Bir kitap okuyunca hayatım hiç değişmedi

Birbiri ardına çıkan kişisel gelişim kitapları okuyucusuna öyle bir ‘yeni hayat ’ vaat ediyor ki, sanırsın okuyacak ve hemen Alice Harikalar Diyarı’na dalacaksın. Okuduğum hiçbir ‘kişisel gelişim’ kitabı hayatımı değiştirmedi ama belki yazarsam durum farklı olabilir

Haberin Devamı

Yıllar var ki kişisel gelişim kitaplarıyla uzak arayım. Birbirinin aynı cümleler, ‘iste yaparsın’lar, ‘sen müthişsin’ler, ‘hayatının aşkını bul’lar, ‘zengin ol’lar…
Değilim işte, ne müthişim ne de mükemmel!
Henüz ‘düşünerek’ milyon dolarlar kazanmış ya da hayatının aşkını bulmuş biriyle de tanışmadım!

PARMAK İZİ

Geçen hafta tasarımı hayli ilgimi çektiği için bir kitap-defterin kapağını açtım. Yoksa başta da söylediğim gibi artık son derece önyargılıyım bu tür kitaplara… “Merhaba okur yazarım” diye bir not düşmüş kitabın yazarı Yaşam Koçu Elmas Genç ve devam etmiş: “Ne yazık ki bu defter sana sadece kendini bulmakta yardımcı olabilir. Bunun için defteri kullanmalı ve yazarak kendi kitabına dönüştürmelisin. Baştan söyleyeyim; kendi içinde yolculuk yapmak sana aradığın sevgiliyi kazandırmayacak, çok zengin de olmayacaksın. Senin dışında olup biten hiçbir şey değişmeyecek. Bu bir tür sihirli değnek değil ne yazık ki! Sana ‘kendini bilmekten’ başka hiçbir şey vaat etmiyor…”
Budur işte!
Bir yandan bana Ahmet Durul’un masalsı ve yalın bir dille kaleme aldığı ‘Kovadaki Okyanus’u hatırlattı diğer yandan yıllardır günlük yazmadığımın ve aslında kendimi kendimle paylaşmadığımın farkına vardırdı.

Haberin Devamı

YAZARAK KENDİNİ ANLAMAK

Dünyaya gelmek için gün sayan bir çocuğun ana karnındaki hikâyesini anlatıyor yazar, onunla sohbet ediyor ve buradan yola çıkarak okuruna kendisini tanıması ve anlaması için çarpıcı sorular soruyor. Mesela, ‘Sevgiyi nerede arıyorum, onunla nasıl tamamlanıyorum’ ‘ıçimdeki ya da dışımdaki hangi boşluklar beni buraya getirdi’, ‘Noktalar geriye doğru birleştiğinde hangi resim ortaya çıkıyor?’ ‘ınsan sevmeyi ve sevilmeyi hangi deneyimlerle kaybediyor’…
Varol Yaşaroğlu’nun çizimleri de sizi içinizi dökmeniz, kendinizi anlatmanız için teşvik ediyor.
Yazmak güzeldir, anlatırken hep olmak istediğin insan dökülür de dudaklarımızdan yazarken kaçamayız kendi gerçeğimizden…
Kendinizi fark edersiniz, sevseniz de sevmeseniz de.
İşte bu interaktif ‘kitap-defter’in yapmak istediği de bu. Yani size gül bahçeleri vaat etmiyor.
Yazar, ‘Parmak ızi’nin ardından kendimizle ve etrafımızla ilişkilerimizi gözden geçirmemize aracılık edecek olan ‘El ızi’ ve sonra da yürüdüğümüz yollarda bıraktığımız izleri bulmak için ‘Ayak ızi’ kitap–defterlerin geleceğini de not düşmüş.

Yazarın Tüm Yazıları