Asgari ücretten gösterilen işçinin dava hakkı

ÇALIŞMA hayatından yayın uygulamalardan biri de işçilerin gerçek ücretleri yerine muhasebe kayıtlarında asgari ücretle çalışıyormuş gibi işlem yapılmasıdır. Çalışırken bu duruma ses çıkaramayan işçi açısından bunun önemli sonuçları bulunmaktadır.


Asgari ücretten gösterilen işçiler, ödenek verilmesi, gelir bağlanması veya emekli aylığı bağlanması gibi sosyal sigorta haklarından doğaldır ki, asgari ücret dikkate alınarak yararlandırılacaktır. Bu da daha düşük hastalık, kaza parası veya daha düşük emekli aylığı demektir. Bunlardan başka işçilik haklarında da kayıplar olabilecektir. Koşulların var olması halinde iş sözleşmesi sona eren işçiye yine ihbar, kıdem tazminatı ve diğer işçilik hakları asgari ücret düzeyinden ödenecektir. Bu da ciddi kayıplara sebep olacaktır.
Çalıştığı sırada, itiraz etmesi durumunda işten çıkarılma riski olan işçi asgari ücretten gösterilmesine sessiz kalsa bile, ileride işten ayrılınca bu duruma mahkemede itiraz edebilir. Mahkemeden gerçek ücretinin tespitini talep edebilir. Öyle ki, işçi gerçek ücreti yerine asgari ücretten sigortasının yatmasını gerekçe göstermek suretiyle iş sözleşmesini haklı sebeple sona erdirerek, kıdem tazminatını da talep edebilir. Gerçekten de işçinin sigorta primlerinin hiç yatırılmaması veya eksik bildirilmesi işçinin sosyal güvenlik hakkını ilgilendiren bir durum olsa da sigorta primlerinin hiç yatırılmaması, eksik yatırılması veya düşük ücretten yatırılması hallerinde de işçinin haklı fesih imkanı vardır. (Yargıtay 9. HD, 18.01.2010, E: 2008/14545, K: 2010/292)
Yargıtay, çalışma yaşamında daha az vergi ya da sigorta primi ödenmesi amacıyla zaman zaman, iş sözleşmesi veya ücret bordrolarında gösterilen ücretlerin gerçeği yansıtmadığını kabul etmektedir.
Bu durumda gerçek ücretin tespiti önem kazanır. İşçinin kıdemi, meslek unvanı, fiilen yaptığı iş, işyerinin özellikleri ve emsal işçilere ödenen ücretler gibi hususlar dikkate alındığında imzalı bordrolarda yer alan ücretin gerçeği yansıtmadığı şüphesi ortaya çıktığında, bu konuda tanık beyanları gözetilmeli ve işçinin meslekte geçirdiği süre, işyerinde çalıştığı tarihler, meslek unvanı ve fiilen yaptığı iş bildirilerek sendikalarla, ilgili işçi ve işveren kuruluşlarından emsal ücretin ne olabileceği araştırılmalı ve tüm deliller birlikte değerlendirilerek bir sonuca gidilmelidir.
(Yargıtay 9. HD, 21.04.2011, E: 2009/12280, K: 2011/12206)
Bu yaklaşıma uygun olarak işçiler açacakları davalarda gerçek ücretlerini tespit ettirip, kıdem ve ihbar tazminatları ile diğer işçilik haklarını gerçek ücretleri üzerinden talep edebilirler. Dahası, yapılan gerçek ücret tespitlerine uygun olarak asgari ücretten gösterilen sigortalarının da yükseltilmesini talep edebilirler.

Yazarın Tüm Yazıları