Hülya Üstekidağ Ayna
Hülya Üstekidağ Ayna
Hülya Üstekidağ AynaYazarın Tüm Yazıları

Ufff, öpeyim geçsin

Çocukken çok yaralarınız oldu mu acaba? Kaç kişinin annesi öpünce acısı geçti? Kaç kişi ağlarken annesine sıkıca sarılınca üzüntüsünü unuttu? Umarım bu sorunun cevabını çoğu insan verebiliyordur.

Haberin Devamı

Gerçekten de mucizevi şekilde o minik öpücükle beraber kucaklanmak iyileştirirdi acıları, yaraları ve hüznü. Bunu önceleri sadece anneliğin sihirli bir iksiri olduğunu sanırdım. Aslında değil….

Sihirli olan aslında bir hormonmuş: OKSİTOSİN… sevgi, güven, aşk ve güven hormonu olarak da bilinir. Bir fizyolog tarafından keşfedilen ve isimlendirilen bu hormon yunanca iki kelimeden oluşuyor. “oxys- hızlı” ve “tokos-doğum” yani “hızlı doğum”. Çünkü bu fizyolog bu hormonu hamile kedilere veriyor ve kedilerinin rahim kaslarının kasılmalarından artış görüyor ve bakıyor ki doğum için aynı zamanda önemli bir kolaylaştırıcı oluyor. Emziren ve bebeğine sıkıca sarılan anneler ve bebekler arasındaki önemli ve sıkı bağı da bu hormon sağlıyor. Yani eğer bebeğine az dokunan bir anne iseniz oksitosin az salgılanacağı için aranızdaki bağ da çok güçlü olmayacaktır. Fiziksel temas sandığınızdan çok çok daha fazla etkiye sahiptir.

Haberin Devamı

Peki söz konusu etki sadece anne bebek arasında mı oluyor? Elbette hayır. Tüm canlılar arasında geçerli aslında. Fiziksel temas, sarılmak, yarayı öpmek, göz yaşını silmek bu yüzden bu kadar mucizevi. İşte dokunmanın sihri o anda salgılanan oksitosin hormonu! Sevdiklerimizle aramızdaki bağın kuvvetlenmesi, güven duygumuzun pekişmesi, kırgınlık ve yaralarımızın sarılması, acımızın hafiflemesi için bolca sarılmamız şart…

Bir diğer mucizevi etkisi de şudur ki, bu harikulade hormon ağrı kesici etkiye sahip ve bazı çalışmalar yaşlı insanlarda kas kaybının bile önüne geçtiğini gösteriyor. Yaşa bağlı olarak azalan kas kütlelerinde oksitosin kök hücreleri uyararak yeniden yapılanmayı sağlıyor. Gördüğünüz gibi sadece kendimizle ve başkasıyla aramızdaki bağı güçlendirmekle kalmıyor, tıbben de iyileştiriyor. Neymiş “öpeyim geçsin” diyen ve “kurban olurum sana” nidaları ile sıkıca sarılan anne, babaların varmış bir bildiği… Tıbben kaçı bunu biliyordu bilemiyorum tabi ama binlerce yıllık deneyimleri ve sezgileri göz ardı etmemek lazım.

Belki de bu sebepten bu pandemi sürecinde en yakınlarımızla bile aramıza giren mesafeler bizleri daha da zorladı. Tokalaşmayı unuttuğumuz ve dokunmadan geçirdiğimiz bir süreçteyiz. Evet zorlu bir süreç ama geçici. Hala herkese karşı mesafemizi korumaya devam ediyorken en azından aynı evde yaşadığımız en yakınlarımızla bol bol sarılmayı ihmal etmemek bizler için iyileştirici olacaktır. Çocuklarınıza, eşinize, ailenize bol bol, sıkı sıkı sarılın. Çünkü mucizesi de şifası da sonsuz. Yormaz dinlendirir, maliyeti hiç yoktur, zamanı sınırlaması yoktur, faydası çoktur! Oksitosinin gücüne inanın. Gerçekten de öpünce geçiyor. Sevgiyle, sağlıkla kalın.

Yazarın Tüm Yazıları