Çöpe atılıp, yıkılan tarih

Haberin Devamı

Geçen hafta İzmir’in 7 bin yıllık tarihinin kalıntılarının gerektiği gibi kıymetlendirilerek, değerlendirilemediğini dile getirmiştim. Paris’de uygulanan koruma amaçlı yapılaşmadan söz ederek; şehrimizin kültür mirasına daha çok sahip çıkılması gerekliliğini savunmuştum. Bu yazıya nazire yapar gibi TCDD İzmir Bölge Müdürlüğü bünyesinde bulunan İzmir’in yaşıyan en tarihi mekanlarının biri olan Alsancak Garı’ndaki hangarın taş duvarları tehlike arzettiği gerekçesi ile yıkıldı.

1860’lı yıllarda Société de Quai de Smyrne tarafından inşaa edilen depoların herhangi bir SİT koruması altında olmaması düşünülemez. Kaldı ki bu yıkım sonucunda ortaya çıkan çatı detayları, bugün bile birçok ustaya parmak ısırtacak nitelikte. İşte tarihi değerlerimize verilen değer ortada. Ben hukukçu değilim, fakat yıkımı yapanlar hakkında hukuki işlem yapılması gerekli olabilir. Bir gecede ortadan kaldırılan taş duvarların sadece iki bölümü ortada kaldı. Acı olan başka bir gerçek ise maalesef şehrimizin konu ile ilgili meslek odalarından tek bir açıklama dahi gelmemiş olması.

Haberin Devamı

Kültürel mirasımıza sahip çıkamamamız ile ilgili ikinci üzücü haber ise İnciraltı’ndaki lagünün çevresinden geldi. Agora’da bulunan katlı otoparkın yapımı sırasında ortaya çıkan birçok tarihi eser maalesef lagün çevresinde dolgu malzemesi olarak kullanılmış. İnşaattan çıkarılan, antik çağların temsilcisi mermer sütunlar, sütun başları ve belkide heykeller kıyı şeridinde toprağa gömülü duruyor. Burası için EXPO 2015’in alınması belki de bir fırsat olarak görülebilir. Zira burada geçici olarak da olsa, inşası düşünülen yapıların üretimi sürecinde; arkeologların da desteği ile bu alanlar titiz bir uygulamayla taranarak yok edilen tarih tekrar gün yüzüne çıkartılabilinir.

İzmir’e yeni bir arkeoloji ve Ege Medeniyetleri Müzesi kazandırmak için eski Sümerbank arazisi üzerinde yapılan bu kadar mücadele, söz düellosu ve çekişmeler devam ederken; aslında tarihimizle ilgili ne kadar göstermelik hareket ettiğimizin en büyük kanıtları gözler önünde..

Haberin Devamı


Maalesef artık herşeye ticari bakmaktan gözümüz şehrin kültürel ve sanatsal gelişim boyutunu göremiyor. Buna benzer olayları, ağaçlıklı yoldaki kamu kurumlarının atıl kalan arazileri üzerinde yaşıyoruz, eski fabrika bina ve arsalarında yaşıyoruz; hatta kıyı şeridinde toplum yararı için ayrılan alanların bile yok edilmesi adına yaşıyoruz.

Aslında adım adım ortadan kaldırdığımız şehrimizin geleceği değil mi?

Yazarın Tüm Yazıları