Fransızlar bu viskiye BÜTÜN AŞK diyor

Dünyanın dört bir yanında, gerçeğin sadece tek yüzü olmadığını bilenler, yeni arayışlar içine girdiklerinde İrlanda viskilerini ve bu arada elbette Tullamore Dew'u buluyor. Hatta Almanya, Danimarka ve Fransa'da bu viskinin özel meraklıları bile var. Bunlardan Fransız olanlarının, İngilizceyi hafifçe çarpıtarak içkiyi ‘‘Tout l'amour’’ (tu lamur, yani bütün aşk) diye adlandırdıkları söylenir.

İstanbul'dan Paris'e giden Air France uçağındayız. Paris'te bir aktarma yapıp Dublin'e uçacağız. Orada İrlanda'nın ünlü markalarından Tullamore Dew viskisini tanımak ve sizlere tanıtmak üzere işe koyulacağız.

Daha sabahın kör karanlığı değilse de ilk ışıklarının bize ulaştığı bir zaman dilimi içindeyiz. Havaalanının kahvesi ve uçağın kahvaltısı ile güne başlamışız. Uçakta gazete ve kitap okumaya çalışıyoruz ama içimizde bunu becerebilen pek yok. Anlaşılan kimsenin afyonu patlamamış. Mehmet Yaşin'le İrlanda'da çok önemli yazarların nasıl olup da ortaya çıktığını tartışıyoruz. Sabahın köründe ayaküstü yapılan tartışmada bir sonuca varamıyoruz. Yaşin, Dublin'de bunun sırrını bulmaya çalışacağını söylüyor.

O sırada aramızdan birisi el çantasından havaalanındaki gümrüksüz satış mağazasına ait bir torba çıkartıyor. Kahvaltı tepsilerindeki küçük cam bardaklara minyatür şişeden Balvenie koyuyor. İskoçya'nın Highland bölgesinden gelen bu nefis viski hepimizi heyecanlandırıyor. İrlanda viskilerini tanımak üzere gidilen bir yolculuğun bir İskoç viskisiyle başlaması ise beni düşündürüyor.

FRANSIZ OYUNU!

Haklı veya haksız, yerli ya da yersiz, viski denince dünyanın her yerinde akla hemen İskoç viskileri gelir. Oysa özellikle Fransız araştırmacılar, muhtemelen İngilizlere karşı geleneksel kızgınlıklarından, viskinin mucidinin İrlandalılar olduğunu ve İskoçların bu içkiyi onlardan öğrendiğini söyler. İngilizlerin İrlandalıların kazancını kesmek için İskoçlara destek verdiği de söylenenler arasında. Yine de tarihin akışını değiştirmek imkansız. İskoç viskileri bir kere başını alıp yürümüş...

Yakın zamana kadar bu meşhur İskoç viskileri sadece harmanlanmış (blended) denen türdendi. Yirmi yıl kadar önce bu harmanların ruhunu oluşturan malt viskiler, az sayıda, ayrıca şişelenip piyasaya verilmeye başlandı. Böylece viski meraklıları, artık İskoç maltlarından söz etmeye başladı.

Bu yeni keşfin heyecanı her yeri sarmışken, gerçek serüvenciler dünyanın dört bir yanındaki diğer viskileri bulmaya çalışıyordu. Bu yıllarda Japon viskilerini kendi hesabıma en heyecanlı keşif sayarım. Yine yürek hoplatıcı bir kişisel keşfim de İrlanda viskileri olmuştu. Nedeni de açık: Üç kere damıtılmış bu viskilerde, iki kere damıtılmış İskoç viskilerinde pek rastlanmayan, kadınsı bir zarafet vardı. Rahat içimliydiler. Çoğu yuvarlaktı. Yani sivri ve köşeli içkilerin ağızdaki rahatsızlığından uzak duruyordu.

Allied Domecq'in düzenlediği kısa İrlanda gezisinde İrlanda viskilerinden Tullamore Dew'ün eski tesislerini gezdik, müzesine uğradık, küçük bir tadım seansına katıldık.

12 YILLIK VİSKİ

Bütün bunlardan çıkarttığım sonuçlara gelince, Tullamore Dew'un standart olanı tipik İrlanda viskisi özelliklerini taşıyor. Buna karşılık 12 yıllık olanı gerçekten etkileyici. 12-15 yıl arasında Bourbon ve oloroso sherry fıçılarından gelen tonları taşıyor. Ağızdaki ilk güçlü izlenim şaşırtıcıydı. Daha ilk yudumda dolgun ve gövdeli bir içki izlenimi vermesi hoştu. Ama asıl, sadece eski damıtımevinin yerindeki müzede satılan 'Heritage' viskisi şaşırtıcıydı. Çok zarif, çok yumuşak, içimi fevkalade kolay, buna karşılık oldukça karmaşık bir yapısı olan bu viskiyi keyifle tattık.

Bu kadar yumuşaklık ve yuvarlaklık herkesin hoşuna gider mi, bilmem. Mesela ben tattıklarımız içinde en çok 12 yıllık olanı beğendim. Ama kişisel ağız tadımla 'Heritage' viskisini yapan ustaya haksızlık etmek de istemem. Böyle bir viskiyi yapmakla işinin ehli olduğunu ispatlamış bulunuyor.

Bütün bunlar viski seven birisi için elbette heyecan verici keşifler. Nitekim dünyanın dört bir yanında, gerçeğin sadece tek yüzü olmadığını bilenler, yeni arayışlar içine girdiklerinde İrlanda viskilerini ve bu arada elbette Tullamore Dew'u buluyor. Hatta Almanya, Danimarka ve Fransa'da bu viskinin özel meraklıları bile var. Bunlardan Fransız olanlarının, İngilizceyi her Fransızın yaptığı gibi, hafifçe çarpıtarak içkiyi ‘‘Tout l'amour’’ (tu lamur; bütün aşk) diye adlandırdıkları söylenir. Hoş bir söylenti.

Tullamore Dew'un öyküsü

Her şeyden önce Tullamore Dew'un bir İrlanda viskisi olduğu hatırdan çıkartılmamalı. Nereden bakılırsa bakılsın, bu viskinin Ada'ya özgü yanları ağır basıyor. Yani yumuşak, çok hafif, en hassas bünyeleri bile asla rahatsız etmeyen bir içkiden söz ediyoruz. Tullamore Dew 1829 yılında kurulan Tullamore Damıtımevi ile hayat bulmuş. Ancak viskiye ikinci hayatını kazandıran, çocukken çırak olarak damıtımevinde çalışmaya başlayan ve zamanla büyük bir usta haline gelen Daniel E. Williams olmuş. Williams bu viskiyi İrlanda'nın önde gelen markasına dönüştürmüş. Talihe bakın ki, Williams 1950'lerde yeni bir içki, bir viski likörü olan Irish Mist ile uğraşmaya başlayınca kendi viskisi ile gönül bağı kopmuş. İşin sonu damıtımevinin kapatılmasına kadar gitmiş. Markanın son sahibi Allied Domecq, İrlanda'da gerilere düşen ama Almanya ve Fransa'da popülaritesi devam eden bu viskiyi yeniden ayağa kaldırmakta.

Viskinin yakın tarihi

İrlandalılar İskoçlara nasıl yenildi

Viskiyi İrlandalı keşişlerin icat ettiği iddiası şimdiye kadar münafık bir Fransız görüşünden öteye geçemedi. Gerçek ise 1494 yılında tahıldan yapılmış ilk damıtık içkiye atfın İskoçya'ya ait olması.

Ancak bu durum, 1800'lere kadar İrlanda'nın bir viski cenneti olduğu gerçeğini değiştirmiyor. O yıllarda İrlanda'da da iki bin damıtımevi olduğu kaydedilmekte. Yüzyıl önce bu rakam dört yüze inmiş. Şimdi ise Ada'da birkaç damıtımevi kalmış bulunuyor.

İrlanda viskisinin şöhreti ve bolluğu İrlanda'nın küçük nüfusuyla açıklanamaz. Gerçi İrlandalıların çok, hatta sabahtan akşama içtiği söylense bile bu da yeterli sayılmaz. Asıl büyülü söz, ihracat.

İÇKİ YASAĞI DÖNEMİ

İçki yasağı dönemine kadar ABD'ye önemli miktarda İrlanda viskisi yollanmaktaymış. Sonra bu iş kesilmiş ve içki yasağı kalktıktan sonra da dengeler değiştiğinden İrlandalılar bir daha bellerini doğrultamamış. Amerikalı yobazların 'soylu deneme' diye adlandırdıkları bu süreçte İskoçların bir yolunu bulup Amerikan pazarına kaçak içki sokmayı başardıkları ve içki yasağı sonrasında yeterli stokları bu ülkede piyasaya sürdükleri söylenir.

Siyasetin kötü getirisi ise İrlanda-İngiltere çekişmesi. Bazen Protestan-Katolik kavgasına da dönüşen bu içsavaş, İrlanda viskilerine hem İngiliz, hem de Commonwealth denilen İngiliz Uluslar Topluluğu'na ait pazarı kaybettirdi. Kanada, Avustralya, Yeni Zelanda, Hindistan daha birçok eski İngiliz sömürgesi İrlanda viskileri ithalinden vazgeçti.

ÖLÜMCÜL KEŞİF

Nihayet 'Akrabanın akrabaya yaptığını akrep yapmaz' misali, İrlanda viskilerinin tahtını sarsan harmanlanmış viskinin yolunu yine bir İrlandalı, Aeneas Coffey açtı. Coffey, 1830'da kendi adıyla anılan sürekli damıtım tekniğini keşfedince, her türlü tahıldan ucuz alkol elde etmek mümkün hale geldi. İskoçlar maltlarını bunlarla harmanlayıp ucuz viskileri piyasa sürdü. Durum, İrlanda'nın malt viskiye dayalı içki sektörü için ölümcül bir yaraya dönüştü.
Yazarın Tüm Yazıları