. Toplam start, İngiltere’de 93 bin 719, ülkemizde 37 bin 773..

Buraya kadar aktardığım sayısal veriler iki ülke arasında “uçurum” büyüklüğünde bir farkın bulunmadığını göstermektedir.. Fark daha çok işin niteliğindedir.. Her hafta tekrarladığım gibi, vergi ve kesintilerde yapılacağını umduğum iyileştirmelerin de katkısıyla bu mesafe zaman içinde kapatılabilecek ölçüdedir.. Ancak... �

Uçurum..

Genel olarak ben de rakamların çoğu zaman sıkıcı olduğunu düşünenlerdenim.. Şimdi asıl çarpıcı noktayı ve ilgili rakamı vererek “istatistik” bahsini kapatmak istiyorum.. Hasılat... Türkiye’de 2007 yılı yarış geliri toplamı 1 milyar 63 milyon Euro’dur. İngiltere’nin 2006 yılındaki toplam yarış geliri ise, sıkı durun (!), 15 milyar 480 milyon Euro..!�İşte inanılmaz uçurum budur.. 1’e 15..! Evet doğru okudunuz, tam tamına 15 misli!..

Peki, İngiltere’nin nüfusu bizden fazla mıdır?.. Hayır.. O zaman sistemde bir eksiklik, bir yanlışlık söz konusudur.. Bu konu çok ciddi bir şekilde incelenmeye değer bir konudur.. Adı geçen farkın boyutu Türkiye gibi bir ülkenin ekonomik kaderine etki edecek büyüklüktedir...�

Futbolda oluyor da...

Ülkemizde kamuoyunun en yakından ilgilendiği spor dalı olan FUTBOL konusunda, gelişmiş Avrupa ülkeleriyle yıllarca bir türlü boy ölçüşemediğimiz halde, bugün ulaştığımız nokta ortadadır..

Sevgili Fatih Terim başta olmak üzere, isimlerini sıralamaya kalkarsak sayfaların yetmeyeceği sayısız futbol kahramanımız bir tesadüfün, bir mucizenin ürünü değildir.. Bu alanda yakalanan uluslararası başarıların da sadece birkaç yetenekli futbolcunun marifeti olamayacağı tartışmasızdır..

Her başarının temelinde sistemli, disiplinli, akılcı ve sabırlı bir emek vardır.. Ülke atçılığına da yakından bakıldığında, uluslararası seviye ve başarılara ulaşmaya yetecek nicelik ve nitelik potansiyeli hemen göze çarpmaktadır..

Başbakan sayın R.Tayyip Erdoğan’a duyurulur..�Tarım Bakanı sayın M.Mehdi Eker’in de başında ve içinde bulunduğu güzide atçılık camiasının ve sevgi ve umut dolu milyonlarca yarışseverin daha fazla ilgi hakkettiği gözden kaçırılmamalıdır. Hükümet, dünyanın en yüksek vergi ve kesintilerinin uygulandığı Türk atyarışçılığını biraz rahatlatmak üzere gerekli iyileştirmeleri bir an önce yapmalıdır..

Bize yakışan, atı alıp Üsküdar’ı geçenlerin arkasından imrenerek bakmak değil, atı alıp Üsküdar’ı geçenleri de geçmektir!..