Okulların açılışı

Hepimiz koronavirüsün yol açabileceği olumsuz sonuçların farkındayız. Konuyla ilgili endişe düzeyimiz oldukça geniş bir yelpazede seyrediyor. Yakınlarında, ailesinde covid-19’a yakalanmış, vefat etmiş, risk düzeyi yüksek fiziksel ve çevresel özelliklere sahip kişilerin hastalık konusundaki duyarlılıklarının da artmış olduğunu görüyoruz. Diğer taraftan sosyal mesafesiz, maskesiz kalabalıkların koronavirüsle ilgili almaktan kaçındığı sorumluluk ve umursamaz tavırlar da hastalığın ciddiyetten uzak algılandığını gösteriyor.

Haberin Devamı

Farklı endişe düzeylerinde, farklı yaşam tarzlarına ayak uydurmaya çalışan anne babalar okulların açılması karşısında da farklı düşünce ve duygulara sahip. Kimileri için ‘okullar kesinlikle açılmamalı.’ Bugüne dek sürekli kontrollü ortamlarda, maksimum hijyen ve mesafe önlemleriyle kontrol altında tuttukları çocuklarını okula göndermekten yoğun kaygı duyan ebeveynler var. ‘Bu virüs daha bir iki sene bizimle. Çocuk okula gitmezse ne olacak? Gerekli tedbirleri alıp bu yeni koşullarla yaşamayı öğrenmek zorundayız’ diye düşünenler de var. Akademik işleyişteki düzenlemelerin yanı sıra çocuğun bineceği servisten, yiyeceği yemeğe, arkadaşıyla sosyal mesafesini nasıl koruyacağından okulda kişisel hijyenini nasıl sağlayacağına kadar birçok soru var akıllarda.

Haberin Devamı

Milli Eğitim Bakanlığı’ndan yapılan açıklamaya göre okulların tüm çocuklar için sosyal mesafe korunarak, ortak kullanım alanları ve sınıflarda en uygun oturma düzenleri planlanarak ve sınıflarda öğrenci sayısı seyreltilerek açılması planlanıyor. Bu açıdan bakıldığında çocuklar dışarıda olduklarından daha korunaklı ve güvenli bir ortamda bulunacaklar. Yine Milli Eğitim Bakanlığımızın konuyla ilgili hassasiyetine dayanarak hiç kimsenin zarar görmeyeceği, risk altında olmayacağı şekilde düzenlemelerin yapılmaya çalışıldığını bilmek çocuğunu okula göndermekte tereddüt yaşayan anne babaların yüreğine biraz su serpecektir.

Özellikle okul öncesi dönemdeki çocukların sosyal mesafe kurallarına uymakta ve maske takmakta zorluk çektiğini gözlemliyoruz. Uzun bir tatil döneminin getirdiği rahatlamadan sonra tekrar okul çerçevesine girmek bu çocuklar için biraz daha zorlayıcı olabilir. Anne babanın hijyen, maske ve mesafe konusundaki tutumları, koronavirüsü ele alış şekilleri bu çocukların bilmedikleri ve çok da iyi algılayamadıkları virüs konusundaki düşüncelerini şekillendirecektir. Okul öncesi dönemdeki çocukların ailelerinin çocuklarını okula gönderme konusunda bir seçim yapma şansı bulunmaktadır. Bu noktada ebeveynin endişelerini, çocuğunu ve yaşam koşullarını iyi tartması ve bu bileşenlerin sonucunda karar vermesi en doğrusu olacaktır.

Haberin Devamı

‘Aman yavrum bak dikkat et, kimseye yaklaşma, elini yıka, hasta olursun’

İlkokul çağı ve sonrasında olan çocukların anne babalarının okula gönderme konusundaki endişelerini çocuklarına aktarmamaları önem taşımaktadır. Sürekli ‘Aman yavrum bak dikkat et, kimseye yaklaşma, elini yıka, hasta olursun’ gibi uyarılarla okula yollanan çocukta farklı takıntı ve korkular, iletişim problemleri, akademik başarıda düşüş ortaya çıkabilir. Mart ayından bu yana gelişen bu süreçte çocuklarımız başta el yıkama ve kişisel hijyen kuralları olmak üzere hastalıklardan korunmayla ilgili birçok temel unsuru öğrendiler. El hijyenine dikkat eden, sosyal mesafesini koruyan, maske takan anne babasını izleyen çocuk bu faktörlerin günümüzün farklı şartlarında yapılması gereken davranışlar olduğunu da kavradı. Çocuğunuzu okula gönderirken koronavirüs ile ilgili ekstra vurgu yapmaktan kaçının. Milli Eğitim Bakanlığı’nın okullara gönderdiği yönergelerde sosyal mesafe ve hijyen kurallarıyla ilgili yapılması gerekenler detaylarıyla açıklanmış durumda. Okullar açıldığında bu yeni düzenleme ve kurallar öğrencilere de net bir şekilde aktarılacak ve disiplinin sağlanması açısından gereken düzenli kontroller de yapılacak. Aslında çocuğunuzu okula gönderirken önce çocuğunuza sonra da okulun işleyiş sistemine güvenmeniz gerekiyor.

Haberin Devamı

Havanın ısınması ve tatil, toplumun psikolojik açıdan koronavirüs algısını gevşetse de yetkililer Eylül ayından sonra işine ve okuluna dönen popülasyonun yapılan uyarıları daha ciddiye alacağını düşünüyor. İlerleyen günlerde karşılaşabileceğimiz farklı senaryolarla ilgili de Milli Eğitim Bakanlığı, Sağlık Bakanlığı ve Bilim Kurulu başta olmak üzere toplumun sağlığı ve korunması için gereken tüm düzenlemelerin yapılacağını biliyoruz. Belirtilen uyarılarla ilgili duyarlı ve özenli olduğumuz sürece koronavirüs aldığımız önlemlerden daha güçlü değil. Tüm öğrenci, veli ve akademik kadro için sağlıklı ve verimli bir eğitim-öğretim yılı olması dileğiyle.

Yazarın Tüm Yazıları