Hizmet tespitinde dava açma süresi

Haberin Devamı

Sigortasız çalışma-çalıştırma halen yaygın bir uygulama. Bu konuda son yıllarda önemli sayılabilecek mesafeler alınmış olmakla birlikte kayıtdışılık varlığını sürdürüyor.
 
Çoğu kere işveren sigortasız çalıştırmayı tercih etmekle birlikte, işçinin de suçu yok denemez. İşçilerin en azından bir kısmı da çeşitli saiklerle sigorta istemezler. Ellerine daha yüksek ücret geçsin, alıyorlar ise yetim aylıkları, burslar vs.kesilmesin diye… Ancak ikinci durum kayıtdışılık da esas belirleyici değil...

Kaldı ki, başlangıçta işçi ve işveren arasında bu yönde bir anlaşmanın olması, işverene sigortasız işçi çalıştırma hakkı/olanağı vermez. Çünkü, koşulları var ise sosyal sigortalı olmak zorunludur. Bu haktan vazgeçilemez, devredilemez ve aksine anlaşmalar yapılamaz.

Haberin Devamı

Öte yandan işçi, sigortasız çalışırken işverenden şikayetçi olamamakta onu dava edememektedir. Zira bu durumda en büyük risk işini kaybetme riskidir.

Böyle olunca işçi işini kaybedince yada işten ayrılınca sigortasız çalıştırıldığı dönemin hizmet süresini sigortasına saydırmak için dava açabilir. Açılacak olan dava ise hizmet tespit davasıdır.

Hizmet tespit davası her zaman açılması mümkün olan bir dava değildir. Belli bir sürede açılması gerekir. Aksi halde işçinin dava açma hakkı düşer. Bu husus 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel sağlık Sigortası Kanunun 86.maddesinde düzenlenmiştir.

Buna göre; aylık prim ve hizmet belgesi işveren tarafından verilmeyen veya çalıştıkları Kurumca tespit edilemeyen sigortalılar, çalıştıklarını hizmetlerinin geçtiği yılın sonundan başlayarak beş yıl içerisinde iş mahkemesine başvurarak, alacakları ilâm ile ispatlayabilirlerse, bunların mahkeme kararında belirtilen aylık kazanç toplamları ile prim ödeme gün sayıları dikkate alınır.
Yani, işten ayrıldıkları yılın sonundan başlayarak 5 yıl içinde bu davanın açılması gerekir. Aksi halde dava açma hakkı düşer. Bir daha o dava açılamaz. Yalnız bu süre hiçbir biçimde sigortalı hizmeti bildirilmeyenler için geçerlidir.

Haklarında işe giriş bildirgesi verilmiş olmakla birlikte prim belgelerinde sigortalı gösterilmeyen işçiler açısından ise durum farklıdır. Normalde, bu beş yıllık hak düşürücü sürenin kesilmesi ve durması da mümkün değildir. Ancak, işe giriş bildirgesinin verilmesi halinde işe başlama tarihinden sonrası için hak düşürücü süreden bahsedilemez, işe giriş tarihinden önceye ilişkin süreler açısından ise hak düşürücü süre işlemeye devam eder.

Haberin Devamı

Şu halde, işe giriş bildirgesi verilmiş fakat prim belgelerinde kaydı yapılarak sigorta günleri ve kazançları bildirilmemiş bir işçi açısından, işe girişinden sonraki süreler için 5 yıllık hak düşürücü süre işlemez. Aradan daha uzun zaman geçse de davası kabul edilir.

Yazarın Tüm Yazıları