Gelecekteki mesleğiniz için ne yapıyorsunuz?

Küçük bir çocuğa en sık sorulan soru nedir? Tabii ki büyüyünce ne olacaksın? Bana bu soru hep çok anlamsız gelirdi.

Haberin Devamı

Çünkü asıl soru, büyüyünce ne olacaksın değil, ‘Büyüyünce seçeceğin meslek için şu anda ne yapıyorsun?’ olmalıdır. Hadi, herkes cevabını düşünsün bakalım. İlk akla gelen, ‘Derslerimi çalışıyorum, okula gidiyorum sonra üniversiteye gidicem ve istediğim mesleği seçicem vs vs....’YETMEZ!

Aynı sınıfta, aynı dersleri öğrenerek, sadece üniversitede alacağınız farklı dallardaki eğitimle, tesadüfen bir meslek sahibi olmayın. Şimdiden planlarınızı yapın. Kendinizi seçeceğiniz mesleği yapıyormuş gibi hissedin. O meslek gruplarının sorunlarıyla ilgilenin, iyi ve kötü yönlerini araştırın. O işi yapan insanlarla konuşun. Ne şartlarda, ne kadar para kazandıklarını inceleyin. Bakalım size yeterli gelecek mi? Aynı konuyla ilgili hobileriniz olsun. Müze gezin, hastanelerde gözlem yapın, trafiğe bakın, sokaklara bakın, sinemaya, tiyatroya gidin, güneşle, ayla, yıldızlarla konuşun. Ne bileyim işte birşeyler yapın. Neden durup dururken bunları yazdım biliyor musunuz?Etrafımda o kadar çok insan yaptığı işten bıkkın ve yorgun ki. Eğer işimizi sevmezsek, onu mecburen, sadece iş diye yaparsak, hiçbir şey üretemeyiz. Bir adım bile ilerleyemeyiz. İşimiz bizim hayatımızın büyük bir parçası. Onun için lütfen şimdiden seçeceğiniz meslek için ne yaptığınızı gözden geçirin. Çünkü daha çoook vaktiniz var. Hadi kendiniz için en keyifli, en doğru işi bulana kadar uğraşın bakalım!

TEGV için elele verelim

Geçen hafta Türkiye Eğitim Gönüllüleri Vakfı yararına yapılan bağış kampanyasının 10’uncusu düzenlendi. Cumartesi sabahı çoğunuz izlemişsinizdir. Televizyondan ve basından çok iyi tanıdığınız ve sevdiğiniz yüzler TEGV için biraradaydık. Eğitimin önemine, ülkemizdeki eğitim sorunlarına değinildi. Bence büyük bir eksik vardı. Her zamanki gibi yine bizim yerimize büyükler konuştu. Orda bulunan TEGV çocuklarına pek söz hakkı tanınmadı. Neyse, diliyorum herkes tek bir mesajla bile olsa TEGV için bağış yapsın. Sizlere hep birey olmanın öneminden bahsediyorum. Bizim toplumumuzun en büyük problemi bu diyorum. Bir tek eğitim konusunda bireyselliğin hiçbir şey ifade etmediğini düşünüyorum. Çünkü Zeynep’in, Mehmet’in ya da Ali’nin tek başlarına iyi eğitim alıyor olması, bir toplumun gelişmesi için hiçbir şey ifade etmez. Düşünsenize etrafınızda bir sürü yeterli eğitim alamamış, mutsuz arkadaşınız varken, siz mutlu ve başarılı olabilir misiniz? Ekibinizi düşlediği gibi eğitim alamamış, imkansızlıklar içinde sıkışıp kalmış elemanlardan oluşturabilir misiniz? Ne olur EĞİTİM konusunda, büyüklerimizi bilinçlendirelim ve hepimiz TEGV için elele verelim.

Bizim için de film festivali var

Şimdi sıkı durun size harika bir haber veriyorum: Ben size demiyor muyum herkes sesimizi duyuyor diye! Buyrun, artık bize ait bir film festivali var. Evet yanlış duymadınız, TÜRSAK, her yıl geleneksel olarak gerçekleştirdiği uluslararası film festivallerine, bu yıl kültürel hayatımızda önemli bir eksiklik olduğuna inandığı yeni bir proje eklemiş. Garanti Mini Bank Uluslararası Çocuk Filmleri Festivali. Festival 14-17 Mayıs 2004 tarihleri arasında olacak. Festivalde film gösterimlerinin yanı sıra, çocuk yazarlardan film hikayeleri, interaktif oyunlar, çocuk jürisi atölyesi ve film okuma atölyesi etkinlikleri de var. Program oldukça yüklü. Bazı film gösterimleri ücretsiz. Biletli olanlar da iki, üç milyon lira arası. Festival boyunca dünyanın pek çok ülkesinden aralarında çizgi ve kukla filmlerinde bulunduğu uzun ve kısa metrajlı tam doksan film var. Üstelik üç yaşından otuz yaşına hatta daha bile büyüklere göre filmler ve etkinlikler var. Kaçırmayın........

Biz Evleniyoruz’a kızıyorum

Ah İnci ablaa, biz hiç geçmişten ders almayacak mıyız? Kıbrıs elimizden gidiyor. Bir Türk genci olarak buna çok üzülüyorum. Bu meselenin çabucak çözüme ulaşmasını diliyorum. 23 Nisan ekinizdeki Medya maymunları başlıklı haberi okudum ve çok hak verdim. Tam düşüncelerimi okuyup yazmış. Yani artık çok sıkıldık bu yarışmalardan. Tamam Popstar’ın ilki güzeldi ama artık sıkıcı oldu. Bu programlar yüzünden izlediğim dizi çok geç başlıyor. Özellikle ‘Biz Evleniyoruz’u çok abarttılar. BURDAN TELEVİZYON YAPIMCILARINA DUYURULUR..SIRF REYTİNG İÇİN SAÇMA SAPAN ŞEYLER YAPMAYIN LÜTFEN. İNSANLAR ARTIK SIKILIYOR BÖYLE ŞEYLERDEN. Görüşmek üzere İnci abla... Ayşe Boran.

SYLVIO'NUN KÖŞESİ

Haberin Devamı

Finona’ya aşkımı Taci’ye de anlattım

Sabah gözümü açar açmaz ilk düşündüğüm şey dışarı çıkmaktır. Hemen İnci’ye bir bakarım, o hala uyuyorsa ben de biraz daha kestiririm. O nasılsa sağdan sola dönerken beni görür ve uyanır. Hiçbir zaman uyurken onu rahatsız etmem. Ama uyandığı andan itibaren hemen şımarmaya başlarım. Bir an önce kalksın da beni dışarı çıkartsın diye ona bir sürü numaralar yaparım. İnci, kalkar kalkmaz hemen duşa girer. Ben beklerim. Sonra mutlaka yatağını toplar. Ben beklerim. Camı açar, ben beklerim. Odaya mis gibi hava girer,o ufak tefek haraketlerle jimnastik yapar. Ben beklerim. Ve ölse kahvaltı etmeden güne başlamaz. Tabii ben yine beklerim. Öyle ki, sabah canlı yayına(DUMA DUMA DUM) gideceğimiz zaman bile çok erken kalkar, o sıkışıklıkta bile kahvaltı hazırlar, büyük bir keyifle onları yerdi. Ben bu kahvaltı meselesini hiç anlayamadım. Sonra onun israrıyla ben de kahvaltı etmeye başladım.. İnanın kafam daha çok çalışmaya başladı. Güne daha güzel, daha mutlu başlar oldum. Ama bu aralar benim hiçbir şey umrumda değil. Sebebini biliyorsunuz: FİNONA

Artık günde iki yerine üç kere parka gitmek istiyorum. Onu daha çok görmek, daha çok konuşmak istiyorum. Zaten öbür grup (hani anlatmıştım ya) hep kızın peşinde, deli oluyorum. İnanın içimden Sihirli Annem’in çekimlerine gitmek bile gelmiyor. Bir de git, orda sürekli TACİ’ye dert anlat! Tabii ona da anlattım Finona’yı. Şimdi tutturuyor illaki bizim parka gidecekmişiz onu Finona’yla tanıştıracakmışım.

Bir taraftan İnci beni ordan oraya sürüklüyor. Zaten işleri hiç bitmiyor. Ben de Finona’nın özlemiyle, her bulduğum kapı aralığında şöyle bir kestiriyorum. Geçen gene dalmışım, bir rüya gördüm çok heyecanlıydı. Bakın size anlatacağım ve sonunu söylemeyeceğim. ÇÜNKÜ SİZ TAMAMLAYACAKSINIZZZZZ...

KABUL EDİYORUM, PEK DE CESARETLİ BİR KÖPEK SAYILMAM. Cinsimden dolayı da kimse benim kahraman olduğumu düşünmüyor. Çok iyi niyetliyim napiyim? Neyse, o akşam evime döndüğümde, yolunda gitmeyen bir şeyler olduğunu fark ettim. Bir kere arka tarafa açılan kapı hafif aralıktı. Hiç ses çıkartmadan emekleye emekleye koridorda ilerledim. Mutfağa gelince burnumu içeriye uzattım. Buzdolabı açıktı. Ya eve hırsız girmişse, ödüm koptu. Zaten bir korku filmi bile ödümü kopartmaya yeter. Aynı filmlerde olduğu gibi, o an duvarın üzerine haraket eden bir şeyin gölgesi düştü. Birisi sanki ağzını kapatmadan bir şeyler çiğniyormuş gibi sesler çıkartıp şarkılar söylüyordu. Ne yapmalıydım? Hemen İnci’ye telefon etme niyetiyle kapıya doğru yavaşça sürünmeye başladım. Ama tam o anda ŞÜPHELİ bana doğru gelmeye başladı.Ben de perdenin arkasına saklandım.Perde kıpırdadı. VEEE...

HADİ TAMAMLAYIN BAKALIM. Biliyorsunuz rüyamı en güzel tamamlayana İnci ile benim bir sürprizim varrr....

Bana yazın olur mu

İnci Türkay / Kelebek - Hürriyet Medya Towers. Güneşli 34212 - İSTANBUL

Faks: 0212 677 04 35

Yazarın Tüm Yazıları