Gülçin yazıyor

Gülçin TELCİ
Haberin Devamı

Şimdi moda zengin damatlar ve baldızlar

Mesut Yılmaz'ın Meclis'teki konuşmasında, ‘‘Sizin CHP'li belediye ile Korkmaz Yiğit'in ilişkisi’’ şeklindeki sözlerine Deniz Baykal çok sinirlendi. Bende aylardır bu konuda çok somut bilgiler vardı. Hatta bir yazımda üstü kapalı yazmışım...

Ayfer Atay'ı aradım... Tabii Ayfer Bey, bir başka Korkmaz Yiğit ilişkisi olan bürokrat kökenli milletvekili gibi Etiler'de, Platin Konutları'ndan 500 metre uzakta oturduğunu söyledi. Malum milletvekili ise Korkmaz Yiğit'ten damadının satın aldığı evde oturuyor... Yiğit'in villalarında oturan kimseyi tanımıyor... Sonra, ‘‘Sorunuzu duymadım, onun için kimse yok dedim, ama damadımın evi var’’ diyor. Allahtan Ayfer Bey'in karısının ailesi zengin de, Ayfer Bey kirada değil, baldızının evinde oturuyormuş... Ben bu zengin akrabalara bayılıyorum...

BAYKAL'I YIPRATMAK

Şimdi moda zengin damatlar ve baldızlar...

Ayfer Bey, 25 yıldır belediyecilik yaptığını Mesut Bey'in kendisine saldırışının Baykal'ı yıpratmak için olduğunu, son günlerde Beşiktaş Belediyesi'ne terör estiren Maliye müfettişlerinin doluştuğunu anlattı. Şayet Korkmaz Yiğit'e sağladığı herhangi bir avantaj karşılığında bir şeye rastlanırsa hemen istifa edeceğini övüne övüne vurguladı...

Hayatımda ilk kez Ayfer Bey'le telefonda konuştum... Maşallah ağzı çok iyi laf yapıyor... Bir soru sorunca, hızla bir sürü şey anlatıyor. Kısa zamanda belediyelerin neler yapıp, neler yapamayacağını öğrenebiliyorsunuz.

Ben Beşiktaş Belediye Başkanı Ayfer Atay'ın yılların belediyecisinin iki, üç kat karşılığında Korkmaz Yiğit'e teslim olmadığını tahmin ediyorum... Mesut Bey belgeleri masa üstüne koyarsa ben de Ayfer Bey'e inandığım için kendimi afetmeyeceğim. Ayfer Bey de bana verdiği sözü tutup istifa ederse Beşiktaş Belediye Başkanlığı'na aday olacağım... Hele bir seçileyim siz görün beni...

SÜMERBANK OLAYI

Mesut Bey, Meclis'te Deniz Baykal'a ‘‘Sümerbank özelleştirildiği zaman siz hükümeteydiniz?’’ dediği zaman Deniz Bey onu yalanlamıştı. Ama CHP'li Sanayi Bakanı Hasan Akyol'un imzasını önüne getirdiler. Deniz Bey üzülmüştür... Hoş kendisi henüz genel başkan değildi... Yılların Başbakan adayı Hikmet Çetin Genel Başkandı... Belki Mesut Bey suçladığı Belediye Başkanının da Yiğit'ten kat aldığını ispat eder, ben de iyi bir istihbaratçı olduğumu ispat ederim... Yani Mesut Bey'in bu belgeyi bir an önce bize vermesinde yarar var.

Maliye Bakanımız Zekeriya Temizel'e acaba Yiğit'in disketlerinin çözümü ulaştımı? Süper kadın olup gizlice Temizel'in dosyalarını incelemek için neler vermezdim... Yaprak dökümü yakında olacaktı, ama hükümetin bunları yapacak zamanı kalmadı... Her şey sil baştan olacak... Kirli eller galip...

Seçilmemiş başkanın Gülersoy takıntısı

İNCE eleyip sık dokuyan bir kişiliğe sahip olduğum için yapılan her işi beğenmem, hep mükemmeli ararım. Bulduğum o mükemmele karşı aşırı bir bağlılık hissederim ve Çelik Gülersoy'un eserleri de bunların başında gelir.

Size Çelik Gülersoy'un yaptıklarını ve bizim ona karşı ettiklerimizi uzun uzun anlatmama hiç gerek yok. Sadece devletimizin Çelik Bey'in çabalarına nasıl karşılık verdiğini, meselâ genel müdürü olduğu ve restorasyon masraflarını karşılayan Turing ve Otomobil Kurumu'nun gelirlerine Özal zamanında el konup kurumun nasıl kurutulduğunu hatırlatmam yeterli.

Gülersoy'un kaderinde teşekkür yerine sadece engelle karşılaşmak yazılı olacak ki, aynı iş bugün de devam ediyor. Şimdi Büyükada'da, oranın ANAP'lı Belediye Başkanı'yla cebelleşmekle meşgul.

CAN ESEN ENGELİ

Çelik Bey, bundan iki sene önce Büyükada'ya yerleşti. Birdenbire eski huyu depreşti ve adayı canlandırmaya kalktı. Adalar'ın seçimle işbaşına gelen Belediye Başkanı Recep Koç, silâhlı bir saldırıyla canından olmuş, yerini seçimle gelmemiş bir kişi, Can Esen almıştı. Gülersoy önce Esen'le buluştu, ‘‘Büyükada'daki birkaç eseri onarmak istiyorum. Sakın senin yerinde gözüm olduğunu zannetme. Ben Büyükşehir Belediye Başkanlığı önerilerini bile defalarca reddettim’’ dedi. Esen de, ‘‘Allah sizden razı olsun’’ deyip Çelik Bey'in boynuna sarıldı.

Büyükada'da 250 kadar fayton vardı ve tamamı döküntü halindeydi. Gülersoy, 1996'nın parasıyla 10 milyar harcayıp faytonlardan 40'ını yeniledi ve arabacılara hediye etti. İlk tepki ‘‘Allah sizden razı olsun’’ demiş olan Belediye Başkanı Can Esen'den geldi. ‘‘Bu adam kim oluyor da biz dururken arabacılara fayton veriyor’’ demeye başladı. Araya girenler Can Bey'i sakinleştirdiler.

İSTANBUL'U TERKEDİYOR

Çelik Bey, sonra Ada'nın vaktiyle en güzel binalarından olan ama zamanla harabeye dönen bir evi satın aldı. Tam 100 milyar harcayıp restore etti, evindeki özel kitaplığını mobilyasıyla beraber getirip buraya yerleştirdi, ada halkına bağışladı ve Büyükada böylece tarihinde ilk defa bir kütüphaneye kavuşmuş oldu. Can Esen ise bu defa ‘‘Bina ruhsatsız’’ demeye başladı ama herşeyin Anıtlar Kurulu'nun onayladığı projeye göre yapılmış olduğunu görünce pek bir ses çıkartamadı, sadece Çelik Bey'i üzmekle kaldı.

Sırada bir zamanların ünlü gazetecisi Ahmet Emin Yalman'ın evinin restorasyonu vardı. Çelik Bey burayı da satın aldı, gene milyarlar harcayıp restore etti, Can Esen ise gene devreye girdi, projede hata bulamadı, ama geçen hafta ön taraftaki çardağı mühürledi. Böylece dünya mimarlık tarihinde ilk kez bir çardak belediye tarafından mühürlenmiş oluyordu.

Çelik Gülersoy, bütün bunlardan sonra Büyükada'dan ayrılmaya, hatta İstanbul'u bile terketmeye karar verdi. Şimdi İznik'te satın aldığı tarihi binanın restorasyonunun tamamlanmasını bekliyor. Gidip İznik'e yerleşecek, ama benim gözüm hep Can Esen'in üzerinde olacak. Örneğin Çelik Bey'in yaptıklarını yıkmaya çalışırken Büyük Kulüp'ün projesi Anıtlar Kurulu tarafından iptal edilen inşaatına ruhsat vermesinin sırrını mutlaka öğreneceğim.



Yazarın Tüm Yazıları