Beşiktaşlı Claudia

Bodrum
HERKESİN Bodrum’u farklı. Magazincilerin bikinili, yatlı, yaşlı adam-genç sevgili fotoğraflı Bodrum’u küçük bir kesiti yansıtıyor.

Gün bir, gol bir, daha Bodrum’a ayak basar basmaz bendenizin kısmetine aynı plaj şemsiyesinin altında üç büyükelçiyle birden oturmak ya da Alman Yeşiller Partisi Eşbaşkanı Claudia Roth’la muhabbet etmek düşüyor.
Claudia Roth ile başlayayım. Claudia 1993 yılından bu yana Beşiktaşlı. O yıl katıldığı bir Türkiye-Avrupa Birliği Karma Parlamento Komisyonu toplantısında gündem yine insan haklarıdır. Claudia’ya ise bu konudan gına gelmiştir. “Hadi biraz da futbol konuşalım” der ve sorar: “Türkiye’de en halk takımı olan hangisi?” Aldığı cevap “Beşiktaş” olur.
Toplantı bitince Claudia, Beşiktaş yöneticileriyle tanışır. Onu İnönü Stadyumu’na götürürler. Mermer tuvaletler, altın rengi musluklar hayli şaşaalı gözükür Claudia’nın gözüne. Halk takımının stadı buysa kimbilir G.S.’nin stadı nasıldır diye geçirir aklından. Fakat sonuç değişmez. Claudia Beşiktaşlıdır artık.
Kader cilvesi, gün gelir Claudia’nın seçim bölgesi Augsburg’dan hemşerisi Bernd Schuster Beşiktaş’ın antrenörü olur. Claudia, Schuster’le gurur duyuyor ve başarılı olacağına inanıyor.
* * *
Türkiye Claudia Roth’u şaşırtmaya devam ediyor. Ula’da yabancı gurmelere yemek kursları düzenlediği bir müze ev açan Engin Akın geçen hafta onu bu özgün Ege kasabasına götürür. Dondurmam Gaymak filminin Ulalı yönetmeni Yüksel Aksu da onlara eşlik eder.
Claudia, Ula yemeklerine ve hele dondurmasına hayran kalır. Herkesin bisiklete bindiği, insanların mahrem hayatlarından peynir ekmek yer gibi açıklıkla söz ettiği Ula, Claudia’yı biraz da şoke eder.
Kayaköy’de Zülfü Livaneli’ye komşu evi olan Claudia’yı bırakıp ertesi gün Aktur’a doğru yola çıkacağım.
* * *
Bodrum Aktur küçük bir kasaba. Ana plajda beni bekleyen okul arkadaşım Dizdar Çamlıbel ve eşi Canan’la  buluşuyoruz. Ankara’dan dostlar Prof. Ayşe-Sencer Ayata, Nilgün Arısan Eralp ve Prof. Atilla Eralp da buradalar, ama onlar Yeşil Plaj’daymışlar. Bizim bulunduğumuz Ana Plaj’da o kadar çok büyükelçi var ki normal zamanda istesen de hepsini bir arada bulamazsın.
Atina Büyükelçimizden tutun Kıbrıs Dairesi Genel Müdürü’ne kadar hepsi eşleriyle birlikte çoluk çocuk buradalar.
Sınıf arkadaşım Atina Sefiremiz Zerrin Göğüş Türk dizilerinin uzmanı olmuş, zira şu anda tüm Yunanistan Gümüş’ü ve Aşk-ı Memnu’yu bekliyor. Bergüzar Korel Atina’daki 29 Ekim kutlamalarına katılacakmış.
Bir başka şemsiyenin altında Brüksel’de genç bir konsolos iken tanıdığım, şu anda Dışişleri Bakanlığı Kıbrıs Dairesi Genel Müdürlüğü görevini yürüten Necip Egüz’ü  buluyorum. Hiç yeri değil ama Kıbrıs’taki son durumla ilgili sıkı bir brif alıyorum Egüz’den. Annan Planı sırasında görev yapan, sonra da Talat’ın ekibinde yer alan Kudret Özersay’ın şimdi de Derviş Eroğlu’nun ekibinde yer alması iyiye işaret.
Rumlarda işi yokuşa sürme eğilimi sürüyor. Kasımda çıkacak olan BM raporunu geciktirmeye çalışıyor Rumlar ve maalesef Ruslarla Fransızlardan destek alıyorlar.
Güneş şemsiyelerinin altında hayat en yavaş ritimde sürüyor. Ramazanda Bodrum yarı yarıya boşalmış olsa da tatil herkese gerekli, hele ülkemizin koşuşturmasında yaşayan bizlere. Haydi şimdi denize...
Yazarın Tüm Yazıları