Güncelleme Tarihi:
İYİCE RADİKALLEŞTİ
22 Eylül 2013 tarihinde yapılan genel seçimlerde yüzde 4.7 oy alan AfD, yüzde 5 barajına takılırken, 2014 yılındaki Avrupa Parlamentosu seçimlerde yüzde 7.1’e ulaştı.
Sağ popülist AfD daha sonraki dönemlerde iyice radikalleşti.
‘PEGIDA’ kısa adıyla tanınan ve 2014 yılında ortaya çıkan ırkçı, İslam düşmanı ‘Batı’nın İslamlaşmasına Karşı Avrupalı Yurtseverler’ hareketinde yer alarak oy avcılığını hızlandırdı.
2015 yılında Avrupalıların ve AB’nin onurunu korumak için “Das schaffen wir” (Beceririz, başarırız, üstesinden geliriz) diyerek Başbakan Angela Merkel’in Almanya’nın kapılarını sığınmacılara sonuna kadar açması, AfD’nin ekmeğine yağ sürdü.
Sığınmacı, Müslüman ve yabancı düşmanlığı ağırlıklı ırkçı politikası sayesinde 24 Eylül 2017 tarihinde yapılan genel seçimlerde toplam oyların yüzde 12.7’sini alarak CDU/CSU ve SPD’nin ardından ‘en güçlü üçüncü parti’ konumuna yükseldi.
26 Eylül 2021’deki genel seçimlerde biraz oy kaybetse de seçmenlerin yüzde 10.3’ünün desteğiyle Federal Meclis’e rahat girdi.
KURUCULAR PARTİYİ TERK ETTİ
23 Şubat 2025 tarihinde yapılan genel seçimlerde ise yüzde 20 oy alarak ‘ikinci güçlü parti’ oldu.
Ve ırkçı politikası sayesinde kuruluşundan bu yana tüm eyaletlerde yüzde 5 barajını aşarak parlamentolarda temsil edilmeye başladı.
Ancak zamanla çığırından iyice çıkan AfD’nin kurucuları birer birer partiyi terk etti.
AfD’nin liderliğini yapan Bern Lucke de Konrad Adam da Frauke Petry de “Bu parti çığırından çıktı” diyerek AfD’yi terk etti.
Oberursel’de bir araya gelerek partiyi kuran 18 kişiden 13’ü “Bu parti bizim temelini attığımız parti olamaz” diyerek çekip gitti.
Ama AfD ırkçı tutumuyla son dönemlerde oyunu daha da artırdı.
Eski Doğu Almanya sınırları içinde oluşturulan yeni eyaletlerden Thüringen’e ‘en güçlü parti’ konumuna yükseldi.
DAVA AÇILMASI GEREKİYOR
Evet...
Federal Anayasa Koruma Teşkilatı’nın 3 yıla yakın süredir hazırlamakta olduğu rapora göre AfD, ‘kesinleşmiş aşırı sağcı’ olarak sınıflandırıldı.
Rapora göre, AfD özgürlükçü demokratik temel düzeni devre dışı bırakma peşindedir.
AfD sergilediği ırkçılık, sığınmacı, yabancı, İslam ve Müslüman düşmanlığıyla Alman Anayasası’nı ihlal metmektedir.
İşte bu nedenle de Almanya’da partilerin çoğu AfD’nin yasaklanmasını istemektedir.
Evet...
Devletin görevi özgürlükçü demokratik hukuk devletini düşmanlarına karşı korumaktır.
AfD’nin yasaklanmasına Almanya’da iktidardaki hükümetler değil, ancak Federal Anayasa Mahkemesi karar verir.
Bunun için de önce dava açılması gerekir.
Davayı da ya Federal Meclis ya Eyaletler Meclisi ya da federal hükümet açabilir.
Ya da hep birlikte.
Şu anda böyle bir eğilim görülmemektedir.
Diyelim ki AfD yasaklandı peki AfD’li kafalar ne olacak?
Zira AfD’ye destek veren Almanların oranı Aşağı Saksonya’da yüzde 17.8, Baden-Württemberg’de yüde 19.8, Bavyera’da yüzde 19, Berlin’de yüzde 15.2, Brandenburg’da yüzde 32.5, Bremen’de yüzde 15.1, Hamburg’da yüzde 10.9, Hessen’de yüzde 17.8, Kuzey Ren Vestfalya’da yüzde 16.8, Mecklenburg-Vorpommern’de yüzde 35, Rheinland-Pfalz’da yüzde 20.1, Saarland’da yüzde 21.6, Saksonya’da yüzde 37.3, Saksonya-Anhalt’ta yüzde 37.1, Schleswig-Holstein’da yüzde 16.3 ve Thüringen’de yüzde 38.6’dır.