Humeyni’yi sevmişti...

SHAHLA Sherkat 1956 yılında İran’ın tarihi şehri Isfahan’da doğdu. Muhafazakar bir ortamda büyüdü. Başı kapalıydı. Beş vakit namazını aksatmazdı. Psikoloji, kadın araştırmaları ve gazetecilik eğitimi aldı.

Shahla 1979’da İran İslam devrimine katıldı. Devrimden 10 yıl kadar sonra o artık ünlü bir gazeteciydi. 1992’de Tahran’da dünyaca tanınan Zanan (Kadınlar) adlı dergiyi kurdu ve 18 yıl boyunca yazı işleri müdürlüğünü yaptı.
Aylık yayınlanan Zanan İran koşullarında feminist bir dergiydi. İranlı kadınlara feminizmi öğretiyor, hukuki, toplumsal ve siyasi analizlere yer veriyordu. İster muhafazakar, ister modern olsun tüm kadınlara kendilerini ifade edebilecekleri bir alan açıyordu.
Zanan’ın tirajı önemli kapak konularının yayınlandığı sayılarda 40 binlere ulaşıyor, 20 binin altına düşmüyordu.
* * *
Shahla ile ortak arkadaşım Fery Malek ise solcuydu. Hem üniversitede birlikte okuduğum, hem de bugün Brüksel’de ortak projelerde çalıştığım komşum Fery görüş farkına rağmen Shahla’yı şöyle anlatıyor:
“İranlı kadınlar olarak ona çok şey borçluyuz. Kimsenin cesaret edemediği konulara Shahla girdi. Kadınlar lehine çıkan bütün kanunları o etkiledi. Pek çok önemli kadınla röportaj yaptı. Kadınlar için gerçek bir ortak tartışma platformu yarattı...”
Peki sonra ne oldu?
Derginin son dönemlerinde her çıkan yazı için Shahla Sherkat mahkemeye çağrılıp sorguya çekilmeye başlandı.
Ve Zanan bundan iki yıl önce kapatıldı. Ahmedinejat’ın Basın Bürosu kapatma kararını telefonla bildirdi. Kapatma kararını alan merci İslami Yönlendirme Bakanlığı’nın bir komüsyonuydu. Bu kadar basit! Kapatılma gerekçesi ise derginin dünyaya İranlı kadınlar hakkında karanlık bir imaj vermesiydi.
Derginin kapatılmasına bahane olan iki röportaj vardı. Birincisinde Bassici denilen ve İslam devrimini korumakla görevli milislerin marifeti olan bir tecavüz hadisesine yer vermesiydi. Üç Bassici milisi ülkenin kuzeyinde bir genç kıza tecavüz etmişler ve bu konuyu Zanan’dan başkası gündeme getirmeye cesaret edememişti.
Bardağı taşıran ikinci damla ise Devrim Muhafızı Kefiye Chadar ile yapılan kapak röportajıydı. Amerikan eğitimli Kefiye Chadar’ın görev alanı Devrim Muhafızları bünyesinde intihar komandolarının yetiştirilmesiydi.
Bu röportaj üzerine Zanan Müslüman kadınları şiddete yatkın gösterdiği için suçlandı.
Ve dergi kapatıldı. Bugün Shahla’ya kimse iş vermeye cesaret edemiyor çünkü onu işe alan bir yayın organının sırf bu yüzden kapatılma şansı yüksek.
Shahla beş vakit namazını kılmaya devam ediyor ama o eskiden olduğu gibi bugün de İslam’ın şekliyle değil özüyle ilgili bir kadın.
* * *
İran’daki kadın hareketi için “Farları sönük bir otomobil gibi ilerliyoruz” benzetmesini yapan Shahla Sherkat’a elbette Türkiye hakkındaki düşüncelerini de sordum.
“İran örneğinden ders almalısınız. Siyasete din karışınca geriye ne din kalıyor, ne de siyaset” demez mi!
Ve İranlı arkadaşlarımdan bir başka tespit daha: “Seçimler özgür olsa dinci bir partiye oy vermeyecek olan tek Müslüman ülke İran olurdu, buna o kadar eminiz ki...”
Yazarın Tüm Yazıları