700 arkeolog eksiğimiz var

Beyefendi, Antalya bölgesinde 15-20 dolara her şey dahil sistemiyle turist kabul eden birçok tesis var. Bu kadar ucuzluk müşteri kalitesini düşürmez mi?

- Haklısınız, Antalya gereğinden fazla ucuza gidiyor. Hiç kimseden korkum yok ama, hır çıkarmak istemiyorum. Bizim bu alandaki özel teşebbüsümüz çok çabuk panikliyor. Halbuki biraz direnme marjları olması lazım. Böyle yaparsanız, yalnız kendi otelinizi değil, ülkenizin prestijini de ucuza satmış olursunuz. Antalya’da pahalı kalarak kendini koruyan yerler de var. Ucuza sattığın zaman, dövizin değerlenmesinden de faydalanmamış oluyorsun. Turizmdeki sıkıntı, kuş gribinden çok, karikatür krizinin yarattığı tedirginlikten oldu. /images/100/0x0/55eadc01f018fbb8f89b44ca

Ayrıca, biz son 5 senedir dünya turizm artış normallerinin üzerine çıktık. Onlarda yüzde 5’ken bizde yüzde 20’yi aştı. Bu sene rakamlar yerli yerine oturdu. Antalya bu sene eklenen 30 bin yatakla kendini kurtardı. Aydın, Muğla, Balıkesir taraflarındaki otellerimizin ise yaşı 15 seneden fazla. İspanya ve Yunanistan bunun sıkıntısını görüp, hemen yenilemeye geçti. Yenilemelerin faydasını gördükleri için bu sene bizden iyiler. Her şeye rağmen ben ümidimi koruyorum, geçen seneyi aşarız. Ocak ayındaki azalma yüzdesi 40’lardaydı, bugün 10’lara geldik. Sıkıntılarımızı attıktan sonra otel yıldızlamalarını da teftişe vermek lazım.

BODRUM MÜZESİ’NDE SORUŞTURMA DEVAM EDİYOR

Bodrum Müzesi Müdürü’yle ilgili soruşturma nasıl gidiyor, soruşturma açılan başka müzeler de var mı? Sayın Bakan, Türkiye’de arkeolog genellikle müzeci olarak kabul ediliyor. Oysa dünyada kuratörlük diye bir müessese var artık.

- Cevap bir, Bodrum Müzesi Müdürü’yle ilgili tahkikat devam ediyor, şahsın evinde de değerli parçalar bulunduğu söylendi bana. Eski Müdür Oğuz Bey çok çalışkan bir adam, sarf ettiği gayretini iyi de satan bir arkadaşımız. Modern müzecilikte fiktif müze elbette var ama, bunu yaparken genel ahlak kaidelerine, müzecilik ahlakına göre yapacaksın. Sen sanal olana, gerçek diyorsun, sıkıntı burada. Böyle 3 tane müzemiz var ama, tahkikatlar bitmediği için adlarını söyleyemem. Bu gibi meselelerde, zincirin bir yerinde kopukluk varsa, hiçbir halef selef bakan, müsteşar, genel müdür, müze müdürü üzerine gitmek istemez. Sürekli olarak geriye gittiğin zaman netice alırsın ama, o zaman da karşına af ya da zaman aşımı çıkar. Birisinin bir yerden başlaması lazımdı, ben başladım. Ben göreve geldiğimde müzelerle ilgili açılmış hiçbir araştırma yoktu. Bürokratlar, "Efendim bundan bir şey çıkmaz, kapatalım" diyerek siyasetçileri yönlendirir.

Türkiye’de devlet müzeciliği anlayışımız iflas etmiştir. Biz devlet olarak hálá durgun, hiç sunumu yapılmayan bir müzecilik yapıyoruz. Bunları yapabilecek adamları bile bulamayan bu müzecilik anlayışı iflas etmiştir. Bütün dünyada modern müzecilik anlayışı, canlı müze yaklaşımıyla el ele gidiyor. Bizdeki özel teşebbüs müzeleri de çok fevkalade durumda. Sabancı Müzesi, Rodin gösterisi için 900 bin dolar para harcamış. Ayrıca 1 milyon dolara yakın da reklam gideri var. Benim rüyama bile girmez bu rakamlar. Ama böyle yapılmazsa da olmaz, onların yaptığı doğru. Düşünün ki, benim müzelerimde şu anda 700 arkeolog eksiğim var.

Kültür ve Turizm Bakanı Atilla Koç’la Koçlar’ın Antalya’daki güzelim Talya Oteli’nde buluştuk. Talya Oteli’nin Akdeniz’in ayaklar altına serildiği görkemli Kral Dairesi’nde konuştuk. Otelin sempatik ve çalışkan genel müdürü Murat Gün, Divan’ın 50. kuruluş yıldönümü nedeniyle bakana Divan yapımı çikolata ve özel Akdeniz reçelleri armağan etti. Sonra el etek çekildi, kaldık bakan beyle baş başa. Antalya’dan Ölüdeniz’e, Bodrum’dan Kapadokya’ya kadar gezmediğimiz bölge kalmadı. Müzelerimizin içler acısı durumunu da, Başbakan’ın neden Bodrum ve Ölüdeniz’e gitmediğini de sordum. Bakan Koç, yine güler yüzlüydü, yine beyaz gömlekli, takım elbiseliydi. Yine gülerken göbeği hafiften sallanıyordu, yine gözlüklerinin arkasından karşısındakiyle ince ince dalga geçiyordu. Yine bitki çayı içiyordu, yine espri küpüydü ama, artık asla uyuklamıyordu. Hoş geldiniz sayın Bakan Koç, sefalar getirdiniz.

Yunus Emre Enstitüsü yayılacak

/images/100/0x0/55eadc01f018fbb8f89b44cc"Yunus Emre Enstitüsü" projeniz hangi aşamada efendim?

- Dünyanın her yerinde Goethe Enstitüsü, Fransız Kültür Merkezi, British Council gibi Yunus Emre Enstitüleri kuruyoruz. Bu merkezlerde sadece Türkçe değil, Türk kültür ve edebiyatı da öğretilecek. Türk kültürüne yabancı biri, ülkemizle ilgili merak ettiği her şeyi bu merkezlerden kolayca öğrenebilecek. Kanun tasarısı hazır, ekimde genel kurula sunacağız. Projeyi Dışişleri Bakanlığı ile ortaklaşa çalışarak yaptık.

Bodrum’a acilen 100 bin yatak şart

Turizm denince devletin aklınıza ilk gelen Antalya bölgesi oluyor. Marmaris, Ayvalık, Akçay, Erdek, Şile, Kilyos hatta Bodrum’a üvey evlat muamelesi yapıyorsunuz. Sayın Başbakan bile, bugüne kadar ne Bodrum’a gitmiş, ne de dünyanın en güzel plajı seçilen Ölüdeniz’e.

- Yener Bey, siz de haftalardır röportajlarınızda taktınız sayın Başbakanımıza. Neredeyse nefes alacak zamanı bile olmadığı için gidememiştir oralara. Ben kendisini davet edip götüreceğim Bodrum’a, Ölüdeniz’e. Vallahi bugüne kadar Tayyip Bey’e böyle bir davette bulunmak benim aklıma gelmedi. Antalya bölgesinde artık yer kalmadı ama, Bodrum taraflarında 5 yıldızlı otellere acilen ihtiyacımız var. Bodrum’da halihazırda eskimiş 40 bin yatak var. Çok acele 100 bin yatağa çıkmazsa, Bodrum’a kimse gelmez. Dalaman’da 100 bin yataklı büyük bir turizm projesini gerçekleştireceğiz. Bu arada termal bölgeleri de çok iyi bir noktaya getiriyoruz. Afyon, Kütahya, Yalova, Didim ve Çeşme’de çok büyük termal tesislerin yapımına başlanıyor.

Devlet müzeciliğimiz iflas etmiş durumda

Türkiye’de devlet müzeciliği anlayışımız iflas etmiştir. Biz devlet olarak hálá durgun, hiç sunumu yapılmayan bir müzecilik yapıyoruz. Sabancı Müzesi, Rodin sergisi için 900 bin dolar para harcamış. Ayrıca 1 milyon dolara yakın da reklam gideri var. Benim rüyama bile girmez bu rakamlar. Düşünün ki, benim müzelerimde şu anda 700 arkeolog eksiğim var.

Lara plajı ihalesini içime sindiremedim

Lara’daki "temalı park projesi" ihalesini neden iptal ettiniz? Başbakanın sizden bir talebi oldu mu?

- Hayır, ben içime sindiremediğim için iptal ettim. Burada tahsis olayı yok, öyle olsa bir kişi de çıksa bedava vermek durumunda bile olurdum. Sonu açıklandıktan sonra, "Bu kadar az rekabet olmaması lazımdı" diye düşündüm. Birisi 10 trilyon diyor, öteki 10 trilyon 500 diyor. Öteki çekilince ihale onda kalıyor. Kamu vicdanı da, ihalenin yenilenmesini gerektiriyordu. Doğrusu, iptal ederken biraz tereddüt geçirmedim değil. Bir konu iyi anlaşılmadı, ben oradaki yapılaşmayı yüzde 2’ye indirdim. Eğer yüzde 10’luk yapılaşma verseydim, fiyat 150 trilyon bile olurdu. İhalenin tanıtımı konusunda eksiklerimiz oldu. Avrupa ve Arap ülkelerinde özel tanıtım şovları yapmalıydık. 5 Temmuz’da yeniden ihaleye çıkıyorum, bakalım ne olacak.

YARIN: TOPKAPI SARAYI PROJESİ
Yazarın Tüm Yazıları